Türkiye'yi Güney'de karadan ve denizden kuşatmak maksadıyla terörist unsurlar da kullanılarak Güney kara ve deniz hudutlarımıza paralel olarak oluşturulmasına çalışılan şer kuşağının yok edilmesi Devletimizin bekası için bir zarurettir. Devletler Hukukunda yeri olan bir meşru müdafaa hareketidir. Devletimizin meşru müdafaa hakkını kullanmasının desteklenmesi bir millî görevdir. Konu iç siyasetin gündeminin dışında mütalâa edilmelidir. 

ABD'ne 11 Eylül 2001 tarihinde yapılan menfur terör saldırısı ile Türkiye'ye yapılan terör saldırıları mahiyet olarak aynıdır. 

11 Eylül terör faciasında  teröristlere karşı ABD ve uluslararası toplumla dayanışma içinde aktif biçimde hareket etmiş olan Türkiye'nin kendisine yönelik terörle  mücadelede başta ABD olmak üzere NATO müttefiklerinden  anlayış, dayanışma, destek beklemesi hakkıdır. 

Bir askerî ittifak içinde müttefikler arasında "benim teröristim, senin teröristin" şeklinde bir ayrışma ve hattâ çatışma  varsa bu o ittifak için hastalıklı bir durumdur.

Türkiye ASALA terörizmine karşı özellikle müttefiklerinden dayanışma ve destek görememiştir. PKK ile mücadelesi bakımından da durum farklı değildir.

Türkiye terörizmle (PKK/PYG/PYD ve FETÖ gibi) mücadelesinde müttefiklerinin  dayanışma ve destek göstermesini, müttefikleriyle olan ilişki ve işbirliği bakımından bir kırmızı çizgi olarak belirlemeli ve ilân etmelidir.

Silâhlı Kuvvetlerimize ve Polis ve Jandarma güçlerimize ülkemizi terörizme   karşı korumada ve mücadelede üstün başarılarının devamını dilerim. Tanrı onları korusun!