“Adamın Fetullahçı olduğunu yıllardır bilirdik. 17-25 Aralık hadiselerinden itibaren ateşli bir şekilde kendince propaganda bile yaptı. 15 Temmuz darbe gecesinde ışıklarını söndürüp olan biteni evinden takip etti. İhanet bastırılınca da günlerce evinden çıkmadı. Polis bir gün gelip onu götürdüğünde mücadeleye inandık. Ama birkaç gün içinde geri geldi. Görevinden alınmıştı ama işleri hep yolunda gitti, hayat standardı yükseldi. Bakıyoruz şimdi görevine de iade edilmiş. Çünkü bir yakını milletvekili!”

FETÖ ile bağlantıları olduğu gerekçesiyle görevden el çektirilenlerin son zamanlarda görevlerine iade edildiklerine yönelik iddialar hayli yaygın. Yukarıdaki sözler de FETÖ ile mücadelede zafiyet gösterildiğini düşünen bir vatandaşa ait. Örgütün gerçek imamları ve diğer mesullere henüz erişilemediği yönündeki iddialar da göz önüne alındığında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalıdır” şeklindeki açıklamasının önemini kavrayabiliriz. Zira, siyaset içinde konumlanmış olan isimlerin, sahip oldukları güç ve etiketler vesilesiyle FETÖ hususunda ‘kendilerince’ manipülasyon yaptıkları, ‘örgütle ilişkisi halk tarafından bilinen bazı kişileri aklama yoluna gittikleri’ yönündeki ihtimaller kuvvetleniyor.

Bahçeli’nin “FETÖ temizlendikçe TSK, emniyet ve jandarmanın etkinliği artmış, üst üste önemli sınır ötesi harekâtlar yapılmış, sınırlarımızın içinde ve dışında terörle mücadelede destan yazılmaya başlanmıştır” şeklindeki tespiti halkında onayladığı bir gerçektir. FETÖ’nün bu kurumlardaki etkisinin kırılması operasyonların gücünü artırmıştır.

Bahçeli’nin ‘FETÖ’nün devlet ve toplum hayatının sekiz alanında hâkimiyet kurmak amacıyla örgütlendiği’ şeklindeki tespiti üzerinde de ayrıntılı şeklide durmak gerekiyor. TSK, Yargı, Emniyet, Kamu kurum ve kuruluşları, Basın ve yayın organları ve sosyal medya, Üniversiteler ve eğitim kurumları, iş dünyası ve Siyaset kurumu ve siyasi partiler tecrübeli siyasetçinin saydığı başlıkları oluşturuyor.

Bunlardan TSK ve Emniyette ciddi mesafeler alındığı görülüyor. Son zamanlarda ortaya çıkan bazı mahkeme kararları ise yargıda henüz gerekli düzeye erişilemediği yorumlarını getiriyor. Hatta yargı kurumlarında görevden alınan bazı FETÖ’cülerin ‘kripto bazı isimlerle’ hukuk bürosu oluşturdukları da konuşuluyor. İş dünyasındaki operasyonlarda ‘itirafçılık’ öne çıkmıştı. Fakat kimi itiraflarda ‘zayıf, hatta ilgisiz isimler verildiği’ iddia ediliyor. Eğitim kurumlarında ise son günlerde ‘göreve iadelerin arttığına yönelik iddialar’ halkın zihninin bulandırmaya yetiyor. Medya alanında da etkin adımlar atılmadı ve yapının gerçek sorumluları kamufle oldu.

Sivil ayağın yanı sıra Uluslararası bazı sivil kuruluşların da Sayın Bahçeli’nin zikrettiği sekiz alana dâhil edilmesi, mahfillerde işaret bekleyen hücreleri işlevsiz kılacaktır.

FETÖ mücadelesi ne kadar geniş zamana yayılırsa, AK Parti ve MHP ile bu partilerin destekçisi vatandaşlar, hâsılı vatan ve millet bundan ciddi anlamda zarar görecektir.

**

SURİYE’DE BARIŞ ARAMAYAN BATI 

LİBYA’DA NEDEN AYAĞA KALKTI?

Suriye’de iç savaş başladığında batılı ülkelerin duyarsızlığı adeta ‘birbirlerini yesinler’ deyimine uygun düşüyordu. 2011 yılı Mart’ından itibaren yangın yerine dönen Suriye’ye nedense yardım eli uzatmamak için adeta direndiler.

Aynı ateş Libya’yı yakmaya başladığında Türkiye iradesini meşru hükümetten yana koyup ateşin üzerine yürüdü. Üstelik bununla da kalmayıp Akdeniz sularındaki egemenliğini artıran imzalar attı. İşte bu noktadan itibaren ateş batıyı da sardı! Türk askerinin Libya sokaklarında boy göstermesinden itibaren batılılar Libya meselesine hâkim olabilmenin telaşına kapıldılar. Gelişmeleri okuyup hala ‘Suriye’de, Libya’da ne işimiz var’ diyen var mı?

**

TACİZ İDDİALARINDA ‘İFTİRA’ DİKKATE ALINMALIDIR

Kaya bey evli, çoluk çocuk sahibi bir öğretmendir. Günün birinde bir kız öğrencisi ‘Cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla’ şikâyette bulunur. Konu taciz olunca gözünü cezaevinde açsa da iki-üç aylık sürecin sonunda mahkeme lehinde karar verince serbest bırakılır ve görevine döner. Ancak itiraz sonunda karar bozulup yeniden yargılama yolu gösterilince işler değişir, Kaya bey görevden de uzaklaştırılır.

Öğretmeni lehinde şahitlik eden bazı öğrenciler ifadelerinde ‘Taciz iddiasında bulunan arkadaşımız geçmişte bir akrabasının kendini taciz ettiğini ve bu yüzden psikolojik tedavi gördüğünü anlatırdı’ demişler mesela. Kaya bey mahkemelerde bu ifadenin dikkate alınmadığından da dert yanıyor.

Kendisini dinlemenin yanında, konuya vâkıf olabilmek için ansiklopedi gibi bir dava dosyasına da göz atma gereği duyuluyordu. Bu arada aynı okulda görev yapan bir-iki öğretmen arkadaşla görüştük ve ‘Nedir bu konu?’ diye sorduk. ‘Bu hususta ona kendimden daha çok güvenirim ’diyerek çok net bir cevap verdiler.

Elbette taciz cezasız bırakılmaması gereken bir suçtur. Ancak hassasiyetler haksızlıklar, mağduriyetler de oluşturmamalıdır.

“Ben filanca ile zina yaptım, benim cezamı ver Ya Resulullah” diyerek kendisine müracaat eden kadını ‘Yanlış hatırlıyorsundur’ cevabıyla üç defa geri çeviren İki Cihan Güneşi Efendimizin gösterdiği hassasiyet bu konuda ölçü değil midir?

**

TYB KONYA ŞUBESİ’NDE YENİ DÖNEM

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Olağan Genel Kurul toplantısını geçen hafta gerçekleştirdi. Kılıçarslan Konferans Salonundaki kongreye AK Parti Konya Milletvekili Tahir Akyürek, Karatay Belediye Başkan Vekili Mustafa Kaçar, Selçuklu Belediye Başkan Yardımcısı Ali Düz ve Meram Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Şenyiğit’in yanı sıra TYB’nin Onursal Başkanı Mehmet Doğan 26 dakikalığına da olsa katılarak Konya’ya verdiği önemi gösterdi. Aynı gün Ankara Şubesi’nin de kongresi olmasına rağmen YHT ile Konya’ya gelerek ayağının tozuyla selamlama konuşması yapıp ‘izi üzere’ Başkente dönen 73 yaşındaki emektar kültür ve vefa adamına bilhassa teşekkür ediyoruz. Prof. Dr. Hayri Erten’in Başkanlık görevini Ahmet Köseoğlu’na devrettiği kongrede göreve gelen kurul üyelerini de tebrik ediyoruz. 

**

BÜYÜKŞEHİR VE SELÇUKLU’YA UNESCO ONURU

Uluslararası Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu UNESCO Konya Büyükşehir Belediyesine Bisiklet Ulaşım Master Planı Projesiyle Uluslararası İdealkent Ödülü verirken, Selçuklu Değerler Eğitimi Programı Projesiyle de Selçuklu Belediyesini aynı ödüle lâyık buldu.

Paris’teki program adeta Türk günü olarak değerlendirildi. Bu vesileyle Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı ile ödül kazanan projelere emek veren ekiplerini kutlarız.