KORKUTAN RAKAMLAR

CANKURTARAN REÇETELER

Yeni vaka sayısının iyileşen hasta sayısının iki katına çıktığı, yoğun bakımda yatan ve kaybedilen insanlarımızı gösteren rakamların korkutucu boyutlara ulaştığı bir süreçte, bu ülkede, bu toplumda yaşayan bir birey olarak rehavete kapılmaya hakkımız olmadığını ve alınan önlemlere uymak zorunda olduğumuzu bilmek zorundayız. 

Başta Sağlık Bakanlığı ve sağlık ordumuz insanlarımızın sağlıklarını koruyabilmek için fedakarca çalışırken, bilimsel gerçekler doğrultusunda yapılan çağrılara uyarak, hem kendi sağlığımızı hem de toplumun sağlığını korumak, herşeyden önce vatandaşlık görevimizdir. 

Koronavirüs salgınının önünü kesmeye yönelik olarak alınan önlemleri, maske ve sosyal mesafe zorunluğunu demokrasi ve insan haklarına müdahale sayan görüşle, insanların yaşama haklarına saygıyı herşeyin üstünde tutan görüşün çatıştığı bir dönemde, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu gibi milletin doktoru olabilmiş saygın bilimadamlarının günlük hayatımızda kolayca uygulayabileceğimiz pratik, ama çok etkili, cankurtaran önerilerine kulak vermekte yarar var.

Koronavirüs salgını, bizde olduğu gibi bütün ülkelerde giderek yükselen bir grafikle yaygınlaşıyor. Covid-19 salgınının, İspanyol gribinde olduğu gibi, milyonlarca insanın hayatlarını kaybettikleri bir felakete dönüşmemesi için dua ediyoruz. Yeryüzündeki bütün biliminsanları salgını sonlandıracak bir aşı geliştirebilme çabasında. Bazı ülkelerde, geliştirilen aşılar artık insanlara da uygulanabiliyor. Bir sabah, “BAŞARDIK!” müjdesiyle uyanmayı beklerken Oxford Üniversitesi ve AstraZeneca  ilaç firmasının aşı çalışmalarını durdurduklarına ilişkin haberler küresel çapta bir düş kırıklığı oluşturmuştur. 

Covid-19 ölümcül salgınında gelinen nokta bizleri, alınan önlemlere uyma konusunda çok daha duyarlı olmaya davet ediyor. 

Yeni vaka sayısının iyileşen hasta sayısının iki katına çıktığı, yoğun bakımda yatan ve kaybedilen insanlarımızı gösteren rakamların korkutucu boyutlara ulaştığı bir süreçte, bu ülkede, bu toplumda yaşayan bir birey olarak rehavete kapılmaya hakkımız olmadığını ve alınan önlemlere uymak zorunda olduğumuzu bilmek zorundayız. 

Başta Sağlık Bakanlığı ve sağlık ordumuz insanlarımızın sağlıklarını koruyabilmek için fedakarca çalışırken, bilimsel gerçekler doğrultusunda yapılan çağrılara uyarak, hem kendi sağlığımızı hem de toplumun sağlığını korumak, herşeyden önce vatandaşlık görevimizdir. 

OSMAN HOCA’DAN CANKURTARAN REÇETE

Koronavirüs salgınının önünü kesmeye yönelik olarak alınan önlemleri, maske ve sosyal mesafe zorunluğunu demokrasi ve insan haklarına müdahale sayanlarla insanların yaşama haklarına saygının nasıl dengelenebileceğini tartışırken, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu gibi ailemizin doktoru olabilmiş saygın bilimadamlarının günlük hayatımızda kolayca uygulayabileceğimiz çok etkili, cankurtaran önerilerine kulak vermekte yarar var. 

Covid-19’a karşı bir aşı bulunana kadar ayakta kalmamız, hayatta kalmamız gerekiyor. Yalnız kendi sağlığımız açısından değil, aile bireylerimiz, sevdiklerimiz, milletimiz ve insanlık açısından da hayatta kalmak zorundayız. Bu ölümcül salgının doğanın bir isyanı mı, yoksa bir küresel egemenlik savaşında kullanılan bir biyolojik silah mı sorusunun yanıtı görebilmek ve hesabını sormak açısından da hayatta kalmak zorundayız. 

Covid-19’un neden olduğu ölümcül salgının önünü kesebilmek için alınan önlemleri protesto için sokaklara dökülenlerin, yeryüzündeki canlı sayısını seyreltme planları yapanların, demokrasi ve insan hakları kamuflajı altında kurguladıkları bir oyuna hizmet edip etmediklerini sorgulamaları gerekir. 

TERS MAKAS NE DEMEK? 

Covid-19 salgının bizleri ve sevdiklerimizi hayattan koparıp almasını önleyebilmek için Sağlık Bakanlığı’nın önerilerine uyduk, evlere kapandık, kendimizi gönüllü olarak karantinaya aldık. Küresel çapta hayatı durduran bu ölümcül salgına hazırlıksız yakalanmıştık. Dünya Sağlık Örgütü’nün salgını zamanında haber vermediğine, Covid-19 virüsünün bir biyolojik silah olarak kullanıldığına, insanlara çip takılarak robotlaştırılacağına ilişkin haberler insanların sinirlerini gerilmesine, önlemlere uyma konusunda gösterilen özenin azalmasına neden oldu. Bu ölümcül salgınla mücadelede örnek gösterilen Türkiye’mizde iyileşen hasta sayısı ile günlük vaka sayıları “ters makas” yapmaya başladı. 

“Durum ciddi; bu rakamlar korkutucu” diyen ailemizin doktoru Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Hürriyet’te yazılarında, bir aşı bulunana kadar hayatta kalabilmemiz için çok önemli bilgiler, öğütler ve can kurtaran reçeteler veriyor. 

Ne gibi uyarılar yapıyor ve neler öneriyor, Osman Hoca?

Osman Hoca, “Dalga değil, tsunami tehdidi var” uyarısıyla şunları söylüyor:

 “Ne zaman ki iyileşen hasta sayısı günlük yeni vaka sayısının üzerine çıkar, ikisi arasındaki makas açılır, işte ancak o zaman rahat bir nefes alırız.

…Üzülerek belirteyim ki, son bir ayda durum değişti. Makas önce birden kapandı, sonra da tersine bir açılım gösterdi, yeni vaka sayıları iyileşenlerin iki katına yükseliverdi. 

UYARIYORUM! Ve bu size yapabileceğin en önemli uyarıdır. İçine düştüğümüz korkutucu rehavet ve inat dalgasının en ciddi göstergesidir.” 

Pandemi stresinin iliklerimize kadar işlediğine dikkat çeken Osman Hoca 10 maddelik bir stressavar reçete öneriyor. Bir aşı, bir ilaç beklediğimiz şu dönemde en önemli görevimiz bağışıklık sistemimizi güçlendirmek ve güçlü tutmak. Osman Hoca bağışıklık sistemimizi zora sokan stres yükümüzü azaltma konusunda, 10 maddede özetlediği çok önemli bilgiler veriyor:

İLK 5:

1. SOHBET EDİN: Eşinizle dostunuzla, çoluk çocuğunuzla temizlik-maske-mesafe kurallarını ihlal etmeden yapacağınız samimi, neşeli ve eğlenceli sohbetler en güçlü stres haplarından bile daha faydalıdır.

2. EGZERSİZ BİR ‘STRES TEFLONU’DUR: Strese karşı geliştirebileceğimiz “teflonist strateji”lerin en önemlilerinden biri hatta birincisinin düzenli günlük egzersizler, özellikle de tempolu yürümeler olduğu kesindir. Bizi strese sokan duygularla beden arasına teflon bir duvar örmenin, stres orkestrasının organizatörleri VAGUS siniri ve hipofiz-böbrek üstü bezleri eksenini terbiye etmenin en etkili çözümlerinden biri ise her gün düzenli yürümektir.

3. NEFES ALIN: Derin enfes egzersizlerinin, stres tetikçisi VAGUS sinirini anında devre dışı bıraktığı biliniyor. Derin derin soluduğunuzda o etkili soluklar stres yükünüzü adeta sünger gibi emiyor.

4. MÜZİK DİNLEYİN: Bedeninizdeki stres hormonu yükünü, özellikle de kortizol fazlalığını azaltmak istiyorsanız size ilaçlar kadar önemli eğlenceli bir önerim var: Sevdiğiniz bir müziğe 20-30 dakika zaman ayırın. Ama dikkat edin, o müzik hüzünlü olmasın.

5. RUHSAL YOLCULUKLARA ÇIKIN: Ruhsal derinlik deneyimleri, huzur arayışları ve duygusal detoksları tetikleyen her türlü ruhsal çalışmanın da kortizol seviyelerini azaltarak stresi ciddi ölçüde baskılayabileceği biliniyor. İnancınız ne olursa olsun ruhsal çoğalmalara, manevi rahatlamalara, dualara yönelmek de etkili birer antistres ilaç haline geliyor.

İKİNCİ 5

1. HAYVANLARLA DOST OLUN: Aslında sadece hayvanlara değil, başka canlılara, doğadaki canlı cansız her türlü varlığa göstereceğiniz duygu dolu ve yapıcı pozitif yaklaşımların etkili bir stressavar olduklarını unutmayın. Doğal stressavarlar listemize evcil hayvanlar yanında ağaçları, çiçekleri, dağ bayır kır yürüyüşleri, çimde, kumda, bahçede, balkonda güneşlenmeleri de ekleyebilirsiniz.

2. SANATA YER VERİN: Sanatsal faaliyetlerin her biri en az passiflora, en az kediotu, limonotu, melisa, papatya çayı hatta emin olun lorazepam kadar etkili birer stressavardır. İster bakın/seyredin, ister yapın/öğrenin, ister izleyin/dinleyin, hepsi olur. Yeter ki bugünlerde sanatsal süreçlere hayatınızda daha fazla yer verin.

3. MASAJI DENEYİN: Masajların her türlüsü beden-ruh ayrışmasını ortadan kaldırabilen güçlü stressavar sinyalleri oluşturuyor. Eğer şimdiye kadar denemediyseniz farklı masaj alternatiflerinden de faydalanmayı bir kenara not edin.

4. SICAK BİR DUŞ ALIN: Aslında sıcak, ılık ya da soğuk olması fark etmiyor, su bedene değdiği anda stresimizi silip süpürüyor. Eğer imkânınız varsa daha çok ve etkili bir fayda için küvetinizi sıcak suyla doldurun içine 2-3 kaşık “Epsom tuzu” (magnezyum) atın, yarım saat içinde kalmaya çalışın.

5. DANIŞMAKTAN ÇEKİNMEYİN: Ruh sağlığı uzmanları ve psikologların stresle mücadelede size daha etkili ve doğru yollar gösterebileceği tartışma götürmez bir gerçektir. Onlar, bilişsel davranış terapileri, psikodinamik uygulamalar ve benzeri yöntemlerle size daha köklü ve kalıcı çözümler sunabilirler.

Artık ailemizin doktoru saydığımız Osman Müftüoğlu hocamızın öğütlerini, önerilerini dikkatle izleyelim. Kendini samimiyetle toplumun sağlığına adayabilen otoriteler kolay yetişmiyor; teşekküreler Osman Hocam.