Osman Hoca (Kocaoğlu), yakın tarihimizde çok önemli bir kişidir. Kurtuluş Savaşı sürecinde bize en büyük maddi yardımı sağlayan dönemin Buhara Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Osman Hoca’nın hatırasının yaşatılması, gelecek kuşaklara aktarılması gerekir.

Bu konuya büyük ilgi gösteren ve Osman Hoca’nın Buhara’daki evinin Ceditçiler Müzesi’ne dönüştürülmesini sağlayan Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev’e ve kızı Sayın Saida Mirziyoyeva’ya çok teşekkür ediyoruz.

Yakın tarihimize ilişkin gerçekleri belli amaçlar doğrultusunda çarpıtanlar ya da çarpıtanların oyununa gelenler, Kurtuluş Savaşı yıllarında bize en büyük maddi yardımı Rusların gönderdiğini savunurlar. Fakat bu konuda yapılan en küçük bir araştırma bile karşımıza dönemin Buhara Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Osman Hoca’yı çıkarmaktadır.

Bu yardıma ilişkin en doğru, en ayrıntılı hikayeyi de, 3 Mayıs 1962 tarihli YAKIN TARİHİMİZ dergisinin 10’uncu sayısında bizzat Osman Hoca (Kocaoğlu) anlatmaktadır. Derginin yayınlandığı tarihte, bu tarihi olayın en yakın tanıklarından olan Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de, üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar da hayattaydılar. Yakın Tarihimiz dergisinin bütün sayıları kütüphanelerimizde görülebilir. 10’ncu sayısı sonrasındaki dergilerde herhangi bir yalanlama ya da düzeltme notu yoktur. Bu da, Osman Hoca’nın anlattıklarının doğru olduğunun en önemli kanıtıdır.

Kurtuluş Savaşı’mıza desteklerini bildirmek üzere Buhara Cumhuriyeti’nden bir heyetin Ankara’ya geldiği ve Buhara’daki Timur Han’ın hazinesinden seçilen üç kılıç ile el yazması bir Kur’an-ı Kerim getirdikleri TBMM kayıtlarında da ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Bu üç kılıç, biri Gazi Mustafa Kemal’e, biri İsmet Paşa’ya (İnönü) diğeri de İzmir’e ilk giren komutana verilmek üzere gönderilmiştir.

Kurtuluş Savaşı’mız sırasında bize en büyük maddi desteği sağlayan dönemin Buhara Cumhurbaşkanı Osman Hoca’ya olan vefa borcumuzun bir göstergesi olarak, Üsküdar’daki Özbekler Tekkesi’ndeki kabrinin bir anıtkabire dönüştürülmesi konusunda gazetemiz Önce VATAN’da ve Türk Dünyası TARİH ve Kültür dergisinde yaptığımız çeşitli yayınlara gösterilen ilgi vaad seviyesinde kalmıştır.

ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ SAYIN CUMHURBAŞKANIM

Emir Timur’un İzmir’i fethi, 1402 Ankara Savaşı, 1922 Buhara Cumhuriyeti’nin Anadolu’da Kurtuluş Savaşı veren kardeşlerine 100 milyon altınlık maddi yardım göndermeleri sürecinde yaşananlar dikkate alındığında, Osman Hoca (Kocaoğlu), yakın tarihimizde çok önemli bir kişidir. Kurtuluş Savaşı sürecinde bize en büyük maddi yardımı sağlayan dönemin Buhara Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Osman Hoca’nın hatırasının yaşatılması, gelecek kuşaklara aktarılması gerekir. Bu konuya büyük ilgi gösteren ve Osman Hoca’nın Buharara’daki evini Ceditçiler Müzesi’ne dönüştürülmesini sağlayan Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev’e ve kızı Sayın Saida Mirziyoyeva’ya çok teşekkür ediyoruz.

Sayın Mirziyoyev, Özbekistan eski Cumhurbaşkanı İslam Kerimov döneminde bir işadamına satılan ve otele dönüştürülen Osman Hoca’nın Buhara’daki evinin devlet tarafından satın alınarak müzeye dönüştürülmesi girişimini başlatmış. Osman Hoca’mızın evi çok yakın bir gelecekte Cedidçiler Müzesi olarak hizmet vermeye başlayacak. Osman Hoca’nın evinin Ceditçiler Müzesi’ne dönüştürme hazırlıklarını Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in kızı Saida Mirziyoyeva sürdürüyor.

 OSMAN HOCA’NIN OĞLU Prof. Dr. TİMUR KOCAOĞLU ANLATIYOR

Osman Hocanın oğlu Prof. Dr. Timur Kocaoğlu babasının Buhara’daki evinin Ceditçiler Müzesi’ne dönüştürülme olayını şöyle anlattı:

“Osman Hoca 1922’de ayrıldıktan sonra, kardeşi Ata Hoca’yı Stalin kurşuna diziyor. Amcaoğlu Feyzullah Hoca’yı da, 1938’de kurşuna diziyorlar. Osman Hoca’nın evini de devlet müsadere ederek, yarısını Sovyet savcılık binası, yarısını da hapishane yapıyor; çünkü oranın ambar kısmı var, oralara da mahkumları koyuyorlar.

Kerimov devrinde, devlet mülkü olan o ev zengin birine satılıyor. O kişi de bir başkasına satıyor. Üçüncü sahibi de o tarihi evi otel yapmış. Fakat Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev ile kızı Saide Hanım bu konuyla yakından ilgilendiler ve babamın evinin müzeye dönüştürülme görevi Azizbek Manapov’un idaresindeki heyete verildi. Otel sahibi olan zengin kişiyle yapılan görüşmeler sonrasında, burası satın alınarak, müzeye dönüştürme çalışmaları başlatıldı. Bir ay kadar önce ev devletleştirildi. Şimdi Osman Hoca’nın Cedidçilik Müzesi olacak.

Aralık ayında Taşkent’te geniş kapsamlı bir Cedidçilik Konferansı gerçekleştirilecek. Daha sonra Buhara’ya gidilecek ve müzenin açılışı yapılacak. Müzenin açılışını bizzat Cumhurbaşkanı Sayın Mirziyoyev yapacak.

Size güzel bir habr; Türkiye’nin TİKA yönetimi de bu çalışmaya katılacağını ve destek vereceğini bildirmiş. Birkaç Özbek işadamı da bu önemli projeye destek vermek istediklerini bildirmişler. TİKA’nın katılımıyla orası Özbekistan ile Türkiye arasında bir köprü olur.

Orası, hem Osman Hoca adıyla anılan Cedidçilik Müzesi, hem de benim bağışladığım 18 bin kitapla bir kütüphane, bir araştırma merkezi olacak.

Çok sevinçli bir haber. Elbette Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Mirziyoyev bu konuya ilgi göstermeseydi, sahip çıkmasaydı bu tarihi müze hayata geçirilemezdi. Kızı Saide Hanım da kültür ve medeniyet konularıyla yakından ilgileniyor. Kendilerine çok teşekkür ediyorum.”

OSMAN HOCA’NIN KISA HAYAT HİKAYESİ: ( Prof. Dr. Timur Kocaoğlu’ndan)

1898: 20 yaşında Andicanda Çar Rusya sömürgeciliğine karşı başlayan Dükçi İşan ayaklanmasına katılıyor, kol ve ayakları zincirli olarak Buhara Emirliği'ne veriliyor.

1908: Yaş Buharalılar siyasi örgütünü kuruyor

1909: Bahçesaray (Kırım)'a giderek bir yıl Gaspıralı İsmail Bey'in Cedit okulları eğitimini inceliyor.

1910-1913: Kırım’dan İstanbul'a gelerek, 3 yıl boyunca, başta Osmanlı Harbiye Nazırı Enver Paşa olmak üzere, İttihat Terakki ve Genç Türklerle yakın ilişkiler kuruyor.

1914-1916: Buhara'da Cedit okulları açıyor, bu okullar Buhara Emirliği tarafından kapatılıyor, yılmıyor yenilerini açıyor

1916: Türkistan'da Çar Rusya’sına karşı Büyük Ayaklanmayı düzenleyenlerden biri oluyor.

1917: Buhara Emiri Alim Han'a monarşiye geçilerek, halk vekilleri meclisinin kurulmasına izin vermesi için yapılan görüşmelere katılıyor, Emir kabul etmiyor.

1918-1920: Monarşi rejimi için yapılan yürüyüşler Emir tarafından kanlı olarak bastırılınca, başka Ceditçlerle birlikte Taşkent'e kaçıyor

1920: Emir Afganistan’a kaçtıktan sonra, 2 Eylül 1920'de Buhara Cumhuriyeti kurulunca Maliye Nazırı (bakanı) oluyor, Buhara Cumhuriyeti'nin mali sistemini kuruyor, kağıt para bastırtıyor.

1921: Cumhurbaşkanı olunca 80 kadar Osmanlı Türk subaylarına Buhara Ordusunu kurdurtuyor / Anadolu’daki Kurtuluş Savaşı için Sovyet Rusya aracılığıyla altın yardımı göndertiyor (Moskova bu yardımın %80’ini kendisi alarak, onun %20’sini Ankara Hükümetine veriyor).

Aralık 1921: Duşenbe şehrindeki Bolşevik ordusu garnizonunu kuşatarak Rus generallerini tutukluyor ve onlara Bolşevik ordusunun Buhara Cumhuriyeti topraklarından çıkıp gitmelerini bildiriyor. Savaş çıkıyor. Osman Hoca yaralanarak Duşenbe dağlarına çekiliyor.

1922 ortası: Afganistan'a gelerek Kabil'de İngilizlerden Buhara altınları karşılığında silah ve cephanelikler satın alma görüşmeleri yapıyor. İngilizler Bolşevik Rusya ile anlaştığı için bu istekleri onaylamıyor.

1923: Kabil'de Kokand Hanı Hudayar Han'ın yeğeni Savunma bakanı Seyit Ekrem Han'ın sarayında kaldığı için Moskova casusları onu öldüremiyorlar. Moskova'nın Afganistan kıralı Amanullah Han'a baskıları artınca, İstanbul'a gidiyor. Seyit Ekrem Han kendi kızı olan Hakime’yi (annemi) babamla evlendiriyor.

1923-1937: Bu yıllar arasında İstanbul'da yaşarken Mustafa Çokay ve tarihçi Ahmet Zeki Velidi Togan ile 1925'te toplantı yaparak, İstanbul'da YENİ TÜRKİSTAN, Paris'te YAŞ TÜRKİSTAN dergilerinin yayımlanması üzerinde anlaşıyorlar.

1938: Sovyet baskıları Türkiye hükümeti üzerinde artınca, Osman Hoca Eylül 1938'de TC vatandaşlığından çıkarılarak yurt dışına kovuluyor.

1938-1944: Osman Hoca Varşova (Polonya) ve sonra Tahran (İran)'da Sovyetler Birliğine karşı faaliyetler yürütüyor İkinci Dünya Savaşı sırasında

1944: Türkiye hükümeti 1944'te Osman Hoca'ya yeniden vatandaş yaparak ona Tahran'dayken TC pasaportu veriyor.

1945-1950: Yeniden Türkiye'ye gelerek Türkistan için mücadelesine devam ediyor.

1950-1957: Pakistan’a giderek orada Türkistanlılar cemiyeti kuruyor, Pamir dağlarına çıkarak Kırgızların başkanı Rahmankulu Han ile birlikte faaliyetler yürütüyor.

1957-1968: Son yıllarını İstanbul ve Ankara'da geçiriyor, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü'nün kuruluşunda yer alıyor.

28 Temmuz 1968: 90 yaşında gözlerini yumuyor.”

RAHMET, MİNNET VE SAYGIYLA ANIYORUZ

Kurtuluş Savaşı’mızın zaferle taçlandırılmasına büyük maddi ve manevi yardımları olan Osman Hoca’mızı (Kocaoğlu) rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.