Çeşitli haber ajansları Pakistan’daki hükümet darbesini, “Akılları karıştıran darbe” olarak verdi. Fakat, ABD’nin Afganistan’ı işgali sonrasında Pakistan’da yaşanan gelişmelerin bir sonucu olan eksen kırılması, Başbakan Eşref’in mahkeme kararıyla görevden alınması haberiyle birlikte okunduğunda, ortada öyle kafa karışıklığına neden olacak bir durum olmadığı kolayca görülebilir.  
Bir süreden beri, Afganistan’dan çekilme hazırlıkları yapan ABD ile Pakistan arasında soğuk rüzgarların estiği biliniyordu. Küresel çapta etkili olan Batı medyası organlarında yapılan yorumlarda, “ABD'nin ilişkilerinde gerginlik yaşadığı Pakistan'a gizli operasyonlar yapacağı" dillendiriliyordu. ABD merkezli Associated Press, dünya medyasına servis ettiği haberlerde, ABD ve Afganistan'ın Pakistan'a "gizli operasyonlar" planladığı belirtiliyor, gerekçe olarak da, Taliban'ın Afganistan sınırları içindeki ADB birliklerine saldırılar düzenlemesi gösteriliyordu. ABD ve Afganistan yetkilileri, bu saldırlardan Pakistan hükümetini sorumlu tutuyorlardı.
Hatırlayanlarınız olacaktır, 2008 Eylül ayında da, ABD ile Pakistan arasında benzer gerekçeler nedeniyle gerginlikler yaşanmış, Batı ekseninde yer alan Pakistan’da bir eksen kayması yaşandığı, Bush’un Afganistan’daki askerlerine Pakistan’da operasyon yapma yetkisi verdiği konuşulmuştu. Nitekim, Afganistan’daki direniş gruplarına operasyon düzenleyen Amerikan askerlerine Pakistan askerleri ateşle karşılık verince, ülke karışmış, dönemin ABD Genelkurmay Başkanı Mullen, İslamabad’t yaptığı açıklamada, bu tür olayların bir daha yaşanmayacağına ilişkin söz vermiş, fakat bu söz tutulmamıştı. Bu gelişmeler Pakistan’daki Amerikan karşıtlığı daha da artırmıştı. O dönemde, hem Taliban Lideri Molla Ömer’in hem de El Kaide Lideri Bin Ladin’in Afganistan sınırları içinde yaşamalarına rağmen, ABD’nin Pakistan’a operasyonlar düzenlemesine bir anlam verilememişti.
OPERASYON KAYNAKLI GERİLİM TIRMANIYOR
ABD ile Pakistan arasında, Taliban konulu çift taraflı saldırılar nedeniyle oluşan gerginlik, son zamanlarda giderek yükselişe geçmişti. Pakistan, bütün itirazlarına rağmen, ABD'nin insansız araçlarla toprakları üzerinde operasyonlar yapmasına son vermemesi nedeniyle, NATO tankerlerinin geçişine izin vermiyordu. Bu önlem, ABD-Pakistan gerginliğini daha da artıyordu. Çünkü Irak için Habur ne anlam taşıyorsa, Afganistan için de Karaçi aynı anlamı taşıyordu.
Pakistan, Amerika’nın topraklarında yaptığı askeri operasyonları egemenliğine saldırı saydığından, Çin ve Rusya’nın desteğinde kurulan Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılma girişiminde bile bulunmuş, bu girişim Pakistan’ın eksen değişimi olarak değerlendirilmişti. Soğuk Savaş döneminde Rus işgalindeki Afganistan konusunda ABD’ye lojistik ve askeri destek veren Batı yanlısı Pakistan Doğu blokuna göz kırparken, bir zamanlar Rusya’ya yakın duran Hindistan’ın ABD ile flört etmesi, bölgede ciddi bir denge değişimi oluşmasına neden oluyordu..
Pakistan’ın yumuşak karnı bir türlü istikrara kavuşamayan siyasi yapının karmaşıklığı. Ülke genelinde radikal eylemlere destek eğilimi var. Bu nedenle Afganistan’a sınır olan bölgelerde devlet otoritesinden çok Taliban’ın sözü geçiyor.
Yakın bir geçmişe kadar, derinden süren ve giderek büyüyen gerginliğin, ABD'nin Pakistan topraklarına girmesiyle sonuçlanabileceği konusunda yorumlar yapılıyordu. Çünkü, çekilme kararı vermiş olsa da, Afganistan’da bırakacağı çekirdek kadro üzerinden bölgenin kontrolü açısından Pakistan coğrafyası hayati önem taşıyordu. Fakat, dünyanın çeşitli bölgelerinde sürdürdüğü işgaller, operasyonlar nedeniyle mali sıkıntılar içine düşen ABD'nin başına bir de Pakistan derdi açması ihtimaline pek şans verilmiyordu. ABD'nin, bir operasyon denemeden önce, ateşteki kestaneleri almak için bir maşa arayışına gireceği savunuluyordu.
MAŞA BULUNDU MU?
 Kur'an Yolu Hareketi Başkanı Tahir Kadri'nin Kanada'dan dönmesinden sonra, ülkenin güneyindeki Karaçi kentinden başlatılan gösteriler Parlamento binasına kadar dayandı. Tahir Kadri, Parlamento önünde yaptığı konuşmada, seçim komisyonunun geçersiz sayılmasını, tarafsız ve yolsuzluğa bulaşmamış isimlerden bir hükümet kurulmasını ve seçim yasasında bazı değişiklikler yapılmasını istedi.
Tahir Kadri'nin bu konuşmasından sonra da gösteriler devam etti, Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı binaları barikatlarla koruma altına alınırken, başkentte hayat tam anlamıyla durdu, iki gün resmi tatil ilan edildi.
Pakistan'da, ülke çıkarlarını her zaman herşeyin önünde tutmaya çalışan çok güçlü bir ordu yapılanması vardır. Pakistan, ordu içindeki bu güçlü yapılanma sayesinde nükleer enerji tesislerini kurabilmiş ve Hindistan karşısında varlığını sürdürebilmenin güvencesi saydığı atom bombasını üretebilmişti. Hatırlayanınız olacaktır, ABD, Pakistan'ın bu konudaki çalışmalarına engel olabilmek için, dönemin Pakistan Devlet Başkanı Ziya ül Hakk'ın uçağını, içindeki 42 Amerikalı teknisyenle birlikte havada patlatmıştı. Fakat, bu göz dağına rağmen, Pakistan ordusu nükleer enerji çalışmalarına ara vermemiş ve ürettiği silahla, "Atom silahına sahip tek Müslüman ülke" ünvanını almayı başarmıştı.
ŞİMDİ NE OLACAK, 'PAKİSTAN BAHARI'NIN AMACI NEDİR?
Pakistan'dan gelen haberlerde, Kur'an Yolu Hareketi Önderi Tahir-ul Kadri'nin Kanada'dan dönmesinin ardından ülkeyi dalga dalga saran 'Pakistan Baharı' rüzgarları, Başbakan Eşref'i ve aralarında Su ve Enerji Bakanı'nın da bulunduğu 15 yetkilinin Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla tutuklandığı bildiriliyor. Tutuklama gerekçesi, iki kardeş ülke ilişkilerini incitecek ayrıntılar içeriyor. Söylendiğine göre Başbakan Eşref, Su İşleri ve Enerji Bakanı olduğu 2010 yılında mobil enerji üretimi konusunda anlaşma yaptığı Karadeniz Holding bünyesindeki Karkey Karadeniz Elektrik Üretim A.Ş.'den rüşvet almış..
Bir milletvekilinin, Eşref'in söz konusu enerji üretimine ilişkin ihalede yolsuzluk yaptığını savunarak açtığı davada Türk şirketi Karadeniz Holding’e 17.2 milyon dolarlık bir borç çıkarılmış ve bu borç, faizleriyle birlikte 120 milyon dolara yükseltilmişti. Bu borç ödenene kadar da, Pakistan'da mobil üretim yapan Karadeniz Holding'in Kaya Bey ve Ali Can Bey adlı gemilerine el konulacağı açıklanmıştı.
Başbakan Eşref düşürülmesine neden olan 'Pakistan baharı'nı tetikleyen olaylar nedeniyle Türkiye'nin suçlanması, iki kardeş ülke arasındaki ilişkilerin hiç istenmemesine, hiç arzu edilmemesine rağmen gerilmesine neden olmuştur. Geçtiğimiz Mart ayında başlatılan soruşturmalar nedeniyle, 2006 yılından bu yana Türk firmalarına verilmiş olan 19 enerji projesi iptal edilmiştir. Bu iptal edilen projeler arasında Karkey A.Ş.'ye ait iki geminin Karaçi'ye elektrik üretme projesi de var. Karadeniz Holding yetkilileri, "Bizim rüşvet konusuyla hiçbir ilgimiz yoktur. Gemilerimize haksız olarak el konulmuştur, uluslarası hukuk sürecini başlattık" diyorlar.
Şimdi, açık istihbarat olarak elde ettiğimiz bu bilgileri altalata koyarak nasıl bir sonuç çıkarabiliriz?
Ayakları yere basan bir yorum yapabilmek için bir dizi soruya doğru, inandırıcı yanıtlar verebilmemiz gerekir:
Bin Ladin'i Pakistan sınırları içinde barındığı eve düzenlediği operasyonla kıskıvrak ele geçiren ABD, Pakistan coğrafyasından askerlerine saldıran Taliban üyelerini engellemekte gerçekten çaresiz midir?
ABD, Afganistan'dan çekilme takvimi öncesinde, Hint Okyanusu'na ulaşan tek yol durumundaki Pakistan coğrafyasını kontrol altına mı almak istemektedir?
ABD, yeni dünya düzenini hayata geçirme operasyonları sürecinde, atom silahına sahip tek Müslüman ülke olan Pakistan ile Türkiye'nin ve İran'ın yakınlaşmasından rahatsızlık mı duymaktadır?
ABD kaynaklı ABD merkezli Associated Press, bir süre önce dünya medyasına servis ettiği haberde, ABD ve Afganistan'ın Pakistan'a "gizli operasyonlar" planladığı açıkça dile getiriyor, gerekçe olarak da, Taliban'ın Afganistan sınırları içindeki ADB birliklerine saldırılar düzenlemesi gösteriyordu. Yaşanmakta olan ‘Pakistan baharı’ bu gizli operasyonlar dizisinin ilk halkası mıdır? ABD, estirilen ‘Pakistan Baharı’ sonucunda gidilecek seçimler üzerinden, Pakistan’da Batı yanlısı bir yönetim mi planlamaktadır?
Bu sorulara verilecek ayakları yere basan yanıtlar, Başbakan Eşref’in tutuklanması öncesinde başlatılan ‘Pakistan Baharı neleri hedefliyor?” sorusunun da yanıtları olacaktır.