Bu hafta Belgrad Ormanları’nda ve İstanbul’un yasak olan alanlarında yine mangal yaptılar.

Artık diyorum ki bunlar kesin mongol 

Hani denetimler çok sıkıydı? Atlılar, piyadeler, topçular denetimdeydi?

Güven sorunumuzu hat safhaya getirdiler sonunda…

Ne İstanbul ne ormanları ne canlıları kaale alıyorlar.

Zevk sefa, rabbena hep bana…

Alın işte Giresun!!!

Canlar yakan sel felaketi … 

Adana’da yanan yüzlerce hektarlık ormanlık alan … ders alın artık nolur ders alın Allah aşkına kul aşkına, tam manasıyla döndük şaşkına!

Ağaca, dünyanın oksijen kaynağına taktılar. ( Bir yandan da üreyip oksijeni yok ediyorlar)

Ya HES için ağaçları kesiyorlar ya yol ya bilmem ne için, ya da yangın çıkarıyorlar. Zaten betonlara sıkışıp kaldık. 

Noldu Giresun? Dere yatağına 9 katlı ev yapılır mı ya? 

Örnek mi… dolu… İşte Ataköy işte Zeytinburnu, sahil boylu boyunca dev oteller, rezidanslar suyun içinde. 

Manda yuva yapmış söğüt dalına.

Maçka İTÜ nün bahçesinde iki dev bina inşaatı koca koca vinçler. Bildiğim, altından metro inşaatı geçen bazı Nişantaşı, Maçka evlerinde çatlaklar…

Buyrun… tüm İstanbul aynı anda kazılıyor… Hangi semtte oturursan otur yiyeceksin bu tozu. Eşit dağıtıyoruz!!!

Bakırköy’de İstanbul caddesi tam üç keredir kazılıyor. Toz duman içinde tüm ev ve işyerleri. Organizasyon diye birşey yok. Ben geçicem kaz. Ben de geçicem kaz… Biz bir türlü geçemedik oooluuuuummm!!!! 

Bakırköy de, tüm İstanbul gibi sizin inşaat sevdanıza hizmet ediyor. Bizim suçumuz ne? Bu toz toprağı 10 senedir yaşıyoruz nefret ettik.

Ihlamur’da yeşil soluyorduk hadi buyrun park altına üstüne geldi. İçi dışına çıktı. Ha nolur daha güneşli günlerde biraz daha kuş cıvıltıları içinde otursaydık. Beşiktaş da aynı anda yoluyla parkıyla alt üst edildi. 

Allah rızası için biraz ara verin, biraz yeşil görelim. 

Bu kadarı bile bizi sel sularında, kirli havada, stresle gelen birçok hastalıkla kavuşturdu. Yiyeceğimiz bir tabak yemek, bir bardak su, mutluluk… 

Ama biz nelerle mücadele ettiriliyoruz.

Tükenmişlik sendromu deyin, metal yoruldu, deyin eşek taşımıyor deyin. Ne derseniz deyin ama bunlar hiç hayra alamet şeyler değil.

Çanlar dünya için çalıyor. Bizler için çalıyor. Ama nanay, gözler pörtlemiş; PARA PARA PARA

Dan Dan Daaann

Corona belasında ellerinizi yıkayın!!! 

Sloganlarla hijyen dersleri verilirken bu pislikte nefes almaya çalışan yaşlılar ve gençlere toz toprak solutuyorsunuz. Covid19 akciğerleri vuruyorsa, siz bu toz ve zehiri solumaya mahkum ettiniz. Yazık ya!!! 

Kapanacağız zaten o zaman deşseydiniz olmuyor muydu buraları? Aylardır toz toprak asbest içinde savaş alanina benzeyen koca bir şantiyeyle yaşamaya mahkum ettiniz Gelen vurdu giden vurdu şu İstanbul’uma. Rahat bırakın kardeşim. Nefes alalım bir soluklanalım yaaa… Yeşilçam filmlerinde seyrediyorum bildiğim İstanbul’umu.

Bir hizmet yapacaksanız bu hemen olmaz zamana yayın! Bu memleketin değerli şehir planlamacıları mimarları tozlandı umutsuzluk sendromundalar. Ben de mimarım DÜZEN inşaatın gidişatıdır. Bunaltmaya, güvenlerimizle oynamaya kimsenin hakkı yok.

Herkes payına düşen suçu kabullensin.

Sayın İmamoğlu. 

Helal olsun siz de ...hoplaya hoplaya geldiniz ve hepimizi tozdan topraktan hoplaya hoplaya yaşatıyorsunuz. 

Sebepleri şu bu …

Bilmem ben sonuca bakarım !

Bronşitim farenjitim azdı. Herkesin azdı. Olmayanın da azdı. Bu şartlar insan sağlığını alaşağı eder.

***

Canavar suratlı enflasyon almış başını gitmiş. (Bu arada çıkarttığınız Ekmecik ekmekleri gittikçe küçülmekte) herşey iki katına çıkmış el yakıyor.

Milletce yeteri kadar düğün, nişan, asker uğurlama, halaylar,  mucuk mucuk yaptık. Kısıtlamalar da geldi 14 ilde…

Yakında eski günlere dönüp evlere tıkılıp kalacağımıza az  kaldı. Ama biz bir oksijen alamadık daha… Villası, yatı, parası olmayan ölsün mü yani?

Dahası mı?

Binlerce turist Ukrayna Rusya’dan gelip güney turizmi canlandırırken, ülkelerinde corona kaynarken onlar bize bulaştırmanın heyecanı içinde.Yakında o kapılar da kapatılır.

Barlar, gece klüpleri bir bir açılırken Kapadokya’da balonlar kaşla göz arası havalanmaya başladı.

Yine aşağı iner. Yine kapanır.

Aç kapa aç kapa, armatür reklamı gibi....

Hastaneler doldu, sağlık çalışanlarında umut heyecanı bitti, eee başınızın çaresine bakın korumadınızsa biz mi çekeceğiz ceremesini demekteler haklı olarak.

Eğitimlerin nereye evrileceği merakla konuşulurken, ekranlarda hala sağlığını koru reklamları tam gaz,  maske tak ama bu maske ruhunu mu gizlesin ?

***

Kimin ne yaptığı nasıl bir ortam sergilendiği bilinmiyor.

Eskisinin ‘Yurttan Sesler Programı’ işte tam bu ortama göre!

Herkes başının çaresine baksın, ÖLEN ÖLSÜN KALANLARLA YOLA  DEVAM galiba motto bu !

Buralarda bir zamanlar insan yaşıyordu…