Küresel liderliğini sürdürme çabasında olan ABD, FED’in kararları üzerinden faizi bir silah olarak mı kullanmak istemektedir? ABD’nin dış politikası söz konusu olduğunda aklımıza hep Obama geliyordu, gerçek orkestra şefinin “Helikopter Bernanke” olduğunu unuyorduk. Hatırlatıverdi; “ABD’nin gerçek başkanı dolardır, FED’dir, onun da başkanı benim” deyiverdi.

Ekonomik yönden beklentileri gıdıklayacak bir hikayesi olmayan Türkiye’nin Merkez Bankası’nın tüm dünyayı etkileyecek FED kararı doğrultusunda günlük politikalarla yeni bir pozisyon alması gerekecek. Bunun için de, Merkez Bankası, piyasaya verdiği parayı gecelik faizler üzerinden kontrol altında tutmaya çalışacak.
Mayıs ayında 4.50’den yüzde 5.50’ye yükselen ortalama fonlama faizinin 5.50’ye doğru hareketlenmesi bekleniyor. Küresel, bölgesel ya da yerel etkenlerin faizin yukarı yönde hareketlenmesine neden olacaktır.

AVRUPA’DA KRİZ DAHA DA DERİNLEŞEBİLİR

Negatif faize alışmamızı öğütleyen Merkez Bankası yöneticilerini tekzip eden FED kaynaklı bu gelişmeler bütün dünya ekonomilerini olduğu gibi, Avrupa ülkelerini de olumsuz yönde etkileyecektir. FED kararlarından en çok borç stoku yüksek olan Euro bölgesi ülkeleri etkilenecektir. Euro bölgesinde ekonomik yönden krizde olan ülkeler düşük faiz nedeniyle sorunlarını yarınlara aktarabiliyorlardı. Avrupa Merkez Bankası  (ECB), sorunlu ülkelerin bonolarını satın alabileceğini söyleyerek, politika faizini çok aşağılara çekmişti. FED’in kararıyla yükselmeye başlayan faizler, Yunanistan, İspanya, İrlanda, Portekiz, İtalya gibi ülkelerin sorunları, yeniden Avrupa Birliği’nin bütünlüğünü sorgulatan gelişmeler yaşanmasına neden olabilecektir. 
Bu yönde gelişecek sorunları aşabilmek için Avrupa Merkez Bankası ECB, para basarak sorunların üstesinden gelmeyi deneyecektir. Ülke bonolarını satın alarak faizleri n yükselmesini frenlemeye çalışacaktır. Bu önlemler para krizinin önlenmesine, Euro bölgesinin nefes almasına yardımcı olsa da resesyondan çıkmasına yeterli olamayacaktır.
FED’in bu kararları alırken gelişmekte olan diğer gelişmiş ülkeleri ne yönde, nasıl etkileyebileceğini hesaplamış mıdır?
Hiç sanmıyoruz.
Çünkü ABD, 70’li yıllardan bu yana, belli sektörler dışında, sermayesini üretimden çekmiş, paradan para kazanma polikasına yönelmiştir.
Küreselleşme politikaları ile düünyanın pek çok ülkesini sisteme entegre eden ABD sermayesi ya da ABD etiketli küresel sermaye, manevra alanını olabildiğince genişletmiştir.

PARADAN PARA KAZABİLMEK İÇİN…

Döviz, faiz, borsa şeytan üçgeninde para kazanabilmek için para yerine kullanılabilecek sanal değerlerin yaratılıp pazarlanması, piyasaların çeşitli hikayelerle dalgalandırılması gerekir.
Küresel krizin su yüzüne çıkmasına neden olan Mortgage krizine kadar olan dönemde, Amerikan yatırım bankalarının özel olarak yetiştirilmiş ceolarının kağıt üzerinde yarattığı hedge fon benzeri sanal değerlerin kaç trilyonla ifade edildiği hala netleşmiş değildir.
Küresel krizin su yüzüne çıkmasından sonra,  ABD’de açılan soruşturmalarda, bütün bu sanal değerlerin kağıt üzerinde üretilmesinden ve bunların Avrupa’nın emekli fonlarına kadar pazarlanmasından FED’in haberli olduğu ortaya çıkmıştı.
Şimdilerde, FED’in parasal genişleme programına son verdiğini açıklamasının ardından, “ülke ekonomileri toparlanmanın eşiğine gelmişken, yeniden bir ekonomik kriz yaşanır mı?” sorgulaması başladı. Faiz oranlarının hemen artmayacağı, FED’in ilk faiz artırımını 2015 başında yapacağı öngörülüyor, ama herkes hesabını yükseltilmiş faiz oranlarına göre yapmaya başladı.
Amerikan yatırım bankalarının eliyle üretlip pazarlanan sanal değerler üzerinden yaratılan küresel ekonomik kriz, ABD tarafından, Afganistan ve Irak’ın işgalinde, BOP coğrafyasının yeniden dizayn edilmesinde bir silah olarak kullanılmıştı. Küresel kriz sürecinde, bazı ABD şirketlerinin servetlerini nasıl ikiye katlayabildikleri de, ayrı bir araştırma konusudur.
Avrupa Birliği ülkeleri büyük bir borç krizinin pençesinde kıvranırlarken, ancak faizin düşük olması nedeniyle sorunlarını yarınlara devredebiliyorlardı. Faizlerin yükselmesi, sorunlu Avrupa ülkelerinde sıkıntıların derinleşmesine, giderek sosyal patlamalara neden olabilecektir. Bernanke’nin parasal genişleme politikalarına ara verebileceği yönündeki yorumlar bile, son 4 haftada piyasaların 2.7 trilyon değer yitirmesine neden olmuştu.

OBAMA SANIYORUZ, AMA DÜNYANIN ORKESTRA ŞEFİ “HELİKOPTER BERNANKE”

Küresel liderliğini sürdürme çabasında olan ABD, FED’in kararları üzerinden faizi bir silah olarak mı kullanmak istemektedir? ABD’nin dış politikası söz konusu olduğunda aklımıza hep Obama geliyordu, gerçek orkestra şefinin “Helikopter Bernanke” olduğunu unuyorduk. Hatırlatıverdi; “ABD’nin gerçek başkanı dolardır, FED’dir, onun da başkanı benim” deyiverdi.