Cenevre görüşmeleri arefesinde Suriye iç savaşı ile ilgili görüş farklılıkları arasında PYD’nin en önemli konular arasında olduğu ABD’nin açıklaması ile artık tamamen ortaya çıktı. Türkiye’nin PYD’nin bir terör örgütü olduğu kanaatinin, ABD tarafından tasvip görmediği açıkça ifade edildi. 

BM’in, PYD’yi Cenevre konferansına davetine karşı çıkan Türkiye’nin itirazlarına ABD ses çıkarmamış, sonunda acı da olsa, kanaatini açıklamıştı. 

Bu noktaya nasıl gelindiğini kaba hatları ile hatırlamaya çalışalım. 

Birinci Körfez Harekâtı’nda Irak’ın işgali sırasında ABD, hatırlanacağı gibi bizim de kuzeyden bir cephe açmamızı talep etmişti. 

Bu talebi biz karşılamayınca Barzani ve Talabani seçeneği hazır olan ABD de, Barzani ve Talabani’yi desteklemişti. Hatta bu desteğe Çekiç Güç’ü İncirlik’te konuşlandırarak biz de katılmamış mıydık? 

Daha sonra İkinci Körfez Harekâtı sırasında, ABD kuvvetlerinin Türkiye topraklarını kullanmasına yeşil ışık yakıp, meşhur 1 Mart tezkeresini TBMM reddetmemiş miydi? 

ABD Irak’ın kuzeyinde Irak Kürt Bölgesel Yönetimini (IKBY) hayata geçirip bölgedeki Türkmenleri etkisizleştirmemiş miydi? 

Ve malumları meşhur çuval olayı. 

Bugün terör örgütleri Suriye’de birbirlerinin içine girmiş ve Suriye’yi anlaşılmaz bir şekilde paylaşma gayreti içindedir. Fırat’ın doğusu ve Türkiye hududu güneyi doğu-batı istikametinde PYD’nin, bu bölgenin güneyi ve Kilis-Halep koridoruna kadar IŞİD’in, Akdeniz sahil şeridi Hama-Humus Esad rejiminin, Halep’in kuzeyi ile Halep-Kilis koridoru Türkmenlerin kontrolünde sayılmaktadır. Halep-Kilis koridoru batısı da yine PYD kontrolünde gibidir. Ve Rusya ve Esad kuvvetlerinin baskısı ile Türkmenler bölgelerini boşaltarak çocuk, kadın ve yaşlıları Türkiye’ye göçe başlamıştır. 

Muhtelif terör gruplarının kontrolü altındaki bu bölgeler, çatışan gruplar arasında sık sık da el değiştirmektedir. 

Değerli okuyucularım, 

Şimdiye kadar Türkiye’nin Suriye hududundaki beklentilerinin gerçekleştirilemediği artık apaçık ortadadır. Türkiye’nin güney hududunun Suriye topraklarında tarafsız bölge oluşturulamamış, bu bölgede iskanı düşünülen sivil halk Türkiye’ye alınmak zorunda kalınmıştır. 

Ayrıca düşünülen bu tarafsız bölgenin nerede ise tamamına yakınını kontrol altına alan PKK uzantısı PYD, Akdeniz’e bir Kürt Koridoru tesis etmeye oldukça yaklaşmış ve bundan cesaret alan Barzani de bağımsızlık hesapları yapmaya başlamıştır. 

Rusya’nın Suriye’ye iyiden iyiye yerleşmesi ve ABD ile AB’nin güven vermeyen durumu karşısında Türkiye beklenti ve hedeflerinin oldukça uzağında kalmıştır. 

Gene mi yanıldık? 

Ne dersiniz?