Sizinle “Kesin İnançlılar-Kitle Hareketlerinin Anatomisi” adlı eserden bazı tespitleri paylaşmak istiyorum. Kitap 1978 yılında Tur Yayınlarından çıkmış. Benim kütüphaneme de 6.1.1978 de girmiş.
Kitabın yazarı Amerikalı bir Yahudi 1902 yılında doğmuş. Yani yazdıklarını büyük ölçüde yaşamış veya gözlemlemiş.
Peki, başlıkta neden “Kesin İnançlı Adayları” ifadesini kullandım. Çünkü belki adaylar bu gün bundan bir şeyler çıkarabilir. ‘‘Kesin inançlılar’’ için önemli darbelere ve olgunlaşma zamanına ihtiyaç var.
Ben bu kitabı ilk okuduğum zaman etkilendim ama direndim. O gün böyle düşünmeye ne vakit vardı ne de cesaret! Bu yazdıklarıma dördüncü okuyuştan sonra karar verdim. Yani otuz üç yıl sonra…
Şimdi kemerlerinizi bağlayın ve koltuklarınızı dik duruma getirin!
Önsözden:
“Montaigne’nin bir sözünü benimserim: ‘Bütün söylediklerim bir hasbıhaldir ve hiçbiri bir nasihat niteliğinde değildir. Bu kadar serbestçe konuşabiliyorsam bu, başkalarını kendime inandırmak mecburiyetinde görmediğim içindir.’ Syf:12
Bütün kitle hareketleri müfritliği körükler….Hayatın belirli bölümlerinde kuvvetli bir faaliyet akışı
Yaratmaya muktedirdirler ve körü körüne bir inanç ve sadakat isterler.
Müfritlerin müfritliği aynı kökten gelir.Kesin inançlı olmak!…..
Hayal kırıklığının bizatihi kendisi, saptırıcı hiçbir dış etkiyi gerektirmeksizin, gerçek inanç adamının kendisine özel karakteristiklerinin çoğunu yaratmaya yeterlidir.
Etkili bir saptırma tekniği, esas itibariyle hayal kırıklığına uğramış kişilerdeki kolayca ‘meyletme ve uyma’ yeteneğini istenilen yönde eğitmek ve o yönde tespit etmekten ibarettir. syf:10,11
Geçmiş çağlarda dinsel hareketler birer değişiklik aracı idiler. Bir dinin muhafazakârlaşması can suyunun pıhtılaşması gibidir.
Milliyetçilik, kitle heyecanının en olgun ve devamlı kaynağıdır. Devrimci heyecanın başlatmış olduğu büyük değişiklikler zincirinin önü alınmak isteniyorsa milliyetçi heyecanın önüne geçilmelidir. syf:16,17
Büyük Fransız devrimini yapan kişiler ,insan mantığının ve hudutsuz zekasının yüceliğine aşırı derecede inanmışlardı…..Yeni bir dünya yaratma keşmekeşine korkusuzca atılan Lenin, Marksist doktrinin her şeyi çözmeye muktedir olduğuna körü körüne inanmıştı…..Nazilerin bu derece kıymetli bir doktrini yoktu onların da yanılmaz liderleri vardı!
Geleceğe olan inanç ile birleşmiş bir kuvvet, yeniliği önlemek ve mevcut düzeni korumak için kullanılır. syf21-25
Bir kitle hareketi, bilhassa aktif ve uyarıcı döneminde iken çağırısını kişiliklerini yükseltme peşinde olanlara değil, fakat beğenmediği kişiliğinden kurtulmak isteyenlere yapar…syf:26
Bir insanın kendi mükemmelliğine inancı ne kadar zayıf ise, ulusunun, dininin, ırkının veya inandığı kutsal amacının mükemmelliği yönündeki iddiası o kadar kuvvetlidir.
Bu tipler; dedikodu yapar, sürekli kirli çamaşır araştırır, başkalarının işlerine burnunu sokar, ayrıca yerel, milli, ırki meselelere aşırı bir ilgi gösterir. Bu kendinden uzaklaşmanın ve başkalarının sırtına binmenin bir yoludur.
İşsiz olanlar kendilerine maddi yardım yapanların değil kendilerine ümit aşılayanların peşinde olurlar. syf:27-30
İnsanlar kitle hareketlerine hazır vaziyete geldikleri vakit; sadece bir doktrini veya programı olan harekete değil fakat genellikle etkili olan bir harekete katılabilecek duruma gelmişlerdir.
Atılanlar ve itilenler çoğu zaman bir ulusun geleceğinin ham maddesini teşkil etmişlerdir.
Özlenir bir durum, ulaşılabilecek mesafede görünecek kadar şartlar düzeldiği vakit, hoşnutsuzluk en yüksek seviyeye ulaşır.
Bir şikâyetin en ciddi olduğu zaman izale olma ihtimalinin en kuvvetli olduğu zamandır.
1789 Fransız ihtilalİ’nden sonraki dönemlerin hiç birinde milli refah, ihtilalden önceki 20 yılda arttığı kadar artmamıştır.
Bir insan kendisine bir mevki sağlayacak güce sahip olmadığı zaman hürriyet onun için bir yüktür.
Kendi hayatlarını bozulmuş ve ziyan olmuş görenler, hürriyetten daha çok eşitlik isterler. Onların özlediği eşitliği getirecek olan hiçbir zaman hürriyet değildir. O bunu bilir talebinin sebebi eşitlik içinde kaybolmak içindir.
Renan’a göre;’ müfritler ölümden daha çok hürriyetten korkarlar.”syf:31-53
Benimde kabulde oldukça zorlandığım ancak uyarıcı doğruları olduğuna inandığım bu satırları talep olması haline paylaşmaya devam edeceğim.