Deveye sormuşlar...
“Boynun neden eğri?” Deve ne cevap vermiş ......
I-Ihh artık o bildiğiniz gibi değil... Doğru cevap;
“Medula Spinalisin merkezi ilk omurun miyeli sinirlere yaptığı lokal baskıdan ötürü dorsal ve ventral motorik sinirler sıkıştığı için...”
Yaa... artık develer bile bilinçli. Bir deve kadar olamadık ya...
Habere bakın; Gaziantep’te bir hastanede bel fıtığı için “Lazer” ameliyatına giren 20 kişi ameliyat sonrası yatağa bağlı kalmış. Fazla ışından sinirler yanmış. Hadi şimdi komutu geri al, mümkün değil yazılıma uymaz alamazsınız. Sanal dünya mı, ünü artan Sosyal Medya falan mı yaşamınız...
Şimdi soruyorum. Yukarıdaki “Deve” bu bilgiyle bu ameliyata girer miydi?
Girmezdi. Çünkü probleminin neden kaynaklandığını biliyor spor da yapmıyor. Öyle yamru yumru geziyor ama mutlu... sürekli geviş bile getiriyor. Siz onun etrafına düşük kirpiklerle gamsız gamsız baktığını zannede durun, o vaktini boşa harcamıyor. Şiddet uygulayan sahibine kinci tarafını nasıl kullanırım diye plan yaparak geçiriyor. Bir deveyi hayalinize getirin. “Tüm ekranların en güzeli benim” diyen spiker edasıyla sırıttığını bile gözlemlersiniz.
Neyse nerede kalmıştık, konu dağıtmakta üstüme yoktur.
Televizyondan duydum. Bu ameliyatın arkasında 20 yaşında yatağa bağlı kalan bir gencin annesinin yorumuna bakın,” Bilmiyoruz ağrısı vardı lazer ameliyatla geçer dediler oldu ama kalkamadı.”
Deve sırıtmasın da napsın? Ya kardeşim Lazer nedir, ne zamandan beri yapılır, kimler girebilir bir sor soruştur öğren. Bak cihazın bozuk olasılığı da var. Şükret ki cayır cayır yakmamışlar Yeşil Yol filmindeki gibi...
Devenin bile durumunu sorup soruşturduğu bir çağda neyi- neden- niçin sorularını sorun artık yaaa... Bakın ben “Fako” göz ameliyatı oluyor muyum? Şişe camı takarım daha iyi. Ya alet bozuksa benim gözden dumanlar çıkıyormuş mesela. Annem de elini diğer elinin üstünde tutup; “Gözü görecek dediler ama maalesef ızgara...” ”Fako”ymuş isminde bile meymenet yok. Tıp camiası kızmasın tabii iyi sonuçları vardır hepsinin. Ben bilinç kaybından bahsediyorum keh keh... (Kurtardık durumu)
Bu arada bana “Deve Karikatürünü” göndererek bu yazıyı ilham ettiren öğrencim Deniz Kaptan’a da buradan çok teşekkür ederim.
Arkadaşlar... Bir konu daha var dikkate alınması gereken...
Ha önce unutmadan, çok değerli senarist Meral Okay’ı da geçtiğimiz hafta kaybettik. Ruhu şadolsun. Akciğer kanserinden aynı günlerde vefat eden Teknik Direktör Erdoğan Arıca’ya da Allah rahmet eylesin, kalanlara sabırlar versin Kadir İnanır’ın yeğeni Soner Arıca’nın da ağabeysiydi.
Kanser dibimizde çırılçıplak yatıyor. Tabii kader kısmet kelimeleri geçerli ancak biz yine de önlemlerimizi almalıyız.
Her cins kanser vakalarının alıp başını koştura koştura gittiği günümüz de, ben bir örnekle geleceğim.
Rastgele hap almayalım arkadaşlar. Bazı haplar bir hastalığa iyi gelirken, vücutta başka kayıplara yol açıyormuş. Örneğin mide rahatsızlıklarında mesela reflü-gastrit de çoğumuz doktora bile sormadan ilaç almaya başlamışızdır. Mideye iyi gelen bu H2 reseptör blokerleri içeren ilaçlar mide asidini azaltarak B12 ve Demir emilimini azaltabiliyormuş. Sonra “Neden kansızım, yorgunum, herşeyi unutuyorum.” “Kaynım da da var” gibi düetler başlıyormuş.
Kendimi de sizi de uyarıyorum... “Ezbere ilaç almayın!” Iııııııı-Cısss.... Lazer bu haaa yakar...
Bu pazarı; İbreti alem için mi dersiniz, cuk oturdu mu dersiniz, kıssadan hisse mi dersiniz, deve fıkrası mı yoksa lazer fıkrası mı, ne derseniz deyin ben bir fıkrayla kapatacağım.
“Askerde bir komutan acil olarak emirerini çağırmış. “Oğlum çabuk bana bir Lazer yazıcı getir.” Asker çaresiz bir sağa bir sola sonunda bulmuş birini getirmiş. Komutan bir askere bir emirerine bakmış. “Oğlum ben lazer yazıcı getir dedim bu ne?” demiş. Şaşıran emireri kendini savunurcasına; “Komutanım bu er Laz üstelik Yazar da” Komutan cevap vermiş; “Ulan iyi ki Scanner istemedik.”
Mutluluklarınız daim olsun. Muck-Muck