Kitap okumamız on yılda % 10 artmış.

Helaaalll

Dünyada en fazla kitap okuyan ülkelerin başında yüzde 21 oranıyla İngiltere ve Fransa yer alırken, Japonya yüzde 14, Amerika yüzde 12 ve İspanya yüzde 9 imiş.

Biz mi? Yüzde 0,1 ile listenin son sıralarında  nasıl oluyor bu sonuc diye anlamaya çalışıyoruz. Avrupa'da yüzde 21 olan kitap okuma oranı Türkiye'de binde bir …

Acı bir gerçek. Okuyanlarımız da şehirlerde fazla. Kadınlar erkeklere oranla azıcık fazla okuyorlarmış.

(Kadınlarda: %66- Erkeklerde: %62)

Bunlar da iki yıl öncesinin verileri; 

Okuyanlar %42.3 ( Tamamı okuyor, kitap seçmek için bir sebep belirtiyor, yüzde 85’in 5’ten fazla kitabı var, yüzde 80’i son okuduğu kitabın ismini söylemiş.)

Okuyabilenler &18.8 ( Potansiyel okuyucu kümesi, yüzde 60’tan fazlası en az yılda bir kitap alıyor, yarısı son okuduğu bir kitabın ismini söylemiş, kitap okumam dediği halde kitap seçmeye yönelik bir sebep belirtmiş.)

Eskiden Okuyanlar %16.4 ( Yüzde 67’si 33 yaş üstünde, yüzde 15’i kitap okurum diyor, çoğunlukla inanç kitabı ismi söylüyorlar, yarısı hiçbir zaman kitap almıyor, yarısı son üç ayda hiç kitap okumamış (insan cevaplamaya utanır) üçte biri de sadece 1 kitap okumuş. Rezalet)

Okumayanlar %22.5 ( Okumak gibi bir dertleri yok, çok azı bir kitap ismi söyleyebilmiş, iş icabı da okumuyorlarmış, yüzde 80’i ise lise altı eğitimli, yüzde 20’si de okula gitmemiş.)

Veriler çok yeni olmamakla birlikte resmi ve belirli sayılar üzerinden yapılmış. Değişik kaynaklar değişik kitlelerde farklı çıkıyor. Hangisine inanalım bilemedim. Eskiden otobüste metroda ayakta okuyanlar görmezdik artık tek tük rastlıyoruz. Eli işte gözü oynaşta değilse tabii… 

Sık sık istatistik yapmayıp moralimizi bozmuyoruz. Pandemi döneminde okuma oranımız kesin çok artmışızdır ne gerek var saymaya. 

Bilgilere göre 16-30 yaş grubu interneti tercih ediyormuş. (Bizler şükür klasikler kağıdın o muhteşem zerafetini ve kokusuyla hala temas içindeyiz.)

Günde 6 saat televizyon izleyip, 3 saat internete giren Türk insanı, kitap okumaya maalesef sadece 1 dakika ayırıyor. Televizyon dizileri de entrika, cinsellik, şiddet, taciz, abartılı tarih vurgulularıyla yeni yetme oyunculara astronomik paralar kazandırıyor. Çoğu da gavurun uyarlaması… 

Onlar bunu gündemde tutuyor olmaaaz biz de de olmalı. Sanki biz de senaryo yaratıcıları hiç yok.

Eh bu kadar tatavadan sonra haberin kralı ise bu;

Doğan Karabil  74 yaşında… İzmir’de kapıcılık yaptığı sıralarda sokağa atılan (!) kitapları toplamaya başlamış. Tezgah açmış bakmış ki sayılar 100 binden fazlaya ulaşmış hoop dükkan açmış. Farklı türde kitapların bulunduğu dükkanı kızlarına iş imkanı bile sağlamış.

Bizler kitaplarımızı okumasak da paylaşırız işte böyle… Kiminin malı kiminin aklı…

***

Geçen hafta yazdığım yazımda kıymetli besteci ve müzik eğitimcisi Muammer Sun’u da  anmıştım. Atatürk’ün isteği üzerine Yanık Ömer’in yıllar sonra orkestra eşliğinde okunmasına destek veren özel insanlardan biriydi. 14 Ocakta Safiye Ayla’yı ölüm yıldönümünde anarken, yazımın gazetede çıkmasının bir gün öncesinde (16 Ocak) değerli hocanın vefatı doğrusu şok yarattı. Allah gani gani rahmet eylesin. 

Değerler bir bir gidiyor arkadaşlar.