19 Mayıs Pazar günü, bütün yurtta ve Azerbaycan’da ve Kıbrıs’ta olduğu gibi, biz emekli subay ve astsubaylar, gaziler de Kadıköy’de ATATÜRK’Ü ANMA VE GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI’nı coşku ile, gururla kutladık.

Malumları 19 Mayıs; hem Ulu Önder Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal ATATÜRK’ün doğum günü, hem de Türk milletinini eşi menendi görülmemiş İstiklal mücadelesi bayrağını açtığı gündü. Bu iki anlamlı günü her zamanki gibi coşku ve gururla kutlamanın yanında biz Kıbrıs Gazileri olarak 20 Temmuz’da kutlayacağımız muhteşem Kıbrıs ZAFERİ’nin 50inci yılının açılışını da yaptık.

Değerli okurlarım, bilindiği gibi bir zamanlar üç kıtada, Avrupa kıtasının % 60’ı kadar toprakların sahibi Osmanlı İmparatorluğu; Birinci Dünya Harbi sonunda, bugünkü Trakya ve Anadolu hariç, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarındaki bütün toprakları ile bütün adalarını kaybetmiş, Trakya ve Anadolu da yer yer işgal altında idi.

Birinci Dünya Harbi öncesi artık Avrupa’nın hasta adamı olarak anılan koca imparatorluk, halsiz ve bitkindi. 19uncu yüzyılın ikinci yarısından beri borçla yaşayabiliyor, borçlarını ancak yeni borçlar alarak ödeyebiliyordu. 1881’de artık borçlarını ödeyemez hale geldiğinden Düyunu Umumiye dönemi, yani borç alınan devletlerin Osmanlı gelirlerine el koyduğu dönem başlamıştı.

Birinci Dünya Harbi başında 24 milyon olan nüfus Harbin sonunda 8,5 milyonu, Türk olmak üzere 11 milyona inmiştir.

Fert başına düşen mille gelir de 45 dolardı.

Birinci Dünya Harbi sonunda Osmanlı adeta can çekişiyordu. 15 Mayıs 1919’da Yunanlıların İzmir’e çıkışından 4 gün sonra Ulu Önder, Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıkmış, eşi menendi görülmemiş muhteşem Kurtuluş Savaşı başlatmıştı.

Ve işgal altında İstanbul’da dış düşman çizmeleri altında Osmanlı düşmanla işbirliği ararken, esarete ve zillete mahkum Türk halkı yokluk, yoksulluk ve çaresizlik içinde, ordumuz dağıtılmış silahları da ellerinden alınmıştı.

Değerli okuyucularım; tarih, zafer kazananan pek çok kral, padişah ve komutanların öyküleri ile doludur. Bu kral padişah ve komutanların devleti vardı, ordusu vardı, parası da vardı.

Ulu Önder Ebedi Başkomutanımız Atatürk’ün ne devleti, ne ordusu ne de parası vardı. Samsun’a adım atıp halkını kucakladı. Boynunda idam fermanı önce Kuvay-ı Milliye’yi, bilahare Milli Orduyu, Meclisi toplayıp Devlet’i kurdu. Daha sonra para da bulundu, inançlar yeşerdi, kalpler birden inançla doluverdi.

20nci yüzyılın ilk çeyreğinde her şeyini kaybeden bu kahraman millet, cesur liderini Paşa’sını bulmuştu. Karşılaştığı bütün zorlukları ve düşmanları birlikte yendiler, eşi menendi görülmemiş zaferler kazanıp ne mutlu Cumhuriyeti kurdular.

Cumhuriyet de olanca hızı ile çağı yakalama gayretleri arasında İkinci Dünya Harbi sonrası, bilindiği gibi Yunanistan’ın Kıbrıs’ı ilhak etme çalışmalarının karşısında tabii durmuş, 20 Temmuz 1974’te de gerekli dersi vererek tarihe yeni şanlı bir sayfa asmıştı.

Ve tarihte, Kıbrıs Barış Harekatı olarak yerini alan Kıbrıs Zaferimizin 50nci yılında, Kıbrıs Gazileri ve sevdalıları bir araya gelerek 20 TEMMUZ KIBRIS ZAFERİ KUTLAMA, DAYANIŞMA VE KÜLTÜR DERNEĞİ’ni kurduk. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başında, Kıbrıs Zaferini kutlamaya hazırlanırken 19 Mayıs’ta Kadıköyde Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı törenine katıldık. Ne mutlu bizlere.

Değerli okurlarım, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı’nızı candan kutlar bizlere bu güzel günleri bırakan Devletimizin kurucusu, Ulu Önder ve Ebedi Başkomutanımız Atatürk’ü ve kahraman silah arkadaşlarını en derin saygı ile anıyorum.

Ruhları şad, mekanları cennet olsun.