Merhûm Cumhurbaşkanı Turgut Özal’lı yıllardan önce, başta İstanbul olmak üzere, büyükşehirlerde sâbit telefon abonesi olabilmek bir imtiyazdı. Sarı Basın Kartı hâmili olduğu için bu imtiyazlılar arasına katıldı. Evine tercihli telefon bağlandı. Başkaları abone yazılıp 10-15 sene sıra beklerken, tercihi dolayısıyla sıra beklemeden telefon bağlanmıştı. 46 dairelik bir sitede kendisinden başka hiç kimsede telefon bulunmadığı için, hilâfsız bu site’nin sâkinleri için ev telefonu bir santral gibi çalışıyordu. İşyeri de gazete olduğu için bir hayli telefon hatları, teleks bağlantısı da vardı. Türk Telekom Çağrı Cihazını piyasaya verdiği andan i’tibâren bir de çağrı cihazı edinmişti. Demem odur ki, yıllarca Türk Telekom’a milyarlarca TL te’sis, bağlantı ücreti ve mükâleme ve kullanma bedeli olarak ödedi. Türk Telekom’un bugün Türkiye’de en değerli marka olmasında, diğer bütün Türk vatandaşları gibi kendisinin de mütevâzî katkısı vardı. 
Yıllar önce de Türk Telekom, TTNET, ADSL interneti devreye sokunca evindeki telefonuna bağlı olarak, modemini bir başka firmadan te’min ederek internete abone oldu. İnternet hattı limitliydi. Limit aşımı gerekçe gösterilerek her ay, astronomik faturalar gelmeye başladı. Denemek için ba’zı aylar evdeki interneti hiç kullanmadıkları halde, yine limit aşımı gerekçesiyle yüksek rakamlı fatura gelmişti. 
Bu kerre, internet hattını limitsize çevirdiler. Artık, limit aşımı gerekçe gösterilerek yüksek rakamlı faturalar gelmeyecek, her ay anlaştığımız gibi sâbit fatura gelecekti. 
Pek çok firmadan hem limitsiz, hem de Türk Telekom, TTNET, ADSL’nin limitsiz ta’rifesinin 1/4’ü kadar fiyat teklif ediyorlardı. İ’tibâr etmediler. Ne de olsa, özelleştirilmesine rağmen, yine de devletimizle ilintisi vardı. Köklü ve temelleri derinlerde ciddî bir kurumdu. 
Türk Telekom, TTNET’den de sık sık, nâzik bir ses tonuyla, “Mart 2012 sonuna kadar taahhüdünüz var, bu süre zarfında sakın ola da bir başka firma ile anlaşmaya kalkışmayın, aksi halde taahhüt müddetince en yüksek rakamdan ceza tahakkuk ettirilir ve sizden tahsil edilir.” deniliyordu. 
Mart Ayı’nın son haftasında, taahhüd süresinin dolumuna bir hafta kalınca, TTNET, ADSL’nin 444 0 375 numaralı telefonu aradılar. Yedi ayrı elemana bağlandıktan ve her bir elemanın diğer elemana aktarması için dakikalarca bekletildikten sonra, nihâyet müşteri temsilcisiyle görüşebildiler. Temsilci, taahhütlerinin Mart ayının sonunda biteceğini, daha önceden anlaşma yapılamayacağını, ancak Mart ayının son günü anlaşma yapabileceklerini söyledi. 
Mart ayının son gününün Cumartesi’ye rastladığını, Türk Telekom Müdürlüklerinin kapalı olduğu i’tirazı üzerine, yetkili bayi ve temsilciliklerinin Cumartesi günleri de açık olduğunu, hattâ büyük AVM’lerdeki yetkili bürolarının Pazar günleri bile açık olduğunu, rahatlıkla bu bürolardan birisinde anlaşma yapabileceklerini ifade etti. 
Bunun üzerine, 31 Mart 2012 Cumartesi günü, İstanbul-Kadıköy’ü, İbrahimağa’da bulunan Natilüs Alış Veriş Merkezi’ndeki TTNET logosu bulunan Türk Telekom Temsilciliğinde anlaşma yaptı. 
TTNET temsilcisiyle görüşmelerinde, temsilci bir kampanyanın bulunduğunu, bu kampanyaya göre, limitsiz internet için iki yıllık taahhüt’de bulunulması halinde, ilk 12 ay 39,00 TL. sonraki 12 ay için 59,00 TL ödeneceğini söylediği için temsicilikte bunu te’yid ettirdi. Nüfus cüzdanını ibraz etti. Temsilcilikte fotokopisini alıp, nüfus kağıdını iade ettiler. Mukavele’nin bir suretinin TTNET yetkilileri tarafından da imzalandıktan sonra bir sureti, en geç 15 gün zarfında size ulaştırılacaktır.” dediler. (Mukavele’nin bir sureti, bu yazının kaleme alındığı tarih ki, 11.10.2012’e kadar abone’ye ulaştırılmamıştı.) 
Abone rahatlamıştı. Nisan ayından i’tibâren ay sonu faturalar limitsiz olduğu için net 39,00 TL olarak gelecekti. Faturalar, “Ödeme Talimatı” bulunan banka tarafından gününde ödenmekteydi. 
Limitsiz, net 39,00 TL. olarak gelmesi gerekirken, 28.04.2012 tarihli fatura 63,06 TL. olarak gelir, buna mukâbil, 30.05.2012 tarihli fatura 25,25 olarak, 28.06.2012 tarihli fatura 40,00 TL., 30.07.2012 tarihli fatura 43,75 TL. olarak gelir. Limitsiz olduğuna, kampanya rakamı da net 39,00 olduğuna göre, bir ay 63,06, bir ay 25,25, bir ay 40,00 bir ay da 43,75 gelmiş olması her ne kadar kafa karıştırmış ise de “yine bir sebebi vardır” diye ses çıkarmadı. 
Ne zaman ki, 23.08.2012 tarihinde cep telefonuna bir sms çekildi. Buna göre, 29.08.2012 son ödeme tarihli fatura’nın 79,75 TL. olduğu talimatlı banka hesabının alınacağı ifade ediliyordu. 
Bunun üzerine abone, 444 0 375 çağrı merkezini aradı. Çağrı merkezindeki beher muhatabı yedi ceddini sordular, beheri, “Kalite standartları bakımından görüşmenin kaydedildiğini” hatırlattıktan sonra, şikayetini dinlediler. En az, onar dakika soru-sualden sonra, beheri bir diğerine havale etti. Yedinci muhatap da neslini nesebini, yedi sülâlesini sorguladıktan sonra, “Şikâyetiniz not edilmiştir, en kısa zamanda size bilgi verilecektir,” denilerek görüşme sonlandırılmıştır. Bu ilk görüşme takribî 70 dakika devam etmiştir. Bu görüşmede, abone’ye “İnternet’in dışında, TİVİBU paketi de istediğiniz için faturalar farklı gelmiştir,” denildi. Abone, kendisinin hiçbir suretle ne yazılı ne sözlü hiçbir şekilde TİVİBU paketi istemediğini, böyle bir anlaşma yapmadığını, tashih edilmesi gerektiğini söyledi. Yukarıda ifade edildiği gibi, “Şikâyetiniz kayda geçirilmiştir, en kısa zamanda size bilgi verilecektir,” denilmiştir. 
Abone, 10.09.2012 tarihinde yeniden çağrı merkezi’nin 444 0 375 numaralı telefonunu aradı. Çağrı merkezinden Hasan Bey’le muhatap oldu. Hasan Bey, “Beyefendi, şikâyetiniz değerlendirilmiş olup, sizin TİVİBU’ya abone olmadığınız anlaşılmış olup, şimdiye kadar fazla tahakkuk ettirilen 104,08 TL. tarafınıza iade edilecektir,” der. Abone’den banka hesap numaralarını ister. Abone, banka müşteri no’sunu, hesap numarasını, iban numarasını verir. Fakat, abone ne aranır, ne de hesabına para yatırılır. 
Abone, 18.09.2012 tarihinde yeniden 444 0 375 numaralı telefondan aradı. Bu sefer muhatabe, Betül Hanım, prensip olarak soyadlarını vermiyorlar. Ancak, her eleman talep halinde sicil numarasını veriyor. Betül Hanımın Sicil No: 11741, abone şikâyetlerini mufassal olarak Betül Hanım’a da aktarır. Betül Hanım, dinler, hak verir, “Söylediklerinizi aynen not ediyorum. Şikâyetinizi oluşturdum, şikâyet numaranız 76175333’dür. En kısa zamanda size bilgi verilecektir. Lütfen size direkt olarak ulaşabileceğimiz bir telefon numarası veriniz,” der. Telefon numarası verilir, görüşme biter, derken: Abone’nin cep telefonu’na “Sayın Müşterimiz,” diye başlayan ve 1834396951 numaralı internet’inizin 24.09.2012 son ödemeli, faturanızın tutarı 61,75’dir diyordu. Abone, talimat verdiği banka’dan fatura’nın bedeli bankadaki hesapta bulunmasına rağmen, 24.09.2012 tarihli, 61,75 tutarlı faturanın tahsil edilmediğini tesbit edince Türk Telekom’un Erenköy Müdürlüğü’ne müracaat etti. Müracaat numarası verdiler, uzunca bekletildikten sonra numarası yandı, geçti, me’mureye olan bitenleri anlattı. Me’mure, bilgisayara baktı, “Beyefendi, şikâyetiniz kayda alınmış, henüz neticelenmemiş,” dedi. Abone, “Hanımefendi, dün 24.09.2012 i’tibariyle ödenmesi gereken 61,75 TL’lik bir fatura vardı. Banka’da hesap müsâid olduğu halde tahsil edilmemiş, bu ne demek” diye sorduğunda, nâzike me’mure, “Ben sizi, bu numara ile yönlendireyim, fatura’nın durumu hakkında vezne’den daha sağlıklı bilgi alabilirsiniz,” diyor. Yönlendirildiği vezne’de kendisine herhangi bir borcunuz bulunmuyor, 24.09.2012 tarihli faturanız içerideki alacağınızdan karşılanmıştır,” deniliyor. Fakat 29.08.2012 tarihli fatura niçin 79,75 TL., 24.09.2012 tarihli fatura niçin 61,75 TL.’dir? Herhangi bir bilgi ve vuzuh yok... 
Abone, 01.10.2012 tarihinde çağrı merkezi’nin 444 0 375 numarasını arar. Bu sefer muhatebe, 11624 sicil numaralı, Seda Hanım. Başından i’tibâren dile getirilen şikâyetler tekrarlanır, cevap aynıdır, “Şikâyetleriniz oluşturuldu. En kısa zamanda size bilgi verilecektir, şikâyet numaranız 78725673’tür, lütfen, size direkt olarak ulaşabileceğimiz telefon numarası...” 
Derken, abonenin cep telefonuna bir sms geçilir. TTNET’den, “Şikâyetiniz incelenmiş olup karara bağlanmıştır, müşteri temsilcimizle görüşünüz.”
Bunun üzerine abone, çağrı merkezinin 444 0 375 numaralı telefonunu bir kerre daha çevirir. Pekçok ahiret sualinden sonra, müşteri temsilcisiyle görüşür. Bu kerre, muhâtabe (kelime yanlış değil, konuşulan erkek ise “Muhatap” denilir, kadın ise “Muhatabe”) 08.10.2012 tarihindeki görüşülen muhâtebe 11529 sicil numaralı, Zeynep Hanım. Zeynep Hanım, “Şikâyetiniz incelenmiş, aşağıdaki sonuca varılmıştır, “Abone’nin rızası hilafına kampanya’ya dâhil edilmiş olup, bu kerre abone’nin talebi üzerine, 25 Temmuz 2012 tarihinde bilmem şu numaralı müracaatı üzerine kampanya iptal edilmiş olup, normale dönüldüğü için, fiyatlar faturalara aksettirilmiştir.” 
Abone, bu tespit karşısında, küçük dilini yutacak gibi olur. Ve “Hanımefendi, kampanyalı anlaşmadan vazgeçip, daha pahalı olan normale dönmem için benim, geri zekâlı, ahmak, budala birisi olmam lâzım. Öyle ya! İmzaladığım anlaşmaya göre, ilk 12 aylık dönemde 39,00, ikinci 12 aylık dönemde ise normal ücret olarak 59,00 ödemek yerine, bundan vazgeçip, “Ben illâ da çok para ödemek istiyorum, bunun için kampanya’dan vazgeçiyorum,” diyebilmek için aklımı peynir ekmekle yemiş olmam lâzım,” Lütfen, şikâyetimi iyi değerlendirin... 
Zeynep Hanım da tıpkı diğer müşteri temsilcileri gibi, “Şikâyetinizi oluşturdum, şikâyet numarası 80196993. Lütfen size direkt ulaşabileceğimiz bir telefon numarası, telefon numarasını verir.
09.10.2012, 10.10.2012 tarihlerinde üst üste cep telefonuna iki sms geçildi. “Şikâyetiniz değerlendirilmiştir. Bilgi için müşteri temsilcimizle görüşebilirsiniz” deniliyordu. 
Abone, 11.10.2012 tarihinde saat 16:00 sularında Türk Telekom’un çağrı merkezini, 444 0 375 numaralı telefonu son kez olarak bir daha aradı. Bu sefer, muhâtabe, 615173 sicil numaralı Tuğbâ Hanım. Tuğbâ Hanım da aynen Zeynep Hanım’ın söylediklerini tekrar eder, abone de aynen Zeynep Hanım’a söylediklerini bir bir sayar. Fakat yine değişen bir şey yoktur. Yine şikâyet oluşturulur, yine numara verilir, 80959403, yine direkt ulaşılabilecek telefon numarası istenir, yine telefon numarası verilir. 
Değişen bir şey yok. Kim bilir? Birkaç gün sonra abone’nin cep telefonu’na yine sms ile “Şu hizmet numaralı TTNET’inizin son ödemesi şu tarih olan, şu miktardadır,” tarzında çok yüksek rakamlı bir fatura bildirimi gelecektir. 
Türk Telekom’un bu zulmüne ma’ruz kalan Türk vatandaşı, kürsülerde, 49 yıldır, “Kimseye zulmetmeyiniz, kimsenin de size zulmetmesine izin vermeyiniz, kimseyi aldatmayınız, kimsenin de sizi aldatmasına izin vermeyiniz” diye va’az’u nasîhatta bulunan bir vâiz, hâlen, internet’de, günlük ortalama 80 bin civarında tıklayanı olan, ciddî ve i’tibarlı, ulusal bir günlük gazetede, haftada iki gün makâle’leri çıkan, Sürekli Basın Kartı Hâmili, 45 yıllık kıdemli bir gazeteci... 
Denizcilik, Haberleşme ve Ulaştırma Bakanı, Pek Muhterem, Binali Yıldırım Bey!
Muvâfıkı, muhâlifi, hemen hemen düşünebilen herkesin ittifakıyla, zâtıâliniz AK Parti Hükûmetlerinde en başarılı Bakan’lardan birisiniz, belki de en başta gelenisiniz. Dolaylı da olsa, size bağlı veya pek yakından alakalısı bulunduğunuz bir kurum, elinde kalemi, gazetesi olan birisine bu zulmü revâ görüyorsa, bu mes’elelerle yakından alaka duymayan vatandaşlara neleri revâ görür, hiç düşündünüz mü? Eminim ki, bu şikâyetnâme’yi okuyan tüm Türk vatandaşları, “Eveet! Bize de aynı şeyler yapıldı,” diye feryâd edecekler, başlarını, saçlarını yolacaklardır.