“KAZAKİSTAN’IN AVRUPA YOLU” (1)
M. Kemal SALLI
ASYA’NIN YÜKSELEN YILDIZI KAZAKİSTAN CUMHURIYETİ İSTANBUL BAŞKONSOLOSLUĞUNUN DÜZENLEDİĞİ VE TANINMIŞ POLİTİKACI, BİLİMADAMI VE DİPLOMATLARIN KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİRİLEN “KAZAKİSTAN’IN AVRUPA YOLU” KONULU BEYİN FIRTINASINDA, KÜRESEL GELİŞMELERIN EKONOMİK VE SİYASAL BOYUTU, ‘AVRUPA YOLUNDAKİ KAZAKİSTAN CUMHURİYETİ’NİN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ ATILIMLAR VE KÜRESEL HEDEFLERİ, ASYA’DA BAŞGÖSTEREN ÖZBEK- KIRGIZ KARDEŞ KAVGASININ NEDENLERİ, ASYA COĞRAFYASINDAKİ KARDEŞ ÜLKELERİN KÜRESEL SİYASETE VE EKONOMİYE KATKILARI VE KONUSUNDA ÇOK DEĞERLİ GÖRÜŞLER DİLE GETİRİLDİ.
Asya’nın yükselen yıldızı Kazakistan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğunun düzenlediği “Kazakistan’ın Avrupa Yolu” konulu beyin fırtınası, geçtiğimiz günlerde İstanbul Dünya Ticaret Merkezi Wow Hotel’de gerçekleştirildi. Tanınmış politikacı, bilimadamı ve diplomatların katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, Küresel gelişmelerin ekonomik ve siyasal boyutu, Asya’da başgösteren Özbek- Kırgız kardeş kavgasının nedenleri, Asya coğrafyasındaki kardeş ülkelerin küresel siyasete ve ekonomiye katkıları ve ‘Avrupa Yolundaki Kazakistan Cumhuriyeti’nin gerçekleştirdiği atılımlar ve küresel hedefleri konusunda çok değerli görüşler dile getirildi.
Kazakistan’ın Avrupa Yolu” konulu beyin fırtınasına Kazakistan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Askar SHOKYBAYEV, Kazakistan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolos Müsteşarı Askhat DAVUDOV, Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Bohdan Yaremenko, Kazakistan İzmir Fahri Konsolosu Mevlut Özkişi, Kazakparat Muhabiri İrina Dynnikova, Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Abdulvahap Kara ile Asam davetlileri olarak Avrupa Asamblesi Daimi Şeref Üyesi Cevdet AKÇALI, Eski Devlet Bakanı Prof. Dr. Ahad ANDİCAN, Mimar Sinan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet TAŞAĞIL, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan KÖNİ, Kadir Has Üniversitesi Sosyal Bilimler M.Y.O. Müdürür Prof. Dr. Ahmet YÖRÜK, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alaeddin YALÇINKAYA, İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mustafa AYDIN, Avrasya Bir Başkan Yardımcısı Musa Serdar Çelebi, Önce VATAN Gazetesi Haber Müdürü M.Kemal Sallı ve ASAM adına Avrasya Bir Vakfı Genel Başkanı Şaban GÜLBAHAR ile Genel Müdürü Abdullah KILIÇ katıldılar.
Katılımcılara ASAM adına hoşgeldiniz diyen ve toplantının amacını kısaca açıklayan Avrasya Bir Vakfı Genel Müdürü Abdullah Kılıç, Asya’nın yükselen yıldızı Kazakistan’ın giderek Avrupa ufuklarında da parlamakta olduğunu belirterek, Kazakistan’ı ve uluslararası arenadaki başarılarını belgeleyecek olan bu toplantıların fırsat oldukça daha geniş katılımlarla tekrarlanacağını söyledi.
“Kazakistan’ın Avrupa Yolu” konulu ve bir beyin fırtınası şeklinde gerçekleştirilen toplantıda, Bölgemizde ve dünyada Kazakistan’ın yükselen değeri ve hissedilen gücünün kaynakları, Kazakistan’da eğitim çalışmaları ve enginlik kaynakları, Kazakistan-Avrupa ilişkileri, Kazakistan coğrafyasının jeopolitik açıdan Avrupa için önemi, Kazakistan-Türkiye ilişkileri, Kazakistan’ın Kırgızistan’da başgöstren ve bir kardeş kavgasına dönüşen çatışmaların büyümesini önlemede gösterdiği çabalar, AGİT Başkanlığı’nı Kazakistan’ın alması ve bu süreçteki çalışmaları, CİCA ve Kazakistan konuları uzmanlar tarafından dile getirildi.
Oturum başkanlığını Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, toplantıyı açarken yaptığı konuşmada, “Türk Dünyası’nda yaşanan üzücü olayların sosyal, tairhi ve siyasi problemler neler yapılması gerektiğinin göstergesi olduğunu” vurgulayarak, “Bu karamsar tablo yanında, içimizi ferahlatan gelişme, Türk Dünyası’nın parlayan yıldızı Kazakistan’ın yükselişidir. 1991’den günümüze katettiği mesafe, sahip olduğu tarihi değerler, ülke toprakları, kaynaklar bakımından Türk Dünyası’nın parlayan tek yıldızı var: Kazakistan” dedi. Kazakistan’ın Nursultan Nazarbayev’in olağanüstü başarılı idaresi sayesinde uluslararası alanda çok önemli mesafeler katettiğini, bu başarılar sayesinde AGİT dönem başkanlığını üstlendiğini belirten Prof. Taşağıl, “Kazakistan’ın Şanghay İşbirliği Örgütü ile ilişkileri, Rusya Federasyonu ve BDT ile olan ilişkileri yanı sıra Türkiye’ye olan sempatisini de farkediyoruz. Yine, aynı zamanda, Avrupa’ya olan açılımı, Avrupa üzerinde, dünyada, uluslararası arenada katettiği çok önemli mesafeler var. Bugün burada “Avrupa Yolunda Kazakistan” konusunu tartışacağız” diyerek ilk sözü Avrasya Bir Vakfı Başkanı Şaban Gülbahar’a Verdi.
Kazakistan’ın Nursultan Nazarbayev önderliğinde gerçekleştirdiği başarıların çok önemli olduğunu belirten Avrasya Bir Vakfı Genel Başkanı Şaban Gülbahar’ın konuşmasını, gelişmiş toplumlarda örgütlenmenin, sivil toplum kuruluşlarının güçlü ve üretken olmalarının önemini vurglaması, Kazakistan’ın başarısının nedenlerini açıklaması ve Kazakistan-Türkiye ilişkilerinin önemini belirtmesi açısından kısaltmadan, aynen veriyoruz:
AVRASYA BİR VAKFI BAŞKANI ŞABAN GÜLBAHAR SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖNEMİNİ VURGULADI
“Çok değerli dost ülkelerin seçkin temsilcileri, Aziz hocalarımız, Muhterem davetliler,
Bugün birlikte gerçekleştireceğimiz bu çalışmayı, daha kapsamlı ve geniş katılımlı çalışmaların takip edeceğine inanıyorum.
Dostluklarından büyük şeref duyduğumuz Kazakistan Cumhuriyetinin değerli diplomatlarının sivil toplum kuruluşlarıyla gerçekleştirdikleri çalışmalar dikkate değer ve takdire şayandır.
Bu çalışmalar toplumlar arasında karşılıklı anlayışa güçlü yollar açmakla kalmıyor, bütün insanlık için hayati önem taşıyan bilginin paylaşılmasına ve bilginin üretilmesine zemin hazırlıyor.
Gelişmiş toplumlarda sivil örgütlenmenin güçlü olması ve üretken olması, ülke meselelerine karşı duyarlı ve aynı zamanda bu meselelerin çözümünde önemli rol üstlenmeleri, “bu durum gelişmişliğin bir sebebi mi, sonucu mudur?” sualini gündeme getirir. Bu geçmişte belki gelişmişliğin bir sonucu olarak algılanmış olabilir, ancak, bugün kabul etmek gerekir ki, sivil toplum gücünü ülke kalkınmasına katamayan sistemlerin, gelişmeleri bir tarafa, ayakta kalabilmeleri, bağımsızlıklarını sürdürebilmeleri mümkün gözükmemektedir.
Ülkemizde son on yılda oluşumlarına şahit olduğumuz “stratejik düşünce kuruluşları”, ülkelerin güvenlik programlarının ve dış politikalarının oluşturulmasında ve ülkelerin sanayi, bilim ve teknoloji hamlelerinde önemli faydalar sağlamaktadır.
ASAM, Türkiye’de “stratejik düşünce kuruluşları”na ilk örneklerdendir.
Özellikle devlet ve siyaset adamlarının bu kuruluşların çalışmalarından ve birikimlerinden istifade etmeye çalışmaları akılcı bir yoldur.
Stratejik Düşünce Kuruluşları, yapıları itibariyle, uluslararası özelliklere sahiptirler. Bu durum onların bilgi edinme imkan ve kabiliyetlerini farklı kılar. Bünyelerindeki uzmanlar sebebiyle, gözden kaçan detayları değerlendirebilen, uzun soluklu araştırmalar yapabilen ve bilgiye ulaşmada oldukça başarılı olabilen bir yapıları vardır.
Uluslar arası planda bu kuruluşların çalışmalarını takip etmek, bu çalışmalara katılmak ülke yöneticileri için önem arz eder. Ulusal planda da ülkelerin, bu tür kuruluşların oluşmasını ve gelişmesini temin mecburiyetleri vardır. Belki de, bir ülkenin yapacağı yatırımları en süratle ve misliyle geri döndürebilecek olan, bu tür sivil toplum organizasyonlarına sağlanan destektir.
Bu kuruluşlar için olmazsa olmaz şartı, “mutlak özgürlükleridir.” Bu düşünceler içinde sizlerle ülkelerin ve dünyanın meselelerini tartışıp değerlendirmeye ve bunlara çözüm önerileri getirmeye daima hazır olacağımızı bilgilerinize sunuyoruz.
Katılımlarınız için hepinize teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum.”
Avrasya Bir Genel Başkanı Şaban Gülbahar’ın ardından söz alan Kazakistan İstanbul Başkonsolosu Askar Shokybayev, katılımcılara katkılarından dolayı teşekkür ettikten sonra, “Bugünkü toplantının amacı, Kazakistan’ın başlatmış olduğu ‘Avrupa Yolunda Kazakistan’ yürüyüşü konusunda sizleri bilgilendirmek istiyorum” dedi.
“Avrupa Yolunda Kazakistan” programı 2009-2011 yıllarını kapsamaktadır. Bu programın temeli, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in “Halka Sesleniş” konuşmasında ayrıntılarını açıkladığı bir devlet programıdır. Programın en temel önceliği, Kazakistan ile Avrupa devleteleri arasındaki ilişkilerin iletişim, ulaşım, teknoloji ve iletişim gibi farklı boyutlarda geliştirilmesi ve daha üst bir seviyeye çıkarılmasıdır. Bu istek yalnızca Kazakistan başta olmak üzere Asya ülkelerinden kaynaklanmıyor, Avrupa Birliği ülkeleri de, 2007 yılında imzaladıkları Avrupa ve Orta Asya Yeni Ortaklık Stratejisi belgesinde belirttikleri gibi, Orta Asya’yla olan ilişkilerini geliştirmek istiyorlardı.
Tahmin edileceği gibi, en önemli işbirliği enerji alanında olmaktadır. Fakat, bu sadece Avrupa şirketlerinin Kazakistan’daki petrol diğer enerji alanlarında işbirliği yapmak değil, bunun yanı sıra, Kazakistan’ın diğer farklı konularda işbirliği yapmasına katkıda bulunmaktır.
Ticari ve ekonomik işbirliğinin derinleştirilmesi de, ayrıca, çok önemli bir konu olmaktadır. Kazakistan ile Avrupa ülkeleri arasındaki ticaret hacmi son yıllarda büyüme eğilimi göstermektedir, ama yapısal özelliğine baktığımızda, daha ziyade hammadde ağırlıklı olmaktadır.
Ticaret alanında işbirliği çerçevesinin daha da yükselmesi için, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde Kazakistan ticari temsilciliklerinin açılması planlanmaktadır. Bu kurumların temel anmacı, Avrupa ekonomilerinin temel ekonomi politikalrının Kazakistan’ın Avrupa pazarlarında kendi ekonomik hedeflerini gerçekleştirebilmesine yardımcı olabilmek ve Kazakistan’ın işadamlarına bu konularda faydalı bilgiler sunabilmektir. Ayrıca bu program, biyoteknoloji, nanoteknoloji gibi konuları da kapsamaktadır, ama bu programı destekleyen en önemli unsuru, Kazakistan’I 2010 yılında AGİT dönem başkanlığına taşımasıdır.
Kazakistan 2010 yılı başından itibaren Agit başkanlığı çerçevesi içinde endiçözümleriniçalışmakta ve bilindiği üzere, Kafkaslar ve Kırgızistan gibi sorunlar konusunda Kazakistan arabulucu bir rol üstlenmeye çalışmaktadır.
Ayrıca, AGİT başkanlığı çerçevesinde Kazakistan, Avrasya, Orta Asya ve Avrupa’yı kapsayan bir güvenlik boyutuna da çok önem vermektedir ve burada güvenli bir bölge oluşturmayı amaçlamaktadır.
Bu durum çerçevesinde Kazakistan kendiçabalarının meyvelerini toplamaktadır ve Avrupa ülkeleri ile olan ilşkileri giderek gelişim göstermektedir. Bunun en önemli göstergesi, bazı Avrupa ülkeleri ile imzalanan vize muafiyeti söz konusu olmaktadır. (…) Vize muafiyeti öncelikli olarak dplomatik ve vize hizmet pasaportlarına ilşkindir, ama daha sonraları bunun kapsamı genişletilecektir.
Bu program 2011 yılına kadar sürecektir, yani bir yılımız daha vardır. Bu bir yıl içinde sizlerle sık sık buluşacağız ve görüşlerinizi almaya devam edeceğiz.”
YARIN: Eski Devlet Bakanı Ahad ANDİCAN neler söyledi…
Yorumlar