On yıl önce 13 Ocak günü ebedi hayata intikal eden KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Raif DENKTAŞ; Lefkoşa’da, Türkiye ve yabancı devlet temsilcileri ve üst düzey yöneticileri ve on binlerce Kıbrıslı kardeşlerimizin gözyaşları arasında 17 Ocak günü devlet töreni ile ebediyete uğurlanmıştı.


 

Sayın Denktaş; 27 Ocak 1924’te Kıbrıs’ın Baf kasabasında doğmuştu. Bilindiği gibi o tarihte Kıbrıs bir İngiliz Adası idi ve Türkiye bu olguyu 6 ay önce Lozan’da kabul etmişti. Biri kız dört kardeşin en küçüğü Rauf’un babası kaza hakimi Mehmet Raif Bey, annesi Emine Hanım idi. Birbuçuk yaşında annesi vefat eden küçük Rauf’u, 1878 yılında Kıbrıs’ı geçici de olsa İngilizlerin devralışını ve Türk Ordusunun Ada’dan ayrılışını görüp yaşayan, Türkiye’ye alabildiğine bağlı dedesi Şeherli Mehmet Efendi büyütmüştü. Ve o günlerde çaresiz kalan soydaşlarımızın “Osmanlı yamandı. Gittiler ama bir gün yine gelecekler” şeklinde dile getirdikleri özlemleri gittikçe bir hedef haline gelmişti. Zira bu düşüncenin temeli tarihe ve coğrafyaya dayanıyordu.

Ada hiçbir zaman Yunanistan’ın olmadığı gibi, iyi havalarda Beşparmak Dağlarından Toroslar görülmüyor muydu? Kıbrıs Adası Anadolu’nun bir parçası değil miydi?

​​​​​​​

Kıbrıslı soydaşlarımız; “Osmanlı gitti ama bir gün yine gelecekler. Belki biz göremeyeceğiz ama sizler göreceksiniz” diye hasretlerini dile getirirlerdi. Şeherli Mehmet Efendi torununu bu özlem ve düşünce içinde büyüttü. Üç asır Adanın efendisi olan soydaşlarımız; İngiliz idaresini benimsemedikleri gibi Rumların, Enosis safsatasının bir aşaması olan Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlama gayretlerine de hep karşı çıkıyorlardı.

Balkan Harbi süresince Rumlar; İngiliz idaresinin hoşgörülü yaklaşımı ile Ada’da mitingler düzenleyip Yunanistan’a ilhak kararları alırken, birçok soydaşımızı da katletmiş, mal ve mülklerini yakıp yıkıp yağmalamışlardı.

Birinci Dünya Harbi’nde Osmanlı Almanya’nın yanında yer alınca 5 Kasım 1914’de İngiltere’nin Kıbrıs’ı tek taraflı ilhak etmesi Kıbrıs Rumlarını ümitlendirse de Alman İmparatoru IInci Wilhem’in eniştesi olan Yunan Kralı Kostantin Almanya sempatizanı idi. Yunanistan, İngiltere yanında başlangıçta harbe katılamamıştı ama 1917’de Kral’a karşı ayaklanan Başbakan Venizelos, Kralın tahttan çekilmesini sağlamış ve Yunanistan İngiltere’nin yanında savaşa katılıp sonunda da bilindiği gibi Anadolu macerasına atılmış ve 100 yıl önce 30 Ağustos’ta gerekli dersi de almıştı. Ve tabii Yunan Ordusu İzmir’e çıktığında Kıbrıs’ta bayram yapan Rumların çılgınlıkları da çok sürmemişti ama bir müddet sonra 21 Ekim 1931’de Kıbrıs’ta Rumlar Enosis ilanı ile birlikte isyan da etmişler ve isyan İngiltere tarafından bastırılmıştı.

Bilahare İkinci Dünya Harbi sonrası galip devletler masasında yer almayı başaran Yunanistan, İtalya’dan Oniki Adayı alınca Rumlar’da yeniden Megali İdea, Büyük Yunanistan rüyaları başlamış, gözler Kıbrıs’a çevrilmişti.

Öğrenim hayatına İstanbul’da başlayıp Kıbrıs’ta İngiliz Okulunu ve ardından İngiltere’de hukuk eğitimini tamamlayan Rauf Denktaş da 1947 yılında Kıbrıs’a dönerek avukatlıkla birlikte Kıbrıs Türklerinin lideri Dr. Fazıl Küçük ile çalışmaya başlamıştı. O tarihlerde Enosis’e karşı dağınık bir mücadele içinde olan soydaşlarımız; bütün dernek, kulüp ve teşkilleri Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu çatısı altında toplamış, 1957 yılında da Rauf Denktaş’ı Federasyonun başkanlığına getirmişlerdi. Soydaşlarımız, Rumların silahlı saldırılarına karşı Volkan, Kara Çete gibi küçük teşkilatlar oluştururken Dr. Küçük’le birlikte Kıbrıs Türklerinin mücadelesine öncülük eden Denktaş; Türkiye’nin de güçlü desteği ile 1958’de Türk Mukavemet Teşkilatının kuruluşunda üst düzeyde görev almış, Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluş çalışmalarına katılmış, 1960 yılında da Cemaat Meclisi Başkanlığına seçilmişti.

Kanlı Noel’den sonra eli kanlı Papaz Makarios tarafından Ada’ya girişi yasaklanan Denktaş; gizlice Erenköy’e çıkarak savaşa katılmış, bilahare döndüğü Türkiye’de çalışmalarını sürdürmüştü. Adaya girişi hala engellenen Denktaş, 1967 yılında gizlice Adaya çıkmış, Türk kesimine ulaşamadan Rumlar tarafından yakalanıp tutuklanmıştı.

Türkiye’nin baskısı ile iade edilip bilahare Ada’ya giriş yasağı kaldırılan Denktaş, 28 Şubat 1973’te Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanı olarak görev yapmıştır.

Kıbrıs Barış Harekatı sırasında TSK ile çok sıkı bir işbirliği içinde, Kıbrıslı soydaşlarımızla birlikte ZAFER’e koşan Denktaş; 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devletinin Başkanı, 15 Şubat 1983’te Kuzey Kıbrıs Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı seçilmiş ve 17 Nisan 2005 tarihine kadar Cumhurbaşkanlığı görevini başarı ile yürütmüştür.

Girne / 25 Aralık 2011

Çok iyi İngilizce ve Rumca bilen, Kıbrıslı soydaşlarımızı, Rumların en azgın saldırıları döneminde başarı ile yöneten Sayın Rauf Raif Denktaş’ı ben de yakından tanıma şerefine nail oldum. Gerek Kıbrıs Barış Harekatı gerek sonrası, görevli olarak birçok defa ziyaret ettim, görüşmeler yaptım. İstanbul’da düzenlediğimiz Kıbrıs’la ilgili pek çok toplantıda birlikte oldum. Kıbrıs’a gittiğimde de daima ziyaret edip görüştüm. Ve daima feyz aldığım günümüzün en büyük Türk Liderleri arasında önemli bir yeri olan Sayın Rauf Raif Denktaş’ı tanımış olmaktan hep onur ve gurur duydum.

Ebediyete intikalinin 10ncu yılında, günümüzün bu büyük Türk’ünü, bu büyük Lideri, çok değerli insanı büyük bir saygı ile anıyorum.

Ruhu şad, mekanı cennet olsun.