ANADOLU’DA, TECDİD VE TEDRİS’E ENSÂR OLANLAR!...
Hazreti Üstaz’ımızın ilk talebe ve müntesiplerinden, Mustafa Çırpanlı, Kalaycı Hdca, Mehmed Oral, Demirci Hoca, Mustafa Özdemir. ( Gazioğlu), Alanya’ya dönmüşler, kendi evlerinde ya da, bulabildikleri, müsaid bir yerde, talebe okutmaya başlamışlar. Etraf iller’de duyulunca, Orta Anadolu ve Akdeniz Bölgelerinden, Tedrisat için Alanya’ya, talebe akını başlamış, fakat, kalabalık talebe’yi ne barındıracak yer var, ne de, ders okutulacak, mekân’lar var. 1949- 1950 ‘ li’ yılları, Çırpanı Hoca, Kalaycı Hoca, Demirci Hoca, Kıvrasıllı, Mustafa Efendi,( Mustafa Arıkan), Zühdü’nün , Hüseyin Efendi Hüseyin Özge). Aralarında istişare ederler. Müracaat eden kalabalık talebe’ye cevap verecek, ibate ve iaşe’lerinin yanında ibadet ve Tedrisata da cevap verebilecek büyüklükte bir Kur’ân kursu yaptırılmasına karar verirler. Zaman zaman, İstanbul’a Efendi Hazret’lerini ziyarete geldriklerinde, Efenidm, Çok müracaat var, ama biz kıt imkanlarımızla pek azına cevap verebiliyoruz,” dediklerinde, Hazreti Üstaz’ımız, “ İnşâ Allah! Alanya’ya büyük bir Kur’ân Kursu yaptırırsınız, okumak için müracaat eden, herkesi kabul edersiniz,İslâmî ilim’leri tahsil için kapıya gelenler, asla geri çevrimeliler,” buyurmuştu. Mübareğin bu sözlerinden de cesaret alarak, en az, 500 kişiyi barındıracak, büyük bir kurs binası yaptırmak üzere, teşebbüs edildi. Günün şartları da dikkate alınarak, Kurs’un Şehir Merkezine uzak, kuytu bir yerde, yapılmasına karar verildi. Düşündüler! Bu Kurs için en ideal yer, Alanya Şehir Merkez’ine takribî, 8-10 km. mesafede, O tarihlerde köydü, şimdilerde, Alanya’nın Mahallesi, Oba Köyü- mahallesi... Oba’da, Kıvrasıllı, Mustafa Efendi ( Mustafa Arıkan)’ın, Merhume, Zevcesi, Merhum’lar, Hasan Arıkan ile Mehmed Arıkan’ın, Merhume Vâlide’leri, Hadîci Cihâde Arıkan’ın Ailesine aid, İçinden, Dim Çayı’nın geçtiği, uçsuz, bucaksız, Sarı4kadılar Çiftliği bulunmaktadır. Devri’ne göre,Tarihî İpekyolu Güzergah’ında Seçuklu’lar tarafından inşa ettirilmiş hanlar büyüklüğündeki bu kurs, Sarıkadılar Çiftliğinde, Çiftliğin varislerinden, Tevfik Ağa’nın Konağının yakınında inşa ettirilmiştir. Kısa zamanda Talebe-i Ulûm ile dolmuş, şimdiki gibi dernekler vakıflar yok, Yakın yerlerden gelen talebe, her hafta, köyüne kasabasına gider, iaşe veibatesi için bir şeyler getirir, uzak bölgelerden gelenlerin iaşe ve ibatesi ise, Bu Kurs’a, Tedris ve Tecdid hareketine, uzak bölgelerden hicret eden Talebe-i Ulûm’a Ensâr olan, Merhum, Kıvrasıllı, Mustaf Efendi, ( Mustafa Arıkan) karşılanıyordu. Bu Kurs’ta, Cum’a hariç hafta’nın her günü Alanya’dan atı’ya Sabah’ın erken saatlerinde gelip, gece’nin geç vakitlerinde, dönen, Merhum, Mustafa Çırpanlı Hoca’mız, ders okutuyordu. Bu Kurs’ta okuyan talebe’nin neredeyse, tamamı, Diyanet İşleri Reisliği’nin açtığı müftülük- vaiz’lik imtihanlarını kazanmışlardı. Bunlardan birisi de, İlerlemiş yaşına rağmen, Aslen, Özbekistan’lı, Sovyetler Birliği, askeri ike Almanlar tarafından, esir alınarak, Almanya’ya götürülen, Merhum, Nureddin Nemengânî idi.Almanya- Münih’de , Alman Devleti tarafından, Göçmen müslümanlar Başimamı olarak ta’yin edilmişken, 1950’li yılların başında, Türkiye’ye gelmiş, Hazreti’mizi bulmuş, intisap etmiş, Alanya’da, Çırpanlı Hoca’mızın Ders’lerine iştirak etmiş, diğer arkadaşlarıyla birlikte, Diyanet İşleri Reisliği’nin açtığı, müftülük- vaiz’lik imtihanlarında, müftülüğü kazanmış ve müftü olarak Afyon- Emirdağı’na ta’yini yapılmışken, Hazreti’mizin ta’limatı ve tensibiyle, TEKRAR Almanya’ya dönmüş, Avrupa’da, yeni yeni başlayan, Tecdid,Tedris, ihda öve irşad hizmetlerine öncülük etmiştir...
1956 yılı, Anadolu’da, Tecdid ve Tedrisatın inkişafı’nın başlangıç yılı sayılabilinir;İstanbul’da, Hazreti Üstaz’ımızın Rahle-i Tedrisinde bulunmuş, vaiz’lik İmtihanı’nı kazanmış, o devirde, Konya’nın bir İlçesi durumundaki Karaman’a vaiz olarak ta’yin edilmiş, Merhum, Şükrü Taşkıran, Karaman’da Kurs açmış,40-50 talebe’ye ders okutuyordu. Şükrü Taşkıran’ın Karaman’da açtığı bu Kurs, Konya ve civarında açılan ilk Kursumuzdu.Anadolu kurs’larında, yetişmiş, Tekâmülaltı veya Tekâmül seviyesine gelmiş, Talebe, İstanbul’a alınımıyordu. Anadolu Yakasında, tahsis edilen veya kiralanan konaklar, Bağevleri, İstanbul yakasındaki, cami- fabrika arasındaki üzeri saçla örtülü, geniş sundurma ihtiyaca cevap vermiyordu.
Tekâmülaltı, hatta Tekâmül seviyesindeki talebe için, İstanbul’a yakın bir kurs’a ihtiyaç vardı. İstanbul’a nispeten yakın, Düsce, Cumayeri, Köyün’de Merhum, Hacı Ahmed Şen, bu Kurs ve Talebe-i Ulûm’a ensar oldu. Talebe’nin ibate ve iaşesini, bütün ihtiyaçlarını, Cumayeri ve civar köylü’leriyle, birlikte, karşıladı. Merhum, Hasan Arıkan Hoca’mız, Cumayeri’nde, ders okuttu. Harun Reşid Tüylüoğlu, Kemal Er, Kemal Coşkun gibi, ağabeyler, burada, ders okudular, müftülük-vaiz’lik imtihanlarını kazandılar, yıllar boyu, Yurdumuzun muhtelif yerlerinde ve yurtdışında, müslümanlara hizmet verdiler...
Fetret devrinde, Tecdid, Tedris hizmetlerine, Talebe-i Ulûm’a,, ensârlık yapan, Merhum, Hacı Ahmed Şen Amcayı, rahmetle, minnetle ve şükranla, yâd eder, Rabbimin vâsî rahmetiyle muamele etmesini temenni ederim. Mekânı, cennet, makamı, âlî olsun, İnşâ Allah!...