[email protected]

www.instagram.com/ebruylakesfet

www.youtube.com/@ebruylakesfet

www.ebrucomlekci.com.tr

Herkese selam olsun…

Yağmur yağıyor caddelere…  Bereketleniyor toprak… Etrafımızda kâfi derecede yeşillik olmamasından sebep, anlayamıyoruz baharın geldiğini… Ne vakittir baharda kaçmıyor içimize… Neşeye hasret, yaşamak için bahaneler uyduruyoruz adeta…Her şeye inat, yaşamak lazım… Nazım Hikmet’in ‘Yaşamaya Dair’ şiirini bu hafta sizlerle paylaşmak istiyorum… Beni en çok etkileyen şiirlerden biridir… Umarım gün gelir hepimizin işi gücü sadece yaşamak olur…

YAŞAMAYA DAİR

1

Yaşamak şakaya gelmez,

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

bir sincap gibi mesela,

yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,

yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,

yani o derecede, öylesine ki,

mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,

yahut kocaman gözlüklerin,

beyaz gömleğinle bir laboratuvarda

insanlar için ölebileceksin,

hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,

hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,

hem de en güzel en gerçek şeyin

yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,

hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,

ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,

yaşamak yanı ağır bastığından.

1947

2

Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,

yani, beyaz masadan,

bir daha kalkmamak ihtimali de var.

Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini

biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,

hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,

yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz

en son ajans haberlerini.

Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,

diyelim ki, cephedeyiz.

Daha orda ilk hücumda, daha o gün

yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.

Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,

fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz

belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

Diyelim ki hapisteyiz,

yaşımız da elliye yakın,

daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.

Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,

insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla

yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

Yani, nasıl ve nerede olursak olalım

hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

1948

3

Bu dünya soğuyacak,

yıldızların arasında bir yıldız,

hem de en ufacıklarından,

mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,

yani bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde,

hatta bir buz yığını

yahut ölü bir bulut gibi de değil,

boş bir ceviz gibi yuvarlanacak

zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun,

duyulacak mahzunluğu şimdiden.

Böylesine sevilecek bu dünya

"Yaşadım" diyebilmen için...

Nazım HİKMET

Bu hafta sizler için birçok etkinliği araştırıp, derledim.  Keyifle okumanız dileğiyle…
 

HAFTANIN KEŞİF SERGİSİ

“KEMAL SUNAL FİLM KOSTÜMLERİ VE FİLM AFİŞLERİ”

MERHUM SANATÇI KEMAL SUNAL’I TÜM YÖNLERİYLE ANLATAN “KEMAL SUNAL FİLM KOSTÜMLERİ VE FİLM AFİŞLERİ” SERGİSİ KADIKÖY’DEKİ MÜZE GAZHANE’DE AÇILDI.

Yeni neslin dahi sevgiyle andığı, filmleriyle bizlere renk katan, ailemizin bir parçası Kemal Sunal… Rahmetli olduğu vakit, 3 gün ağlamıştım. Yüz yüze tanışmak nasip olamadı ama o kadar tanıdık, o kadar bizdendi ki… Erken yaşta kaybetmek beni çok üzmüştü…

Eminim yıllar geçse de bizim için hep değerli ve kıymetli kalacaktır. Rabbim yattığı yerde rahat ettirsin inşallah.

Sergi açılışına usta oyuncunun oğlu Ali Sunal, kızı Ezo Sunal ve eşi Gül Sunal ile sanatseverler katıldı. Gül Sunal ayrıca Kemal Sunal’ın renkli kıyafetler tercih ettiğini belirtti: “Kıyafet alışverişlerini ben yapardım. Çok sosyal biriydi. Arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi severdi. İyi bir arşivciydi.” Şimdi o arşiv sizlerle buluşuyor…

Büyük ustanın unutulmaz filmlerini, kostümleriyle tekrar hatırlamak isteyen tüm sevenleri, 14 Nisan Cuma gününe kadar açık olacak Müze Gazhane C Binası’ndaki sergiyi, saat 17.00’ye kadar ücretsiz olarak ziyaret edebilir.

Umarım sergi biraz daha uzar veya başka yerlerde de sergilenir. Zira benim için inanılmaz heyecan verici olacak…

HAFTANIN 2.SERGİ KEŞFİ:

“TUTANKHAMUN, ÇOCUK KRAL’IN HAZİNELERİ”

20. yüzyılın en büyük arkeolojik keşfi kabul edilen ve ölümünün üzerinden geçen 3300 yıldan sonra tüm dünyada büyük bir üne kavuşan Firavun Tutankhamun’un kral mezarında bulunan hazineler, her yaştan milyonlarca insanın ilgisini çekmeye devam ediyor. İngiliz arkeolog Howard Carter tarafından 1922’de “Bozulmamış halde bulunan ilk firavun mezarı” özelliği taşıyan Tutankhamun’un mezarından çıkarılan eserler, Mısır’daki Krallar Vadisi’nde gün yüzüne çıkarılan en zengin ve görkemli hazine olma özelliğini taşıyor.

1961’den bu yana 62 yıldır dünyayı dolaşan ve ziyaretçi rekorları kıran Çocuk Kral Tutankhamun’un Hazineleri Sergisi, ilk kez Türkiye’de Uniq Expo İstanbul’da 20 Ocak 2023 Cuma günü ziyarete açıldı. Açıldığı günden bu yana ziyaretçi akınına uğrayan sergi, 31 Mayıs 2023 Çarşamba gününe kadar Uniq İstanbul’da sizleri bekliyor…Biletleri Biletix ve Mobilet bilet platformlarından satın alabilirsiniz…

HAFTANIN ETKİNLİK KEŞFİ:

“İFTARDAN SONRA İBB MÜZELERİ ÜCRETSİZ”

İBB, Ramazan ayı boyunca iftardan sonra müzelerin ücretsiz olacağını duyurdu.

Yerebatan Sarnıcı,

Şerefiye Sarnıcı,

Miniatürk ve

Panorama 1453 Tarih Müzeleri

Iftardan sonra saat 22.00'ye kadar ücretsiz olarak gezilebilecek. Herhangi bir rezervasyon yaptırmanıza gerek yok. Kimi zaman çok fazla sıra olabiliyor. Ancak beklemeye değer bence… Bu tarz müzelerimizi daha çok dolaşmalı ve tarihimizi canlı canlı belleğimize kazımalıyız. Elbette sadece bizler değil, geleceğimiz çocuklarımız da. Zira bu toprakların neler barındırdığını öğrenmek onların en tabii hakkı…

Ancak bu sene Sultanahmet’te stantların olmayışı benim bir hayli üzdü. Biliyorum, zor zamanlardan geçiyoruz. Ancak unutulmamalı ki, moralimiz bozuk olursa, her şey alt üst olur. Psikolojimiz için festivaller, gösteriler, sergiler ve pek tabii tiyatrolar daha çok olmalı. Her birinin katharsis etkisi yarattığını unutmamak lazım. Hayatımız renklenmeli ki, bunca pahalılık, dert, sıkıntı bizleri bir kasırga gibi içine alıp, bir yerlere fırlatmasın…

Keyifle dolaşmak ümidiyle. Kim bilir bir akşam bir müzenin sırasında karşılaşır, iki sohbetin belini kırarız…

Önümüzdeki hafta görüşene değin, umutla, sevgiyle kalın… Neşeniz daim olsun… Unutmayın hayat ne dün ne de yarın. Hayat bugün… Anı yaşayın, an’lar toplayın…