KAZAK RESSAMLARIN “MUSTAFA ÇOKAY SERGİSİ”
M. Kemal SALLI
KAZAKİSTAN’IN 20. BAĞIMSIZLIK YILI KUTLAMALARI ÇERÇEVESİNDE, KAZAKiSTAN’IN ÜNLÜ RESSAMLARINDAN ABILKASIM SARSENBAYEV’İN, KIZI AYCAN SARSENBAYEVA İLE BİRLİKTE TOPHANE’DEKİ, MİMAR SİNAN ÜNİVERSİTESİ TOPHANE-İ AMiRE KüLTüR MERKEZi SALONUNDA AÇTIKLARI SERGiYi DOLAŞIRKEN, TABLOLARIN VERDiĞi iLHAMLA, MUSTAFA ÇOKAY’LARIN, GURKiN ÇOROS’LARIN ÖZGÜRLÜK, BAĞIMSIZLIK ADINA ÇEKTİKLERİ SIKINTILARI, KATLANDIKLARI ACILARI HATIRLAMAMAK ELDE DEĞiL..
Türkistan coğrafyasındaki kardeş ülkelerde resim ve güzel sanatlar konusunda çağdaş sanatçılarla rahatça yarışabilecek eserler üretilmektedir. Bunun nedeni, bu ülkelerin çok köklü, ve zengin bir kültüre sahip olmalarıdır. Sovyetlerin bu bölgelere egemen oldukları yıllarda, buralardaki kardeş halkların çocuklarını fizik, kimya, matematik, tarih gibi bilimlerden daha çok, güzel sanatlara yönlendirmesinin de rolü olmuştur. Bu gerçeği, sergiye adını veren Mustafa Çokay’ın ve tablolarıyla Türkistan coğrafyasında yaşayan insanlara özgürlük ve bağımsızlık heyecanı aşılayan Altaylı efsane ressam Grigoriy Gurkin Çoros’un hayatını incelerken de görmekteyiz.
Gurkin Çoros’u, dünya ve biz, daha çok ressam yönüyle tanırız, ama o aynı zamanda bir Türkolog ve etnograftır. Gurkin Çoros Sibirya bölgesinde yaşayan Türk halkları arasında, bir ressamdan çok, onların yüreklerinde bağımsızlık ateşi yakan efsanevi bir önder olarak tanınır. Gurkin Çoros, Türkler için kutsal sayılan Altay dağlarını konu alan tablolarıyla, izleyenlere özgürlük ve bağımsızlık duyguları ilham ettiği gerekçesiyle idam edilmiştir.
Sovyetler döneminde daha çok güzel sanatlara yönlendirilen Türkistan coğrafyasının insanları, sözle, yazıyla verecekleri mesajları çizdikleri tablolar üzerinden de verebilmişlerdir. Sovyet döneminde yetişen ressamların tablolarını incelediğinizde, hemen hepsinde Türklerin geleneksel yaşamlarını, kültürlerini ve özgürlüğe olan tutkularını yansıtan motiflerin ağır bastığını görürsünüz.
Kazakistan’ın 20. Bağımsızlık Yılı kutlamaları çerçevesinde, Kazakistan’ın ünlü ressamlarından Abılkasım SARSENBAYEV’in, kızı Aycan SARSENBAYEVA ile birlikte Tophane’deki, Mimar Sinan Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür Merkezi salonunda açtıkları sergiyi dolaşırken, tabloların verdiği ilhamla, Mustafa Çokay’ların, Gurkin Çoros’ların özgürlük, bağımsızlık adına çektikleri sıkıntıları, katlandıkları acıları hatırlamamak elde değil.. Mustafa Çokay’ı, Gurkin Çoros’u serginin her köşesinde, her ayrıntısında görmek mümkündü..
Kazak ressamların sergilerine konu yaptıkları Mustafa Çokay’ın hayatını okurken de göreceğiniz gibi, Kazakistan ve diğer kardeş ülkeler bağımsızlıklarını yalnızca Sovyetler Birliği’nin dağılması nedeniyle kazanmadılar. O bağımsızlıkların arkasında, nice sıkıntılara, fedakarlıklara katlanmış sanatçıların, yazarların ve bilim adamlarının imzaları vardır.
KAZAKİSTAN’IN ÜNLÜ RESSAMLARI TOPHANE’DE
Abılkasım SARSENBAYEV ve kızı Aycan SARSENBAYEVA’nın Tophane’de, Mimar Sinan Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür Merkezi’nde ortaklaşa açtıkları sergilerini gezerken, toplumları eğitmede, yönlendirmede, kültürleri nesilden nesile taşımada sanatçıların ne kadar önemli roller oynadıklarına bir kez daha tanık oldum.
Baba SARSENBAYEV, bu sergisindeki tablolarında, Kazakistan’ın özgürlük simgesi olan Mustafa Çokay’ın hayatını konu almış. Mustafa Çokay’ın hayatının bugüne kadar hiç bilmediğimiz, görmediğimiz kesitlerini resmetmiş. Tabloları incelerken Kazakistan’ın bağımsızlığa yürüyüşünün öyküsünü adım adım yaşıyorsunuz. Bir özgürlük kahramanının, ülkesinden uzak kalsa da, mücadelesini nasıl sürdürdüğünü tablo tablo izleyebiliyorsunuz.
Baba SARSENBAYEV sanatını hem Kazakistan’da hem de yurtdışında kanıtlamış bir sanatçı. Kızı Aycan SERSANBAYEVA ise, kısa bir zamanda babasının şöhretini aşacak gibi görünüyor. Aycan’ın tablolarında da Türkistan coğrafyasında yaşayan insanların gönüllerinde esen özgürlük rüzgarlarını bütün canlılığı ile hissedebiliyorsunuz. Ata yurdumuzun kültür zenginliklerinin izlerini, bütün renkleriyle görebiliyorsunuz. Aycan çok genç, ama çok yetenekli bir sanatçı. Aycan, çok uzak olmayan bir gelecekte, özgün uslubuyla kendinden çok söz ettirecek bir sanatçı olacaktır.
AYCAN SARSENBAYEVA
1 Nisan 1990'da Almatı'da dünyaya gelen Aycan Sarsenbayeva, Temurbek Jürgenov Resim Lisesi'nin Dizayn Bölümü'nü birincilikle bitirdi. 2006 yılında Temürbek Güzel Sanatlar Akademisi Dizayn Bölümü'nde yüksek eğitimine başlayan Aycan Sarsenbayeva halen bu okulun 4. sınıf öğrencisidir.
2007 yılında yapmış olduğu "Dağ Zirveleri" ve "Ayzat'ın Portresi" konulu çalışmaları üniversite öğrencileri segisinde sergilendi ve katoloğa girdi.
Aycan Sarsenbayeva 2009 yılında Kızılorda'da, ilk lişisel sergisi olan "Vatan Topraklarının Tılsımı" konulu sergiyi açtı.
Yağlıboya t ablolarında genellikle Kazak geleneksel yaşantısını konu alan genç yetenek Sarsenbayeva, son eserlerini 17-25 Kasım 2010 tarihlerinde, Almatı Merkez Sergi Salonu'nda sergiledi. Kazakistan'ın büyük bir gelecek vaadeden genç yeteği Sarsenbayeva, "Vatan Topraklarının Tılsımı" sergisinde olduğu gibi, bu sergisinde sanatseverlerin ve uzmanların takdirlerini kazandı.
ABILKASIM SARSENBAYEV
22 Kasım 1955'te Kazakistan'ın Kızılorda kentinde dünyaya gelen Abılkasım SARSENBAYEV, 1979 yılında Almatı Güzel Sanatlar Lisesi'nden mezun olduktan sonra, 1985 yılında Almatı Resim ve Tiyatro Enstitüsü'nde yüksek tahsilini tamamladı.
SARSEBBAYEV, 1987-1996 yılları arasında Kızılorda Resim Okulu'nun müdürlüğünü yaptı.
1997'de Temirbek Jürgenov Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı.
2003 yılından itibaren Temirbek Jürgenov Güzel Sanatlar Akademisi Dizayn ve Resim Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevini yürütmekte olan SARSENBAYEV, Kazakistan Ressamlar Birliği'nin de üyesidir. SARSENBAYEV'in tabloları çağdaş Kazak resminin önemli örnekleri olarak kabul edildiğinden, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Japonya gibi ülkelerdeki sanatseverlerin özel koleksiyonlarında yer almıştır.
Kazakistan'ın çağdaş ressamları arasında önemli bir yere sahip olan SARSENBAYEV'in, yağlı boya, grafik ve kilim çalışmalarından oluşan "Mustafa Çokay" konulu sergisi, 2009 ve 2010 yıllarında, başta Almatı olmak üzere, Kazakistan'ın önemli kentlerinde sanatseverlerin beğenisine sunulmuştur.
SERGİYE ADINI VEREN MUSTAFA ÇOKAY KİMDİR?
Kazak ressamların adına sergi düzenledikleri Mustafa Çokay, Ocak 1890’da Kazikstan’da, o zamanki Kızılorda Bölgesi’nin Şiyeli İlçesi’de doğmuştur. Kökeni, Kazakistan’ın Orta Cüz’ünün Kıpçak Boyu’nun Tori kolundan olan Şatı Uruğu’na dayanmaktadır. Dedesi Torgay Datka, babası Çokay’dır.
Mustafa Çokay, geçmişte Türkistan coğrafyasında çok etkili bir siyasi akım olan Alaş Orda mensubudur. Alaş Orda, Çarlık Rusyası ve Sovyetlerin işgali altında olan ülkelerdeki halkların özgürlüğe kavuşturulmaları ve bir birlik oluşturmaları için yaptığı çalışmalarla tanınır. Mustafa Çokay Alaş Orda Hükümetinin üyesidir ve bu hareketin fikirlerini yayabilmek için gazeteci ve yazar olarak mücadele etmiştir.
Mustafa Çokay, bütün ömrünü “Türk Birliği Ülküsü”ne adamış bir idealistti. Türkistan coğrafyasında yaşayan kardeş boyların elele verip bir birlik oluşturmaları için her alanda çaba göstermiştir. Çokay ilkokulu kendi yurdunda kendi anadilinde okudu. Ortaokulu, o zamanki Türkistan coğrafyasının başkenti sayılan Taşkent’te Rusça okudu. Burada yaşadıkları onda Türklük bilincinin uyanmasına, “Özgür Türkistan” davasının doğmasına neden oldu. Mustafa Çokay, hukuk okuyarak kardeşlerinin haklarını savunmaya karar verdi. Fakat, Sovyet yönetimi ona tıp okumasını, aksi halde kendisine burs verilmeyeceği bildirildi. Önüne çıkarılan bu engele rağmen Çokay Petersburg’a gitti ve imkanlarıyla hukuk okudu. Burada davasını duyuracak çalışmalarda bulundu.
O yıllarda Osmanlı Balkan coğrafyasındaki ayaklanmalarla uğraşıyor, bu ayaklanmaları destekleyen ülkelerle savaşıyordu. Rusya tarafsız görünmesine rağmen el altından bu ayaklanmaları destekliyordu. Halk arasında Ayasofya’ya haç asmaktan söz ediliyordu. Mustafa Çokay, bütün olumsuz koşullara rağmen topladığı paraları Osmanlı elçisine vermiş, O’nun bu davranışı Osmanlı Elçisi Turhan Paşa’yı ağlatmıştı.
Mustafa Çokay okulunu bitirdikten sonra Taşkent’e döndü, burada yayınlanan Uluğ Türkistan gazetesinde Türk Birliği konusunda ateşli yazılar yayınladı. Çokay daha sonra “Birlik Tuğu” dergisini ve “Hür Türkistan” ve “Yeni Türkistan” gazetelerini yayınladı.
1917’de Kazak ve Kırgızların ortak develetinin kurulmasına öncülük eden Çokay, aynı zamanda Milli Türkistan Devleti’nin de Hükümet üyesiydi. Çarlık Rusyası bu devletleri ortadan kaldırdı, Çokay’ı da yaptığı özgüğrlük çalışmalarından dolayı ölüme mahkum etti.
Çokay, önce Azerbaycan’a oradan da Gürcistan’a geçti. Tiflis’te yayınlanan “Hür Dağlılar” ve “Yeni Dünya “ gazetelerinde Hür Türkistan’ı savunan yazılar yazdı. Tiflis’te kendi imkanlarıyla yayınladığı “Şafak” gazetesinde Anadolu’daki Kuvayı Milliye hareketini destekleyen yazılar yazdı.
Daha sonraki yıllarda Çokay, İstanbul’da yayınlanan “Yeni Türkistan”, Berlin’de yayınlanan “Yaş Türkistan” dergilerinde Hür Türkistan davasını savunan yazılar yayınladı.
1941’de Almanya’da öldü ve Berlin’deki Türk-İslam Mezarlığı’na gömüldü.
***
ATAYURDUMUZDAN GELEN ÜNLÜ SANATÇILARIN ESERLERİ
Atayurdumuzun bir önemli coğrafyasından, Kazakistan2dan gelen baba-kız iki ünlü sanatçının eserlerinde kültürümüzün köklerinden yankılanan esintileri yaşamak için Tophane’deki Mimar Sinan Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür Merkezi’nde 13 Mayıs’a kadar açık olan sergiyi mutlak ziyaret etmelisiniz.
Yorumlar