Tatilcilerin havalimanından itibaren sıkı denetlenmesi ile vaka artışlarının önüne geçerken, oteller de olası pozitif vakalar için bir dizi önlem almış. 

Tesislerin tamamı koronavirüs hastalarının daha izole şekilde hem tedavilerini olacakları hem de tatillerini sürdürecekleri alanlar oluşturulmuş.

Komedi gibi

Tatilde pandemi izolasyonu nasıl olur sizce? Daha bir yıl önce koronaya yakalananları mahalle muhtarları sık sık arayıp, evde misiniz aman sakın çıkmayın izole olun derken… 

Anlaşılır gibi değil

Otele gidene kadar bulaştır bulaştır sonra, aha durum ben bir odama geçeyim karantinamı savayım. 

AKŞAMA ANİMASYONA KATILSAM NOLUR Kİ?

***

Bu dönemde aşı seferberliği tam gaz gidiyor. Neredeyse yaka paça aşıya götürüleceğiz. 

Aşılar hastanelerde oluyordu. Yan etkisi olursa diye yarım saat bekletiliyordu. Şimdi avm ler benzin istasyonları köşe aşıcılığı başladı.

HANIMMM AŞICI GELDİİİİ !!

***

Salgının neden olduğu zorlukların bir an önce bitmesi için tüm toplumun aşı olmaya davet eden klibimiz bile var. Sağlık Bakanlığımız yapmış sağolsun. Cem Karaca'nın seslendirdiği "Bu Son Olsun" şarkısının yeni sözlerle, yeniden yorumlandığı versiyonu Sertab Erener tarafından seslendirilmiş. Bence;

HAYDİN AŞIYA HO HO HOOO da olabilirmiş.

***

Özellikle de son 30 yıldır yedik içtik sorumsuzca çöpler bıraktık denizleri havayı suyu kirlettik, oh gel keyfim diye diye…

Ve doğanın son olarak gözümüze gözümüze soktuğu müsilaj kabus gibi çöktü Marmara’ya…Canlılar floralar nasibini aldı. Yine bir katliamın suçlusu olduk.

Ve TA TAAA

Türkiye'nin en büyük deniz seferberliği başlatıldı.

Marmara Denizi'nde müsilajın beraberinde getirdiği çözülmüş oksijen seviyesinin düşmesi sorununa çözüm getirmesi amaçlanan proje ile deniz ölmesin diye oksijen veriyoruz.

Suni solunum yani… elalem de böyle yapıyormuş kızzzz !!!

Kullanılacak cihazlarla, yurt dışındaki deniz salyası problemlerinde sonuç alındığı öğrenilmiş. 

Ba Ba Ba

Önce kır kemiğini sonra sar bandajı kapitalizmin yok edici tokatı

HAİN BABA, ANAYA NAAPTIN BÖYLEEE??

***

Evet Cem Yılmaz’ın dediği gibi gülerken ağlanacak kaynak çok . Aşağıdaki alıntı çok hoşuma gitti. Sizlerle paylaşmam gerek .

‘Bir gün insanlardan kaçan, yalnız yaşamayı tercih eden yaşlı bir adama sorarlar.

“Sürekli yalnız olmaktan bıkmıyor musun?”

Yaşlı adam cevap verir:

" Yapacak çok işim var. İki şahin eğitmem gerekiyor. 

Ve iki kartal. 

İki tavşan sakinleştirmek ve yılanı eğitmek. 

Eşeği motive etmek ve aslanı evcilleştirmek.”

”-Ama senin etrafında hiç hayvan göremiyoruz!” 

“-Neredeler?”

“Onlar içimizde yaşayan hayvanlardır.”

"İki Şahin" gördükleri her şeye saldırıyorlar. 

İyi-kötü, faydalı-zararlı onlara ayırt etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim GÖZLERİM.

“ İki kartal" dokundukları her şeyi mahvediyor, yaralıyor, parçalıyorlar. Onlara hizmet etmeyi ve zarar vermeden yardım etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim ELLERİM.

“Tavşanlar" her zaman korkarlar, kaçarlar ve saklanırlar. Onları sakinleştirip, zor durumlarla başa çıkmayı öğretmeliyim, beladan kaçmayı değil. Çünkü onlar benim AYAKLARIM.

En zor kısmı "yılanı" izlemek. 

Sıkı bir kafeste, güvenli bir şekilde kilitli olsa da her zaman saldırmaya, sokmaya, yakın olan herkesi zehirlemeye hazır. Bu yüzden onu takip edip, disiplinli olmalıyım. Çünkü bu benim DİLİM.

“Eşek" herkesin bildiği gibi çok inatçı, sonsuza kadar yorgun ve işini yapmak istemiyor. Bu yüzden ona şükretmeyi ve akışta olmayı öğretmeliyim. Çünkü bu benim VÜCUDUM.

Ve sonunda kral olmak ve herkese emretmek isteyen bir "aslanı" evcilleştirmek istiyorum. Gururlu, kibirli ve dünyanın kendi etrafında dönmesini istiyor. O aslanı terbiye etmeliyim. Çünkü bu benim EGOM.”

“Gördüğünüz gibi yapacak çok işim var.’