‘Kattığın tüm güzelliklere verdiğin onca emeğe binlerce teşekkürler gül yüzlüm nur yüzlüm’

Bembeyaz saçları  beyaz çarşaflarla özdeşleşmiş opak gözlerini  boşluğa dikmiş, kendi dünyasına çekilmiş… Dünyaları fethetmiş  o koca çınarım yaşamını şimdi iki metrekareden izliyor.

Gözlerim ağlamayı beğenmiyor.

Hayat gerçekten bu mudur? Bu mudur bunca uğraş, stres, kaygı, çaba, yaşama tutunma, doğruluk, dürüstlük, fedakarlık … GÜZEL ANAM…

Onun yaşamı bir Yeşilçam Klasiği gibi.

Giriş;

Eeee Eeee Eeee… Uyusun da büyüsün ninniii

Hadi ye bak kocaman olacaksın. Hoop uçak getirdi aç ağzını…

Eşek sıpası bak yine beni uyutup kaçtın…

Saçını mı çekti, ağlama çocuğum hadi sen de bunlarla oyna…

Kim dövdü ben ona naa yaparım.

Elma ağacının altına kilim serdim hadi evciliklerinle orada oyna…

Gel bahçede kızım çileklere sen de su ver.

Yemekte oynanmaz kızım otur, deden kızar sonra… Tabağındakileri bitir. Arkandan ağlamasın…

Ellerini yıkadın mı?

Dişlerini fırçaladın mı?

Gelişme

Anneee göğsümde şişlikler oluşmuş hem de iki tane… (Onlar senin memelerin. Elleme, ayıp)

Anne niye vurdun yanağıma çok acıdı…(İlk regl olunca vurulur. Artık kadın oldun)…Hee anladım

Dersini çalıştın mı? Işıkların hepsini birden yakma… Tutumlu ol (Tamamm)

Baban masaya oturdu yürüsenize sofraya!

Yat deyince yatacaksın. Ses yok!

Birisinin yanında yeme onun da canı çeker. (Peki anne) Kardeşine de bırak… (Olur anne)

Evde dört kız bir geçinemediniz be… ( Saçmalıyorlar ama anne !! )

Bela okuma sana geri gelir. Dua et yatmadan önce… (Peki anne)

Oruç tuttuğunu da tutmadığını kimse bilmesin!

Sana olmasını istemediğin şeyi başkasına yapma tamam mı?

İnsanları ayırma eşit tut. Büyüklerin haklıdır saygılı ol. Yaşlılara kimsesizlere yardım et.

Evdeki problemlerini dışarı yansıtma sakın!

Elalem ne der?

İdare et kızım. Alış kızım!

Öğretmen niye bana tokat attı? (Hocadır suçun varsa atar.) Ben haklıydım ama annee… (Sus kızım vardır bir bildiği)

Aman kavga çıkmasın sus kızım. Sus Kızım! Sus kızım!

Aman dürüst ol kızım. Hava karardığında evde ol kızım ben merak ederim. Kimsenin yanında yatma. Alkol alma . Bir şey içme içine ilaç atarlar.

Süreç devam eder …

Ağlayıp durma her şeye, git bulaşıkları yıka…

Evi süpür… Yedin mi terliği görürsün!

Et-Balık Kurumu sırasına gir kalk hadi…

Bana yardım et komşular gelecek. Hoş geldin desene kızım. Kolonya ver çay koy.

Ağdanı evde yap, ne demekmiş kızlar toplanacakmışsınız da ağda yapacakmışsınız. Evinde otur. Bir sürü iş var.

Gülme yüksek sesle konuşma terbiyeli ol, cevap verme, hafif olma… 

Yapma, etme, sen hassassın kaldıramazsın.

Dışarı öyle çıkma bere tak atkı al hasta olma…

Cumartesi pazarına gideceğiz el arabasını al yürü… 

Artık üniversiteyi bitirdin. Dö piyes  falan giy.

Olmaz arkadaşlarla ‘ada’ ne demek…

Konser mi? Hayır dedim.

Ben sana güveniyorum ama etraf çok kötü!

Gece 11 dedin mi evdesin.

Amerika ya gitme orası yutar seni…

Kim bu!  kapa telefonu vır vır çok konuştun.

Ne iş yapıyor bu çocuk? Nereli? 

Sonra anam… ey güzel anam…

Telefonda ulaşamayınca delirdin. Kocamla kavga ettim yine delirdin. Kardeşlerimle hakkımı aradım yine delirdin…

Sonuç 

Anne bana senin mükemmelini niye oynattın? Bunların yarısını öğrensem sen de bu kadar hırpalanmasaydın olmaz mıydı? Birbirimizin tadını çıkarırdık.

Kendini de öyle çok yordun ki yemedin yedirdin. Giymedin giydirdin. Uykusuz gecelerde yanı başımda hep sıcacıktın. Ağlarken yanımdaydın. Okul yıllarımda sabah kahvaltımla akşam… öğle… o tadına doyum olmaz yemeklerinle masamızı donattın. Saatlerce dolma sardın, börekler tatlılar yaptın. Bize danteller işledin. Bizi danteller gibi özenle büyüttün. Bildiğin gördüğün ferahlatmalarınla dinledin. Hep usulünce yaşamayı onuru, ayıbı, saygıyı, sevmeyi, vatansever, doğasever paylaşımcı  olmayı öğrettin. İnsan gibi insanın ne olduğunu gösterdin. Bayram sabahlarında bize uykusuz kalıp temizlediğin evimizde sürprizler yaptın. Hepimize adil davranmaya çalıştın.

Doğrularınla iyi olsun diye, o dönemlerin en erdemli insanı olsun diye yetiştirdin beni. Ama be annem, bu arada endişe ve merak içinde boğdun beni canım annem. 

Ben de sana hiç kıyamadım, kızsam da tepki de versem seni hep hoş tuttum. Sen de bir kahveye affederdin beni.

Benim anam despottu. Dominanttı. Çok güçlü komik, güzel bir kadındı. Doğa ve canlı aşığıydı. Her şeyi düzenli ve onun olması gerektiği gibi isterdi. Bildiğinden asla vazgeçmezdi. Pozitif düşünürdü ama panikleri de vardı. Sanatçı ruhu vardı ama  o tarafını beş çocuğuyla icra edemedi. Ona da anasından kalan genetik miraslarla hayatı çözme yoluna giderdi.  Zordu bana. Çünkü ben de onun gibi özgür ruhlu biri idim.

Ve O… beş çocukla ve subay babamla bunu harika bir şekilde yaptı…

Gül yüzlüm…Canımın bir parçası… 

Bak ben hep senin yanında hep senin dediklerini yaptım. Seni üzmemeye çok çalıştım. Amerika da kalmaktan vaz geçip ülkeme yanına  döndüm. Tanrımın annelere verdiği o cenneti hiç çiğnemedim. Bu yüzden de içim çok rahat.

Peki…

Şimdi beni niye görmüyorsun bir tanem ? Hadi şimdi de sen benim isteğimi yap. Aç gözlerini komutan gibi direktif ver sağa sola yine… nolur annem… 

Evet;

Yalan dünyanın trajedisini yaşıyorum. Dilerim eskisi gibi tavla oynayabilecek kadar güçlenir. Tavsiyemdir; Ananızın değerini hep bilin. Bilin ve affedin ki ‘keşkeleriniz’ olmasın!!!

*Yüzleşme; Bir kızım var. Bu kadar olmasa da ve istemeyerek ona da bu mirası taşımışımdır. Annem Yeşilçam Filmleri’yle bizi büyüttü. Arada ki farklar , kızımla aramdaki kadar dev adım değildi. İşte bu yüzden benim mükemmelliyetçiliklerim bu teknoloji çağına hiç uymadı. O da çok zorlandı ben de. O yataktan bir gün ben ona bakarken dilerim o da beni anlar ve affeder.