Kaşıkçı cinayeti sonrasında büyük bir imaj kaybına uğrayan Prens Selman, çantasında göz kamaştırıcı yatırım ve ortaklık teklifleriyle Pakistan, Çin ve Hindistan’ı kapsayan bir imaj yenileme turuna çıkmıştı. Prens Selman’ın, ABD karşısında bir cephe oluşturmayı hedefleyen bu turunu Rothschild Ailesi organize etmişti. Çarşamba günü, iki nükleer güç olan Pakistan ile Hindistan’ın çatışmasıyla Damat Kushner’in Ankara’yı ziyareti birbirinden bağımsız olaylar değildir. Suudi Arabistan'a nükleer silah kazandıracak girişimlerin perde arkasındaki ismin de Damat Kusner olduğu artık bir sır değil.

Rothschild Ailesi’nin, Fransa ve Almanya öncülüğünde kurmayı ve Türkiye’yi de dahil etmeyi düşündüğü Avrupa Ordusu, Soros’un sarı yeleklilerinin Paris sokaklarını ateşe vermeleri nedeniyle hayata geçirilememişti. 

Damat Jared Kushner’in Pentagon adına bir teklif getirdiği düşünülemez. Rothschild Ailesi’nin yetiştirmesi olan ve bunu hiçbir zaman saklama gereği duymayan Damat Kushner, ABD’nin Arap Birliği ve YPG ordularına karşı kurulması planlanan Avrupa Ordusu (PESCO) konusunda Türkiye’nin düşüncelerini öğrenmek için gelmiş olamaz mı? 

M. KEMAL SALLI

Trump’ın damadı Kushner’in Ankara’da aniden görünmesi hayra yorulacak bir değildir. Yalnız, “Damat Bey Ankara’yı neden ziyaret etti?” konusuna geçmeden önce, Başkan Trump’ın, ABD ile Çin arasında sürmekte olan ekonomik savaşın geleceğine ilişkin attığı bir tweetten söz etmek gerekir. Çünkü tüm piyasalar, 1 Mart’ta Florida’da yapılacak bu toplantıdan çıkacak sonuca kilitlenmişti. 

Bilindiği gibi, Başkan Trump’ın bir süre önce, alimünyum ve çelik başta olmak üzere, Çin mallarına uyguladığı gümrük vergisini artırmasıyla başlayan savaş, Çin ekonomisini olumsuz yönde etkilemekteydi. Trump’ın, yörüngesindeki diğer devletlerin de ABD’nin Çin’e uyguladığı yaptırımlara aynen uymalarını istemesi, küresel çapta bir ekonomik savaşın başlamasına neden olmuştu. 

Başkan Trump, 1 Mart öncesinde attığı tweette, iki tarafın da bir ortak nokta bulma eğiliminde olduğunu duyurması, tüm dünyanın rahat bir nefes almasına neden oldu. Fakat bu gelişme, ABD ile Çin arasında başlayan ekonomik savaşın barışla noktalandığı anlamına gelmiyor. 

ABD ile Çin arasındaki ekonomik savaş bir süre için ötelenmiştir, fakat yakın bir gelecekte yeniden gündeme gelme olasılığı oldukça yüksektir. Çünkü Çin, ABD’nin korkulu rüyası haline gelen Yeni İpek Yolu’nu (Bir Yol, Bir Kuşak) döşemeye devam etmektedir. 

Çin’in Yeni İpek Yolu, Pakistan ve İran üzerinden Ortadoğu coğrafyasına uzanmış, deniz yoluyla yapılan petrol ticaretinin üçte birinin gerçekleştiği Hürmüz Boğazı’na “merhaba!” demiştir. ABD, Suriye’den çekildiğini açıklayarak İran’a yönelik bir operasyona ve Hürmüz Boğazı kıyısında, Yeni İpek Yolu’nun önüne set olacak bir Belucistan devleti kurmaya hazırlanmaktadır. 

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman’ın, 13 Aralık’ta, çantasında 6 milyar dolarlık bir kredi teklifiyle Pakistan’ı ziyaret etmesinin hemen ardından, Rothschild sempatizanı iki nükleer güç olan Pakistan ile Hindistan arasında, Keşmir konusunda,  yürekleri ağızlara getiren bir çatışma yaşanmıştı. Pakistan tarafından düşürülen iki Hint uçağının dumanları halen tütmekteyken, Damat Kushner’in Ankara’yı ziyaret etmesi, küresel çapta yaşanan birçok gelişmenin birbirinden bağımsız olmadığını ortaya koymaktadır.  

DAMAT KUSHNER NEDEN GELDİ?

Gelelim, “Damat Kushner neden geldi?” konusuna.. Damat Bey’in aniden Ankara’ya gelmesi, tam bir “Bayram değil, seyran değil…” durumu. 

Kushner’in Ankara’yı ziyareti hafife alınacak bir olay değildir. Çünkü, Damat Bey sıradan bir isim değildir. Damat Kushner Rothschild Ailesinin yetiştirdiği bir elemandır. Aile adına yaptığı başarılı operasyonlardan dolayı küresel çapta tanınan ve saygı gören operasyonel bir isimdir. 

Kusner’in saygınlık derecesi konusunda bir fikir verebilmek için söyleyelim, Damat Bey salona girdiğinde, Netanyahu, Selman ve Putin dahil, pekçok devlet başkanının ceketinin düğmelerini iliklediği bir isimdir. Çünkü, arkasında Rothschild Ailesi gibi, her ülkede her konuda etkili olabilen bir küresel finans devi vardır. 

Damat Kushner’in Ankara’yı ziyaretinin, Hillary Clinton’ın propaganda danışmanı olan John Podesta’nın Londra’da Rothschild Ailesi’yle buluşmasının hemen sonrasında gerçekleşmesi bir rastlantı mıdır? Bu “rastlantıyı”, ‘2020’de ABD’de yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde, küresel çapta çok önemli gelişmelerin yaşandığının habercisi’ olarak mı değerlendirmeliyiz? 

ÖNCE PENTAGON ŞAHİNLERİ, SONRA DAMAT KUSHNER

Önce ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Botton, sonra ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, ardından Başkan Trump’ın Damadı Kushner… 

Botton ve Pompeo, Rothschildlerle küresel egemenlik konusunda savaşmakta olan ABD derin devleti Pentagon’un önemli şahinleri. ABD Başkanı Trump’ın damadı olan Yahudi kökenli Kushner ise, Rothschildler’in Beyaz Saray’daki “Truva atı”.

Damat Kushner’in, Prens Selman’ın Rothschild Ailesi’ni organize ettiği Asya turnesi, yani Pakistan, Çin ve Hindistan’ı ziyaret etmesinin hemen arkasından, Pakistan ile Hindistan gibi iki nükleer gücün Keşmir konusunda ciddi bir restleşme yaşadıkları bir günde Ankara’ya gelmesi, elbette merak edilecek, sorgulanacak bir konu. 

Damat Kushner neden geldi?

Böyle bir konjonktürde yapılacak resmi açıklamaların gerçekleri yansıtmayacağı bilindiğinden, Kushner’in kimliği ve küresel çaptaki gelişmeleri, kulis bilgilerini yanyana koyarak bir okuma yapmak gerekir. 

ABD, Türkiye’yi güney sınırları boyunca kuşatacak Terör Koridoru oluşturma çalışmalarını, Türkiye’nin kararlı duruşu nedeniyle, belirsiz bir tarihe erteleyerek İran’a, Hürmüz Boğazı’na yöneldi. 

Pentagon, Irak ve Suriye operasyonlarında kullandığı DEAŞ ve YPG militanlarının bir kısmına sarı yelek giydirerek Paris sokaklarına salarken, önemli bir kısmını da, 2008’den bu yana, Hürmüz Boğazı’nda kurmayı planladığı Belucistan operasyonunda kullanmak üzere Afganistan’a taşıdı. Pentagon, Belucistan’ı hayata geçirerek, Astana Süreci’ni dinamitlemeyi hedeflediği gibi, Çin’in Yeni İpek Yolu önüne bir set çekmeyi de hedefliyor. 

Çin ve Rusya gibi küresel güçlere karşı bir büyük mücadele başlatırken, Avrupa Birliği ülkelerinden beklediği desteği bulamayan Pentagon şahinleri, petrol sahibi Sünni Arap ülkelerini yanlarında görmek istiyorlar. 

Önceleri yörüngesinde hareket ettiği ABD’nin, ARAMCO konusundaki niyetlerini farkeden Prens Selman, Rothschild Ailesi ile Londra’da masaya oturmuştu. 

Prens Selman’ın, bu buluşmayı ihbar ettiği gerekçesiyle, Cemal Kaşıkçı’yla araları bozulmuş, Saddam gibi, ABD’nin dolduruşuna gelerek verdiği diplomasi tarihinin en kan dondurucu kararı nedeniyle bütün dünyada imaj kaybına uğramıştı. Prens Selman, Kaşıkçı olayı sonrasında Riyad’da düzenlediği Hedef 2030 etkinlikleri ve Rotschildler’in organize ettikleri Asya turu ile imajını ne kadar onarabileceğini zaman gösterecektir. 

Merak edilen konu, Suudi Arabistan petrol devi ARAMCO’yu ele geçirmeye kararlı olan Pentagon’un desteğini kaybeden Prens Selman’ın, gücünü ve etkinliğini daha ne kadar koruyabileceğidir. Prens Selman’ın en yakın sırdaşı olan Prenses Rima Bender bint bin Sultan bin Aziz al Suud’un, Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçisi olarak atanması, ‘Pentagon’un, Selman’ın çevresini boşaltma operasyonu’ olarak değerlendiriliyor. 

KUSHNER NEDEN GELDİ?

Herkesi kafasında aynı soru; Damat Kushner neden geldi?

Kaşıkçı cinayeti sonrasında büyük bir imaj kaybına uğrayan Prens Selman, çantasında göz kamaştırıcı yatırım ve ortaklık teklifleriyle Pakistan, Çin ve Hindistan’ı kapsayan bir imaj yenileme turuna çıkmıştı. Prens Selman’ın, ABD karşısında bir cephe oluşturmayı hedefleyen bu turunu Rothschild Ailesi organize etmişti. Çarşamba günü, iki nükleer güç olan Pakistan ile Hindistan’ın çatışmasıyla Damat Kushner’in Ankara’yı ziyareti birbirinden bağımsız olaylar değildir. Suudi Arabistan'a nükleer silah kazandıracak girişimlerin perde arkasındaki ismin de Damat Kusner olduğu artık bir sır değil.

Rothschild Ailesi’nin, Fransa ve Almanya öncülüğünde kurmayı ve Türkiye’yi de dahil etmeyi düşündüğü Avrupa Ordusu, Soros’un sarı yeleklilerinin Paris sokaklarını ateşe vermeleri nedeniyle hayata geçirilememişti. 

Damat Jared Kushner’in Pentagon adına bir teklif getirdiği düşünülemez. Rothschild Ailesi’nin yetiştirmesi olan ve bunu hiçbir zaman saklama gereği duymayan Damat Kushner, ABD’nin Arap Birliği ve YPG ordularına karşı kurulması planlanan Avrupa Ordusu ( PESCO) konusunda Türkiye’nin düşüncelerini öğrenmek için gelmiş olamaz mı? 

Yanıtı kolay verilemeyecek olan, fakat doğru olma olasılığı oldukça yüksek bir soru bu. Yakın bir gelecekte AB’den, ortaklık müzakerelerini yeniden başlatma konusunda bir davet gelirse, bilin ki amaç, Türkiye’yi AB’ye değil, Avrupa Ordusu’na üye yapmaktır. 

Türkiye, bu konudaki teklifleri, elbette çıkarları doğrultusunda değerlendirecektir.