Her sene merakla beklediğimiz 23. İstanbul Tiyatro Festivali 13 Kasım’da seyircisiyle buluştu. Golden Mask Rusya Sahne Sanatları Festivali ile başlayan iş birliği bu yıl Rusya’dan Türkiye’ye dört özel oyun getirdi. ‘Hayata Ters Yüz Bakmaya Davet Ediyor’ sloganıyla festival başlamadan biletleri hızla tükenmeye başlayan oyunlardan seyirci mutlu ayrılıyor. Böyle özel prodüksiyonlu festivalin direktörlüğünü yapan Leman Yılmaz ile bu seneki yenilikleri konusunda sizler için sohbet ettik. 

Merhaba Leman Hanım, 2017’den bu yana her yıl düzenlenen tiyatro festivali ile birçok oyun sergiliyorsunuz. Her sene bu festivalin bir teması oluyor. Bu seneki festivalin teması nedir?

Aslında İstanbul Tiyatro Festivali’nin bir teması yok. Daha doğrusu programı yaparken yola bir tema ile çıkmıyoruz. Ancak program ortaya çıktıktan sonra, programın içeriğine ve yapısına göre bir motto’muz oluyor. Bu yıl daha çok sahneyi oyuncu/seyirci ilişkisini sorgulayan oyunlar yer alıyor programımızda. Biz de bu doğrultuda “sahne neresi?” ve “oyuncu kim?” gibi sorulara yanıt arayacağız.

Bu yıl ki festivalin farklı geçeceğini söylüyorsunuz. Seyirciyi ne gibi sürprizler bekliyor?

Farklı sahnelemelerden oluşan yapımlarla seyirciler bir taraftan Vakhtangov Tiyatrosu yapımı Yvgeni Onegin ile Puşkin’in şiirsel dünyasına tanık olup büyüleyici müziğe ve sahnelemeye kendini teslim ederken diğer taraftan Being Faust-Enter Mephisto ile yine bir klasiği bu kez günümüzün iletişim araçlarının aracılığı ile izleme ve hatta oyuna katılma fırsatı bulacak. 

Golden Mask Rusya Sahne Sanatları Festivali’yle işbirliği gerçekleştirildi. Bu işbirliğinin festivale ne gibi yenilikleri oldu?

İstanbul Tiyatro Festivali’nin geçtiğimiz sene Golden Mask Rus Sahne Sanatları Festivali ile başlayan işbirliği bu yıl Rusya’dan gelecek olan dört farklı yapım ile devam ediyor. Golden Mask İstanbul’da kapsamında; çağdaş dans ve baleyi özgün sanatsal vizyonuyla harmanlayan yenilikçi dans topluluğu Moskova Balesi’nin yedi yetenekli dansçısının yorumuyla sahnelenen Her Yol Kuzeye Çıkar, Rusya’nın köklü tiyatrosu Theatre of Nations’ın sahne tasarımıyla dikkat çeken, adından çok söz edilen yeni nesil yönetmeni Maxim Didenko’nun baş döndürücü müzikali Sirk ve Ivan Vyrypaev’in kalemiyle Ortadoğu’nun güncel meselelerine farklı bir bakış sunan İran Konferansı festival seyircisiyle buluşacak. Çağdaş Rus edebiyatının “kurucusu” kabul edilen Puşkin’in yedi yılda tamamladığı eşsiz eseri Yevgeni Onegin, Rusya’nın adı tarihe geçen köklü tiyatrosu Vaktangov Tiyatrosu’nun usta oyuncuları ve Litvanyalı yıldız yönetmen Rimas Tuminas’ın yorumuyla Golden Mask Rusya Sahne Sanatları Festivali işbirliğiyle festivalde yer alacak. 

Uluslararası oyunlar içerisinde İstanbul’a ilk defa gelen oyunlar var mı? Bunlar hangi oyunlar?

Uluslararası oyunların hepsi İstanbul’a ilk defa gelecek. Hatta Vaktangov Tiyatrosu Türkiye’ye ilk kez geliyor. 

23. Tiyatro Festivali  ‘Hayata ters yüz bakmaya davet ediyor’ sloganıyla başladı. Seyirciye aktarmak istediğiniz mesaj nedir?

Festivalde sahne sanatlarının genel olarak kabul edilmiş kalıplarını sorgulayan oyunlarımız var. Biz de “Sahne neresi?” ve “oyuncu kim?” gibi sorularla bu alanları yeniden sorgulamak istedik. 

Festival kapsamında bu yıl ilk defa bir çocuk kitabı hazırlıyorsunuz. Biraz bu kitabın içeriğinden ve minik okurlara ne gibi bir sürprizler hazırladığınızdan bahseder misiniz?

Çocuk kitabımız Tiyatroda Bir Gün ile çocuklar festivalde bir tiyatro oyununun nasıl gerçekleştiğini görecek ve tiyatronun büyülü dünyasını keşfedecek. Sevinç Erbulak’ın yazdığı, Gökçe Eyce’nin resimlediği kitabın yayın yönetmenliğini Burcu Ural Kopan üstleniyor. Bernard van Leer Vakfı’nın desteğiyle ve Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Feyza Çorapçı’nın danışmanlığında yayımlanan kitap, Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak üç dilde hazırlanıyor. Tiyatroda Bir Gün, 18 Kasım itibariyle festival boyunca seçili festival mekânlarından, İKSV Alt Kat’tan ve anlaşmalı kitabevlerinden ücretsiz olarak temin edilebilecek. 

Şu ana kadar uluslararası oyunların arasında en çok ilgi çekenler hangileri oldu?

Oyunların hepsi farklı olduğu için seyircimizin yaklaşımı da bu yönde. Ama ilk sırada Being Faust: Enter Mephisto olduğunu söyleyebilirim. TrapTown, Sirk, Yevgeni Onegin ve Ionesco Dosyası da en çok ilgi çeken oyunlar arasında yer alıyor. 

Yerli yapım oyunların arasında hangi usta isimlerin oyunları bulunuyor?

İstanbul Tiyatro Festivali’nin ortak yapımcılığını da üstlendiği açılış oyunu İo’da oyunun yazar ve yönetmenliğini üstlenen Şahika Tekand’ı yıllar sonra sahnede de izleyeceğiz. 

Usta yönetmen Yücel Erten’in sahneye koyduğu Büchner’in iki çarpıcı metni üzerine özgün bir yorum olan Tiyatro Pera yapımı Barakalar ve Saraylar ile Alman yazarlar Andreas Sauter ile Bernhard Studlar’ın kaleme aldığı, Kemal Aydoğan’ın sahneye taşıdığı Moda Sahnesi yapımı Ver Parayı!’yı festivalde yer alacak diğer iki yerli yapım.

Altıdan Sonra Tiyatro ekibi tarafından sahnelen Kaldırım Serçesi, Gülriz Sururi’ye bir saygı duruşu niteliğinde. Kaldırım Serçesi’ni Yiğit Sertdemir sahnelemesi, Yiğit Özatalay’ın müzikal düzenlemeleri ve başarılı oyuncu Tülay Günal’ın yorumuyla izleyeceğiz.

Festival seyircisinin 2017 yılında Yalnız ile tanıdığı yazar, yönetmen ve oyuncu Wajdi Mouawad’ın 1975-1990 arasında yaşanan Lübnan İç Savaşı’nı anlatan Yangınlar’ı yönetmen Murat Daltaban’ın yorumuyla, Ceren Ercan’ın daha önce yurtdışında sahnelenen iki kısa oyunu Öyle Durdum Bekliyordum Geçmeyenler Köprüsünde / Kaçmış Evlatlar Ormanı ise Mark Levitas rejisiyle okuma tiyatrosu olarak festival seyircisiyle buluşacak.

Bu yılın Onur Ödülleri kimlere takdim edilecek?

23. İstanbul Tiyatro Festivali Onur Ödülleri bu yıl yazar, tiyatro oyuncusu ve yönetmen Ferhan Şensoy, sahne tasarımcısı Metin Deniz’e 15 Ekim gecesi Ses Tiyatrosu’nda gerçekleşen ödül gecesinde takdim edildi. Théâtre de la Ville’in sanat yönetmeni ve yönetmen Emmanuel Demarcy-Mota’ya ödülü ise 22 Kasım Cuma günü Ionesco Dosyası oyunu sonrasında gerçekleştirilecek ödül töreninde takdim edilecek.

Yerli ve Uluslararası oyunlar kıyaslandığı zaman, uluslararası oyunların daha çok ilgi gördüğünü, yerli oyunların daha az ilgi aldığını savunanlar var. Sizce bu doğru mu?

Büyük prodüksiyonlu uluslararası oyunları İstanbul Tiyatro Festivali’nden başka Türkiye’ye getirebilen başka bir festival yok.  Bu oyunlar İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında izlenebildiği için uluslararası oyunlara bir miktar daha fazla ilgi alması oldukça normal. Ancak bizim izlenimimiz festival seyircisinin festivalde prömiyer yapacak olan yerli yapımları da merakla beklediği yönünde. Çok sayıda yerli yapımın biletleri de satışların ilk gününde hızla tükeniyor. 

14 Eylül’de festivalin biletleri satışa çıkarıldı. Katılım yüzdesi nasıl gidiyor? Geçen yılın katılım oranına göre bu yılın katılım oranı daha mı fazla?

Katılım yüzdesi gayet iyi. Festival yaklaştıkça da satış ivmesi artıyor. Katılım oranı festival bittikten sonra daha net belli oluyor. Geçen yılın katılım oranı %97 idi. 

2013’ten beri Tiyatro Festivallerinin direktörlüğünü siz mi yapıyorsunuz?

Evet, festival direktörlüğünü ben yapıyorum. 

Bu sene gelen oyunlar arasında sizin en çok beğendiğiniz, merakla beklediğiniz oyun hangisi?

Bu konuda çok fazla bir sıralama yapmak istemiyorum. Oyunların hepsi kendi alanlarında özgün ve değerli çalışmalar. Zaten yurt dışından gelen oyunların hemen hepsini izledim. Sadece dünya prömiyerini festivalde yapacak olan Kayıp Kimlik tabii ki en çok merak ettiğim gösterilerden biri. Festivalde prömiyer yapacak olan yerli yapımları da heyecanla bekliyoruz.

Ülkemizde İKSV’nin her sene düzenlediği Tiyatro festivali dışında, bu kadar çok ses getirecek, tiyatro adına festival göremiyoruz. Tiyatroya olan ilgi arttı ama yeteri kadar festival ve etkinlik düzenlenemiyor. Sizce bunun sebebi nedir?

Bu konuda haklısınız. Türkiye’de, İstanbul dışında başka kentlerde devlet tiyatroları tarafından düzenlenen festivaller var tabii ki. Ancak İstanbul Tiyatro Festivali 1989’dan bu yana özellikle çağdaş yapımları, sahnelemeleriyle ses getiren yönetmen, koreograf ve toplulukların yapımlarını programına alarak bu alanda öncülüğünü sürdürüyor ve sürdürmeye de devam edecek. Her ne kadar adı “Tiyatro Festivali” olsa da aslında sahne sanatları alanında programında yer alan dans, performans, tiyatro seçkileri ve tabii ki bu seçkilerin çağdaş yapımlar olmasıyla önemli bir yere sahip. 

Tiyatro Kalp Perdesini açan bir sanattır. Son yıllarda fazlasıyla özel tiyatrolar açıldı, oyun konusunda birçok seçenek var. Bu durum biz tiyatro severleri memnun ediyor. Sizce önümüzdeki yıllarda tiyatronun geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Tiyatro yapımlarının giderek artması çok sevindirici. Tiyatro her daim çok güçlü bir sanat dalı oldu. Tiyatronun canlı performans olarak çok önemli bir özelliği var.  Ekranda izlemenin bu anlamda pek de mümkün olmadığı bir sanat dalı. Seyircinin sahnede yakaladığı bu canlı ve sıcak ilişki çok önemli. Bu da tiyatroyu diğer sanat dallarından ayıran çok güçlü bir özellik. 

Bu güzel sohbet için ve böyle güzel festivallerle ülkemize güzel değerler kattığınız için teşekkür ederim. Son olarak, hem böyle özel bir festivalin direktörü hem de bir eğitimci olarak ‘Tiyatro’ denilince aklınıza ne geliyor?

“Tiyatro” benim için bugün demek, içinde yaşadığım topluma, olaylara daha yakından bakmak adına sürekli olarak kendimi ve içinde yaşadığım toplumu sorgulamak, yeniyi keşfetmek, var olanı yeniden keşfetmek, öğrenmek demek. Farklı Teatral anlamda üretmek ve üretime katkıda bulunmak ise eşsiz bir heyecan veriyor.  

RÖPORTAJ: GİZEM YILDIZ