46 tılı ne demek duydunuz mu?

Söyleyeyim

Türk Ceza Kanunu'nun 46. maddesinde yer alan akıl sağlığı yerinde olmayanların cezai ehliyetlerinin bulunmadığını belirten bir tanım. 46 lık mecaz anlamıyla deli demek. 

Sanıyorum mimar olup da bunu duymayan kalmamıştır.

46 tılı, 30 yılı aşkın şantiye ve proje hayatımda beni çok takdir eden patronumdan bir kez işittiğim bir laftı. Üzerine ettiği bu lafın hedefi olan projem benim de çok sevdiğim bir projeydi. Uçuk kaçıktı. Allah rahmet eylesin bana kattığı çok şeyle birlikte benim deli iş sevgimi mantıklı sıra dışı  fikirlerimi çok severdi.

İşte beni yıllar öncesine götüren hatta bu anımla güldüren bir film ‘Magalopolis’

‘Bir Film’ tarafından gösterime giren bir  Amerikan epik film. Tüm zamanların en büyük yönetmenlerinden Francis Ford Coppola'nın bu filmdeki oluşum hikâyesi 40 yıl sürmüş, oyuncu kadrosu ve sanat yönetimiyle hayli ses getirecek denebilir… Coppola’nın yazdığı, yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği bu dram bilim kurguda Adam Driver, Forest Whitaker, Nathalie Emmanuel, Jon Voight, Laurence Fishburne ve Aubrey Plaza oynamış.

Megalopolis, ütopik, idealist bir gelecek hayali kuran, dahi bir sanatçı olan Cesar Catilina’nın hikayesini konu ediyor. (Fikirleriyle tam da bir 46 tılı) Filmde tarihin gerilerine akarak yıkıcı bir felaketin ardından değişmek zorunda olan  Roma Şehri için dahi bir sanatçı olan Catilina’nın ütopik, idealist bir gelecek hayali vardır. Ancak onun isteklerinin gerçekleşmesinin karşısında bitmek bilmeyen hırsı, çıkarları, partisine düşkünlüğüyle bilinen  Belediye Başkanı F. Cicero vardır. Onların arasında kalan ise  Belediye Başkanı’nın kızı Julia Cicero olur. Julia, Cesar’a olan ilgisi ve inançlarına olan sadakati arasında seçim yapmak zorunda kalır. Bu seçimi ile  insanlığın geleceğini etkiler. (Film Yeni Roma Şehri'nde geçiyor)

Coppola’nın "Yoz, hayali, modern bir Amerika'da geçen, antik Roma'dan bir kahramanlık hikâyesi" olarak tanımladığı filmi, yaşanan büyük bir felaketin ardından değişimlere gebe eski New York skandallar ve yolsuzluğa gömülmüş halde. İdealist, dahi , mimar Catilina da kendi kendine yetebilen, ütopyaya yakın geleceğin şehrini hayal ederken, görsellerin zenginliği izleyenleri büyüleyip, sonra bir kargaşaya sürüklüyor. Bir kolajın içinde zamanlar karışıyor ve ne yazık ki uzun metrajda insanın beyni kısa devre yapıyor. Bu kadar bilimkurgu destanı bana fazla geldi. Hani vitrinlerde sunulan malzemelerin bolluğu karışık bir eklektisizmi çağrıştırır ya işte o hisse kapıldım.

Film de en çok adını beğendim desem yadırganmaz inşallah. Megalomani ve narsizmin bir harman hali tarihe serpiştirilmiş ve filmin içeriğini çok güzel vurguluyor.

Yani bence Coppola bu filmiyle ‘Buyrun ortaya karışık’ demiş. Film çıkışında arkadaşlarla  bizim de ayrı düştüğümüz noktalar oldu. Yine  de sinema severlerin, Ütopyaların distopyaya dönüşebildiği metaforlarla dolu bu filmi izlemesi gerek.

"Sinemanın sınırlarını zorluyor,"

Sihirli, dolambaçlı, çıldırtıcı" Megalopolis siyaset, ırkçılık, mimari, felsefe, başarı, güç sarhoşluğu, cinsellik, aşk ve sadakat gibi kavramlara değiniyor, daha önce görülmemiş teknikler ve uygulamalarla şaşırtıcı.

Not; Efsanevi sinemacı Francis Ford Coppola, tıpkı Apocalypse Now / Kıyamet gibi Megalopolis'in de finansmanını kendi üstlenmiş, kendi kaynaklarından 120 milyon dolar harcamış. Filmin senaryosu ilk yazımından bu yana 40 yılı aşkın sürede neredeyse 300 kez elden geçirilmiş.