15 Ekim 2005 tarihinde referandum ile kabul edilen Irak Anayasası, 20 Mayıs 2006 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Irak Devleti Geçiş Dönemi Yönetim Kanunu’nun (2004 Irak Geçiş Anayasası) 61. maddesi uyarınca 15 Ekim 2005 tarihinde referandum ile kabul edilen Irak Anayasası’nın 1. maddesine göre “Irak federal bir devlet”tir. Anayasanın 166.maddesine göre Irak’ın federal sistemi, başkent, bölgeler, ademi merkeziyete sahip vilayetler ve yerel idarelerden oluşur. 117/1.maddesinde de Kürt bölgesinin federal bir bölge olarak nitelendirildiği görülmektedir. Anayasa ile öngörülen asimetrik federalizmde, Kürtlere önemli ayrıcalıklar tanınmıştır.[1] Kürt parlamentosu 20 Mayıs 2006 tarihinde onaylanan Irak Anayasası’nda yer almıştır. Kürt Parlamentosu’na Irak’ın Anayasası’nda yer alması, 20 Mart 2003 tarihinde başlayan 2. Körfez Savaşı sonrasında Saddam yönetiminin mağlubiyeti sonrasında Amerika Birleşik Devletleri önderliğinde Irak’ın yeniden yapılandırılmasında oluşmuştur. Irak Anayasası’nda Kürt Parlamentosu’nun hukuki statüsünü ve Birleşmiş Milletler hukukundaki Irak Anayasası’nın yasallığını incelemek için tarihsel geri planının ortaya sunulması gerekmektedir. 1.Körfez Savaşı 2 Ağustos 1990 tarihinde Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesi ile başlayan gelişmeler sonrasında 17 Ocak 1991 tarihinde ABD öncülüğünde geniş çaplı hava harekâtı başlamıştır. 1.Körfez Savaşı 24 Şubat 1991 tarihinde Suudi Arabistan’dan başlayan 100 saatlik kara harekâtı sonrasında Irak’ın yenilgisi ile neticelenmiş ve sonrasında 28 Şubat’ta ateşkes ilan edilmiştir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 686 sayılı kararının Nisan ayının ilk haftasında Irak tarafından kabul edilmesi ile birlikte savaş resmi olarak bitmiştir. 1.Körfez Savaşı Sonrası Irak’ta Ayaklanmalar Mart 1991 tarihinde Basra ve çevresinde başlayarak başkent Bağdat’a kadar yayılan ve yaklaşık iki hafta süren Şii ayaklanmasının sert bir biçimde bastırılması ardından kuzeyde Kürt ayaklanması başlamıştır. Savaşın bitmesiyle birlikte 1,5 milyon Kürt ve Irak’ta yaşayan diğer azınlıklar sınırları geçerek Türkiye ve İran’a sığınmıştır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yasası çerçevesinde başka bir ülkeye geçtikleri için “Mülteci” sıfatını kazanan 1,5 milyon insan uluslararası hukukta Irak ile ilgili yeni bir bunalımın başlamasına sebep olmuştur. Ortaya insani bir dram çıkmıştır. 1.5 milyon insanın beslenmesi, barınması sorunu insani boyutta tüm dünyanın ilgi odağı haline gelmiştir. Bu insanlık dramı karşısında, BM Güvenlik Konseyi’nin Irak için özel toplanmasını Türkiye ve Fransa talep etmiştir. BM Güvenlik Konseyi 5 Nisan tarihinde Irak’tan Türkiye ve İran’a sığınan mülteciler konusunda özel olarak toplanmış ve 2982 sayılı toplantısında 688 sayılı kararını almıştır. BM Güvenlik Konseyi, 688 Sayılı kararın giriş kısmının 2. paragrafında BM Antlaşması’nın 2. Maddesi’nin 7 numaralı bendine gönderme yapmıştır. BM Güvenlik Konseyi’nin kararında, Türkiye ve İran’da bulunan 1,5 milyon mültecinin varlığı sebebi ile BM’nin herhangi bir devletin kendi iç yetki alanına giren konulara müdahale yetkisi vermediğini, üye devletleri konularda çözüme zorlayamayacağını, ancak bunun VII. Bölümde öngörülmüş olan zorlayıcı önlemlerin uygulanmasını da engellemeyeceğini hatırlatılmıştır. BM Güvenlik Konseyi`nin 688 sayılı kararının 1. bendinde “Güvenlik Konseyi, Genel Sekreter’in Irak’ta gerekirse bölgeye tekrar heyet gönderme temelinde, Irak yetkilileri tarafından her türlü baskıya maruz kalan Irak sivil halkının ve özellikle Kürt halkının dramıyla ilgili insancıl çabaların devam ettirilmesini talep eder” kararı alınmıştır. 36.Paralel’in İcat Edilmesi BM Güvenlik Konseyi’nin 688 sayılı kararının alınmasından sonra, Türkiye’ye sığınmış çoğunluğu Kürt 500.000 mülteciden kurtulmak isteyen dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal, dönemin ABD Başkanı Bush’u, Irak toprağı üzerinde bir bölge yaratarak Kürtleri oraya toplamak yönünde etkilemiştir. ABD, “Huzur Operasyonu” (Operation Provide Comfort) adıyla 7 Nisan’da başlayan operasyon sonrasında Türk sınırına bitişik 160 x 150 mil genişliğinde bir “Güvenli Bölge” (Safe Haven) oluşturduğunu ilan etmiş ve Kürtleri buraya toplamıştır. 10 Nisan’da 36. paralelin kuzeyindeki tüm Irak askeri faaliyetlerinin ve tüm uçuşların yasaklandığını ilan etmiştir. Bu sayede Güvenli Bölge artık BM’nin değil fiilen ABD’nin yetkisine girmiştir. 36. Paralel’in Birleşmiş Milletler Hukukundaki Maddi Temeli BM Güvenlik Konseyi, 688 Sayılı kararın giriş kısmının 2. paragrafında BM Antlaşması’nın 2. Maddesi’nin 7 numaralı bendine gönderme yapmıştır. 1,5 milyon mültecinin varlığı sebebi ile BM’nin herhangi bir devletin kendi iç yetki alanına giren konulara müdahale yetkisi vermediğini, üye devletleri konularda çözüme zorlayamayacağını, ancak VII. Bölümde öngörülmüş olan zorlayıcı önlemlerin uygulanmasını da engellenemeyeceği hatırlatılmıştır. BM Antlaşması’nın VII. Bölüm “Barışın Tehdidi, Bozulması ve Saldırı Eylemi Durumunda Alınacak Önlemler” başlığı adı altında 39. Madde ve 51.Madde arasındaki maddeler yer almaktadır. BM Güvenlik Konseyi 688 sayılı kararında Irak’ın bu kitlesel göçe yol açan baskısının uluslararası barış ve güvenliği tehdit ettiğine karar vermiş ve kararın 6. maddesinde de “tüm üye devletlere ve tüm insani örgütlere” BM Genel Sekreterinin yapacağı insani yardım çabalarına katkıda bulunmaları çağrısında bulunmuştur. ABD, BM Güvenlik Konseyi’nin 688 sayılı kararının işlevsel bölümünü oluşturan tüm üye ülkelerin insani yardım çabalarına katkıda bulunma çağrısını ve 688 sayılı kararın giriş bölümünün 2. paragrafının gönderme yaptığı BM Antlaşması’nın VII. Bölümü’nü oluşturan maddelerden 40.maddeyi temel alarak 10 Nisan 1991 tarihinde oluşturduğu “Güvenli Bölge” (Safe Haven) yapılanmasının hukuki maddi temelini oluşturmuştur. Kürt Parlamentosu’nun Kurulması 10 Nisan’da Güvenli Bölge’nin oluşturulmasından sonra 1988 yılında oluşturulmuş olan 7 partiden oluşan Kürdistan Cephesi ve merkezi Irak Devleti arasında yapılan görüşmelerin 26 Ekim 1991 tarihinde sonuçsuz kalmasından ve Arap kökenli Irak Devlet yetkililerinin 36. Paralel çizgisinden çeşitli sebepler ile aşağıya inmesinden sonra oluşan yönetim boşluğunda, Kürdistan Cephesi De Facto olarak bir parlamenter sistemi benimseme kararı almıştır. Bu amaç doğrultusunda Kürdistan Cephesi, 23 Aralık 1991 tarihinde Kürt siyasi partilerinin temsilcilerinin, hakim ve hukukçularının olduğu 15 kişiden oluşan özel bir komite toplamıştır. Komite 1 numaralı yasa olarak 28 Nisan 1992 tarihinde Kürdistan Parlamentosu Seçim Yasası’nı (The Law of Kurdistan National Assembly Elections)[2] hazırlamıştır. 19 Mayıs 1992 tarihinde hazırlanan yasaya uygun bir biçimde yaklaşık 1 milyon seçmenin katılımı ile ilk seçim gerçekleştirilmiştir. devamı yarın...