Müzik evrenseldir dedik.

68 kuşağından bir kesit sunan ‘hair’ rock opera müzikal filminin finali müthiştir. Sahne coşar hep bir ağızdan;

Let the sunshine come in- Bırak güneş içeri girsin !!!

Tepinirler… müzik uçlardadır artık.

Herkes yeni bir şeylere başlama hissi ile uyanmış gibi masalarda dans ederler. Hayata duyulan  isyanlar müzikle yeni bir başlangıcı müjdeler!

Bence, heykel, mimarlık, resim özellikle de müzik, protest ruhların en güzel içsel ifadesidir.

Dahilerin mısır patlağı misali eserler yaratması işte bu ruh isyanındandır. Sakin ve klişe bir yaşam, herşeyi kabulleniş müziği evrensellikten çıkarır…

Bu hafta bir müzik dahisi Mozart’ la birlikteydim. Gülmeyin canım ruhlar alemine uzanmadım.

Viyana’da doğum günü (27 Ocak 1756) haftalarca kutlanan, ticari metalarla insanlara kaktırılan , gına getirten ama gerçekten de müthiş bir dahiden bahsediyorum.

Hafta içi yeni haliyle Atatürk Kültür Merkezi’nin nihayet o sanat kokan mekanına vasıl olmaktan büyük bir haz aldım.

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü’nün 2021- 2022 Sezonunda sahneye koyduğu W.A.Mozart’ın COSİ FAN TUTTE  adlı 2 Perdelik operası ile müzik dolu keyifli saatlerime yenilerini de eklemiş oldum.

Hani insan tenis oynarken hiç bir şey düşünemez ya. İşte öyle! Opera sanatçıların inişli çıkışlı sesleri, vurguları, orkestranın başarılı yorumu, esprili bir anlatımla yaşatılan dramaturji…

Şöyle ;

W.A. Mozart, Salzburg seyahatinde Viyana Sarayı’nın librettisti Da Ponte ile tanışmış ve  sanatsal bir ortaklık başlamış. 3 eser ortaya koymuşlar...

Figaro’nun Düğünü

Don Giovanni

Ve Cosi Fan Tutte yani -“Bütün kadınlar böyle yapar”

Birbirlerinin çalışma yöntemini çok iyi bilen ve beraber yapıt ortaya koymanın zevkini tadan ikili Figaro’nun Düğünü ve Don Giovanni operalarının yaratım sürecinin ardından üçüncü yapıtları olan Cosi Fan Tutte için bir araya geldiklerinde  seçtikleri konu tam bir komik opera konusu olmuş.

İlk duyunca bu tanımlama kadınları küçümseyen ve bir anlamda suçlayıcı bir ifade gibi olsa da, kadınların bağlılığını sınamak isteyen erkeklerin nasıl gülünç duruma düştüklerini göz önüne sermiş.

Konu kısaca şöyle; İki genç subay Ferrando ve Guglielmo, dostları olan yaşlı filozof Don Alfonso’nun kışkırtmasıyla, nişanlıları Fiordiligi ve Dorabella’nın sadakatini sınamak isterler ve olaylar mutlu sonla noktalanana dek karmaşa devam eder…

Görüldüğü gibi kadınlar o dönemde de yine sınanıyormuş.

İyi ki varız ha!

Opera; Güzeldi. Keyifliydi. Başarılıydı. Yeniydi…

Özlediğimiz AKM sahne günlerinden- tiyatro salonu olsa bile, çünkü ana salon kısa süreli tadilata girmişti- bir gece yaşadık. Tüm sıkıntılara ‘es vermek’ işte kelimenin tam anlamıyla böyle bir şeydi. Eğlenmek, huzur dolu ruh ikilemi bir arada.

Fuayede yer alan kostümlerin tasarımcılarının üniversitemden bazı arkadaşlarıma ait olması da ayrıca onur ve gurur vericiydi.

Eser 8 -11 ve 12 Aralıkta Süreyya Oparesı'nda gösterimde. Benden söylemesi…

Hayatımıza tekrar hoşgeldin eski dost mekan…