HAFIZ SADEDDİN KAYNAK BİR RÜ’YA GÖRÜR!...
Ezan-ı MuhammedÎ aslına dönmüştür, artık, ezanlar, “ Tanrı Uludur,Tanrı Uludur,” diye,” tangır-tungur,” okunmamaktadır. Hafız, Sadeddin Kaynak, Ezan-ı Mahammedî’nin Türkce okunması için geçmişte gösterdiği gayretlerinden dolayı, derin nedametle birlikte, aslına uygun, her ezan okunuşu sırasında insanlardan da utanıyordu.Bir taraftan tevbe ile bu nedametini, Rabbi’ne ve Allah’ın kullarına i’tiraf ederken, sürekli isti’ğfar etmekte ve her anı istiğrak içerisindedir.Bu günlerde, rü’yasında, Fahri Kâinat Efendimizi salla’llâhu aleyhi ve sellem’i, görür, iltifatına ve sohbtine mazhar olur. Fakat, günlerce bu rü’yasından kimselere bir şeyler söyleyemez. Birgün, talebesinden, zühd-ü tavasına inandığı, feraset sahibi olduğuna kanaat getirdiği, birisine açılır, “ Gel Hafızım! Sana anlatıp anlatmamakta çok mütereddidim, ancak, senin zühd-ü takvana, ferasetine gövenirim, onun için sana rü’yamı anlatacağım, sakın ola sen benim anlattıklarımı kimselere anlatma,” diyerek, rü’yasını anlatır. Talebesi,”Tamam, Hocam, ben, bana anlattıkları kimselere anlatmam, ama, siz, belagat ve fesahat gücünüzle, bir manzume ile, bir, güfte ve şiir’le, ancak, ariflerin anlayacağı bir dille, anlatabilir, ileride belki, bu şiir’i, güfte’yi, besteler, gelecek ne sillere de, intikal edecek, bir na’at ve kaside ortaya koyabilirsiniz,” der.
geceden sonra, her gece yatağa girerken, Allah’a yalvarır,”Rabbim, Sevgililer sevgilisi, kâinat’ın Efendisi, Sevgili Peygamber’imizi bir kerre daha Rü’yam’da bana göster,” diye niyazda bulunur, fakat, bir daha rü’lasında, sevgililersevgilisini göremez.
Bir gece, Peygamber’imizi değil, ama, ma’nevî mazhariyyetlere dolu karışğık bir rü(ya daha görür, sabahleyin uyandığında, şu cümleleri terennüm etmeye başlar;
“ Muhabbet bağına girdim bu gece,
Vuslatın çağına erdem bu gece,
Muhabbet doyulmaz bir pınar imiş...
“ Açılmış bahtımın gonc gülleri,
Gönül bağında ötsün bülbülleri,
Aşkıma sarayım hep gönülleri,
Muhabbet doyulmaz bir pınar imiş...”
Daha sonra bu güfteyi, Hicaz Makanıda besteler, elbette bu güfteler arasına bir nakarat ilave eder, Nakarat bölümlerie, şöyledir:
“ Ararım, ararım, seni her yerde, Sorarım, ıssız geceler’de sevgilim nerede?..
Na’at,kaside, şarkı, ne derseniz deyiniz, çünkü her üç ta’rife de girer, Msikî dünyasında zirveye oturur, Safiye Ayla’dan, Zeki Müren’e devrin en meşhur, hanendeleri ve muganniyeleri tarafından (erkek ve kadın şarkıcılar.) repartuvarlarına alınır, dinleyiciler tarafından ençok talep alan şarkılar’dan birisi olur.İlk zamanlarda, bu şiir’in, güfte’nin yazarı ve bestecisi, Merhum, Sadeddin Kaynak Hoca’nın, Peygamber aşkına yazdığı-yaptığı bilindiği için daha bir ciddiyyetle seslendirildiği, zaman içinde unutulup, sanki, Hafız, Sadeddin Kaynak Hdca’nın, aşık olduğu bir kadına kavuştuğu için, yazdığı, gibi, algılanmaya başlayınca, bütün hanende ve muganniyeler’in bu varsayımla, gayri- ciddi bir şekilde seselendirdiklerine şahid olunmuştur...
16 Haziran 1950 tarihinde, C.H.P.’ nin de müsbet rey vermesiyle, Demokrat Parti İktidarı tarafıondan Ezan-ı Muhammedî’nin aslına uygun olarak okunması- okutulması te’min edillmiş olmasına rağmen, C.H.P.’nin, 27 Mayıs 1960 İhtilalinden sonraki yarım-yamalak iktidarında bile, ezan zulmü’nün, dindarlara ve Milliyetçilere karşı zulmün bitmediği v e bütün şiddetiyle devam ettiğini gösterir bir tarihî vesika’yı Nazar-ı İtti’lanıza arz’etmek isterim: Şöyle ki, 1962’nin son, 1963’ün ilk günleri, iktidarda,C.H.P.’nin büyük ortağı olduğu, bir koalisyon Hükmumeti var, İsmet Paşa Başbakan, Hıfzı Oğuz Beketa İçişleri Bakanı, devrin Malatya valisi, daha sonraki yıllarda, C.H.P., S,H,P,’ de, önemli mevki’lere gelecek, C.H.P. adına pekçok müessesedea, İş Bankası Yönetim Kurulunda bulunacak olan, Cezmi Kartay... “Gizlidir,” damgası vurulmuş, Malatya Valiliği, Emniyet Müdürlüğü tarafından, İçişleri Bakanlığı’na yazılmış bir “Müzekkere,” 15.01.1963 tarihli bu Müzekkere’de aynen şöyle deniyor: “ 27 Aralık 1962 günü saat 20’de İlimiz Ticaret Lisesi Müsaümere Salonunda, Ankara Hukuk Fakültesi talebelerinden, Selami Çekmegil, Ankara İktisadî İlimlear Akademisi öğrencilerinden, Osman Artan, aynı Akademi öğrencilerinden, Ulvi Topgül ile, Hakkı Döner ve Ulvi Köprülü adındaki, şahıslar Şair Mehmed Akif’i anma töreni namıa altında bir toplantı yapmışlardır.
Bu törenin başlangıcında İstiklal Marşı şiir olarak, Selami Çekmegil tarafından okunurken, son mısağına doğru perde arkasından Sami Canatan adındaki şahıs yüksek sesle ve yarısına kadar ezan okumuş ve bilahere Çanakkale Şehid’leri şiirini Çanakkele tablosu önünde( Mevlid okunur gibi,) kaside şeklinde takdim etmiştir.
Anma töreninde, Y.T.B.( açılımı, devrin, Yeni Türkiye Partisi) İl Başkanı, İsmet Bayhan, Malatya’nın Sesi Gazetesi Yazıişleri Müdürü, Necmeddin Bilgili, D.S.İ.( Devlet Su İşleri) mühendislerinden, Mehmed Helvacı, Tüccar Kemal Mü’minoğlu, tanınmış nurculardan, terzi, Said Çekmegil ve bunun işçileri, Alaeddin Düzbak ile Alaeddin Gürür ve ba’zı, öğrenciler vazife almışlardır,
Tören baştan sonuna kadar ta’kip edilmiş olup, ezan okumak suretiyle anma töreninde irticaî davranış Sami Canatan hakkında düzenlenen zaebıt varakası Cumhuriyet Savcılığına tevdî olunmuştur, Arzederim. Cezmi Kartay, Malatya Valisi...
Vay!Vay! Vaaay! Bakınız, neler olmuş? Malatya’da, bir Grup, Milliyetçi- Muihafazakâr insan bir araya gelmişler, İstiklâl Marş’ımızın Şairi, Merhum, Mehmed Akif Bey’i anma töreni tertip etmişler. İstiklâl Marşını okumuşlar, Şair’in Çanakkale Şehid’lerine yazdığı Şiirini okumuşlar, Mehmed Akif Bey’in İstiklâl Marş’ında, “ Bu ezanlarki, Şehâdetleri Dinin Temeli, Ebedî Benim Yurdumun üzerinde inlemeli,” dediği, ezanı okumuşlar.( Müzekkereye göre onun da yarısını okumuşlar.)Tören, başından sonuna kadar ta’kip edilmiş, kayda alınmış ve bütün bunlar, İstiklâl Marşını okumak, Çarakkale Şehid’leri şiirini seslendirmek, yarısına kadar bile, olsa da, ezan okumak, “İrticâ-î Faaliyyet,” kabul edilerek, Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuş, yetinilmemiş, bir de İdarî ta’kibat için, durum, bir Müzekkere ile İçişleri Bakanlığı’na bildirilmiştir.
İttihad ve Terakki bakiyesi, Tek Parti Mütegallibe zihniyyeti budur. Hiç değişmemiş ve asla değişmeyecektir. Her ne zaman ki, iktidara gelmiştir, ya da kenarından köşesinden iktidara yapışmıştır, kadim zihniyyetini hortlatmıştır. Hafzan Allah! gelecekte de, zillet ittifakı ve P.K.K.’nin yardımıyla iktidarın bir köşesine yapışabilirse -ki,Ebed-mlüddet tek başına iktidar olma ihtimalı yoktur.- aynı zihniyyeti hortlatacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın...Malatyalı mazlumlar arasından, Said Çekmegil’i şahsen tanımıştım, Büyükdoğu Şakird’i, Üstad Necip Fazıl hayranıydı.Başta, Said Çekmegil olmak üzere, ahirete intikal edenlere Rabbimin vâsî, rahmetini dilerken, sağ kalanlara sağlıklı uzun bir ömür niyaz ederim...