CHE VE GAZİ MUSTAFA KEMAL... EMPERYALİZME BAŞKALDIRININ İKİ EVRENSEL SİMGESİ... CHE, EMPERYALİZME BAŞKALDIRININ EN POPÜLER SİMGELERİNDEN BİRİDİR, AMA SAVAŞINI BİR ZAFERLE TAÇLANDIRAMAMIŞTIR. YERYÜZÜNDE EMPERYALİZME BAŞKALDIRMIŞ VE SAVAŞINI ZAFERLE TAÇLANDIRMIŞ TEK LİDER GAZİ MUSTAFA KEMAL'DİR. GAZİ MUSTAFA KEMAL ÖNDERLİĞİNDE BAŞLATILAN TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI MAZLUM MİLLETLERE "KÖTÜ ÖRNEK"(!) OLMUŞTUR. GAZİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURULMASINDAN SONRA BAĞIMSIZLIKLARINI İLAN ETMİŞ ÜLKELERE İLHAM KAYNAĞI OLMUŞ BENZERSİZ BİR ÖNDERDİR. ............................................................. Yunanistan'ın en çok satan gazetelerinden Elefterotipiya, Pazar günü, okuyucularına prosmosyon olarak "Mustafa" filminin DVD'sini verdi. Haber Pazartesi günü Türkiye'de yayınlanan bütün gazetelerin baş sayfalarındaydı. Haberin okuyucuya sunuluş şekli bir sevinç ya da gurur yansıması değildi. "Mustafa"yı kotaranlara, üstü kapalı, "Ne haber, bütün bu olacakları söylememiş miydik?" mesajı tonundaydı. Filmi seyrettikten sonraki ilk tepmiz, "Bu filmdeki 'Mustafa'mıza bakış açınız, bize Gazi'mizi anlatmıyor. Bu film, gencecik beyinlerde silinmesi mümkün olmayan çok olumsuz bir Atatürk imajı oluşturabilir. Bu film, Atatürk imajını kendi emelleri doğrultusunda kullanmak isteyenler tarafından kullanılabilir ve hiç kuşkunuz olmasın, kullanılacaktır" şeklinde olmuştu. Bu kuşkularımızı, 3. Bursa İpek Yolu Film Festivali'ndeki ödül töreninde söz alarak, değerli meslektaşımız Can Dündar'a da iletmiştik. Dündar'ın yanıtı, özetle, böyle bir kuşkuya gerek olmadığı yönündeydi. "Mustafa", Gazi Paşa'nın insani yönlerini ön plana çıkaran bir bakış açısıydı. Kuşkularımızda çok haklı olduğumuzu görmek için fazla beklememize gerek kalmadı. Pazartesi sabahı, gazetelerin baş sayfalarında, yüreğimize hançer gibi saplanan haberi okuduk: "Yunanistan'ın en çok satan gazetelerinden olan Elefterotipiya, dün okuyucularına gazeteci-yazar Can Dündar'ın senaryosunu yazıp yönettiği 'Mustafa' adlı filmin DVD'sini promosyon olarak dağıttı. DVD'nin kapağındaki tanıtım yazısında, 'Parçalanmış Osmanlı İmparatorluğu'nu Türkiye adını vererek Batı tipi bir ülkeye dönüştüren, Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün tüm biyografisi' deniliyor". DVD'nin tanıtım yazısında "Mustafa" için, "Çağdaş tarihçilerin 20. yüzyılı derinden etkileyen en önemli şahsiyetler arasında gösterdiği karizmatik lider" deniyor ve "Mustafa" adlı filmin Atatürk'ü, "korkuları ve zaaflarıyla insani yönden incelemeye çalıştığını, bilinen kalıplardan uzakta olduğunu ve yaşamının önemli anlarını adım adım izlediğini" vurguluyordu. Yunanistan'ın en çok satan gazetelerinden biri olan Elefterotipiya'nın "Mustafa" DVD'sini Gazi'yi çok sevdiği ya da takdir ettiği için promosyon olarak dağıttığı söylenebilir mi? Söyleyen olursa da, inanmak mümkün mü? "Mustafa" çekilirken dile getirilen kuşkular haklı çıkmaya başladı.. Can Dündar'a söyleyeceklerimiz var.. CAN DÜNDAR'A AÇIK MEKTUP Sayın meslektaşım, Sonuçlarını Elefterotipiya promosyonu şeklinde gördüğümüz "Mustafa"yla ilgili kuşkular, film çekimleri sürerken dile getirilmişti. "Mustafa" henüz vizyona girmeden, sponsor olmakta oldukça hevesli olan Turkcell, filme destek vermekten vazgeçtiğini açıklamıştı. Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv de vazgeçme nedenini açıklarken, "Turkcell Atatürk'ü yüceltecek, ülkemizi kurtaran kahraman, lider bir deha ve dünya lideri olarak Atatürk'ü dünyaya tanıtacak bir film bekliyordu. Mustafa filmi Atatürk'ü yıpratabilir. Parantez içinde, 'tartışılabilir' bir film olması yüzünden, sponsor olmaktan vazgeçtik" demişti. Turkcell Genel Müdür Ciliv'in kuşkuları çok netti: "Mustafa filmi Atatürk'ü yıpratabilir". Bu düşüncesinde, Turkcell Genel Müdürü yalnız değildi; "Mustafa" vizyona girdikten sonra, aynı kuşkuları dile getiren çok sayıda yazı yazıldı. Anımsamış olmalısınız, 3. Bursa Uluslararası İpek Yolu Film Festivali'ndeki ödül töreninde, bir nezaketsizliği de göze alarak, "O'na yalnızca annesinin Mustafa dediğini, O'nun, Osmanlı'nın çöküş dönemine rastlayan çocukluk günlerinin çok net olmadığını, Selanik'teki tahrip olmuş Osmanlı kayıtlarında yapılan aramalarda pekçok Ali Rıza'ya rastlandığını, fakat hangisinin Gazi Mustafa Kemal'in babası olduğuna karar verilemediğini belirtmiş ve filminizin adını niçin "Mustafa" koyduğunuzu, Gazi'nin Mustafa günlerindeki korku ve zaaflarını ne amaçla öne çıkardığınızı " sormuştum. Yanıtınızda, özetele, Atatürk'ün insan yönlerini vurgulamayı amaçladığınızı söylemiştiniz. "Mustafa" konusundaki eleştirlere topluca yanıt vermek amacıyla açılan internet sitesinde de aynı şeyleri savunuyordunuz: "Türkiye 70 yıldır Ata'sı için dört başı mamur bir film yapamadı. O'nu Türkiye'ye, dünyaya yeni yetişenlere tam anlatamadı. Yapılan belgeseller, belli bir dönemle kısıtlı ve resmi bir dilde tutsak kaldı. Hayatını başından sonuna mercek altına alan, onu şablonlardan uzak olarak askeri, siyasi, insani boyutlarıyla bir filmin eksikliği hep hissedildi. Mustafa işte bu ihtiyaca cevaben hazırlandı." "Mustafa", Türkiye'nin 70 yıldır yapamadığı dört başı mamur bir Atatürk filmi mi olmuştu sizce? İyi niyetinizden kuşkum yok, ama herkesin sizin kadar iyi niyetli olmasını bekleyebilir miyiz?. Yeni bir dünya düzeninin kurulduğu bir konjoktürde, 'Suyun iki yanı'nda 400 küsur yıl boyunca çeşitli sürtüşmeler yaşamış iki ayrı kültürün birbirlerinin kahramanlarını baş tacı etmeleri elbette beklenemez. Yunan gazetesi Elefterotipiya'nın promosyon olarak dağıttığı DVD'nin tanıtım yazısındaki, "Parçalanmış Osmanlı İmparatorluğu'nu, Türkiye adını vererek Batı tipi bir ülkeye dönüştüren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün tüm biyografisi" vurgulamasını bir iltifat olarak kabul etmek mümkün müdür? İyi niyetle hazırladığınıza inanmak durumunda olduğumuz "Mustafa"nın DVD'si, benzer bir iyi niyetle mi sebil olarak dağıtıldı? Hiç sanmıyoruz.. Peki, "Mustafa"nın bir kurtuluş savaşı yaşadığımız bir ülkede sebil olarak dağıtılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Reddedilemeyecek bir telif hakkı mı ödendi? Neyse.. Sayın meslektaşım, 3.Bursa İpek Yolu Film Festivali'ndeki ödül töreninde sorduğum sorunun devamı vardı, hissetmiş olmalısınız. Gecenin formatına sığdıramadığım sorumun devamını, yeri geldi, soruyorum.. Sayın meslektaşım, 3. Bursa İpek Yolu Film Festivali'nde, birbirleriyle ilgisizmiş gibi görünen iki önemli belgesel gösteriliyordu. Biri imzanızı taşıyan "Mustafa", diğeri de "Che" idi.. Che ve Gazi Mustafa Kemal.. Emperyalizme başkaldırının iki evrensel simgesi.. Che'nin emperyalizme başkaldırısı sayısız kitap ve filme konu olmuştur. Che'nin yaşamını konu alan kitap ve filmler, nedense kolayca sponsor bulur. Che'nin resmi her yıl milyarlarca tişörte, şapkaya, dona, gömleğe basılır. Telif hakları konusunda çok duyarlı olan Batı ülkeleri, Che'nin fotoğrafları söz konusu olunca, nedense çok duyarsızdırlar.. Emperyalist ülkelerin bu konudaki 'hoşgörüsü'nü demokrasi ile açıklamak da, elbette mümkün değildir. İlginçtir, aynı demokrat iklimde, emperyalizme başkaldırının simgesi olmuş iki simgeden Che'nin resimlerine aklınıza gelebilecek her yerde rastlamanıza rağmen, diğer simgenin izini ancak ararsanız bulabilirsiniz. Daha da ilginci, kuyruk acısı olanlar, o dahiyi yetiştiren ülkede fotoğraflarının duvarlardan indirilmesini isterler. Neden? Nedeni, bilinmeyen birşey değil.. Che, emperyalizme başkaldırının en popüler simgelerinden biridir, ama savaşını bir zaferle taçlandıramamıştır. Başkaldırısı bastırılmış, öldürülmüştür. Che resimli her objenin, "Emperyalizme baş kaldırının sonu budur" olarak özetleyebileceğimiz bir gizli mesajı vardır. Bu bilinen bir gerçektir. Sayın meslektaşım, Yeryüzünde emperyalizme baş kaldırmış ve savaşını zaferle taçlandırmış tek lider Gazi Mustafa Kemal'dir. Gazi Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Türk Kurtuluş Savaşı mazlum milletlere "kötü örnek" (!) olmuştur. Gazi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra bağımsızlıklarını ilan etmiş ülkelere ilham kaynağı olmuş benzersiz bir önderdir. Bunlar bilmediğiniz gerçekler değil, Can kardeşim.. Biz Can'ımızdan, antiemperyalizmin iki evrensel simgesinin, Che ile Gazi'nin emperyalizme karşı destanlaşan savaşımlarını karşılaştıran ve uluslararsı çapta ses getiren bir başarıya imza atmasını bekliyorduk. Ve böyle bir başarıyı ayakta alkışlamaya da hazırız.. Bu günlerde buna çok, ama çok ihtiyacımız var. Hepimizin.. Başarılarının devamını diliyorum, sevgili meslektaşım..