RASAT’TA DENENEN BORUN BİR ENERJİ KAYNAĞI OLARAK KULLANILMASI KONUSUNDA ELDE EDİLECEK BAŞARILI SONUÇLAR, CENNETMEKAN ERGİN ARIK HOCAMIZIN, TÜRKİYE’NİN ENERJİ SORUNUNU SONSUZA KADAR ÇÖZECEK TORYUMDAN TEHLİKESİZCE NÜKLEER ENERJİ ÜRETME PROJESİNİN YENİDEN GÜNDEME GELMESİNİ SAĞLAYACAKTIR. DÜNYA REZERVİNİN ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜNE SAHİP OLDUĞUMUZ BOR VE TORYUM KAYNAKLI ENERJİ ÜRETİMİ TÜRKİYE’Yİ DÜNYA LİGİNDE ÇOK KISA SÜREDE İLK SIRALARA YÜKSELTECEKTİR. TÜBİTAK Uzay Araştırma Enstitüsü (TÜBİTAK UZAY) terli finansmanla tasarlayıp ürettiği ilk yerli gözlem uydusu RASAT'ı, Çarşamba günü başarıyla yörüngesine yerleştirdi. Rasat Rusya Federasyonu'nun Kazakistan sınırındaki Orenberg bölgesindeki Yasny uzay üssünden Dnepr fırlatma aracı ile uzaya gönderildi. Bizi istihbarat ve gözlem yönünden başkalarına muhtaç olmaktan kurtracağı için hayırlı olacaktır; hem de çok hayırlı hem de çok yararlı olacaktır. RASAT, Dnepr'in uzaya fırlattığı 17. uydu. Son fırlatma operasyonunda Dnepr'de ABD, İtalya, Ukrayna ve Rusya'ya ait 7 uydu bulunuyordu. Dnepr fırlatma aracını Rus ISCK (iNTERNATİONAL Space Company Kosmotras firması işletiyor. Çarşamba günü saat 10.12 başlatılan RASAT'ı uzaya götürecek fırlatma operasyonu, saat TÜBİTAK UZAY merkezinde toplanan ilgililer ve basın mensupları tarafından heyecenla izlendi. TÜBİTAK UZAY Müdürü Dr. Uğur Murat Leloğlu fırlatma operasyonu bütün ayrıntılarıyla izleyenlere anlattı. TÜBİTAK UZAY, türkiye'nin uzay yarışında kaybettiği zamanı telefi edebilmek adına, tekonoloji ve daha geniş hizmetler sunabilen uydular üretme çalışmalarını aralıksız sürdürmeye kararlı. Saat 10.12'de başlayan fırlatma operasyonu başarıyla sonuçlandı ve saat 10.50'de RASAT'tan ilk sinyaller alınmaya başlandı. Bu, Türkiye’nin, çok geç başladığı uzay yarışında koşar adımlarla ilerlemesini sağlayacak bir adım olacaktır. RASAT, daha önce uzaya gönderdiğimiz mini uydulardan çok farklı hedefleri olan bir uzay merkezimiz. Alacağımız başarılı sonuçlar, uzaya peşpeşe RASAT’lar göndermemize öncülük edecektir. 15 gün sürecek devreye alınma sürecinde, RASAT'a gerekli yazılımlar yüklenecek, modüller uzayda test edilecek, uydunun çektiği görüntüler yer istasyonuna indirilecek. Bize çok yarar sağlayacak olan görüntülerin yere indirilmesinde, Ankara ve Andoya'da (Norveç) yer istasyonlarından yararlanılacak. 7.5 metre siyah-beyaz, 15 metre çok bantlı görüntüleme sistemine sahip yüzde yüz yerli yapım olam RASAT 100 kg ağırlığında.. RASAT uydusunun mödül üretimleri ve testleri TÜBİTAK UZAY tesislerinde gerçekleştirildi. RASAT'ın uzayda buluduğu sürede yapılacak kablosuz haberleşmenin denemeleri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nu Hacettepe Üniversitesi'ndeki Piyasa Gözetim Laboratuarı'nda gerçekleştirildi. Bütünüyle Türk mühendisleri tarafından tasarlanıp imal edilen RASAT'ın hedeflenen performansta çalışması halinde, Türkiye, çok geç kalmış olsa da, "uzay yarışında ben de varım" diyebilecek. Uzayda atılacak bundan sonraki adımlarda, RASAT bağlamında elde edilen deneyimlerden yararlanılacak. RASAT aracılığı ile elde edilecek bilgilerden ve kazanılacak deneyimlerden yararlanılarak askeri ve bilimsel amaçlı çalışmaların yönlendirilmesi sağlanacak. RASAT'ın göndereceği görüntülerden, şehir bölge planlamalarında, tarım ve ormancılıkta, afet yönetimde yararlanılacağı söylendi. Rasat'ın bize göndereceği ayrıntılı görüntüler sayesinde, orman yangınlarını, kaçak ağaç kesimlerini, gecekondulaşmayı, trafikte tıkanan yolları en ince ayrıntılarına kadar izleyip önlem alabileceğiz. Böylesine ayrıntılı bilgi akışının tarımda süne mücadelesinde olduğu kadar, terörle mücadelede de çok yararlı olacağını, ayrıca söylemeye gerek yoktur. Çünkü, Türkiye'nin ilk mini uydusu BİLSAT 12 metreye kadar görüntü verebilirken, RASAT 5 metreye kadar görüntü verebiliyor. Eskiden, ABD’nin uzay teknolojinde ne kadar ileri gittiğini anlatabilmek için, “Amerika, uzaydaki uydularından, yerdeki karıncanın gözbebeğinin fotoğrafını çekebiliyor” denirdi; artık o söylem, RASAT sayesinde, bizim için bir tarih oluyor. RASAT uydusunun, hatta çok daha geliştirilmiş aygıtlarla donatılmış uyduların çok daha önceleri uzaya yerleştirilmesi gerekmez miydi? Bizim gibi cadı kazanlarının her an kaynadığı ya da kaynatıldığı bir coğrafyada yer alan bir ülkenin, nükleer enerji teknolosine bu kadar uzak durmasının anlaşılabilir, kabul edilebilir bir açıklaması var mıdır? UZAYDA DOLAŞAN RASAT’LARIMIZ OLSAYDI TERÖRE BUNCA KURBAN VERİR MİYDİK? Terörle mücadelede binlerce fidanımızı yitirdik. Hepsine Allah'tan rahmet diliyoruz. Ve soruyoruz: RASAT benzeri ileri görüntüleme teknolojileriyle donatılmış bir gözetleme uydumuz uzayda dolaşıyor olsaydı, ve bize her an ayrıntılı görüntüler gönderiyor olsaydı, bunca canımızın canına kıyılabilir miydi? RASAT'ın uzaya gönderilmesinden ve 700 kilometere yükseklikteki yörüngesine başarıyla oturtulması, bizi elbette gururlandırmalı. Bu konuda duyacağımız gurur, yalnızca, bizim mühendislerimizin tasarlayıp geçekleştirdiği bir yapay uydunun bize arzuladığımız şekilde ayrıntılı görüntüler sağlacak olması ile sınırlı değil. TÜBİTAK UZAY bünyesindeki mühendislerimiz, RASAT'ın yapım aşamasında, uzay yarışında Türkiye'yi ilk sıralara taşıyacakbir ilki de gerçekleştirdiler. Buraya çok dikkat edin, Türkiye'nin gururu RASAT'ta, dünyada ilk kez, bor madeninden elde edilen hidrojen enerjisi kullanılıyor! RASAT'ın x-band hızlı haberleşme sistemi, pil modülü vegeliştirilmiş görüntüleme sistemleri TÜBİTAK Bilgi Teknolojileri Araştırma Enstitüsü BİLTEN tarafından üretilecek. RASAT uydumuz, eşi benzeri olmayan bir uydu. Benzersizliği kullandığı yakıttan kaynaklanıyor. RASAT üç yıl sürecek olan uzay yolculuğu süresince, bor madeninden elde edilen hidrojen enerjisi kullanacak. Bu güne kadar büyük bir titizlikle saklanan bor kökenli yakıt konusu, kardeşlik dayanışmasının çok gurur verici bir örneği. RASAT’ın bordan elde edilen yakıtı, 1995 yılında NOBEL’e aday gösterilen Azerbaycan kökenli Prof Dr. Beycan İbrahimoğlu yönetimindeki bir ekip üretiyor. RASAT’la uzaya sağlam bir atmamız bizi elbette heyecanlandırıyor, ama bu uçuşta bir yenilik olarak borun kullanılmış olması bizi çok daha fazla heyecanlandırıyor. Burada heyecanımızın bir nükleer tepkime şeklinde artmasına neden olan şey, Azerbaycan kökenli bilim adamımızın enerji ihtiyacımız konusunda söyledikleri. Prof. Dr. İbrahimoğlu, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, dünya bor rezervlerinin yüzde 70’ine sahip olan Türkiye’nin, bu rezervini devreye sokarak üreteceği enerji sayesinde, sonsuza kadar başka enerjilere bağımlı olmaktan kurtulacağını savunmaktadır. ERGİN ARIK HOCAMIZI RAHMETLE ANMADAN GEÇEMEYİZ Sohbetin bu noktasında, Isparta uçak kazasında (!) elimizden uçurduğumuz dünya çapındaki nükleer fizikçilerimizden Prof. Dr. Ergin Arık Hocamızı rahmet ve minnetle anmadan geçemeyiz. Cennetmekan Arık Hocamız, dünya rezervinin yüzde 70’ine sahip olduğumuz toryumu kullanarak kuracağımız nükleer santrallerle, enerji sorunumuzu sonsuza kadar ve tehlikesizce çözebileceğimizi, 6 yıllık bir uğraştan sonra, ülkeyi yönetenlere anlatabilmiş ve bu konuda hazırlıklar başlatılmıştı. Engin Arık Hocamızın bu aşamada 6 arkadaşı ile birlikte elimizden uçması, Isparta uçağının kazara düştüğüne inanmamızı engellemektedir. Türkiye’nin kaderini değiştirebilecek böylesine güzide bir ekibi, Türk Hava Yolları’nın tarifeli seferinden alıp, dışarıdan getirilen kiralık bir uçağa bindirebilen zihniyete yazıklar olsun! Buradaki ”yazıklar olsun!” haykırışının, edep ve terbiye hudutlarını daha fazla zorlamamak adına sansür edilmiş duygularımızın ifade şekli olduğunu, ayrıca söylememize gerek yoktur sanıyorum. Çünkü hepinizin de aynı duygu yoğunluğu içinde olduğunuzu ve duygularınızı çok daha ‘keskin cümlelerle’ ifade ettiğinizi kolayca tahmin edebiliyorum. RASAT, başlamakta çok geç kaldığı uzay yarışında Türkiye’ye, çok önemli adımlar atmasını ve bu konuda kaybettiği zamanı telafi etmesini sağlayacak deneyimler kazandırabilir. Uzay yarışında önemli bir adım atmış olmanın heyecanı ile söylenmiş cümleler olarak değerlendirmeyin; Türkiye bütünüyle kendi yapımı olan bu uydudan beklediği sonuçları alabilirse, kısa zamanda uzaya göndereceği RASAT’larla dünyayı gerçek anlamda BBG evine çevirebilir. Terörün belini kıracak istihbarat ancak RASAT’ların göndereceği görüntülerle mümkün olabilir. Hiçbir müttefikimizin istihbarat paylaşmada umulduğu kadar cömert olmadığını yaşayarak öğrendik. RASAT’ta denenen borun bir enerji kaynağı olarak kullanılması konusunda elde edilecek başarılı sonuçlar, Cennetmekan Ergin Arık Hocamızın, Türkiye’nin enerji sorununu sonsuza kadar çözecek toryumdan tehlikesizce nükleer enerji üretme projesinin yeniden gündeme gelmesini sağlayacaktır. Dünya rezervinin önemli bir bölümüne sahip olduğumuz bor ve toryum kaynaklı enerji üretimi Türkiye’yi dünya liginde çok kısa sürede ilk sıralara yükseltecektir. YEDİ KANDİLLİ SÜREYYA "Bu, taşındır." diyerek Kâbe'yi diksem başına; 
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; 
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ nâmiyle, 
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmiyle, 
Ebr-i nîsânı açık türbene çatsam da tavan, 
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan. Bunlar, Mehmet Akif’in Çanakkale Destanı’ndan aktardığımız mısralar.. Akif’in Çanakkale şehitlerimizin türbesine layık gördüğü Yedi Kandilli Süreyya, güneş doğduktan sonra bile görünen Ülker yıldız kümesi. RASAT’ın da uzay teknolojimizin Yedi Kandilli Süreyya’sı olmasını diliyoruz. RASAT’ın Türkiye’nin geleceği açısından çok önemli sonuçlar üreteceğine inanıyoruz. Hayırlı olsun..