Duydum ki inşaat canavarı bu kez de İstanbul’un en değerli arazilerinden birine daha kafayı takmış. Tarihi sit koruması altında olan Beşiktaş’taki Musevi Mezarlığı’nın  Yıldız Parkı ile arasında kalan 19 bin metrekarelik arazi… konutlar ve sosyal tesisler yapılacakmış! Üstelik inşaat oranı 1.5, yükseklik 5 Kat… 

Aaaaa hayret hiç konut ve sosyal tesisler yoktu İstanbul’da. 

Çok iyi düşünmüşsünüz. Helal. Depremde toplanacak arazimiz yok. Nefes alacak temiz hava yok. Birbirimizle aramızda yarım metre kalmadı. Yapın- yıkın- elleri doldurun-  asbest de dolsun ciğerlerimiz siz yine yapın! 

Nasılsa gebereceğiz.

Şehrin tam da göbeğindeki bu  bölgeye gelecek ek nüfus ve trafik yükünü düşünmek bile bir mutsuzluk sebebi.. 

Mevcut alt yapı dayanmaz bu İstanbul’a arkadaş. Neredeyse olmuşuz 20 milyon nüfus. 

İstanbul İstanbul olalı hiç görmedi bu yükü!

Durun bir artık bi durun! Bina bina… Binalar yesin sizi!

Şehirde gerçekten artık mutlu olmak çok zor. Mutluluk … 

Yollarda bol miktarda endişeli, renksiz, mutsuz suratlar birbirimizi tetikleyen öfke…Enflasyon mu kalabalık mı inşaat mı her şey burada…

Mutluluk Bakanlığı’na talip olmak istiyorum.

Evet yanlış duymadınız.

MUTLULUK BAKANLIĞI

Bhutan diye bir ülkede olduğu gibi, bize de bu bakanlık şart! 1999 yılına kadar TV ve internetin yasak olduğu ve bunları kullanmaya başlayan en son ülke namını elde tutan Bhutan’da 2008 yılında Gayri Safi Milli Mutluluk komitesi kurulmuş ve Mutluluk Bakanlığı oluşmuş. Böylelikle yaşam kalitesi, finansal ve mental değerler arasındaki denge ile belirleniyormuş.

Ülke iç huzuru da bireyin iç huzuru da ohhhh… şahane…

Bakın orada işler nasıl?

Sokakta yaşayan kimse yok. Evini kaybedersen kral bir ev inşa edip sebze ekebilecek bir toprak parçası veriyormuş.

Her Bhutanlı, ücretsiz tıbbi bakım alma hakkına ve bunu istediği yönteme göre seçebilirmiş. ( Geleneksel ve klasik tıp)

Kral, ülkede tütün yetiştirme, hasat ve satışını yasaklayan bir yasa çıkarmış. Ülkede tütün almak imkansızmış. Sınırı geçmek için gerekli tüm belgeleri toplamayı başaran turistler, yanlarında sigara  getirmek istiyorlarsa da büyük bir ücret ödemek zorundalarmış.

Ülke ekoloji ve doğaya gerçekten çok endişeli! 2015 yılında buradaki insanlar bir saat içinde 50 bin ağaç dikerek bir dünya rekoru kırmışlar.

Halkın çoğu  Budist. Yani hayvan dünyasına saygı duyuyorlarmış. Vejetaryenlik yaygınmış. Ana temel yemek ise pirinç. (Özel kırmızı pirinçleri var.)

Siyah ve yeşil çay içiyorlarmış.

Burayı ziyaret etmek isteyenler için zorlu ön koşullar varmış. Ülkeye giderseniz öyle Lay Lay Lom gezemiyormuşsunuz. Mutlaka yanınızda bir rehber olacakmış.

Burada herhangi bir kimyasal ürün ithali ve kullanmak yasalara aykırıymış. Kullandıkları her şey ülke içinde tamamen doğal yetiştiriliyormuş.

Başkentte bile trafik ışığı yerine yol işaretlerini, insanların elle yapmasına ne dersiniz?

Bakın bu da  hoş geliyor kulağa…

Bhutan'da kadınlara saygı duyulurmuş. Miras geleneğinde evler, hayvanlar ve topraklar gibi tüm mülkler ve eşyalar, erkek çocuğa değil, en büyük kıza verilirmiş. 

Yabancı ile evlenmek yasakmış. Kral bu benzersiz ve dünyanın geri kalanından izole olan yaşamı korumak için çok çabalıyormuş.

Ama her türlü yasağa rağmen insanlar çok mutluymuş.

Yani kısaca BHUTAN aynı biz!

Bana ne… Bana ne… Ben Mutluluk Bakanı olmak istiyorum. Beni seçin nolur!!!! Hepinizi çok mutlu yapacam söz!