TÜRK ASYA STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ (TASAM) TARAFINDAN İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AVRASYA ENSTİTÜSÜ SALONLARINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN 3. TÜRKİYE-RUSYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI’NDA SÖZ ALAN KONUŞMACILAR, İKİ KOMŞU ÜLKE ARASINDA DİKKAT ÇEKİCİ EKONOMİK VE SİYASİ GELİŞMELER YAŞANDIĞINI, MAYIS AYINDA RUSYA FEDERASYONU DEVLET BAŞKANI MEDVEDEV’İN TÜRKİYE’Yİ ZİYARET ETMESİ SONRASINDA BU İLİŞKİLERİN DAHA DA CANLANMASININ BEKLENDİĞİNİ BELİRTTİLER. Küresel dengelerin yeniden kurulmakta olduğu bir dönemde, çok önemli bir coğrafyada yer alan Türkiye’nin atacağı her adımın bu dengeleri etkileceği ortadadır. Tarihi ve kültürel bağları nedeniyle Türkiye, Orta Doğu’daki, Kafkaslardaki, Orta Asya’daki ve Avrupa’daki gelişmelerle, dün olduğu gibi, bugün de yakından ilgidir. Yeni bir dünya düzeninin oluşması bağlamında oluşan gruplar ve kutuplar, bölgesel ve küresel bir aktör olarak giderek ön plana çıkan Türkiye’yi kendi tarafında görmek istemektedir. Bu nedenle, her fırsattan yararlanarak, Türkiye ile olan ilişkilerini geliştirmenin yollarını aramaktadırlar. Bu bağlamda, bölgenin önemli ülkeleri olan Rusya ile Türkiye ilişkilerinde dikkat çekici gelişmeler yaşanmaktadır. Geçtiğimiz hafta Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) tarafından İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü salonlarında gerçekleştirilen 3. Türkiye-Rusya Yuvarlak Masa Toplantısı’nda söz alan konuşmacılar, iki komşu ülke arasında dikkat çekici ekonomik ve siyasi gelişmeler yaşandığını, Mayıs ayında Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Medvedev’in Türkiye’yi ziyaret etmesi sonrasında bu ilişkilerin daha da canlanmasının beklendiğini belirttiler. Kafkasya ve Asya coğrafyasında bulunan zengin petrol ve doğalgaz rezervlerinin Batı’ya aktarılmasında kilit rol oynayan Türkiye ile Rusya’nın enerji konusunda yaptıkları ortak çalışmalar bütün dünya ülkeleri, özellikle de AB ülkeleri tarafından yakından izlenmektedir. Azerbaycan-Türkiye ilişkileri, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerin 24 Nisan öncesinde tek taraflı dondurulduğunun açıklanması, Türkiye ile Rusya arasında nükleer santral yapımı konusunda bir anlaşma imzalanması, küresel krizin olumsuz etkilerini azaltmak ve iki komşu ülke arasındaki ekonomik ilişkileri artırmak amacıyla vizelerin kaldırılmasının gündeme gelmesi, bölgemizde olduğu kadar, dünyada da yakından izlenen gelişmeler olmuştur. TASAM tarafından gerçekleştirilen 3. Türkiye- Rusya Yuvarlak Masa Toplantısı’nda söz alan konuşmacılar, son zamanlarda iki komşu ülke ilişkilerinde gözlenen ilişkilerin önemine işaret ettiler. Türkiye’nin, Rusya ile olan ilişkilerini geliştirirken, tarihin omuzuna yüklediği sorumlulukları, küresel ve bölgesel dengeleri de göz önünde tutan bir politika izlemek durumunda olduğunu vurguladılar. TASAM BAŞKANI ŞENSOY: “KAMU DİPLOMASİSİ KURUMLARININ ÖNEMİ ARTIYOR” Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) ve Moskova Devlet Üniversitesi işbirliğinde dönüşümlü olarak gerçekleştirilen ve giderek gelenekselleşen Türkiye – Rusya Yuvarlak Masa Toplantıları’nın üçüncüsü, bu yıl, 22 Nisanda, İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü’nde gerçekleştirildi. “Türkiye-Rusya Stratejik Ortaklık Süreci; Avrasya Bölgesinde İşbirliği Perspektifleri,  Ekonomi, Enerji ve Nükleer Teknoloji“ konu başlıklarının tartışıldığı toplantının oturum başkanlığını TASAM Başkanı Süleyman Şensoy yaptı. Türkiye - Rusya yuvarlak masa toplantısının ilkini İstanbul’da, ikincisini geçen yıl Moskovo’da, üçüncüsünü de bu yıl, ev sahibi olarak İstanbul’da düzenledikleri bu toplantı ile gerçekleştirdiklerini belirten TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, yaptığı açılış konuşmasında, “11 Eylül 2001 sonrası dünyada çok kutuplu olarak şekillenen güç sistematiği içerisinde Türkiye ve Rusya’nın çok önemli bir yere oturduğunu, bu çok kutupluluğun beraberinde getirdiği büyük bir rekabet ortamına geçiş yaşandığını” belirterek, “İki ya da tek bilinmeyenli denklem anlayışı içerisinde politika üretmeye alışmış olan bütün devletlerin dışişleri, uluslararası kuruluşlar ve düşünce kuruluşlarının hepsi, bu çok kutuplu sürece uyum sağlamakta büyük zorluk çekmektedirler. Dünya tarihinde belki ilk defa bu kadar benzer teknolojik donanımlara ve insan kaynağına sahip güçlerin ortaya çıktığını ve önümüzdeki birkaç yıl, belki 10 yılı aşmayacak bir süre içerisinde de, bu büyük güçlerin tam olarak tarif edilebilir ve net olarak görülebilir hale geleceğini görmekteyiz” dedi. “Bu çok kutupluluk, resmi diplomasi başta olmak üzere, bütün alanlarda çok büyük bir rekabete yol açarak kamu diplomasisi kurumlarının önemini büyütüyor. Kamu diplomasisi sadece dış politika aracıymış gibi anlaşılabiliyor, bu yanlış. İç ya da dış politikada bütün yöneticiler için artık başarının anahtarı, kamu diplomasisi kurumlarını ne kadar verimli çalıştırdıkları ve bu kurumları ortak hedef ve sinerji etrafında ne kadar iyi kanalize edebildikleriyle ölçülebilecek diye düşünüyorum” diyen TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, bu sürece bir sivil toplum örgütü olarak kendi ölçeklerinde katkıda bulunmaya çalıştıklarını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tarihi seyir içinde Türkiye-Rusya ilişkilerine baktığımız zaman Rusya küresel güç adayı olan ve bu yönde sürekli mesafe kateden bir ülke. Türkiye de kendi bölgesinde küresel güç olarak şekillenen ama bulunduğu coğrafya ve konum itibariyle de belli küresel konularda da söz söylemeye çalışan bir ülke. Dolayısıyla bu çok kutuplu güç sistematiği içerisinde Türkiye ve Rusya’nın nerede olduğu, nasıl iş birliği yaptığı veya nasıl rekabet ettiği çok büyük önem arz ediyor. Türkiye ve Rusya çok iyi iş birliği yapan ülkeler olduğu gibi belli alanlarda çok ciddi rekabet alanları olan iki ülke. Bazen nüfuz alanlarının paylaşılmasından ve bu rekabetin çözümsüzlüğe ulaştığı noktalarda da çatışma boyutunun yaşandığı çok sayıda dönemler var tarihimizde.. Orta ve uzun dönem için, yine bir çatışma ihtimalini göz ardı etmemeliyiz. Fakat, bugünkü sivil ve resmi yöneticiler, aydınlar, entelektüeller ve halklar ne kadar işbirliği içinde olurlarsa, böyle bir ihtimalin de o kadar azalacağını değerlendirmekte fayda var.” ŞENSOY; YOĞUN İŞ BİRLİĞİ VE REKABET HER İKİ ÜLKEYİ DE YUKARI TAŞIYACAK “Yakın dönemde yapılan sayın Başbakanın Rusya ziyareti olsun diğer yakın tarihlerde yapılan bir çok ziyarette olsun Rusya’yla ilgili çok önemli bir takım kararlar alındı. Ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılması hedeflenmesini biraz abartılı bulmakla birlikte, hedefin bu kadar büyük tutulmasını önemli buluyorum. Ekonomi başta olmak üzere birçok parametrede inşa edilecek radikal süreçler, önümüzdeki  50 - 100 yıl için, Türkiye- Rusya arasında rekabet şartlarını korumakla birlikte çok kalıcı köklü bir ilişkinin tesis edilebileceğini bize gösteriyor. Bu toplantı, hem yaptığımız çalışmaların bu sürece katkı olması hedefini taşıyacak, hem de kendi başına hesap edildiğinde de, verdikleri mücadele ve kazanımları dolayısıyla, diğer muhatapları nezdinde de ülkelerini yukarıya taşıyacak unsurlar olarak değerlendirilecektir. Çünkü, hiç rekabeti olmayan ilişki biçiminin, iki taraf için de, duygusal zeminden öteye gidemeyeceği, kısa orta uzun vadede hiçbir zaman ciddi katkı sağlamayacağı da yaşadığımız deneyimlerle ortadadır.” TÜFEKÇİOĞLU; AVRASYA’DA RUSYA ÖNEMLİ BİR YER TUTUYOR 22 Nisan 2010 tarihinde İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü’nde yapılan toplantıda konuşan Avrasya Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu da, yaptığı konuşmasında, “son dönemlerde geçmiş dönemlerle kıyaslanamıyacak şekilde Türk dış politikasının çok yönlü ve etkin özellikler taşıdığına” değinerek, dünyanın değişik güç merkezleriyle etkili bir ilişkiye dayalı dış politikada, Avrasya bölgesinde Rusya’nın önemli bir yer tuttuğunu dile getirdi. Profesör Tüfekçioğlu Rusya’yla siyasi ilişkilerin gelişmesinin diğer alanlara da yansıdığını, mevcut veriler ışığında özellikle ekonomik ilişkilerin arttığının görüldüğünü belirterek, “Yakın zamanda gerçekleşecek Rusya Devlet Başkanı Medvedev’in ziyareti öncesinde yapılan bu toplantının Türkiye Rusya ilişkilerine önemli bir katkı sağlıyacağını düşünüyorum” dedi. RUSYA BÜYÜKELÇİSİ İVANOVSKİY: “VİZELER ÇOK YAKIN BİR ZAMANDA KALDIRILACAK” Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Vladimir İvanovskiy de, toplantıda yaptığı konuşmasında, uluslararası politika konusunda yorum yapanların büyük çoğunluğunun Türkiye’nin bölgesel olarak artan önemine işaret ettiklerini ifade ederek, enerji kaynaklarının Orta Asya ve Hazar Denizi bölgesinden gelerek Türkiye topraklarından Avrupa’ya taşınmasında Türkiye’nin rolünün çok önemli olduğunu vurguladı. İki komşu ülke arasında çok yönlü ortaklığın önemine de dikkati çeken İvanovskiy, Türkiye ve Rusya’nın pekçok alandaki ortak çıkarlarının bilincinde olduklarını, bu nedenle de, özellikle ekonomik alandaki ilişkilerin geliştirilmesine çalıştıklarını vurguladı. İvanoskiy, Rusya’nın Türkiye’de nükleer elektrik santrali inşa etmesi konusunda görüşmeler yapıldığını belirterek, vizesiz geçiş konusunda da çok yakında bir anlaşma imzalanmasının beklendiğini söyledi. Türkiye’de 3 yıl önce göreve başladığında, iki ülke arasında vize uygulamasının kaldırılmasının aklının alamayacağı bir konu olduğunu belirten İvanovskiy, vizelerin kaldırılması konusunda bugün ciddi çalışmaların yapıldığını anlattı. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın vize konusunun Rusya Devlet Başkanı’nın Türkiye’yi ziyareti sırasında açıklanmasının çok yararlı ve ilginç olacağı konusundaki arzularını da yanıtlayan İvanovskiy, ’’İki ülke arasında vizelerin kaldırılmasına ilişkin anlaşmanın Devlet Başkanı Medvedev’in ziyaretine yetişeceğini sanmıyorum. Vizelerin çok yakın bir zamanda kaldırılacağını düşünüyorum’’ dedi. “İRAN’A KARŞI ZORLAYICI ÖNLEMLER UYGULANABİLİR” İki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin de hızla arttığını, ancak düşüş yaşandığını belirten İvanovskiy, ancak bu yılın ilk 3 ayında ticarette yüzde 10’luk bir artış gözlenmesinin de geleceğe yönelik ümit verdiğini söyledi.
Rusya’nın Türkiye’yi AB adaylık müzakerelerinde desteklediğini de kaydeden İvanovskiy, “Elbette Türkiye’nin yeri Avrupa’dadır’’ dedi. İran’ın nükleer programı konusuna da değinen İvanovskiy, bu konuyu Rusya olarak çok yakından izlediklerini ifade ederek, “Biz, İran’a karşı bir takım zorlayıcı tedbirlerin uygulanmasını ihtimal dışı saymıyoruz. Biz, bu tür zorlayıcı tedbirlerin çözüm olmayacağını düşünüyoruz. Sorunun diplomatik müzakerelerle çözülmesi konusunda çabaların devam etmesini düşünüyoruz. Bütün çözüm yolları tıkandığında bir takım zorlayıcı tedbirler alınabilir. Bu tedbirler akılcı olmalıdır. Bu tedbirler karar alıcıları etkilemeli, ülke halkını olumsuz etkilememelidir’’ diye konuştu. İvanovskiy, Nabucco projesinin Rusya’nın ticari ya da siyasi ilgi alanında bulunmadığını da söyledi. ANDİCAN; SOĞUK SAVAŞ PARADİGMALARI TERKEDİLMELİ Devlet Eski Bakanı Ahad Andican da ‘iki ülke arasında tarihten gelen çatışma ya da işbirliği gibi  ilişkilerin var olduğuna’ dikkati çekerek, halen iki ülke arasında jeopolitik sorunlardan kaynaklanan rekabetin devam ettiğini de hatırlattı.
Andican, iki ülke arasındaki jeopolitik sorunların Güney Kafkasya ve Orta Asya’da yoğunlaştığını ifade ederek, Gürcistan’ın toprak bütünlüğü ve Karabağ konusunda da yaşanan anlaşmazlıkların bulunduğunu dile getirdi.Rusya ile özellikle enerji alanında yapılan işbirliğinin iki ülke açısından da çok önemli olduğunu vurgulayan Andican, ’’İki ülkenin siyasal alanda yapması gereken şey; her iki tarafın da soğuk savaş döneminin siyasal bugünün çok yönlü ilişkiler paradigması içinde değerlendirilmesi lazımdır’’ dedi. Güncel gelişmelere de dikkat çeken ve Türkiye ve Rusya’nın Azeri-Ermeni çatışmasında anlaşmazlığın çözülmesine katkıda bulunacağını düşündüğünü ifade eden Andican, Kafkasya’da, Rusya ve Türkiye’nin başı çekeceği ortak bir güvenlik alanı oluşturulmasının, bölge ve dünya barışı açısından çok önemli olduğunu belirtti. Türkiye’nin Şanghay işbirliğine gözlemci statüsünde katılmasına Rusya’nın destek vermesi gerektiğini de dile getiren Andican, Rusya’nın Nabucco projesinde de olumlu olabileceğini düşündüğünü kaydetti. GÖKÇEN: “ÜNİVERSİTELER ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN GELİŞMESİ ÖNEMLİ” İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gökçen de, Moskova Devlet Üniversitesi ile İ.Ü. arasındaki ilişkilerin önemine diikat çektiği konuşmasında, bu ilişkilerin devletlerarası ilişkilerin gelişmesine katkı sağlayacağını belirtti. Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin gelişmesinin, tarihin her döneminde stratejik önemini koruyan bölgenin gelişmesine ve istikrara kavuşmasına da katkı sağlayacağını anlatan Gökçen, enerji konusundaki işbirliğinin iki ülke arasındaki ilişkilerin önemini artırdığını söyledi. Moskova Devlet Üniversitesi Orta Asya ve Kafkasya enstitüsünden Prof. Dr. Zhibek Syzdykova, iki üniversite arasındaki işbirliğinin Türkiye ile Rusya arasında stratejik ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunacağına inandığını söyledi. PROF.DR. N. YALÇINTAŞ: “VİZE KONUSU BİRAN ÖNCE ÇÖZÜLMELİDİR” Toplantının hem sabah hem de öğleden sonraki bölümlerinde söz alan Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, gelişen dünya koşullarının Türkiye’nin alacağı ekonomik ve siyasi karalarda çok dikkatli adımlar atması gerektiğini, oluşmakta olan küresel konjonktürde Türki’yenin öneminin giderek arttığını belirtti. Türkiye’nin 51 yıldır kapısında bekletildiği AB ile olan ilişkilerini de en kısa zamanda gözden geçirmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Yalçıntaş Türkiye –Rusya ilişkileri konusunda şunları söyledi: “Türkiye AB ilişkilerini enine boyuna anlattığım ‘AVRUPA BİRLİĞİ Mİ, TÜRK BİRLİĞİ Mİ’ adlı kitabımda ayrıntılarıyla anlattığım gibi, değişen dünya koşullarında Türkiye’nin önünde çok önemli fırsatlar çıkmıştır. Türkiye bu fırsatları değerlendirebilecek güçte ve kabiliyette olan bir ülkedir. Türkiye, tarihi ve kültürel bağlarının sağladığı avantajlarla, ekonomik performansıyla, bölgesel olduğu kadar, küresel bir aktördür. Türkiye’nin içinde bulunduğu çalkantılı coğrafyanın istikrara kavuşması bakımından yapacağı çok önemli işler vardır. Türkiye’nin komşularıyla olan ekonomik ilişkilerini geliştirmesi gerekir ve Türkiye, son zamanlarda, bu konuda önemli adımlar atmıştır. Türkiye ile Rusya ilişkilerinde de son zamanlarda ilginç gelişmeler yaşanmaktadır. Samimi bir işbirliği ile bu konuda önemli adımlar atılabilir. Mesela, iki ülke arasında gündeme gelen vizelerin kaldırılması konusu kısa zamanda sonuçlandırılmalı ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Medvedev’in Türkiye’yi ziyareti sırasında açıklanmalıdır. Bu konudaki beklentimi ve arzumu Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Sayın İvanovskiy’e de bildirdim. Günümüzün en önemli konusu enerji konusudur. Bu konuda da işbirliği yapılması, her iki ülkenin de yararına olacaktır.” 3. TÜRKİYE-RUSYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI KATILIMCILARI Oturum başkanlığını TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY’un yaptığı toplantıya Rusya tarafından Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Vladimir İVANOVSKİY ve Rusya Federasyonu İstanbul Başkonsolosu Aleksey ERHOV’un yanısıra konuşmacı olarak da Moskova Devlet Üniversitesi Orta Asya ve Kafkasya Enstitüsü’nden Prof. Dr. Zhibek SYZDYKOVA, Rusya Bilimler Akademisi Doğu Ülkeleri Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Elena URAZOVA, Rusya Bilimler Akademisi Orta Doğu Araştırmalar Enstitüsü’nden Doç. Dr. Aleksandr VASİLYEV, Moskova Devlet Üniversitesi Yakındoğu ve Ortadoğu Bölümü’nden Doç. Dr. Pavel SHLYKOV ve Moskova Devlet Üniversitesi Doğu Ülkeleri Siyaseti Bölümü’nden Anna KOLOMOYTSEVA katıldı.

İlki 2008 yılında İstanbul’da, ikincisi ise 2009 yılında Moskova’da yapılan toplantıların İstanbul’da yapılan üçüncüsüne Türk tarafından konuşmacı olarak İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hayati TÜFEKÇİOĞLU, TASAM Başkan Yardımcısı (E) Büyükelçi Murat BİLHAN, TASAM Ankara Temsilcisi (E) Büyükelçi, Doç. Dr. Ali Engin OBA, TBMM 21. ve 22. Dönem milletvekili Prof. Dr. Nevzat YALÇINTAŞ, İstanbul Üniversitesi’nden Devlet Eski Bakanı Prof. Dr. Ahat ANDİCAN, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nadir DEVLET, TASAM Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Vural ALTIN, Yeditepe Üniversitesi’nden  Prof. Dr. Mesut Hakkı CAŞIN, Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erhan BÜYÜKAKINCI, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mert BİLGİN, TASAM Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Necmi DAYDAY ve TASAM Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Engin SELÇUK katıldılar.