İSLÂM ALEMİ DU’A’LAR ETTİ!...
Artık, Tarihî Husûsiyyeti de kazanmış olan, 14 Mayıs 2023 Seçimleri , sanki Millî bir seçim değil,adeta, Milletlerarası bir seçim havasında geçti. Sanki, Türkiye’mizde, Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimi değil, bütün dünya’yı idare edecek bir lider ve Parlamento seçilecekmiş gibi, dünya ikiye bölünmüş, 2018 seçimlerinin hemen akabinde, ” Erken seçim, erken seçim,” naraları atılmaya başlanılmış, hariçte ve dahilde ittifaklar oluşturulmuştur. A.B.D. Başkanı, Biden, henüz, Başkanlığa seçilmemişken, aday durumunda iken, Türkiye’de iktidarı, Cumhurbaşkanı, Recep Tayyip Erdoğan’ı, ihtilal, işgal ve bölme teşebbüsleri de, dahil, ne yaptıysak indiremedik. Bundaen sonra, Türkiye’de muhalefeti destekleyerek, indireceğiz,” demişti
Batılı müstevlî, ehl-i Salîp devletler, Türkiye’de iktidarın değiştirilmesi için, ekonomik ve iktisadî maniplasyonlar dahil, her şeyi yaptılar. Dünya’da hiç görülmemiş bir şekilde aynı anda, dünya görüşleri ve hedefleri bakımından biribirlerinden çok farklı terör örgütlerini, Devletimizin ve iktidarın başına musallat ettiler. F.E.T.Ö., Terör Örgütü, Türkiye’de, Kadim Türk Milliyetçisi bir Partiyi böldürerek, Proje bir parti kurdurdu, başına da, Sultan, 2.Abdülhamid Han Hazretleri döneminde, Devletimize ısyan bayrağı açtığı ve Devletimizi yıkmak için, plânlar kurduğu için Selaneik’e sürgün edilen bir Ermeni’nin torununu getirdiler. Bu hatun kişi, tıpkı, 1909’ da, Selanek’de, Yahûdî, Ermeni, Rum ve gayr-i Millî unsurlarca te’sis edilen, İttihad ve Terakkî Cemiyeti Gibi,” Adalet, Müsâavaât, İstibdât,” nutukları atarak, dedesinin intikamını Türk Milletinden almak istedi. H.D.P., P.K.K.’nin desteğiyle, İstanbul Büyükşehir Belediye’sinin başına getirilen birisi, daha vazifeye başladığı ilk günden i’tibaren, gözünü, muhtemel, bir erken seçim’de, ya da, vaktinde yapılması halinde, 2023 seçimlerinde, Cumhurbaşkanlığı’na dikti.
F.E.T.Ö.’ cü’lerin sufle ettiği, “ Her şey Güzel olacak,” sloganını kullanmaya başladı.Dört yıldan fazla bir zaman geçmiş olmasına rağmen, İstanbul’a elle tutulur, gözle görülür, hiçbir hizmeti olmadı. İstanbul’u sel götürürken, Bodrum’da tatildi,İstanbul’a şiddetli kar yağmış, trafik durmuş, onbinlerce İstanbul’lu donma tehlikesiyle başbaşa yollarda kalmışken, Kayak tatilinde, ya da, Yolları, Kar kürüme araçlarıyla açılmış, Balık Lokantasında rakı sofrasında, İngiliz Büyükelçisiyle birlikte, tatillerden, fiskoslardan vakit ayırabildiği zamanlarda ara sıra İstanbul’a uğrayan bu zât, Belediye Resi seçilince, “ Pontos’lu, Rum Ekrem’os, Kostantapolis’e Belediye Reisi seçildi,” diye, manşetlere, Televiuzyon kanallarındaki haberlere konu edildiği, Atina’ya sık sık, ziyaretlerde bulundu.A.B.D.’ nin Ankara’daki Büyükelçisi, Cumhurbaşkanı’na i’timadnamesini arsettiğinin ikinci gününde, İstanbul’da, makamında ziyaret ettiği, ilk kişi oydu.
Dahilde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakıylaz musabaka eden, Zillet ve Şer İttifakı, sanki, Milletimizden değil de, Terör Örgütleri, F.E.T.Ö., P.K.K. ve haricî destekçileri, A.B.D. ve müstevlî, ehl-i Salİp devletler halklarından rey alacakmış gibi, seçi propaganda döneminde, ta’viz üstüne ta’viz verdiler. Kemal Kılıçdaroğlu, görüştüğü, P.K.K.- H.D.P.’ye kapalı kapılar arkasında ne sözler vermiş, ki, propaganda döneminde, 2Hapishane kapılarının arkasına kadar açılacağını, bütün terör mahkumlarının serbest kalacağını, Müebbetle yargılanan, Terörist başlarından Demirtaş’ın serbesmt kalacağını, C.H.P. adına, Miting tertip eden, Ekrem İmamoğlu’nun konuşması sırasında “ Öcalan’a özgürlük,” naraları atıldı, Madam( pardon Bayan) İmamoğlu, Bu tarz nümayiş yapanlara, P.K.K.’ nin zafer işaretiyle mukabele etmişti.Batılı Ülkelere cesaret vermek için, “ Mahallî Muhtariyet = Yerel Özerklik,” verilmesi, Ayasofya’nın ibadete kapatılması, tekrar Müze’ye tahvili bile değil, 1453 öncesine kadar dönülerek Kilise’ye tahvil edilmesi va’ad’edildi. Daha da ileri gidildi, Ayasofya’nın yanıbaşındaki dünyaca, Meşhur, Mavi Camii’n, Sultanahmed Camii’nin müze haline getirilmesi va’d’edildi. Zillet ve Şer İttifakı, Mavi Vatandan, Kıbrıs, Libya ve Azerbaycan’dan va’z geçeceklerini ifade ettiler. Son yıllarda, bütün dünyanın dikkatle ve hayretle, biraz da hased’le, ta’kip ettiği, Millî Savunma Sanayi’mizi durduracaklarını söyleyerek, A.B.D. ve Yunanistan’a göz kırptılar.
Bir tarafta, Terör Örgütlerinin, A.B.D., başta olmak üzere, müstevlî, ehl-i Salîp devletlerin destek verdiği, Yerli ve Millî olmayan, birleşenlerinin hiçbirisinin Türk ve Müslüman olmadığı bir zillet ve şer İttifakı, diğer yanda, Yerli ve Millî, ne yapacakları, nasıl hareket edecekleri, Milletimizce bilinen, Cumhur İttifakı, Milletimizin huzurunda kantara çıktılar.
Aziz Milletimiz, Bu Büyük Millet, “ Benim Ümmetim, Şu Ümmet, Ümmet-i Merhume’dir,” buyrularak, Medh-i Nebeviyye’ye, mazhar, Millet... Bu Büyük Millet’in bir ferdi olmaktan daima gurur duydum... İşte bu Millet, emsalsiz, basiretini, ferâsetini bir kerre daha göstermiş, kendisinden olmayan, gayr-i Millî, unsurları elinin tersiyle bir kenare itmiş, kendisinden olanı, Yerli ve Millî olanları, hizmetine, idaresine, ikame etmiştir. Bu dönüm noktası seçimlerin kazanılmasında, İslâm alemindeki Kardeşlerimizin, bi’lhassa, Ka’be-i Muazzamada ve Ravza-i Mutahhare’de yapılan, du’a ve niyazların da, çok büyük te’siri olmuştur...