NEREDE DURUR?
M. Kemal SALLI
Yazılarımızda FED'den, Greenspan'den, Bernanke'den... kısaca ABD ekonomisinden biraz sıkça söz ettiğimizde, "Amerika'nın derdi bizi mi gerdi?" diye özetleyebileceğimiz eleştiri postaları alırdık. Son gelişmeler küreselleşme gerçeğinin bir başka örneğini ortaya koymuş oldu; küresel likidite bolluğuna bağlı olarak piyasalar, bileşik kaplar gibi, birbirlerini etkiliyorlar. Küresel ekonominin orkestra şefi ABD olduğundan, ABD ekonomisinin sağlığı tüm ülkelerin ekonomileri açısından önemli oluyor. FED başkanlarının faiz konusunda karar açıklamaları değil, düşüş ya da yükseliş yönünde bir imada bulunmaları bile piyasaların rotasını etkileyebiliyor.
Bu açıdan baktığımızda, yaşadığımız son küresel 'çalkantıyı' doğru olarak değerlendirebilmek, gerçek yüzünü ortaya koyabilmek için, yanıtını arayacağımız sorular önem kazanıyor..
Öncelikle, bu çalkantının miladını, subprime mortgage kredilerinin geri dönüşünde gözlenen olumsuzluklarla ilişkilendirmek doğru olur mu? Mortgage piyasında dönen kredi miktarının dünya piyasalarında dolanan küresel likiditeye oranı yüzde kaçtır?
Geçtiğimiz haftalarda küresel piyasalarda yaşanan 'çalkantı', geçen yıl mayıs-haziran aylarında yaşadığımız ekonomik türbülanstan bağımsız bir hareket midir, yoksa artçı dalgaları mıdır? Ya da şöyle soralım; geçen yılın mayıs-haziran döneminde yaşanan 'dalgalanma', tüm dünya ekonomisini yarınlarda da etkileyecek olan uzun soluklu bir tsunaminin işaret fişekleri miydi?
Son yaşanan 'çalkantıyı', "ABD'de subprime mortgage kredilerinin geri dönüşünde yaşanan olumsuzluklar" olarak hafife almak çok yanıltıcı olacaktır. Arşivimizdeki mortgage konulu yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, mortgage sistemi, trilyon dolarlarla ifade edilen küresel likiditeyi yönlendiren fon yöneticilerinin kullandıkları enstrümanlardan yalnızca bir tanesi. O nedenle, "Yaşanan son küresel 'çalkantı' mortgage kaynaklıdır" demek doğru olur mu?
Nitekim, son küresel çalkantıyı bir "kriz" olarak niteleyen bazı ekonomistler, "Riskler azalmadan satış baskısı azalmaz" derken , yalnızca mortgage kredilerinden söz etmiyorlar. Mortgage, son küresel 'çalkantıyı' olduğundan önemsiz göstermek isteyenlerin "günah keçisi". Gelişmelerin gerçek yüzünü görebilmek için 2000'lere uzanmak gerekir.
YALNIZCA MORTGAGE DEĞİL...
ABD'de subprime mortgage piyasası denilen yüksek riskli kişilere verilen kredilerin geri dönüşünde yaşanan olumsuzluklar bahane edilerek küresel piyasalarda sert satışlar yaşanmıştı, geçtiğimiz haftalarda. Bear Stearns'ın üç fonda işlemleri durdurduğunu açıklamasıyla panikleyen piyasalar, DOLAR/YEN paritesinin gerilemesi sonucunda carry trade işlemlerindeki bozulma ve EURO/DOLAR paritesindeki düşüşün de eklenmesiyle, "küresel bir kriz" olarak nitelenen çaltantının yaşanmasına neden olmuştu. Mortgage piyasalarında başlayan, kredi piyasalarıyla birlikte hedge foundlarda (özel amaçlı yatırım fonları) yaşanan olumsuz gelişmelerin etkilerini giderebilmek amacıyla Japon, ABD ve Avrupa merkez bankaları piyasalara bol miktarda nakit enjekte ettiler; fakat piyasaların ateşini düşüremediler. Hafta sonunda, FED Başkanı Bernanke'nin faiz indirimine sıcak baktığına ilişkin haberler, ABD ve Avrupa borsalarının yönlerini yukarı çevirmelerinde etkili oldu. Fakat bu gelişme, bazı ekonomi uzmanları tarafından, "tepki alımları" olarak nitelendi. Kalıcı bir iyileşmeden söz edebilmek için DOLAR/YEN, EURO/DOLAR paritelerinin son 22 günlük hareketli ortalamalarını yukarı kırmaları ve bu sevilerde tutunup dip yapmaları gerekiyor.
Burada yanıtı bulunması gereken soru şu: Dünya piyasalarını olumsuz etkileyen ve bazılarının "kriz" olarak niteledikleri küresel dalgalanmalara neden olan gelişmeler, FED Başkanı Bernanke'nin bir niyet belirtmesiyle yön değiştirecek kadar önemsiz mi? Daha açık sormak gerekirse; piyasaları biranda panik havasına sokuveren, borsaların rekor düzeyde inişe geçmelerine, dövizin yönünü birden yukarı çevirmesine neden olan küresel dalgalanmanın ana nedeni, yalnızca, mortgage kredilerinin geri ödenmesinde yaşanan zorluklara bağlı olarak bazı iflaslar getirmesi değilse nedir? Daha öncelere dayanan nedenleri yok mu, bu nerede duracağı kestirilemeyen küresel dalgalanmanın?
Var elbette.. En azından 2000'li yıllardan bu yana ABD ekonomisini ve küresel likidite bolluğuna dayalı hareketlenmeleri kısaca irdelemek gerekir. Dünya piyasaları küresel likidite denilen canavarın pençesine düşmüş durumda. Üretmeden para ile para kazanma oyunun nerelere kadar gidebileceğini, nerede nasıl sonlanabileceğini kestirebilmek kolay değil. Sistem bu likidite bolluğunu hazmedemez duruma geldi. Sanal olarak yaratılan para türevleriyle sürdürülen mutluluk zinciri koptu, kopacak...
Başta ABD petrol şirketleri, New York'ta kümelenmiş fon küresel fon yöneticileri, petro-dolar zengini ülkeler dünyanın her yerinde risk alarak oyunun sürmesini desteklerken, sürdürülen bu oyun, her an bozulmaya yüz tutmuş durumda. Birçok insan para kaybetmeye, varlıklarının değer yitirmesinden dolayı fakirleşmeye başladı. Ülkeler ve kişiler para kaybederken bir takım azınlık akıl almaz oranda zenginleşiyor.
Bu dalgalanmanın nedeni subprime mortgage kredileri değil, burada duracağını söylemek de mümkün değil. Ara sıra yaşanacak bahar havaları aldatıcı olabilir. Kimi ekonomi uzmanının cesaretle "kriz" olarak nitelediği gelişmenin gerçek nedenini görmek durumundayız.
Konu önemli; bize yansımaları önemli sonuçlar yaratacaktır; bu nedenle sık sık sohbetlerimize konu edeceğiz.
..........................................KÜPE..................................
Avrupa ile Amerika arasındaki dengesizlik kapanıncaya kadar bu türbülans devam edebilir. (...) Türkiye'nin ekonomik göstergeleri bir kriz ya da panik ortamını gerektirecek durumda değil. Merkez Bankası, Hazine ve kamu maliyesi bu türbülansı öngörüyorlardı ve hazırlıklı durumdalar.
ÖMER BOLAT
(MÜSİAD Başkanı)
[email protected]
Yorumlar