BÜYÜK   ÇAMLICA,  TAKSİM   VE   BARBAROS   HAYREDDİN   PAŞA   CAMİ’L’LERİ!

Merhum, Yahya Kemal  Beyatlı, İstanbul’un, Pera- Beyoğlu  semt’leriyle, Kadıköyü’nü  kasd  ederek, “ Ezansız,  ma’bed’siz  şehir’ler,”  der. İstanbul’un  Dahil-i  Sûru’nda, Fetih’den  sonra, başta  Ayasofyu  ve  Zeyrek  Cami’i’leri  olmak  üzere  pekçok  kilise  cami’e   tahviul  edilmiş, yeni  yeni, Selâtîn, vüzera,  validesultan, hanımsultan  cami’l’leri  inşa  etirilmiş herbir  bin  metre  mesafede, Cum’a, bayram ve  Teravih  namazlarının  kıylındığı,  büyük  cami’ler, beş  vakit  namazların  kılındığı  mahalle  aralarında  herbir  500  metre  mesafede  mescid’ler  vardı. Pera- Beyoğlu  cihetinde  ise,  daha  ziyade  gayrimüslimler  ikamet  ettiği  için  neredeyse  hiç  cami  yoktu.

İstanbul’un  Kadıköyü  tarafı, Fetih’den  önce Anadolu  yakasında, Bizans’a  bağlı, Kalkedon( Körler  Ülkesi),Osmanlı Ülkesi  Üsküdar’a  sınırdaş  bir  şehir  idi.Günümüzde, Kanacaahmedsultan  Kabristanlığı,  daha  doğrusu, E-5  yolu  olarak  bilinen, Ankara  Yolu’nun  aşağısı, Kalkedon, yukarısı, Osmanlı  Ülkesi  Üsküdar’dı. Üsküdar, daha  doğrusu, Kalkedon  hariç  bütün  Anadolu  yakası, Fetih’den  en  az  ikiyüz  yıl  önce,  İslâm  ile  şerefyab  olmuştu. İstanbul’un  fethi  Muhasarası  cümlsinden  olmak  üzere, Yıldırım  Bayezir  tarafından  inşa  ettirilen  Anadolu  Hisarı’nın  inşa  tarihi, 1395  ile  tarihlendirildiğine  göre, Fetih’den  58  yıl  önce  inşa  ettirilmiştir.

Fetih’den  sonra, Fatih  Sultan  Muhamemd  Han  Hazret’leri, Medrese  arkadışı, yakın  dostu, Kadı  Hızır  Bey’i  İstanbul’a  da’vet  etti  ve  kendisini, İstanbul  Kadısı  ve  aynı  zamanda, İstanbul’un  ilk Şehremini’si( Belediye  Reisi)  olarak  ta’yin  etti. Kendisine,” Kadı  Efendi,( Hızır  Bey,) Sana, Beytü’l-mal’dan  ne  kadar  maaş  takdir  etsem, senin  için  azdır,  sana  layık  değildir.Kalkedon  Çiftliğini  sana  tahsis  edeyim, bu  Çiftliği  işlet,  hem  sen  kazan,  başkalarını  da  çalıştır,  onlar  da  kazansınlar,  devlete  vergi  verirsin, fakir-fukmara’ya  uşr  veririsin,  onlar  da  herkes  kazanır,”  demiş  ve  Kalkedon  Çiftliğini,  Kadı  Hızır  By’e  tahsis  etmişti.

Kadı  Hızır  Bey, Kastamonu’lu  kehya’ları  eliyle  bu  çiftliği  işletmiş, Osman  Ağa,  Ca’fer  Ağa  ve  İbrahim  Ağa  kardeşler  işleri  öylesine  büyütmüşler ki, yanlarına  aldıkları,  çobanlar  ve  tarım  işçileri  için, Kalkedon’da  artık  ismi   “ kadıköyü,”  olmuştu,  mahalle’ler  kurdular,  Osman   Ağa,  Ca’fer   Ağa  ve   İbrahim   Ağa,  mahalle’leri   ve   herbiri,   bu   mahalle’lere   birer,   cami  yaptırdılar.  Osman   Ağa  Camii,   Ca’fer    Ağa  Cami’i    ve    İbrahim   Ağa  Cami’i.  Elyevm,  bu   cami’i’ler,   Kadıköyü’nde  ibadete   açık,  tam  faal,   vazi’yyettedir.

Fetih’den  sonra  da,  Kadıköyü’nde,   daha   ziyade,   gayrimüslimler   ikamet   ettiği   için,   yeni   yeni,  cami’i’ler   inşa   ettirilmemiş ,  bu   küçük   cami’i’lerle,  iktifa   edilmişti.

Kadıköyü’ne,bir  cami’i’  de  Sultan  Üçüncü  Mustafa( 1717-1774)  tarafından  yaptırılmıştır. Sultan  Üçüncü  Mustafa  tarafından  yaptırılan  bu  cami’i  esas  i’tibariyle  Kadıköyü’nün  sahilinde,  denize  sıfır  noktada  bulunuyordu. Onun  için,  halk  bu  Cami’ye  “  Sahil  Cami’i  ADINI  VERMİŞTİ. Zaman  İçinde  deniz  doldurula  doldurula cami  bir  hayli  içerlerde  kalmıştır.

Sultan  Üçünc  Mustafa’nın  bu  küçük  Cami’i’n  yanında, İstanbul’da  iki  Büyük  eseri,   Cami’ i  de,  vardır.

Fatih  Cami’i : Edirne’den  İstanbul’a, İstanbul’dan  Trabzon’a,  Fetih  Seafer’leri  sırasında, Pekçok  Şehre  yaptırılan,   cami’lerin  müşterek  unvanları , “  Fatih Cami’i,”  olmalarıdır.Edirne’den İstanbul’a  müteveccihen  hareket  eden,   Fetih  Ordusu   arkalarında,  çil  çil,  kubbeler  serperek  yollarına  devam  etmişlerdi. Edirne, Enez, Hafsa, Kırklareli, Lüleburgaz, İstanbul, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Güngören( Gençosman)  ve  Kazlıçeşme’de Fatih  Cami’i’ leri  vardır.Otlukbeli  Seferinde, Bartın- Amasra’da  inşa  ettirilen  Fatih Cami’i  vardır.

Elbetteki, en  büyük  Fatih  Cami’i, İstanbul,  Dahil-i  Sûr, Fatih’deki  Külliye’dir  Fatih  Külliyesi, 1463-1470  yılları  arasında  inşa  ettirilmişti. 1509, 1557   deprem’lerinde  hasar  almış, ta’mir  edilmişti,1754  depreminde  ise,  kubbesi  tamamen  çökmüş,  yan  duvarlar  yıkılmış  ta’mir  ve  ta’dilat  ile  ayağa  kaldırılamayacağı  anlaşılınca, 1767,1771  yılları  arasında,  Sultan  Üçüncü  Mustafa  tarafından  tamamen  yıktırılmıştır, yeni  baştan  inşa  ettirilmiştir. Fatih  Külliyesi  içindeki  ilk  cami bugünküsüne  nazaran  daha  küçük  idi.Hazreti  Fatih  vefat  ettiğinde  bu  Cami’i’n  önündeki  Hazire’ye  defn’edilmişti.Fatih  Cmi’i  yeniden  inşa  edilirken,  sağdan-soldan, önden-  arkadan  genişletildiği  için, Hazreti  Fatih’in  Kabr-i  Şerif’i bugünkü  Cami’i’n  Mimberinin  altında  kalmıştır. Günümüzde Cami’i’n  kıble  tarafında  bulunan  Fatih’in  Türbesi, Makam  Türbe’dir; Asıl  Kabir, Cami’i’n  altındaki  mahzende  olup, Zaman  zaman,   Vakıflar  Bölge  Müdürlüğü   salâhiyyetli’leri  tarafından,  açılır,  ziyaret  edilir  ve  temizliği  yapılır, Bu satırların  Muharriri, Fakir  de, Vakıflar  Bölge  Müdürü’nün  refakatında, Hazreti  Fatih’in  asıl  kabrini  ziyaret  etmiştir..Fatih  Cami’i, 1767-1771  yılları  arasında temelden  Ana  kubbesine  kadar tamamen yeniden  inşa  ettirilmiştir,  ya’nî, BU Cami’i’n  ikinci  Bânisi’dir.

Sultan   Üçüncü   Mustafa’nın  bu  iki  cami’i’ den  başka, Çok  mühim,  bir  Eseri,  bir  Cami’i  daha  varıdr; Marmara  Denizinden  Boğaziçine  girişte, Üsküdar, Salacak  Sırtlarında, Muhteşem , Ayazma  Külliyesi  ve  Cami’i..Bu  Muhteşem Cami’i’  de, Sultan  Üçüncü   Mustafa  tarafından, Validesi, Valiudesultan, Mihrişah  Emine  Sultan  ve  Ağabey’i,  Şehzâde, Süleyman  adına, 1760-1761  yılları  arasında  yaptırılmış  olmasına  rağmen,  hiçbir  zaman  kendi  unvanı  ve  adıyla  anılmamıştır.Ayazma  Camii’nin  halk  arasında  bilinen  en  meşhur  adı, “ Kuşkonmaz,” Cami’dir. “ Ayazma- Kuşkonmaz” Camii’ne, yakınlığı  münasebetiyle  günümüzde, tam  sahilde  bulunan, Şemsî  Ahmed  Paşa Camii’ne de, “ Kuşkonmaz Cami,^ denilse  de, asıl “ Kuşkonmaz  Cami’i, Sultan  Üçüncü  Mustafa  tarafından  yaptırılan Ayazma  Cami’i’diur.

Küçück  tabelalarında,  inşa  tarihleri  ve  Bânîsi  yazılı  olmasına  rağmen,  hiçbirisi, Bânî’si’nin  ismiyle  anılmamaktadır.  Üçüncü   Sultan   Mustafa’nın   talihsizliği,Bu  durumu, kendisi  de  bizzat  ikrar  etmiş, “ Üç  Cami  yaptırdım, ama,  hiçbirisi  benim  adımla,  namımla  anılmıyor, birisini  Ceddim, Hazreti  Fatih  Sultan  Muhammed  Han’a  kaptırdım,  birisini  Kuşlara,  birisini  de “ Sahil’e,”  kaptırdım  demiştir. Gerçekten  de, Fatih  Cami’i,  yeni  baştan  temelden-  Kubbe’ye  yeniden  ve  tamamen, Sultan  Üçüncü  Mustafa  tarafından  inşa  ettirildiği  halde, Fatih  Unvanıoyla, Ayazma  Külliyesi  ve  Cami’i,   ve  Kadıköyü’hdeki,  Sultan, Üçüncü  Mustafa( Sahil,” Camii ilk  def’a  olarak  bizzat  kendisi  tarafından  yaptırılmış  olmasına  rağmen, kendi  adı  ve  unvanıyla  değil,birisi, “Ayazma- Kuşkonmaz,” olarak,  “ kadıköyü- Sahil  Cami’i,”  olarak  anılmaktadır...