Bizim ev yaptırıp taşındığımız yıllarda uçsuz bucaksız ekin tarlalarından başka envai çeşit ağaçlarla bezeli bağların içinde birbirinden uzak tek katlı kerpiç evler vardı. Hatırımda olan ilk taş evler Taşkıran Sokak’ın kuytusunda sola açılan çıkmaz sokakta kümelenen İyitaşçılar ailesinindi. Bağ sahipleri Kovanağzı’nın yerlileri sayılırdı ve her birinin kışı geçirmek üzere şehir evleri de vardı. Güz aylarında bağ, bostan işleri tamam olunca pekmezler kaynatılır, turşu küpleri doldurulur ve bağlar ürküntü veren bir sessizliğe bürünürdü. Daha sonra “arsacı” namıyla maruf Ali Taşoluk vesilesiyle epeyce Derbentli hemşehrisi; Kozlulu, Çayırbağlı, Bulumyalı, Evliya Tekkeli, Kilistralı, Hadim, Taşkent, Bozkırlı aile adeta sökün etti. Bu kadar da değil, Erzurumlu, Ağrılı, Vanlı, Malatyalı hatta Trabzonlu komşularımız bile oldu. Bu durum Kovanağzında bir kültür harmonisi ortaya çıkardı.

Elektriği, suyu, telefonu, okulu, sağlık ocağı, kanalizasyon şebekesi, düzenli yolu hatta toplu ulaşım vasıtası dahi olmayan semtin sakinleri köy hayatını şehre taşımış gibi olsalar da şehirlileşebilmenin mücadelesini sabırla verdiler. Okuma yazma bilmeyen kadınlar okuma yazma seferberliği dönemlerinde mektepli olup inançla ve azimle harfleri, rakamları bellediler. İşte bu annelerin pek çoğu, kız çocukları da dâhil bütün evlatlarının tahsil görüp büyük adamlar olmasına gayret etti.

Yetmişli yıllarda mahallenin ileri gelenlerinden olan Ahmet Ketenci Konya İl Özel İdare Müdürüydü ve Kömürcüler Camii’nin karşı köşesindeki bağın sahibiydi. Oğlu, delifişek ruhluluğundan dolayı Deli Hakkı diye bilinirdi. Ahmet amca muhitimizden çıkan belki de ilk üst düzey yöneticilerden biriydi.

Akörenli Cahit Özel sonraki yıllarda adı Köy Hizmetleri olarak değiştirilen Y.S.E’de Tesisler Şefiydi. Emekli olduktan sonra muhtarlığa da meyletti ama nasip olmadı.

Cahit amcanın oğullarından Cafer Özel Ankara Teknik Öğretmen Okulunu bitirdikten sonra Türkiye Elektrik Kurumunda memuriyete başlayıp Soma’da görev yaptı. Daha sonra Dış İşleri Bakanlığına geçip birçok ülkede Ataşe görevinde bulundu. Yakın zamana kadar Hollanda’nın başşehri Amsterdam’da Türkiye Büyükelçiliğinde Ataşe olan Cafer Özel şimdilerde Bagladeş’e atandı.

Denizköy Sokak’ın başında evleri bulunan Yenidoğanlı İsmail amca ile çapa tarlalarının aranan işçi başı Ayşe ablanın büyük oğulları Yaşar Sarıcan Anadolu Üniversitesini bitirdi. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünde memuriyetten sonra çalışma hayatını daha sonra İl Kültür Müdür Yardımcılığı görevini deruhte ederek tamamladı.

Biz ev yaptırırken hiç evin bulunmadığı Biga Sokak’a eş zamanlı olarak Sait Karacan da inşaata başlamıştı. Yani buranın ilk iki ailesiydik. Bizden sonra Kayalı dağlarından getirdiği kınalı taşlarla üçüncü evi yaptıran Tulassalı Seyit Ali Hoca, Obruk köylerindeki imamlık vazifesini tamamlayıp sokakta yerini aldı. İşte bu üç evden altı üniversite mezunu insan yetişti. Ağabeyim Ekrem Güden Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun olup Karatay Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürlüğü görevine başladı ve otuz yılı aşkın zamandır bu görevi deruhte ediyor. Küçük kardeşim Sadık Muharrem Selçuk Üniversitesinde Elektronik Teknikerliği eğitimini tamamladıktan sonra hızını alamadı ve Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünde ikinci yüksek tahsilini yapıp iş hayatına atıldı.

Çayırbağlı Kadriye abla ve Mevlüt amcanın büyük oğlu Haydar Sevencan da İmam Hatip okuluna gitti. Mezuniyetini müteakiben epey bir zaman Sızma köyünde imamlık yaptıktan sonra tadilatı tamamlanmak üzere olan Selçuklu eseri Aladdin Camii imamlığına tayin edildi. Haydar hoca, sonraki yılalrda sağlık gerekçesiyle dilekçe vererek büro görevine geçti ve bu vazifeden emekli oldu.

Derbentli Hasan Hüseyin Eroğlu, Haydar hocadan ve abim Ekrem’den yaşça büyük olmasına rağmen onlarla aynı dönemde İmam Hatip talebesiydi. İmamlıkta ilk görev yeri Kayseri Pınarbaşı oldu, sonra Konya’nıın tarihi semti Sille de aynı görevi icra etti. Selçuklu da Kur’an Kursu Müdürlüğü yaptığı yıllarda dermansız dert kanser vücudunu sardı. Tam da Dr. Ziya Özel’in kansere çare bulduğunu anlatmaya çabaladığı dönemdeydik ve Ekrem Güden, Hasan Hüseyin hocanın röntgen filmleriyle tahlil rapolarını alıp Marmaris’teki evinde ziyaret etti ama, “Hastalık, son evreye gelmiş, ilaçlar fayda vermez” cevabını almıştı.

Kapı komşumuz Sait ve Fatma ablanın evleri yangında küle döndüğünde yeni ayaklanmış olan ilk kızları Sultan Ayhan yüksek tahsilini tamamlayıp Kayseri’ye öğretmen olarak atandıktan sonra Erciyes diyarına yerleşti.

Diğer komşumuz Seyit Ali Hoca ile Selman ablanın oğlu Mustafa Şanlı’nın kızları Büşra Şanlı Türk Selçuk Üniversitesinde Hukuk Fakültesi Eğitimini tamamladıktan sonra Aydın’da hâkimliğe başladı, sonra Karabük’e tayin edildi.

Sokağın üçüncü neslinden, Ekrem Güden’in kızı Esra İngilizce öğretmeni olurken benim kızım Emine Kübra Selçuk Üniversitesini bitirip Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak hayata atıldı.

Denizköy Sokak semtin en kalabalık nüfusuna sahipti Taşkentli Yusuf emminin oğlu İbrahim Özkarakaya bütün çocuklarına yüksek tahsil yaptırma bahtiyarlığına erdi. Oğlu Muharrem ODTÜ’de Mimarlık tahsili yaptıktan sonra kendi işyerini açtı. Kızı Semiha Özkarakaya Kalaycı da Mimar Sinan Üniversitesini bitirerek kendi işini kurdu. Diğer kızı Fatma Özkarakaya Çıplak ise Başkent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden mezun olup İstanbul da klinik açtı.

Yusuf emminin diğer oğlu Mustafa’dan torunu Hasan Özkarakaya  Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirip serbest avukat olarak hizmet vermeye başladı.

Erzurumlu Abdullah amcanın oğlu, Şahin Gençlik grubunun daimi ferdi Fuat Güntekin Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirerek iş dünyasında yerini aldı. Mustafa Güntekin ise Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İktisat Fakültesinde mezun olduktan sonra özel sektörde çalışma hayatına atıldı.

Fuat’ın oğlu Abdurrahman Güntekin Necmettin Erbakan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini bitirerek mahalleye yakın konumda olan Çeçenistan Caddesinde klinik açtı.

Ermenekli Kamil ağabeyle Emiş ablanın kızları Seher Uysal Akbaş, Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden mezun olduktan sonra dört yıl Afyon’da özel bir poliklinikte çalıştı. Daha sonra Alanya’ya yerleşip burada bir poliklinikte çalışan Seher Hanım ilerleyen dönemde kendi kliniğini kurdu.

Bizim bahçenin arkasında Mustafa dayımla Şerife halamın evleri var. Büyük oğulları görme engelli Sadık Parla, Görme Engelliler için açılan okulun ilk talebelerinden oldu ve annesinin refakatinde gittiği okulu başarıyla bitirip Lise diplomasını aldı. Devletin engellilere iş edindirme projesi kapsamında Konya Vergi Dairesinde memuriyete başlayan Sadık zihnine Konya’nın krokisini adeta nakşedip kendi başına işe gidip geldi, şehirlerarası gezilere bile çıktı. Memuriyetinin son döneminde Ankara’ya tayin isteyen Sadık Başkentte hizmetini tamamlayıp emekli oldu.

Dayımın diğer oğullarından Mehmet Parla Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesini bitirdikten sonra atandığı Hakkari de uzun yıllar öğretmenlik yapıp Cihanbeyli’ye tayin oldu ve burada bir okulda halen Müdürlük yapıyor.

Çayırbağlı Mustafa ağabeyin oğlu Safa Özdemir’de İstanbul Marmara Üniversitesinde İngilizce Öğretmenliği bölümünü bitirdi ve Şırnak’ta öğretmenlik yapıyor.

Kozlulu İbrahim Akkoyun’un oğlu Muhammet, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden mezun olduktan sonra Konya’ya dönmeyip Aydın’da klinik açtı. Aynı zamanda diyet yemekleri üretimi de yapıyor.

Denizköy Sokak’ın bir diğer yıldızı Mustafa Tabakcı idi. Muhitin en efendi çocuğu Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümünü bitirdikten sonra yüksek lisans ve doktorasını da aynı okulda yaparak akademik kariyerine başladı. Profesör Tabakcı halen Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesinde görev yapıyor.

Bir de Kilistralı Mehmet amca ve Ayşe yengemiz vardı. Oğlu Hüseyin çizgi romanlardan sorumlu arkadaşımızdı. Kızları Hatice Ardıç ise Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden mezun oldu ve öğretmen olarak atandığı Kayseri’yi yurt edindi.

Obruklu Hacı Mehmet ağanın torunu, Murat amcanın büyük oğlu Ali Osman Yılmaz beyefendiliği kadar zekâsı ile de öne çıkan arkadaşlarımızdandı. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdikten sonra Selçuklu Belediyesinde memuriyete başladı. Osman’ın diğer kardeşi Mehmet Yılmaz mezunu olduğu Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesinde akademik kariyerini Doçent unvanıyla sürdürüyor. Kardeşi, keskin zekâlı Arif bir müddet ticarette aktif olsa da sonraki yıllarda Büyükşehir Belediyesinde çalışmayı tercih etti.

Aslen Bozkırlı olan Abdullah amcanın oğlu Mehmet Şen ilkokula Selçuk’ta başlamış, Balaban Caddesinin öte yakasına taşıdıktan sonra da Ali Taşoluk İlkokuluna devam etmişti. Mehmet’in beyefendi bir kişiliği vardı ve onunla diyalog kurmak insana huzur verirdi. Mevlana Ortaokulunu bitirdiği yıl otobüste, “Babam beni Liseye yazdırmak istiyor ama ben senin tavsiye edeceğin okula gitmek istediğim söyledim” dedi. Geleceğini benim kararıma tevdi ediyor olması sorumluluğumu artırıyordu. “Meslek Lisesine gidersen bir alana kanalize olur, mesleğini edinirsin. Motor ve makine bölümleri gelecekte çok önemli hale gelecek. Eğitiminin üzerine koyabilmek senin elinde” dediğimi hatırlıyorum.

Ertesi gün Abdullah amca otobüsteki kalabalığı yararak yanıma yaklaşırken niyetini anlamıştım. “Mustafa’m; Mehmet’i Liseye yazdıracağız ama sen hangi okulu söylersen oraya gitmek istiyormuş. Bize bir okul söyle” diyerek oğlunun kararına saygı duyduğunu gösterdi. Bir önceki gün Mehmet’e söylediklerimi Abdullah amcaya da ifade ettim. Meslek Lisesi önerim aklına yatmıştı, “Allah razı olsun” diyerek konuyu kapattı.

Mehmet Şen o yıl Endüstri Meslek Lisesine başladı, Makine Bölümünde tahsil gördü. Okulu bitirir bitirmez de özel bir dershanede idari işler görevini üstlendi. O yıl Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Bölümünü kazanan Mehmet Lise eğitiminin üzerine çıkacağının da işretini vermişti. Gündüzleri çalışıp geceleri okudu ve fakülteyi bitirince arkadaşlarıyla birlikte bir eğitim şirket kurdu. Özel Tümay ve Yeni Başarı dershaneleri, BLC Dil Merkezi, Yön Danışmanlık, Gülce Kız Öğrenci Yurdu, Birikim Etüd Merkezi gibi kurumlar onların sayesinde Konya’da varlık gösterdi. Mehmet Şen Karaman’da Sınav, Akşehir’de Tümay dershanelerinin kurucu ortağı oldu; Uğur ve PEM dershanelerinde de çalıştı.

Mehmet Şen ve arkadaşları Hasan Cahit Koç, Prof. Dr. Hasan Koç, Sami Koç, Salih Korkmaz ve M. Akif Ortagedik 2015 yılında bir araya gelerek Konya’nın en prestijli eğitim kurumlarından PEMA Kolejini kurdular.

Abdullah amca Mehmet’in Lise yıllarında Balaban’daki evini satıp şimdi Meram Belediyesi’nin bulunduğu caddeye nazır bir ev almış ve oraya taşınmışlardı. Dünya telaşı içinde Mehmet ile yollarımız nadiren kesişiyordu. Araplarspor yöneticisi olduğu 1980’li yıllarda tanıştığımız Muzaffer Hançerli’nin kızı Fazilet hanımla evlendiler. Yıllar sonra bir gün Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesine gelen bir hanımefendi, dernek toplantısı için salon talebinde bulundu. Tanışma faslında Muzaffer Hançerli’nin kızı olduğunu ifade edince, “O halde sizin çifte referansınız var. Hem babanız, hem de eşiniz benim için çok kıymetli insanlar” deyince şaşkınlığını gizleyemeyip, Mehmet ile nereden tanıştığımızı sordu. “Bunu ben değil, Mehmet anlatırsa daha kıymetli olur” diyerek karşılık verdim. Toplantı günü Fazilet Hanın ile Mehmet Şen birlikte geldiler. Tevafuka bakın ki TYB Başkanı Ahmet Köseoğlu ve Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Ahmet Çaycı ile kadim TYB’lilerden Burhan Sakallı ve Bekir Biçer de oradaydı. Alt kattaki salonda hanımlar toplantı yaparken üst katta eski ortaklar ve dostlar bir araya gelmişti.

Çakılharmanlar Caddesine 1990’lı yıllarda iki katlı ev yaptırıp taşınan Sütçülerin büyük oğlu Mustafa Kızılkan okuldan eve gidip gelen mütevazı, kimseye karışmayan bir insandı. Onunla Fakültenin son yılında ancak yakınlık kurabildik. Öğretmen olarak Sakarya’ya atandıktan bir süre sonra Konya’ya tayin oldu.

Kardelen bahçesinde gezinmeye bir sonraki yazımızda devam edelim.