Silah bırakmaları için PKK ile görüşmelerin yürütüldüğünün Sayın Başbakan tarafından açıklanmasından bugüne beş ay içinde, Öcalan’ın da dahil olduğu “Çözüm Süreci” hızla ilerlemekte.
Her ne kadar bize ters gelen hususları da içerse, Nevruz’da Öcalan’ın 30 yıldır süren Kürt isyanının sonlandırılması çağrısına Kandil de uyacağını belirtti. Ve hemen ardından, PKK militanlarının Mayıs ayında başlayan sınırlarımız dışına çekilmelerinin sonbahara kadar tamamalanacağını da ilave etti.
Bu hızlı gelişen sürecin kamuoyu desteğini artırmak amacıyla yürütülen faaliyetler yanında başta ABD ve AB olmak üzere dünya kamuoyunun da destek verdiği ortada.
Bu hızlı gelişen süreç, şimdilik her türlü yoruma açık da olsa şu hususları kimse görmemezlikten gelmemelidir.
Yıllardar baharla birlikte başlayan kanlı ve acımasız PKK saldırılarının durma noktasında görüntüsü devam etmektedir.
PKK nın anayasal konulardaki talepleri geri alınmamış olsa da, kırmızı çizgi yerine ne koparılsa kardır anlayışı ön planda gibidir.
Bölgenin kalkınması ve yeni yatırım gayretlerini köstekleme çağrı ve eylemlerinin bölge halkı arasında destek bulmadığı fikri yaygınlaşmaktadır.
Öcalan ve Kandil çağrıları Kürt dünyasında kabul görmüşe benzemektedir.
PKK militanlarının bomba ve patlayıcı yerleştirdikleri için kaldırılmış olan çöp kutu ve bidonlarının tekrar sokak ve caddelere konulmasının Diyarbakır Belediyesi tarafından kararlaştırıldığı geçen hafta basında yer aldı.
Yine Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da 13 ilde yapılan araştırmada demokratik özgürlüğü, katılanların sadece dörtte birinin gerekli gördüğü ve aynı araştırmaya katılan üç bin kadar kişinin % 70’inin PKK nın silahları bırakabileceğine inandıkları da yer aldı.
Bu haberlerin yanında 2013 yılında PKK militanlarının hiç bir terörist eyleme katılmamış olması da sürecin başarı ile devam ettiğinin bir işareti olamaz mı?
Umarım bu derin yara şefkatle, sarılarak, bu zor coğrafyada kökeni ne olursa olsun hepimiz et tırnak misali kaynaşır ve kenetleniriz.