Tekke ve Zâviyelerle, türbelerin kapatılmasından yaklaşık altı yıl evvel aslında bir hâl keyfiyeti olan, nizâmnâme ve ta’limatlarla tanzimi mümkün olmayan, Turuk-u Âliye’den, Zikr-i Hafî yolunun en büyüklerinden, Nakşibendî Tarikatine mensup oldukları iddiasında ba’zı tekke’ler, işin hangi boyutlara uzandığını, aşağıda neşredeceğimiz vesikalardan anlamak mümkün olacaktır. Devrin Padişahı, Sultan Vahideddin Hazretlerine hitâben yazılan çok mühim bir yazı: “Pâdişah’ın en Yüce Makamına, Cenab-ı Hakk ve Kâdir-i Mutlâk Hazretleri Padişah’ın ömür ve afiyetlerini ziyâde ve en son güne kadar saltanat makamında ebedî kılsın. Âmin! Peygamber’lerin Efendisi’nin hürmetine, Sultan Abdülmecid Han Hazretlerinin türbe’lerinde her Cum’a gecesi on mürid ile Hâlidî adâbı üzere Hatm-i Hacegân ile muvazzaf, Sultan Selîm Camiî yakınında Cebecibaşı Mahallesinde, Yüce Nakşibendî Tarîkatının Halidî şeyh’lerinden, Şeyh Mustafa İsmet Efendi (Kuddise Sırruhû) Hazretlerinin vakf ve ihya buyurdukları Halidî Dergahı’nın şeyh’lik cihetine kendilerine mensup halife ve mürid’lerin seçeceği bir zâtı kendisine şart edilmek üzere şart ve tahsis buyurmuşlar’dır. 1330 (1914) senesinde, inhilal eden (boşalan) meşîhat cihetine vâkıfının şartına istinâden mezkûr cihetin hakkı ile şart koşulmuş olan ve Şeyh İsmet Efendi (K.S.) hazretleri halife’lerinden, Şeyh Halil Nurullah Efendi (K.S.) Hazretleri, Halifesi Şeyh Ali Rıza Efendi (K.S.) Hazretlerinden müstahlef, ahlâkı, sîreti zâhir ve bâtın ilimlerinden dirayeti, ihvan’ın terbiyesindeki ehliyeti müsellem ve Şeyh Ali Rıza Efendi (K.S.) Hazretlerinin irtihalinde işâret olunan, vakfın silsilesine mensup hemen bütün ihvan ve mürîdân kendilerine bi’atla i’timâda mazhar mer’cî ve melc’e olmuş ve o hazrete mensup mürîd ve talebe’ye Nakşibendiye-i Halidiyye-i İsmetiye Tarikati’ni ta’lim, sâlikleri terbiye ve Hatm-i Hâcagân ve Seyr-i Sülûk hizmetlerini aşağıda arzolunacağı üzere dört seneden beri hanelerinde ve cami köşelerinde devam ve ifâ zarûretinde kalmış, Hazret-i İsmet’in yegâne mümessili bulunan Şeyhimiz ve Mürşidimiz, Fatih Mü’cîz Dersiâm’larından ve bugün Fetvâhâne’de teşekkül etmiş “Muhîtü’l-Fetvâ Hey’eti” Riyâsetinde bulunan Reşâdetli, Faziletli, Ali Haydar Efendi Hazretlerine tevcihine dâir, Şart-ı Vâkıf Mûcibi bütün halife ve mürid’lerin mührü ile intihab mazbatamızı Meclis-i Meşâyih’e takdim etmişken; Meclis-i Meşâyih’ce Şart-ı Vâkıf hiç Nazar-ı Dikkate alınmayarak müşârarunileyh’in tarikat silsilesinden hariç, Sabık Tokat Mebu’su Mustafa Hâkî Efendi’ye intihapsız tevcih etmişlerdi. Dört seneden beri devam eden çalışmamız neticesi muamele Şurây-i Devlet’den, Fetvâhâne’den edilen sualler’le bir sene evvel yine Meclis-i Meşâyih’ce mezkûr dergah’ın “Mustafa Hâkî Efendiye tevcihi bütün bütün şer ve kanun hilâfeti ve vak’i olan tevcih yok hükmündedir.” doğru cevabı verildiği halde bir seneden beri mezkûr dergah’da gayr-i, Meşrû, fuzûlî ikâmet ettiği gibi sonradan Sabık Şeyhülislâm Tokat’lı Mustafa Sabri Efendi’ye iltica ve kendisini Meclis-i Meşâyih’e aza ta’yin ettirip bu vasıta ile meşrû olmayan hareketleri devam ettirdiği ve mezkûr dergâh bir seneden eri Meclis-i Meşâyih’ce mahlûl (boşaltılmış) ve Şart-ı Vâkıf mûcibince intihabnâmemizle gerçek sahibi varken kendisinin şer’an ve kanûnen bütün müzâkerelerde hariç kalması lâzım olduğu halde, hazır bulunup bütün desîse’ler ve tehditlerle apaçık olan hakkımızı bugüne kadar sürüncemede bıraktırdığı ve işâret olunan vakfa mensup ihvan ve mürid’lerin öteden beri de perişan olmalarına vesiyle olduğunu büyük bir üzüntü ve kederle Yüce Makam’larına arz ve iblâ ve hadisede Mukaddes Zat’ları da alâkadar bulunduğundan Meclis-i Meşâyih’de bu sarîh hakkımızın senelerce sürüncemede kalması ile üzüntü içine alan bir hal kesbeden mezkûr dergâh’ımızın bir an evvel bu gâsıplar’dan kurtarılması ve hak sahibi ve ehli olan intihab bulunduğu arzolunan, Ali Haydar Efendi Hazretlerine tevcih ve teslimi hususunu emir ve İrde-i Şehriyârî Kemâl-i tazarrû ve niyaz ve istirhâm olunur. Bu hususta ve herhalde Pâdişah’ın emir ve iradesi Efendimiz Hazretlerinindir. 15 Muharrem 1338/11 Teşrin-i Evvel 1335/24 Ekim 1919)... El-Fakîr, el-Hâc Hafız Halil Sâmi Kulları ve imza....” Pâdişah’a yazılan bu tezkere’ye, Ser-Kâtib-i Hazret-i Şehriyâri (Pâdişah’lık Genel Sekreteri-günümüzde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin muâdili) Ali Fuad Bey, soyadı kanunundan sonra Türkgeldi, soyadını alan, Ali Fuad Türkgeldi, aşağıdaki cevâbı tezkere’yi gönderdi. “Sultan Selim Camiî civarında Cebecibaşı Mahallesinde bulunan Hâlidî Dergâh’ının Kurucusu Şeyh İsmet Efendi’nin vefat tarihinden beri mezkûr dergâh’ın şeyhliğine mürid’leri tarafından intihab olunan zatın ta’yini usulüne riâyet olunarak sonradan inhilal eden post-nîşinliğe de icap eden usûl üzere Gatih Mü’ciz Dersiâm’larından Fetvâhâne’de “Muhîtül-Fetvâ” Hey’eti Reisi Ali Haydar Efendi intihab olunmuşken vakî olan intiha nazar-ı i’tibâra alınmaksızın diğeri ta’yin kılındığından bahis’le eski usûlün muhafazası istidasına dâir, Hafız Halil Sâmi imzası ile Padişah’lık makamına takdim olunan dilekçe Pâdişah tarafından görüldü. Halidî Tarikatine mensub meşîhat cihet’lerinin inhilalinde meşîhat hizmetine ta’yin olunacakların mürîd’ler tarafından intihâbı tarikatlerin usûlü icabından bulunmuş olduğundan, bu şekil vâkıf şartına da muvâfık olduğu takdirde mezkûr dergâh’ın şeyh’liğinin seçimi durumunda eski usûlün değiştirilmesi cihetine gidilmesi muvâfık olamayacağı mülâza buyrularak yukarıda zikredilen dilekçe tetkik edilerek icap eden durumun ifası zımnında Pâdişah’ın emir ve fermanı ilâve olunarak Şeyhülislâm’lık makamına gönderildi. Bu hususta emir ve ferman, emir sahibi olan Pâdişah Hazretlerinindir. 5 Safer 1338/30 Teşrin-i Evvel 1335/13 Kasım 1919 Ser-Kâtib-i Hazret-i Şehriyârî Ali Fuad (Türkgeldi)... “ Her iki tezkereden anlaşılan şudur ki; Aslen, Yanyalı olduğundan, Yanyalı İsmet-i Garîp olarak bilinen İsmet Efendi, Fatih Sultan Selim civarındaki konağını şartlı olarak tekke olmak üzere vakfetmişti. Vakfiye şartlarından birisi, elbetteki kendisinin, kendisinden sonra halifesinin ve onların halife’lerinin sıra ile bu tekke’nin şeyh’lik makamına oturmaları... Nitekim, kendilerinin vefatından sonra ki, vefatı (Hicrî 1290, 1872 Milâdi) Şeyh Halil Nurullah Efendi, ondan sonra Şeyh Ali Rıza Efendi. Şeyh Ali Rıza Efendi’den sonra ididaya göre, vâkıf’ın şartı, Şeyh Ali Rıza Efendi’nin irtihalindeki işareti, vâkfın silsile mensubu, ihvan ve mürid’lerin kendisine bi’at ettiği, Nakşibendiyye-i Halidiyye-i İsmetiye tarikati’nin yegâne mümessili, Fatih Dersiâm’larından Ali Haydar Efendi’nin şeyh’liğe getirilmesi beklenirken, Meclis-i Meşâyih, sabık Tokat Meb’usu Mustafa Hâki Efendi’yi mezkûr tekke’ye şeyh ta’yin eder. Pâdişah’lık Ser-Kâtipliği, tezkere’deki talep ve şikâyetleri tedkîk ve tahkîk ile ulaştığı neticeleri, Pâdişah’ın emir ve fermanını da ilâve ile durumu Şeyhülislâm’lık makamına bildirir. Öyle anlaşılıyor ki, Şeyhülislâm’lık makamı Meclis-i Meşâyih’ten, mezkûr tekke’nin şeyh’liğinden Mustafa Hâkî Efendi’nin alınmasını, yerine Ali Haydar Efendi’nin geçirilmesini Zaptiye’den talep etmiştir. Vâki talep üzerine, Zaptiye (Polis-güvenlik gücü) işgalci kabul edilen, Sabık Tokat Meb’usu, Mustafa Hâkî Efendi, mürid’leri, muhib’lerini cebren mezkûr tekke’den uzaklaştırmışlar, yerine Ali Haydar Efendi’yi oturtturmuşlar, dört seneden fazla bir zaman zarfında, cami revaklarında, medrese köşelerinde ve evler’de zikir ve Hatm-i Hâcegân yapan halifeler, mürid’ler ve muhib’ler kendi tekkelerine geçmişlerdir. Ahıska’lı Ali Haydar Efendi olarak bilinen, Ali Haydar Efendi Milâdî (1866-1960) yılları arasında yaşamış, Fatih Dersiâm’larından birisidir. Devlet-i Aliyye’mizin medreselerinde, Ehl-i Sünnet akidesi üzerine yetişmiş ve başta Fatih Camiî olmak üzere, Osmanlı Medrese’lerinde talebe okutmuştur. Fakat, Medrese’lerin kapatılmasından i’tibâren (3 Mart 1924 – 1960) 36 sene daha yaşadığı halde talebe okutma, hoca yetiştirme adına müessir herhangi bir faaliyetine rastlamadık. Şimdi, lütfen Ahıska’lı Ali Haydar Efendi’nin vefat tarihini altını kalın çizgilerle çizerek not alınız, bundan sonraki yazımızda, zaman zaman, hafızanıza müracaat ettiğinizde, Ali Haydar Efendi’nin vefat tarihi hatırlamanız gereken bir tarih olacaktır...