Bizim de bir Stephan Hawking'imiz var
M. Kemal SALLI
BİZİM DE BİR STEPHAN HAWKiNG'İMİZ VAR
ÜNLÜ KAZAK EDEBİYATÇI:
NEMAT KELİMBETOV
KELİMBETOV'UN “ÜMİT”İ, HAYATIN HERHANGİ BİR AŞAMASINDA ÇOK DERİN BİR ÇARESİZLİĞE DÜŞEBİLECEK TÜM İNSANLAR İÇİN UMUT KAYNAĞI OLACAK BİR ESERDİR. “ÜMİT”, TEK BAŞINA NEMAT KELİMBETOV'U 'EVRENSEL BİR DEĞER' KONUMUNA YÜKSELTECEK BİR ESERDİR.
KELİMETOV'UN “ÜMİT”İ, "İNGİLİZLER'İN, TEKERLEKLİ SANDALYE ÜZERİNDE YAŞAMAYA MAHKUM OLDUĞU HALDE, BİLİM DÜNYASINA ÇOK ÖNEMLİ TEORİLER, FORMÜLLER SUNMAYA DEVAM EDEN BİR STEPHAN HAWKİNG'İ VARSA, TÜRK DÜNYASI'NIN DA BİR NEMAT KELİMBETOV'U VAR" DEDİRTEN BİR BAŞARI ÖYKÜSÜDÜR.
Ben Nemat Kelimbetov'u, geçen yıl, ÜMİT kitabının tanıtımı dolayısıyla, Kazakistan Büyükelçiliği'nin Çırağan Sarayı'nda düzenlediği etkinlikte tanıdım. Kazakistan'ın ünü yazarı Kelimbetov geçen yıl Aralık ayında bu dünyadan göçmüştü, ama bir azmin başarı öyküsü olan ÜMİT romanıyla, bir derviş misali, binlerce kilometre katederek İstanbul'a ulaşmış, biz Anadolu kardeşleriyle tanış olmuştu.
Nemat Kelimetov, bir yazardır, bir edebiyatçıdır, ama herşeyden önce azmin zaferini simgeleyen bir bilge kişidir.
Onun, inanılması zor hayat mücadelesini ve bu mücedele sonunda kazandığı zaferin somut bir kanıtı olan ÜMİT'i okuduğunuzda, bilgi dağarcığınızın edebiyatla ilgili bölümüne unutamayacağınız bir isim çakılıyor: Nemat Kelimbetov.
ÜMİT, Kelimbetov'un tek eseri değil; ÜMİT, OĞLUMA MEKTUPLAR, YAŞLILIK ve HASETLİK'in yanı sıra, Türk tarihi ve edebiyatı konusunda da kitapları var.
Kelimbetov'un ÜMİT'i, hayatın herhangi bir aşamasında aşılması çok zor bir çaresizlik girdabına düşebilecek tüm insanlar için umut kaynağı olacak bir eserdir.
ÜMİT, tek başına, Nemat Kelimbetov'u 'evrensel bir değer' konumuna yükseltecek bir eserdir. Kelimetov'un ÜMİT'i, "İngilizler'in, tekerlekli sandalye üzerinde yaşamaya mahkum olduğu halde, bilim dünyasına çok önemli formüller sunmaya devam eden bir Stephan Hawking'i varsa, Türk Dünyası'nın da bir Nemat Kelimbetov'u var" dedirten bir başarı öyküsüdür.
1937 yılında doğan Kelimbetov, 35 yaşında geçirdiği bir ameliyat sonrasında felç olur ve elini ayağını kullanamaz duruma düşer. Her isanı psikolojik açıdan yıkıma sürükleyecek böyle bir felaket, Kelimbetov’un hayata tutunma, yaşama, üretme azmini kıramaz. “Çektiğim sıkıntıları başkalarına da anlatmalıyım, inanç, sevgi ve vefa gibi manevi değerlere tutunarak hayat mücadelesinde nasıl başarıya uzanabildiğimi benim gibi umutsuzluk çukuruna düşenlerle paylaşmalıyım; onlara mücadele azmi kazandırmalıyım” diye düşünür ve ölüm ile kalım arasındaki psikolojik savaşta hayatta kalmaya ve yazar olmaya karar verir.
KUVANIŞ KELİMBETOV’U SAYGI İLE ANMAMIZ GEREKİR
Yazmak için, her şeyden önce çok okumak ve araştırma yapmak zorundadır. Kelimbetov bugün, hem resmi adı Birleşik Devletler Topluluğu olan Türkistan coğrafyasında, hem Batı ülkelerinde, hem de Türkiye’de üstün yetenekli bir insan ve Türk edebiyatına klasikler kazandıran bir yazar olarak tanınıyor. Doğrudur fakat, bu örnek mücadelesinde onu sevgiyle kucaklayan ve bütün kalbiyle, bütün gücüyle destek veren, ona el-ayak olan eşi Kuvanış Kelimbetov’un sergilediği fedakarlıkları saygı ile anmak gerekir. Kelimbetov’un bilgi dağarcını besleyebilmek için bıkmadan, usanmadan, sıkılmadan sürekli kitaplar okuyan Kuvanış Kelimbetov, eli öpülesi bir Türk kadınıdır. “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” sözünü doğrulayan bir fedakarlık örneğidir. Nemat Kelimbetov da ÜMİT’i, “Eşim Kuvanış’a” sözleriyle bu fedakar insana ithaf etmiştir.
Kelimbetov yaratılıştan duygusal bir insandır; eşinin büyük fedakarlıklara katlanarak, günlük işlerinin yanı sıra bir de kendisine sürekli kitap okumasına gönlü razı olmaz. Çenesine yakın yükseklikte bir masa yaptırır ve buraya tutturduğu kitapların sayfalarını diliyle çevirerek okumalarına devam eder. Okur, okur…
Bu zorlu hayat mücadelesi, ancak aklını, sabrını, azmini duygularının önüne geçirebilenlerin zaferle taçlandırabilecekleri bir mücadeledir. Kazanılması ancak mucizelerin yardımıyla mümkün olabilecek bir hayat savaşıdır.
Kitabın önsözünde, Ümit’inTürk klasikleri arasına gireceğini söyleyen Dr. Abdulvahap Kara, Kelimbetov’la Peyami Safa arasında, hem hayat hikayesi hem de eserlerinin temalarını dikkate alarak bir paralellik kurar. Kelimbetov’un ÜMİT’inde de, Peyami Safa’nın DOKUZUNCU HARİCİYE KOĞUŞU’nda da çaresizlik girdabına düşmüş hastaların psikolojisi, yaşanılan deneyimler çok başarılı bir şekilde anlatılmaktadır.
KELİMBETOV TÜRK DÜNYASI’NIN STEPHAN HAWKİNG’İDİR
Edebiyat penceresinden bakıldığında Adbulvahap Hocamın Kelimbetov- Safa paralelliğine işaret etmesi çok doğru bir değerlendirmedir. Fakat, bir hastalık nedeniyle elinin kolunun bağlanmasına rağmen, kendini psikolojik yıkımın yok etmesine izin vermeyerek üretimine devam etme azmi ve çabası dikkate alındığında, onu, bir tekerlekli sandalyeye mahkum olmasına rağmen insanlığın yolunu aydınlatacak, evrende olup biteni tek teori ile açıklayabilecek fikirler, formüller üretmeye devam eden İngiliz bilim adamı Stephan Hawkins’le karşılaştırmak hiç de abartılı bir değerlendirme olmayacaktır. Üstelik Hawkins’in arkasında İngiliz devletinin desteği olmasına rağmen, Kelimbetov’un arkasında Kuvaniş Ana’dan başkaca bir desteğinin olmadığı dikkate alındığında, başarısının büyüklüğü ve saygınlığı kendiliğinden ortaya çıkar.
“Kazakistan’ın Bağımsızlığının 20. Yılında Kazak Edebiyatı ve Prof. Dr. Nemat Kelimbetov’un Eserleri” başlıklı tanıtım toplantısında, Nemat Kelimbetov'u, Kazakistan'ın Ekonomik Kalkınma ve Ticaret Bakanı olan oğlu Dr. Kairat Kelimbetov anlattı. Bütün vücudu geçirdiği felç nedeniyle çok zor hareket edebilen Kelimbetov, bilgi dağarcığını genişletmek için okuduğu kitapların sayfalarını, karısına her zaman yük olmamak için diliyle çevirirken hiçbir zaman hayattan kopmamış, umutsuzluğa kapılmamış. ÜMİT'i okuduğunuzda, Kelimbetov'un "azmin zaferi" diye nitelenen mücadelesine inanamayacaksınız. ÜMİT, her satırı doğru, her satırı yaşanmış, her satırı hayat mücadelemizde bize ışık olabilecek muhteşem bir eser, çok kıymetli bir mirastır.
Kelimbetov ÜMİT’te, Ercan’ın hikayesini anlatıyor. ÜMİT’teki Ercan, Kelimbebetov’dan başkası değil. Kelimbetov azmin, inancın bir insana kazandırabileceği olağanüstü gücü Ercan’ın hikayesi olarak anlatıyor. Anlatıyor, ama umutsuzluk aşılamıyor okuyanlara. Kelimbetov ÜMİT’i tanıtırken, “Bu kitap, çektiğim acıları ve döktüğüm gözyaşlarını anlatmayacak. Yenilmez insan ruhunu tanıtacak dünyaya” diyordu.
Abdulvahap Kara Hocamın da belirttiği gibi, “OĞLUMA MEKTUPLAR” kitabı, otobiyografik bir eser olan ÜMİT’in devamı niteliğindedir. Kelimbetov bu eserinde tahsil yapması için zorunlu olarak yurtdışına gönderdiği oğluna milli ve manevi değerlere sahip çıkması konusunda öğütler vermektedir.
Kelimbetov’un İHTİYARLAR kitabı 2010 yılında Bağımsız Devletler Topluluğu’nda yılın kitabı seçilmiştir.
KELİMBETOV'UN TÜRK TARİHİ İLE İLGİLİ ESERLERİ BÜTÜN TÜRK DÜNYASI'NA, "BİZ KARDEŞİZ" DİYE SESLENİYOR
Kelimbetov'un yukarda isimlerini saydığımız kitaplarının yanı sıra, bugün Türk Dünyası'nın çeşitli bölgelerine yaşayan insanların aynı kültürün, aynı tarihin çocukları olduğunu anlatan Türk tarihi ve edebiyatı ile ilgili çok önemli eserleri var. Kelimbetov, "Türk Dünyası'nda yaşayan milyonlarca insan kardeştir; dilleri birdir, tarihleri birdir, kültürleri birdir" diyordu, ama biz Kelimbetov'u, Türk Dünyası'nın bu bilge insanını, bu değerli edebiyatçısını geçtiğimiz yıla kadar tanımıyorduk. Ne hayat mücadelesinden haberdardık ne de kitaplarından..
Düne kadar Türk edebiyatı denilince biz, Anadolu'da ya da Osmanlı coğrafyasında eser üretmiş insanları ve onların eserlerini tanıyorduk. Kars'ın doğusundan Çin Denizi'ne uzanan engin Türkistan coğrafyasında yetişmiş ve eserleri Avrupa üniversitelerinde yüzyıllar boyunca ders kitabı olarak okutulmuş dahilerimiz vardı, ama biz bu değerlerimizi yeterince tanımıyorduk.
“Kazakistan’ın Bağımsızlığının 20. Yılında Kazak Edebiyatı ve Prof. Dr. Nemat Kelimbetov’un Eserleri” konulu toplantıda Kazakistan’ın Stephan Hawkins’i diyebileceğimiz Nemat Kelimbetov’un bütün umutsuz insanlara ders olacak hayat hikayesini, bu mücadelenin gerçek tanıklarından biri olan oğlu Dr. Kairat Kelimbetov’dan, Kazakistan’ın eski Eğitim ve Bilim Bakanlarından olan Büyükelçi Prof. Dr. Canseyit Tüymebayev’den, Kazakistan’da yayınlanan Egemen gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Dr. Savutbek Abdurrahmanov’dan, Kazakistan’ın üstün hizmet madalyası ile onurlandırdığı Dr. Abdulvahap Kara’dan ve Doç. Dr. Kenan Koç’tan dinleme fırsatı bulduk. Kelimbetov’un mücadelesini ve eserlerini, bu bilge insan konusunda kapsamlı araştırmalar yapmış olan bilim adamlarından dinlemek, her şeyden önce bir şanstı.
Kazakistan’ın üstün hizmet madalyası ile ödüllendirdiği Dr. Abdulvahap Kara, Kelimbetov’un Türkiye’de yayınlanan son dört kitabını daha önce göndermiş olduğundan, “Nemat Aga” hakkında anlatılanları daha büyük bir ilgi ile izledik. Özellikle bu büyük Türk bilgesinin mücadelesine bizzat tanıklık etmiş olan Kelimbetov’un oğlunu, Kazakistan’ın Ekonomik Kalkınma ve Ticaret Bakanı Kairat Kelimbetov’un anlattıklarını bir başka duygu fırtınası içinde dinledik.
“KELİMBETOV EVRENSEL BİR DEĞERDİR”
“Kazakistan’ın Bağımsızlığının 20. Yılında Kazak Edebiyatı ve Prof. Dr. Nemat Kelimbetov’un Eserleri” konulu toplantıda konuşan Kazakistan Türkiye Büyükelçisi Prof. Dr. Canseyit Tüymebayev, Nemat Kelimbetov’un yalnızca Kazakistan’ın ve Türk Dünyası’nın değil, aynı zamanda insanlık tarihi açısından da önemli bir isim olduğunu belirtti.
Oğul Kelimbetov babasının o inanılmaz mücadelesinin önemli bir bölümüne tanıklık etmişti. Babasının bu kutsal hayat savaşını büyük bir saygıyla anlatırken, izleyenlerin Kelimbetov’a karşı duydukları saygı giderek büyüyordu.
Kazakistan Egemen Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Dr. Savutbek Abdurrahmanov da, yaptığı konuşmasında, Kelimbetov gibi uluslar arası çapta saygınlık kazanmış bir edebi kişiye sahip olmalarından duydukları mutluluğu dile getirdi.
Son Konuşmacı Doç. Dr. Kenan Koç da Kelimbetov’un edebi kişiliği konulu bir konuşma yaptı.
Bugün de, tarihin çeşitli dönemlerinde Türkistan coğrafyasında yetişen ve insanlık tarihine yön veren değerlerimizi tanıdığımız söylenemez.
Bu yıl 20. Bağımsızlık yılını kutladığımız Kazakistan coğrafyası, Türk tarihi açısından çok önemli bir bölgedir. Kazakistan’ın Saymalı Taş bölgesindeki kaya resimleri, insanlık tarihinin en eski yazılı belgeleridir. Burada gördüğümüz figür ve tamgalara Anadolu’da da İskandinavya’da da rastlamaktayız. Bu yazılı kayalarda gördüğümüz tamgalar, Türklerin icat edip kullandıkları alfabelerdeki harflerin ilk şekilleridir. Doğu Türkistan kökenli bilim adamımız Kazım Mirşan bu kayalara kazınmış mesajları okuyabilmektedir. Kazım Mirşan geçen yıl verdiği bir konferansta, kaya resimlerindeki tamgalarla Sümer çivi yazısı arasında bir ilişki olduğunu savunmuştu.
“Tarih Sümerle başlar” denilir, ama Ortadoğu’da ortaya çıkan Sümerler’in Kazakistan’dan geldikleri ve kendilerine Kengerler dedikleri nedense hep göz ardı edilir.
Kelimbetov’un “Eski Türk Şiirleri ve Kazak Edebiyatında Bu Geleneğin Devamı”, “Kazak Edebiyatı Kaynakları”, Eski Edebiyat Abideleri ve Türk Halklarının Ortak Edebi Eserleri” adlı kitapları, Türkistan coğrafyasında yaşayan insanlara karanlıkta bırakılmış bir engin tarihin aydınlatılması konusunda verilmiş mesajlardır.
Türkistan coğrafyasında en az onbin yıllık bir tarih dilimi bilinçli olarak karanlıkta bırakılmıştır. Çünkü, Batı bilimi bir taraftan, “Resim yazıdan seslerin işareti olan alfabeye geçebilmek için enaz onbin yıl gerekir” demekte, diğer yandan Saymalı Taş’taki resim yazılardan Orhon yazıtlarındaki Türk alfabesine uzanan onbin yılık tarih dilimini görmezden geliyor. Kazakistan lise ve üniversitelerinde okutulan birçok ders kitabının yazarı olan Nemat Kelimbetov’un Türk tarihi ve edebiyatı konusunda yazdığı eserler, yalnızca Türk tarihi için değil, insanlık tarihi için de önemlidir.
“KELİMBETOV EVRENSEL BİR DEĞERDİR”
“Kazakistan’ın Bağımsızlığının 20. Yılında Kazak Edebiyatı ve Prof. Dr. Nemat Kelimbetov’un Eserleri” konulu toplantıda konuşan Kazakistan Türkiye Büyükelçisi Prof. Dr. Canseyit Tüymebayev, Nemat Kelimbetov’un yalnızca Kazakistan’ın ve Türk Dünyası’nın değil, aynı zamanda insanlık tarihi açısından da önemli bir isim olduğunu belirtti.
Yorumlar