İstanbul’un, mütenâ semtlerinden, Erenköyü, 19 Mayıs Mahallesi, Şemseddin Günaltay Caddesi, Sultan Sokakta, tarihî dört katlı ahşap konağın ve asırlık ulu ağaçların gölgesine sığınmış, mütevâzî bir hastahane var... Erenköyü Fizik Tedâvi ve Rehabilitasyon Hastahanesi... Hastahane, S.S.K. Kartal Hastahanesi bünyesinde, 60 yataklı, fizik tedâvî ve rehabilitasyon servisi olarak kurulmuştur. S.S.K. Yönetim Kurulu’nun 04.12.1997 tarih ve IV/5176 sayılı kararıyla kapatılan S.S.K. Süreyyapaşa Sağlık Meslek Lisesi binasında, fizik tedavi ve rehabilitasyon hastahanesi olarak açılmasına karar verilmiştir. Daha sonra 17.10.1998 tarihinde bu binada ta’dilat yapılarak 133 yataklı bir hastahane haline getirilmiştir. S.S.K. Yönetim Kurulu’nun 05.11.1998 tarih ve IV/4220 sayılı kararıyla, S.S.K. Kartal Hastahanesinden bağımsız olarak 75. Yıl Erenköy Fizik Tedâvi ve Esenlendirme Hastahanesi ismiyle devam etmiştir. Hastahane, çıkarılan bir kanunla, diğer bütün S.S.K. hastahaneleri gibi 19.02.2005 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan Sağlık Bakanlığı bünyesine devredilmiştir. Hastahane, hâlen Erenköy Fizik Tedavî ve Rehabilitasyon Hastahanesi olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Bir zamanlar 40 bin, 50 bin nüfuslu bu azman mahallelerde, küçük bir sağlık ocağı bile yoktu. Sağlıkta değişim için adımlar atıldığında, Sahray-i Cedit Mahallesi’nde, eski bir şantiye barakası, sağlık ocağı’na dönüştürülürken, zamanın Dışişleri Bakanı, Cumhurbaşkanımız Pek Muhterem Abdullah Gül Beyefendi’nin himmetleriyle, Erenköyü Mahallesinde, istasyon yanında D.D.Y’nın arsa üzerinde bir sağlık ocağı inşa ettirildi. Daha sonra semt polikliniği haline getirilen bu birim, Ağustos 2010 tarihinde, Erenköy Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastahanesine bağlanmıştır. İstanbul Anadolu yakasının tek fizik tedavi ve rehabilitasyon hastahanesi. Hastahanede 86 olan yatak sayısı, Mart 2011’den i’tibâren 97 yatağa yükseltilmiştir. Hastahane’nin tüm odalarında, telefon, hasta eteje ve dolabı, ayrıca refakatçi yatağı, buzdolabı, hemşire çağırma sistemi bulunmaktadır. Hâlen hastahane’de 8 fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı, bir nöroloji uzmanı hizmet vermektedir. Bu uzmanlar günde 350-400 hastaya hizmet vermektedirler. Ayakta, günü birlik fizik tedavî hizmeti gören hasta sayısı ise ortalama 200 kişidir. Ayrıca 2010 yılı Ağustos ayından i’tibâren, hastahaneye bağlanmış bulunan Erenköyü Semt Polikliniğinde, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Genel Cerrâhi, Nöroloji, K.B.B., Ortopedi, Kadın-Doğum, Dahiliye, Göz Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları, Aile Hekimi, Radyoloji ve Diş Hekimliği branşları mevcut olup, günde yaklaşık 450-500 hastaya kaliteli sağlık hizmeti verilmektedir. Semt Poliklinikleri, Sağlık Ocakları, Aile Sağlık Merkezleriyle büyük hastahaneler arasında, kolay ulaşılan, kolay randevu alınabilen merkezler olması bakımdan önemli hizmetler veriyorlar. Geniş bir bahçe içinde, asırlık ağaçların ve tarihî Zihnipaşa Konağı’nın gölgesindeki bu şirin hastahane, Sağlık Bakanlığı’na bağlı olmasına rağmen, müşteri odaklı, bir özel hastahane gibidir. Şahsen müşteri odaklı, ticâri amaçlarla kurulmuş, sağlık kurumlarını, özel hastahaneleri, ahlâkî bulmuyorum. Büyük Selçuklu, Selçuklu ve Osmanlı Devlet-i Aliyye’mizde, eğitim, imâr-ümranlık ve sağlık tamâmen vakıflarca yürütülüyordu. Devlet Hastahane’lerinde, Üniversite Tıp Fakülte’leri hastahanelerinde belirli ölçüler’de belli hizmetler karşılığında, döner sermayaye katkı alınması uygun görülebilir, fakat hastaların ticâri meta, hastahanelerin birer ticarethâne olarak algılanması fevkalâde yanlış ve ahlâkî değildir. Hastahane, müşteri odaklı değil, vatandaş odaklı hizmet verdiği için, branş i’tibariyle daha ziyâde belli bir yaşın üstünde olanlara hizmet verildiği için, müracaat eden her hasta bir baba, bir anne gibi muamele görmektedir. Marazî bir ruha sahip değilseniz, bu hastahane’de memnun kalmamanız imkânsızdır. Hastahane’nin Başhekimi Uzman Dr. Yakup Çağ ve yardımcıları, hastahanenin genç ve dinamik Müdürü Muhsin Kaynar ve yardımcıları ortaklıklarda görünmeden afra-tafra satmadan arı gibi çalışıyorlar. Hastahanenin polikliniklerinde bekleme yerleri, hastahane girişindeki geniş hol, 5 yıldızlı otellerin lobilerini aratmayacak konfordadır. Hastahaneye, hekimlere ulaşmak çok kolay, hepsi de kendisini, sağlık’taki müthiş dönüşümüne adamış, işinin ehli, uzman hekimler, hastalarıyla fevkâlâde alakalılar, yardımcı sağlık elemanları, hastahane personeli, hepsi işinin ehli, yaptıkları işten son derece zevk alan insanlar... Hastahanede, 9 poliklinik odası, ayakta fizik tedavî üniteleri mevcuttur. Hastahanede muhtelif tetkikler için kan alma işlemi her gün 08.00-12.00 saatlerinde yapılmakta, tetkik sonuçları aynı gün içerisinde hasta kabul bölümünden ya da hastahaneye ait web sayfasından alınabilmektedir. Hastahanede ve hastahaneye bağlı Erenköyü Semt Polikliniğinde, birer adet röntgen cihazıyla birer adet kemik dansitometresi ve ultrasonografi bulunmaktadır. Röntgen tetkikleri aynı gün içinde çekilerek, sonuçlar yarım saat içerisinde verilmektedir. Müracaat fazlalığı nedeniyle kemik ölçümü için ileri tarihlere randevu verilmekte, sonuçlar ise aynı gün hastalara verilmektedir. Sonuçların uzman hekimlere gösterilebilmesi için randevu alınmasında fayda var... Zihni Paşa, Sultan 2. Abdülhamid döneminin önemli devlet ricâlinden olup, yaptığı hizmetler, Hâkân tarafından takdir edildiği için, bu konak ve geniş bahçe kendisine tahsis edilmiştir. Zirâ, Osmanlı toprak nizamında, şahıs’ların tapulu arsa, bina ve arâzileri bulunmuyordu. Bütünü Mîrî olup, Devlet-i Aliyye’nin hazinesine aitti. Cumhuriyet’le birlikte ne yazık, tahsisler tapuya çevrilmiş, geçmişteki hizmetlerinden dolayı, kendilerine geniş araziler, çiftlikler tahsis edilmişken, Cumhuriyet Dönemi bunları tapuya çevirmiştir. İsimlerini şükranla, rahmetle yâd edelim ki, Zihni Paşa, Zühtü Paşa, yakın tarihimizde kaybettiğimiz, Cumhuriyet dönemi, Bakan’larından ve İstanbul eski ünlü vâlî’lerinden, Prof.Dr. Fahreddin Kerim Bey, konaklarını, geniş arazilerini, yeniden kamu hizmetlerine vakfetmişlerdir. Zihni Paşa’nın vârisleri, dedelerine tahsis edilen bu konağı ve geniş arazisini, sağlık hizmetlerinde kullanılmak şartıyla, Devlete, kamu’ya iade etmişlerdir. Öncelikle, Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tapuya tescili yapılmış, vakıflarca, önce Sosyal Sigortalar Kurumu’na, daha sonra da Sağlık Bakanlığı’na tahsis edilmiştir. Şartı, burasının sağlık hizmetlerinde kullanılmasıdır. Sultan 2. Abdülhamid, Bağdat Demiryolunu, Almanlara yap-işlet-devret modeliyle yaptırırken, Haydarpaşa’dan i’tibâren yol güzergahının İstanbul bölümünde, birer tren istasyonu, istasyonların yanı başında da birer cami yapılması şartını koydurmuştu. Haydarpaşa’dan i’tibâren, Feneryolu, Selâmiçeşme, Göztepe, Erenköyü, Suadiye, Bostancı, Küçükyalı ve Pendik istasyonlarının yakınında birer inşa edilmiş, daha sonra bu cami’ilerin ba’zılarına, dönemin önemli devlet adamlarının, Paşa’ların isimleri verilmiştir. Meselâ, Kızıltoprak’taki caminin adı Zühtüpaşa, Erenköyü Tren İstasyonu’ndaki caminin adı da Zihnipaşa Camiî’dir. TARİHÎ KONAK: Geniş bahçesinin içerisinde, Erenköyü Fizik Tedâvi ve Rehabilitasyon Hastahanesi’nin ve ba’zı sosyal te’sislerin bulunduğu tarihî Zihnipaşa Konağı, eski ta’birle, “Mâil-i İnhidam”dır. Yâni yıkılmaya yüz tutmuştur, her an yıkılabilir. Vakıflar Bölge Müdürlüğü adına, İstanbul İl Özel İdaresi, Konağın restore edilmesi için, rölöve çalışmaları yaptırmış, projelerini Anıtlar Yüksek Kurulu’nun onayına sunmuştur. Onay alınır-alınmaz, sür’atle restorasyon başlatılacak ve mümkün olan en kısa zamanda, tahsis sahibi Sağlık Bakanlığı’na teslim edilecektir. Korkulan o dur ki, Anıtlar Kurulu, onayı daha da geciktirirse, şiddetli bir fırtınadan veya hafif bir sarsıntıdan, konak yıkılırsa can ve mal kaybı bakımından telafisi imkânsız zararlara sebep olabilir. Anıtlar Kurulu’ndan beklenen, kendilerine sunulan projelerden birisini hemen onaylamaları ve restorasyona yeşil ışık yakmalarıdır. Sonra bu tarihî konağa yazık olur. Pişmanlıklar da fayda vermez...