HAMLE’LER, HAMLE’LER!...
Bizim Bâb-ıâlî Mâcerâmız’da, 1972 yılı, “Hamle’”ler yılı olmuştu, Bir taraftan, Asya Gazetecilik ve Matbaacılık Limited Şirketini kurduk, Ufuk Gazete’siunin İmtiyaz hakkını, bu şirkete devrettik, devrine göre, en yeni model dizgi Makinelerini satın aldık. Artık, baskı hariç, Dizgi- tertibi, kendi Müessesemiz bünyesinde yapıyoruz. Diğer taraftan, Bâb-ıâlîde Sabah Gazetesi’nin İmtiyaz haklarını devr’aldık. Fetih Hanı’nı kiralayıp bütün birimleri bir çatı altında topladık.Diğer taraftan, devrin en güzel ve kullanıma elverişli olarak, projelendirilmiş Kendi Binamızın inşa-ı hızla devam ediyordu. Türkiye’nin en büyük ve en hızlı ki, satte 60.000 adet baskı yapabilen, Baskı Makinesini ( Rotatif)’i satın almak için müzakerelere başlamışdık.
Yaz ayları, bütün gazete’lerin tirajlarının ciddî mikyasta düştüğü, “ Ölüsezon,”lardır. Bu bakımdan, Gazete’lere, yaz aylarına girilirken, hamleler yapar, okur’ların alakalarının devamını te’min için, yeni tefrikalar neşr’ederler, Tahrir kadrolarını takviye ederler.Biz de tam da böylesine hamlelere hazırlanırken, Basın İlân Kurumu, müfettişleri, teftiş için randevu istediler. Aslında, Basın İlân Kurumu teftişleri olağanüstü bir durum, ihbar veya şikayet olmaz ise, yılda bir bir def’a yapılırdı. Öyle nlaşılıyorduki, İmtiyaz Sahibi değişikliği ve Gazete’nin isminin değişikliği sebebiyle teftişi erkene almışlardı. Teftişe geldiler, devrin Muhasebe Müdürümüz, Merhum, Mehmed Atinel sunum yaptı. Her şey mükemmel, müfettişler teşekkür ettiler. Yalnız, M.Şevket Eygi zamanından kalma, sigorta primleriyle, muhtasar vergiler ödenemediği için, bunlara aid, te’diye mukbuz’larını ibraz edemediğimiz için, teşekkürle birlikte, mevözuat gereği, Basın İlân Kurumu, Yönetim Kurulu’nun Sigorta Prim borçlarının ve muhtasar Vergi’lerin ödenmesine veya takside bağlandığına dair belgelerin ibrazına kadar Resmî ilân ve reklâm yayınının durdurabileceğini ifade ettiler.
Nitekim öyle oldu. Müfettiş’lerin teftiş raporunu Basın İlân Kurumu Yönetim Kurulu’a arzettikleri hafta, Basın İlân Kurumu, İstanbul Şube Müdürlüğü’nden,Sosyal Sigortalar Kurumu Prim borçları ile muhtasar vergi’lerinin ödendiğine dair, te’diye makbuzları, yada takside bağlandığına dair belgeler ibraz edilinceye kadar, Resmî İlân ve reklâm durdurulduğuna dair, bir yazı bize tebliği edildi.
Günlük gazete’lerin, satış,abone ve reklâm gelirlerinin yanında en önemli gelirleri, Devlet’in Resmî Kurumu Basın İlân Kurumu tarafından kategori’lerine göre, verdiği, Resmî ilân ve reklâm gelirleridir. Günlük Gazete’lerin resmî ilân ve reklâm aladan devam etmeleri neredeyse imkansızdır.
Bu sebeble, hiç veakit kayb’etmeden Ankara’ya gittitm. Ankara’da, devrin Antalya Milletvekili, Emekli Albay, Hasan Akçelioğlu’nun refakatiyle, Önce, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü’ne gittik, durumu arz’ettik, burada, Sigorta Prim Borçlarımızı uzun va’deye yaygın kolay ödenebilecek taksitlerle takside bağlattırdık, takside bağlandığına dair, belgeyi Çantamızı koyduk.Maliye Bakanlığı’na geçtik, Maliye Bakanlığı’nda bizzat, devrin Maliye Bakanı,Ziya Müezzinoğlu ile görüştük, talebimizi arz’ettik, Bakan, İstanbul Defterdarlığına, Muhtasar Vergi’lerinin ödenebilmesi için, verebileceğiniz, en uzun va’de’de taksit imkanı veriniz,” diye ta’limat verdi. Hemen İstanbul’a döndüm, İstanbul Defterdarı, Abdurrahman Bey’i makamında ziyaret ettim; Defterdar, umûr görmüş, tecrübeli, babacan bir Bürokrat idi. Sekreteri, “ Kimin geldiğini söyleyelim, efendim,” dedi. Sabah Gazetesi İmtiyaz Sahibi, Mustafa Akkoca... “ Buyurunuz,” denildi. İçeri girdim, Sabah Gazetesi İmtiyaz Sahibi, Mustafa Akoca, kabûl ettiğiniz, zaman ayırdığınız için, teşekkür ederim,” dedim, Masa’nın iki tarafındaki yarıkoltuk sandalye’lerden birisine iliştim. Defterdar, Abdurrahman Bey, bir müddet şaşkınlık geçirdi.Öyle ya, çok bilinen, Milliyetçi- muhafazakâr çevrenin en önemli Neşriyat vasıtası Türkiye’nin yüksek tirajlı Ulusal Gazete’lerinden birisinin İmtiyaz Sahibi, yaşını başını almış, kerli-ferli birisi olmalıydı.Oysa karşısında, henüz 25 yaşında, genç ve tecrübesiz biri vardı.
“ Bak, Çocuğum, Bakanımız Telefonla ta’limat verdi. Talebenizi aynen ve istediğiniz istikamette yerine getireceğiz. Bunda şüpheniz olmasın!Fakat, bu yaşta bu kadar ağır bir mes’uliyet ve yük!Ne cesaretle bu ağır yükün altına giriyorsun! Asıl ben bunu hatırlatmak istedim,” dedi.
Defterdarlık da tıpkı, Sosyal Sigortalar Kurumu gibi mümkün olan en uzun vadede kolay ödenebilir taksitlere bağladı.
Belgelerimizi, Basın İlân Kurumu, İstanbul Şubesi Müdürlüğü’ne ibraz ettik.Şube Müdürlüğü yetkililerinden, belge’lerin sür’atle Genel Müdürlüğü’n alakalı bölümüne ulaştırılmasını, durdurulan. Resmî ilân ve reklâm neşrinin devamını talep ettik.
Devrin Basın İlân Kurumu Genel Müdürü, aynı zamanda hemşehirlim, Emekli Kurmay Albay, Gültekin Sağmanoğlu idi. Sabah Gazete’sinin İmtiyaz Haklarını devr’aldığımda kendisini ziyaret etmiş, bilgi arz’etmiştim. Devrin, Basın İlân Kurumu, İstanbul Şubesi Müdürü de bir başka Emekli Kurmay Albay, Kemal Aksu idi.
Basın İlân Kurumu, İstanbbul Şubesi Müdürü, Kemal Aksu Bey, Telefonda, “ Mustafa Bey, sana bir müjde vereceğim, Sayın Genel Müdürümüz Gültekin Sağmanoğlu, Gazetenize uygulanan 15 günlük, resmî ilân ve reklâm durdurma kararını, yetkisini kullanarak kaldırdı. Her ay olduğu gibi bu ay da kontenjanlarınız nisbetinde kesiuntisiz, resmî ilân ve rekâm alacaksınız.” Dedikten sonra, Kendisine benim selâm ve muvaffakıyyet temennilerimi iletiniz. Ta’kîp edebildiğim kadarıyla, Gazete’nin eski sahibine aid, üçüncü şahıslara olan borç’larını, Çalışanların ödenememiş maaşlarını ödemiş, sigorta prim ve vergi borç’larını da takside bağlatmış, daha ne yapsın!Biz’ler de kendisine imkânlarımız ölçüsünde destek olmalıyız,” demiş...
Beşerî münasebetlerde Hüsn-ü Muamele ve Mücâmele’nin ne kadar mü’essir olduğunu gösteren bir Nümûne-i İmtisal...