"Ne çıkar bahtımızda ayrılık varsa yarın", "Ankara Rüzgarı", "Gözleri aşka gülen taze söğüt dalısın"... Hangimizin hayatında, bu şarkılardan birinin ya da birkaç tanesinin izi yoktur? Hangimiz aşkımızın ölümsüzlüğünü anlatabilmek için "Böyle bir kara sevda kara toprakla biter" şarkısının nağmelerine sarılmadık? Hangimiz ilk aşkın rüzgarlarıyla savrulduğumuzda sevgilimize, “Sende buldum her güzeli” ya da “Pembe küçük dudağın söyledi şarkımızı” nağmeleriyle iltifatlar yağdırmadık? Hangimiz aşıkımıza karşılık vermeyen Ankaralı dilbere, "Boş yere ağlama, kalbini bağlama Ankara kızlarına" diye sitem etmedik?
Örnekleri çoğaltmak elbette mümkün. Gündoğdu Duran öyle tek beste ile şöhret bulmuş bir saman alevi değil ki.. Gündoğdu Duran bir volkan, bir çağlayan.. Gündoğdu Duran, yüzlerce sevilen besteye imza atmış bir bestekar olarak, şarkılarıyla hayatımıza girmiş bir dostumuz, bir dert ortağımızdır.
Onu yakından tanıma mutluluğunu yakalamış biri olarak, çevresindeki sevgi ve saygı halesinin giderek büyümekte olduğunu rahatça söyleyebilirim. Kendisine Allah’tan sağlıklı ve uzun bir ömür diliyorum.
Yılın hemen her ayında, Gündoğdu Duran'ın bestelerinden oluşan bir konser davet alırım. Çeşitli musiki kuruluşları ve dernekleri, fırsat bulduklarında, hala gönül tellerimizi titreten ve  duygularımıza tercüman olan besteler üretmeye devam eden Gündoğdu Duran için bir saygı gecesi düzenlerler. Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen, Türk Musikisi denildiğinde gençleşiveren Gündoğdu Duran, kendi musikimize gönül vermiş gençlerize bilgi ve birikimlerini aktarabilmek için yılmadan çalışmaktadır.
Türk Musikisine gönül vermiş gençlerimiz de, Gündoğdu Duran'a duydukları sevgi ve saygılarını ifade edebilmek için onun adına düzenledikleri saygı gecelerinde onun gönüllere nakşedilmiş bestelerini seslendirmektedirler.
Geçtiğimiz hafta, Maltepe Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde, Şef Erbil Aydın yönetimindeki Gebze Musiki Topluluğu Türk Sanat Müziği Korosu'nun düzenlediği "Gündoğdu Duran'a Saygı" konserinde çok duygusal sahneler yaşandı. Çeşitli solistlerin seslendirdiği Gündoğdu Duran şarkıları, salonu dolduran dinleyicilerin de katılımlarıyla icra edildi. Her şarkı sonrasında, besteyi seslendiren solist ve sazlarla birlikte eserlerin sahibi Gündoğdu Duran da coşkuyla alkışlandılar.
Türk musikisinin yaşayan en büyük üstadlarından biri olan Gündoğdu Duran, bestelediği ölümsüz eserlerle yıllar yılı hayatımızın coşkularına, heyecanlarını hüzünlerine tercüman olmuş bir sanatkardır. Bestelediği eserler yıllar yılı dilden dile gönülden gönüle dolaşmış hataımızda derin izler bırakmışlardır.   
Bestelediği birbirinden güzel eserle ölümsüzlüğü yakalayan Gündoğdu Duran, ierleyen yaşına ragmen müzik çalışmalarına devam etmekte, öğrenci yetiştirmekte yeni yeni besteler üretmektedir.
Bestelerinin sevilip benimsenmesinin nedenlerini sıralarken, Gündoğdu Duran bestelerinin kendine has bir rengi ve yapısı olduğunu söyleyen Gündoğdu Duran, “Bir beste bence mümkün olduğunca kendi başına bir özellik, espri ve renk taşımalıdır. Ne kadar güzel olursa olsun, eskiyi aynen tekrar eden besteler ve besteciler gelecek için fazla değer taşımazlar diye düşünmekte ve onun için, gerek sözde,gerek müzikte alışılmıştan farklı ve değişik eserler vermeye gayret ediyorum. Eserlerimi dikkatli dinleyen ve inceleyenler sanırım bu farkları görürler diye düşünüyorum” diyor.
Gündoğdu Duran 1963’te, üsteğmen olarak bulunduğu Konya’da, o güzel bestelerin ilham kaynağı olan Seniha Hanımla evlenmiş. Üstadın bu evlilikten Beste isimli bir kızı, Fatih isimli bir oğlu olmuş.  
“MUSİKİMİZ EŞSİZ VE MUHTEŞEM”
Türk musiki repertuarına birbirinden güzel, birbirinden değerli eserler kazandırmış olan Gündoğdu Duran, Türk Musikisine hayran. Musikimize olan hayranlığını dile getirirken,  “Müziğimizin dünü için çok kısa olarak eşsiz ve muhteşem diyebilirim” diyor.  
Gündoğdu Duran, musikimize gönül veren, bu konuda çaılşmak, eser vermek isteyen gençlerimize öğütlerini şöyle sıralıyor:
“Müzisyen ve özellikle besteci olmak isteyen gençlerimizin herşeyden önce bu konuda güçlü, bilgili, deneyimli büyük sanatçılarla, müzik adamlarıyla devamlı diyalog halinde olmaları, onların tavsiyelerine göre hareket etmeleri gerekir. Türk müziğine gönül veren ve bu konuda yorumcu, icracı ya da bestekar olarak başarılı olmak isteyen gençlerimiz evlerinde bir müzik kitaplığı oluşturmalarını, bu konuda yazılmış değerli eserleri, bilgi ve belgeleri toplamalarını, Türk edebiyatını, Türk şiirini ve bu konuda kıymetli eserler bırakan şair ve edebiyatçıların eserlerini incelemelerini, vezin, kafiye, nazım şekillerinin özellik ve inceliklerini öğrenmelerini tavsiye ederim. Büyük bestecilerin klasikleşmiş eserlerini teknik açıdan inceliyerek, bu güçlü eserlerin neden güçlü olduğunu anlamaları, onları kendi çalışmaları için örnek almaları gerekir. Bu gençlerin önemli müzik etkinliklerini yakından izlemelerini, aynı amaçla çalışan arkadaşlarıyla ekipler, gruplar kurarak ortak çalışma yapmalarını, büyük besteci ve sanatçıların biyografilerini, eserlerini incelemelerini özellikle tavsiye ederim. Fırsat bulan gençlerimizin eğitim almaları çok yayarlı olacaktır.”
GÜNDOĞDU DURAN BESTE ÜRETMEYE DEVAM EDİYOR
Gündoğdu Duran, eşi Seniha Hanımla Küçüyalı'daki evlerinde asude bir hayat sürdürmekte ve duygularımıza tercüman olan besteler üretmeye devam etmektedir. Gündoğdu Duran Üstadımıza, daha çok, daha duygulu eserler üretebilmesi için, Allah'tan uzun ve sağlıklı bir ömür diliyoruz.
Hayatımıza renk katmış, anılarımızda daima yaşayacak bestelerin sahibi Gündoğdu Duran hayatını şöyle özetliyor:
“27 Mayıs 1937 tarihinde Karaman’ın Kızıllar (Taşkale) köyünde doğdum. İlkokulu Beyşehir’de, Ortaokul ve Liseyi Konya Lisesi’nde okudum. 1961 yılında Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin tarih bölümünü bitirdim. Fakültede askeri Öğrenci olduğum için, 1961-62 ders yılından itibaren, sırasıyla Mersin, Konya, Çankırı Astsubay okullarında tarih öğretmenliği yaptım. 1980 yılında yarbay iken Kuleli Askeri Lisesi’nden kendi isteğimle emekli oldum. 1980-1995 yılları arasında bir taraftan korolar çalıştırırken, öbür taraftan kanun ve ut dersleri vererek öğrenciler yetiştirdim. Son yıllarda kendi bestelerimi düzenlemek, yazmak, CD ve Kitap halinde toplamak için çalışmaktayım.”
Müziğe olan ilgisinin genetic olduğunu belirten Gündoğdu Duran bu konuda da şunları söylüyor:
“İlk on yılımı yaşadığım köyümde, sık sık düğünlerde bulunuyor ve çalınan enstrümanlara ve söylenen şarkı ve türkülere aşırı ilgi duyuyordum. Özellikle annemin akrabaları (dayılarım, teyzelerim ve onların çocukları) ut ve kemanı çok güzel çalıp söylüyorlardı. Onlardan çok etkilendim.”
“… Ailemde müzik yeteneği olmayan ve kendi müziğimize ilgi duymayan yok diyebilirim. Ama sistemli, düzenli metotlu çalışarak müzik alanında belli bir yere gelmiş yakınım yoktur.



Annem, okul görmemiş olsa da güzel sesiyle, iş yaparken, mutfakta, holde, bahçede, içeride ve dışarıda devamlı şarkı veya türkü söylerdi. Babam ut çalardı. Fakat özellikle sanat, edebiyat, şiir, genel kültür konularında çok okuyan ve bilgi sahibi olan bir öğretmendi. Zengin bir kitaplığı vardı ve çok güzel şiirler yazardı. Çocuk yaşımdan itibaren benimle çok ilgilendi ve destekledi.”

Gündoğdu Duran, o unutulmaz bestelerin sahibi Gündoğdu Duran, kendisinin yetişmesinde emeği olan, minnettarlık duyduğu kişileri de şöyle sıralıyor: 

“1949 yılından itibaren ortaokul müzik öğretmenim merhum Ârif Şahap Öktem beni kemana başlattı ve bir yıl batı müziği metotlarıyla çalıştırdı. Bir yıl sonra Vefa Lisesi’ne atanıp Konya Lisesi’nden ayrıldı. Ben de o günden bugüne bana ders verecek başka bir hocayla çalışmadım ve kendi kendimi yetiştirme mücadelesi verdim.

(…) Çocukluğumdan bugüne kadar, edebiyat ve şiir çalışmalarıyla iç içeyim. Ortaokul, lise ve üniversite hayatımda şiir yazma yarışmalarında muhtelif dereceler aldım. Edebiyat öğretmenlerim, öğrencilik yıllarımda benimle özel olarak çok ilgilendiler. Şiir çalışmalarım çocukluğumdan bu güne kadar devam edip gelmektedir. Şimdi daha ziyade güfte (şarkı sözü) olması için şiirler yazmaya çalışıyorum.”

Türk Müziği’nin kurallarını öğrenmemde, bestecilik tekniği konusunda bana yol gösteren sanatçıları da minnetle anmak isterim. Bunlardan, bugüne hayatta olmayan Neyzen Burhanettin Ökte, Neyzen Ulvi Erguner, Neyzen Aka Gündüz Kutbay, Kemanî Cahit Peksayar’ı minnet ve rahmetle anıyorum. Ses sanatçılarından, rahmetli Nermin Demirçay ve hayatta olan ve kendisine uzun ömürler dilediğim Nesrin Sipahi ilk aklıma gelen isimlerdendir. Ayrıca gerek beste, gerek güfte ve şiir alanında beni hep aydınlatan ve teşvik eden büyük şair Bekir Sıtkı Erdoğan’ı zikretmeden geçemeyeceğim.”

Günümüzde Türk Musikisine duyulan ilginin giderek azalıyor olmasını “geçici bir moda dönemi” olarak tanımlayan Gündoğdu Duran, musikimiz eşsiz ve muhteşemdir. Türk müziği eserleri hiçbir zaman değerlerini kaybetmeyecektir. Binlerce yıldır çalınıp söylenen musikimizin temelleri çok sağlamdır. Şarkılarımız bir dönem unutulsa bile, kısa bir zaman sonra yine duygularımızın, heyecanlarımızn tercümanı olmaya devam edeceklerdir. Bundan hiç kuşkum olmadı, olmayacak. Önemli olan bu geçiş döneminde musikimizin nesilden nesile aktarılmasını sağlayacak faaliyetleri devam ettirebilmektir. Bu konuda büyük bir hevesle çalışan genleri gördükçe yarınlara olan umudum artıyor. 

Çünkü çeşitli kurumlarda, konservatuvarlarda vs. yetişen sanatçı, müzikolog, besteci olabilecek çok yetenekli, pırıl pırıl gençlerimiz var. Onların yakın gelecekte, müziğimiz adına çok güzel şeyler yapacaklarına inanıyorum.”
GÜNDOĞDU DURAN’IN ESERLERİ SİZİ BEKLİYOR
Gündğdu Duran’ın unutulmaz eserlerinde hatırımıza gelenler. Maltepemiz, Ben Dururum, Arzularım, Ağlatacaksın, Söyle Kim, Ankara Rüzgarı, Gözleri Aşka Gülen, Kara Sevda, Gel gecelerden, Gelmedi Göz Göze, Yürürdüm, Yaş Günü…
Gündoğdu Duran verimli bir sanatçı; bir beste çağlayanı.. Sanatçı’nın elinde hünüz okunmamış, dillere gönüllere düşmemiş bir yığın bestesi var. Genç sanatçılar, albümlerine lokomotif olacak beste arayanlar, Gündoğdu Duran’ın eserleri sizleri bekliyor.