CUMHURİYET TÜRKİYESİ'NİN 50 YILLIK DÖNEMİNİN SOSYOEKONOMİK GELİŞMELERİNİ ÇİZDİĞİ AFİŞLERLE RESİMLEYEN İHAP HULUSİ GÖREY KIRK YIL EMEK VERDİĞİ RESMİ KURULUŞLAR TARAFINDAN SİGORTALANMADIĞI İÇİN, ÖMRÜNÜN SON YILLARINDA BÜYÜK MADDİ SIKINTILAR YAŞADI İHAP HULUSİ GÖREY'i biz, Türkiye'nin ilk grafik sanatçısı, Türk afiş ve reklam sanatının öncüsü olarak tanıyoruz. Ender MERTER gibi bir sanat dostu, vatandaş olma bilincine ulaşmış bir aydınımızın yıllarca bıkıp usanmadan sürdürdüğü çalışmaları olmasa, İhap HULUSİ gibi bir deha sanat tarihimizde hak ettiği yeri alamayacak, unutulup gidecekti. Ender MERTER, uzun yıllar İhap HULUSİ'nin izini sürdü. Onu tanıyanlarla konuştu, hayatı ile ilgili bilinmeyenleri ve bulabildiği eserlerlerini derledi, kitaplaştırdı, sergiler açarak İhap HULUSİ'yi genç kuşaklara tanıttı. Ender MERTER'e Türk sanatı adına enazından bir teşekkür borçluyuz. Üçgen şeklindeki imzasıyla tanıdığımız İhap HULUSİ bir filozoftu; "Sanatçı eserini ortaya koyarken, anlatımıyla dikkat çekmeli ve düşündürmelidir" derdi. Yarım yüzyılı aşkın sanat yaşamında ürettiği eserlerde bu bakış açısı hemen dikkati çeker. Yaşı yeten okurlarımız onu ilkokuldan, Alfabelerinin kapaklarını süsleyen 'Atatürk'le Ülkü' kompozisyonunun altındaki ya da "Ya çıkarsa" umuduyla aldıkları piyango biletlerindeki üçgen şeklindeki imzasından mutlaka anımsayacaklardır. 1898'de Kahire'de dünyaya gelen İhap HULUSİ'nin babası, Mısır'ın ünlü mimar ve müteahhitlerinden Ahmet Hulusi'dir. Kemahlı olan dedesinin Mısır hidivi yanında görev yapması nedeniyle Kahire'de yaşayan ailesi, Birinci Dünya Savaşı sonrasında İstanbul'a dönmüştür. İlköğretimini Kahire'deki İngiliz okulunda tamamlayan İhap HULUSİ, 1917 yılında Almanyalı bir ressamdan mektupla resim dersleri almış, 1920'de de, resim eğitimi almak için Almanya'ya gitmiştir. 1923'de, Türkiye'nin ilk afiş sergisi sayılan Galatasaray Sergisi'ne katılan sanatçı, 1925'de İstanbul'a döndü. İlk yıllarda, ismini duyurabilmek için, Akbaba dergisinde, Ramiz ve Cemal Nadir'le birlikte karikatürler çizdi. 1927'de çizdiği ilk afişinin konusu, İzmir'de üretilen İnci Diş Macunu'ydu. 1929'da ilk atölyesini açtı ve 50 yıl boyunca sayısız afiş, pankart, ilan, bilet orjinalleri çizdi. İhap HULUSİ, özel kuruluşların yanı sıra, bugünün Milli Piyango'su olan Tayyare Piyangosu'na (45 yıl), Tekel İdaresi'ne (35 yıl), Ziraat Bankası'na, İş Bankası'na, Türk Hava Kurumu'na, Beykoz Kunduraları'na, Tariş'e, Zirai Donatım Kurumu'na...çizdiği afişlerle, Cumhuriyet tarihimizin 50 yıllık döneminin sosyoekonomik gelişmelerini resmetmiştir. Yurtdışında da başarılar kazanmış İhap HULUSİ. Ünlü Alman kuruluşu Bayer'e, Mısır Tekel İdaresi'ne, İtalyan Cinzano'ya, İngiliz viskisi John Haig'a, Fernet branca'ya etiket ve afişler çizmiş, ödüller kazanmış. SANATÇININ KADERİ DİYEMEYİZ, BU HEPİMİZİN AYIBIDIR Cumhuriyet'in 10'uncu yılında, sanatımıza yaptığı katkıları nedeniyle, Atatürk tarafından bir kol saati ile ödüllendirilen İhap HULUSİ, çizme yeteneğini yitirdiğinden dolayı, yaşamının son yıllarını sefalet içinde geçirmiştir. Acıdır, ama gerçektir; 45 yıl boyunca piyango biletlerini resimlediği Tayyare Piyangosu idaresi de, 35 yıl boyunca sigara paketlerini, içki şişelerinin etiketlerini resimlediği, afişlerini çizdiği Tekel İdaresi de İhap HULUSİ'yi kadrosunda göstermediğinden emekli olamamış, sosyal güvenlik haklarından yararlanamamıştı! Yokluk günlerinde de kendisini yalnız bırakmayan dostlarının ısrarıyla devrin cumhurbaşkanına durumunu anlatan bir mektup yazmışsa da postaya vermemiştir. Uzun bir zaman sonra gerçeği öğrenen yakın dostu Şahap Balcıoğlu mektubu zorla alıp adresine ulaştırmıştır. Ne yazık ki, bağlanan cüzi maaşı almaya üstadın ömrü yetmemiştir! Türk grafik sanatının öncülerinden sayılan İhap HULUSİ'nin öğrencilik yıllarına ait defter ve desenleri 9 Nisan'a kadar Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Salonu'nda sergileniyor. Bu sergiyi ziyaret ederek büyük ustaya olan minnet borcumuzu ödemeliyiz, manevi huzurunda kendisinden özür dilemeliyiz. Bu, aynı zamanda görevimiz..