HAÇLI SEFERİ DEĞİL DE NE?
M. Kemal SALLI
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın kanatları altındaki Scholastik Vakfı, "My Arabic Library" (Benim Arap Kütüphanem) adlı bir kültür faaliyeti başlattı. Vakıf, "Benim Arap Kütüphanem" programı kapsamında Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerine (Fas, Libya, Irak, Bahreyn ve Ürdün) 7 milyon kitap göndermiş, binlerce öğretmeni eğitmiş.
Scholastic Vakfı tarafından kurulan ve ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edilen "My Arabic Library", 8-14 yaşları arasındaki çocukların düşünce ve okuma yeteneklerini geliştirmek amacıyla özenle basılmış kitaplar hazırlamış.
Kitapların Arapça konuşan ülkelerdeki çocuklara okuma sevgisi aşılamak amacıyla hazırlanıp dağıtıldığı söyleniyor. Şimdiye kadar adı geçen ülkelerde 2.5 milyon kitap dağıtılmış; yıl sonuna kadar bu rakamın 7 milyonu aşacağı belirtiliyor. Uluslararası Eğitimsel Başkan Yardımcısı Coral Sakoin, "Bu kalitede kitaplara asla sahip olamayacaklarını bildiğimiz milyarlarca Arap çocuğun hayal güçlerini geliştirmeyi amaçlıyoruz. Kitaplar onlara hem deneyim kazandıracak hem de dünyayı tanıtacak. 'Arap Kütüphanem' bu vizyonu ne kadar ciddiye aldığımızın göstergesidir" diyor.
Söylenen amaç çok masum, ama hedeflenen amaç çok başka.
Vakıf, Dışişleri Bakanlığı'ndan aldığı finansal destekle, Irak'taki 4. ve 5. sınıf öğrencelerine ve öğretmenlere 600 bin kitap dağıtmış. Özenle basılmış bu cicili bicili kitaplarda, Amerika'nın demokrasi ve insan hakları konusunda mücadele vermiş kahramanları tanıtılıyor. Amerika'nın demokrasinin ve insan haklarının yılmaz savunucusu olduğu anlatılıyor.
HEDEF 8-14 YAŞ GRUBU
ABD kitap dağıtımı dışında da Arap ülkelerinin öğrenim çağındaki çocuklarıyla yakından ilgili. 14 İslam ülkesinde 8-14 yaş arasındakiler ana hedef. Bu ülkelerden seçilen binlerce çocuk, yaz aylarında, Amerika'da düzenlenen kamplara götürülüyor, eğitiliyor. Bu yıl düzenlenen kamplara Türkiye'den de 2 bin genç kız katılmış.
ABD'nin bu konudaki bonkörlüğünün amacı nedir? Özenle hazırlanıp basılan kitapların 8-14 yaş grubunu hedeflemesinin nedeni nedir?
Amaç bilinmeyen bir şey değil; işgal sonrasında Afganistan ve Irak'ta yaşananların Amerika'nın imajında yarattığı erozyonun kötü etkilerini onarabilmek ve işgal altındaki ülkelerdeki direnişi kırabilmek.
Bush yönetiminin Irak'ı işgal gerekçesi olarak öne sürdüğü yalanlarının su yüzüne çıkmasıyla, dünya genelinde bozulan Amerikan imajının onarılması görevini, Karen Hughes başkanlığındaki bir heyet üstlenmiş. Hughes bu onarım projesini geçtiğimiz yıl planlamış, Bush yönetimine sunmuş. Çocukların liseye başladıkları yaşlarda hayata bakış açılarının zaten şekillenmiş olduğunu belirten Hughes, "Bu nedenle, Amerikan devletinin dünya genelinde giderek derinleşen Amerikan karşıtlığının çocukların beyinlerine yerleşmeden onlara ulaşması gerekir" diyor. Hughes, Amerikan devletinin, küçük oldukları gerekçesiyle sürekli ihmal edilen 8-14 yaş arasındaki Müslüman çocukları, geleneksel değişim programı çerçevesinde eğitmesi gerektiğini özellikle vurguluyor.
Bush yönetimi Hughes'in fikirlerini benimsemiş olmalı ki, bu yıl, 14 İslam ülkesinden Amerika'ya davet edilen 6 bin genç ve yüzlerce aileye pilot uygulama yapıldı. Türkiye'den de 2 bin genç kızın katıldığı bu dostluk kampları için ABD Dışişleri Bakanlığı 8.5 milyon dolar harcadı.
Arap-Amerikan Enstitüsü (Washington) Başkanı Nidal İbrahim, 8-14 yaş arasındaki çocukları kucaklamanın önemli olduğunu, Arap ailelerin bu hizmetten hoşlanabileceklerini, fakat Amerikan'ın politikalarında gözle görülür bir değişik olmadığı takdirde bu programların verimli olamayacağını belirtiyor.
Hz. MUHAMMED BİR SAVAŞ PEYGAMBERİ MİYDİ?
Amerika'nın Müslüman ülkelerde sürdürdüğü kitap destekli psikolojik savaş, 8-14 yaş grubundaki çocuklarla sınırlı kalmıyor. "Muhammed: İslam'ın İlk Büyük Generali" kitabının yazarı Richard A. Gabriel, Amerika'da yayımlanan Askeri Tarih Dergisi'ndeki, "Muhammed: Savaş Peygamberi" adlı makalesinde Peygamberimizi bir direniş, bir gerilla lideri olarak tanıtıyor, askeri dehasını örneklerle anlatıyor. Aslında Gabriel, Hz. Muhammed'in askeri başarılarını sıralarken, emrindeki askerlerin düzenli bir ordu değil, gerilla savaşçıları olduklarını özellikle vurgulayarak, ABD'nin Müslüman ülkelere yönelik "potansiyel tehdit" suçlamasına gizliden destek veriyor. Gabriel Bedir, Uhud, Hendek savaşlarının ayrıntıları içinde Hz. Muhammed'e övgüler düzerken, ABD'nin bugünkü "küresel terörle savaş" kampanyası arasında bağ kurarak, aslında, Peygamberimizi "bir terör lideri" olarak göstermek çabasında.
İslam tarihindeki olayları, zamanın gerçekleri içinde anlatmak yerine, bugünkü emperyalizm uygulamalarına gerekçe olarak kullanmak, psikolojik savaşın bir uygulaması, çağdaş bir Haçlı Seferi değil de nedir?
Günümüzde Haçlı Seferleri karikatür krizleriyle, Müslümanlığa ve peygamberimize Papa ağzından yöneltilen saldırılarla sürdürülmektedir. İslamiyet, Müslüman ülkelerde, Batı'nın arzuladığı bir metamorfoza uğratılmak için elden gelen her şey yapılmaktadır. Hollandalı densiz bir politikacı, "Bir İslam tsunamisi ile karşı karşıyayız "diyor, ama Büyük Ortadoğu Projesi (BOP/GOP) bağlamında Ortadoğu'da yaşananlar göz önüne alındığında, aslında İslam dünyası bir Hıristiyan tsunamisi ile karşı karşıya değil mi? Kaleler içten fethedilmek isteniyor, psikolojik savaşın her türlüsü uygulanıyor. Mezhepsel düşmanlıklar el altından körüklenerek, din kardeşleri birbirlerine kırdırılıyor. Bush yönetimi, tarihte derin acıların yaşanmasına neden olan din savaşlarını canlandırmakla, çağdaş bir Haçlı Seferi'ne destek vermekle, insanlığa yaptığı kötülüğün farkında değil mi?
Ateş her fırsatta ülkemize de sıçratılmak istenmektedir.
Aman dikkat! Ülkemizin din ve inanç ekseninde bir sürtüşmeye, bir tartışmaya hiç ama hiç tahammülü yok. Düşmanın ekmeğine yağ sürmeyelim.
.....................................KÜPE.............................
İnsanlık ölçüleri; sana gelmeyen akrabana gitmek, sana yardım etmeyene yardım etmek, hakkında kötü konuşanları affetmektir.
Hz. MUHAMMED
[email protected]
Yorumlar