Politika savaştan daha tehlikelidir. Savaşta bir kez ölürsünüz. Politikada ise birçok kere ölüp, ölüp dirilirsiniz... CHP’’de, tartışmalar ve kavgalar bitmez. Örneğin, İsmet İnönü ile Kasım Gülek arasındaki tartışmanın kavgaya dönüşmesi belleklerden silinmemiştir. Arkasından, İsmet İnönü ile Bülent Ecevit arasında meydanlara taşan büyük tartışmaları, Kurultay çağrısına dönüşmüş; CHP’nin devamı SHP ’de ise Erdal İnönü ile Deniz Baykal arasında aynı içerikli büyük tartışmalar start almıştır. Deniz Baykal’ın kaset skandalına benzer, Kasım Gülek’in 1960 yılında Genel Sekreterlik görevini yürütürken bir hostesle ilişki yaşaması siyaset dünyasını adeta ayağa kaldırmıştı...

Partinin kurucularından İsmet İnönü, Bülent Ecevit’e kaşı giriştiği mücadeleden yenik çıkmıştı. İnönü yenilgi üzerine ŞÖYLE DİYORDU; “Memleket gerçeklerine vukufsuzluğunu, sağduyu ile ne kadar çabuk ters düşeceğini ispatlamış hizip muvaffak olursa, başa gelecek hallerden ciddi endişe ederim.”
Bülent Ecevit’in yanıtı da aynı sertlikteydi;Vereceğimiz karar şudur: Demokratik bir Parti’nin yasalara saygılı, özgür üyeleri mi, yoksa kapı kulları mı olacağız?” Kurultay’dan Bülent Ecevit’in zaferle çıkması üzerine İnönü 49 yıllık partisinden istifa etmek zorunda kaldı.

Taşıma su ile değirmen dönmez, kazanma sanatını en iyi bilen siyasal kuruluş AKP’dir, hakkını teslim edelim. Recep Tayyip ERDOĞAN tek başına geniş halk kitlelerini etrafında tutmayı başarabilmiş ender siyasi parti liderlerinden biridir.  CHP, muhalefete koşullanmış şekilde yolunda  gidiyor. Parti içerisinde Takım çalışması olmadığı gibi, birbirlerinin ayağına çelme takmada da ustadırlar. Ortalarda yalınız kalan  Kılıçdaroğlu görünüyor, Seçim dönemlerinde İl -İl, İlçe -İlçe, dolaştı. Kimi zaman poşu bağladı, zaman zamanda Ecevit kasketi giydi. Türkiye'nin Gandi'si oldu ama Yapayalnızdı, yalnız adamı oynuyordu. Kılıçdaroğlu'nun yanında yer alan kadro ise Anadolu tabiri ile tek dokuz kişi idi 1 avuç yorgun demokrat... Atatürk’ün partisini ‘ebedi olarak muhalefete mahkûm edilmesindeki gizem nedir ya da bu olumsuz oyunu hangi gizli el sahneye koymaktadır? bilinmiyor...

CHP nin kurucusu büyük önder Atatürk diyor ki; ''Hakikatleri konuşmaktan korkmayın ve asla geri kalmayın!” Şimdilerde ise birden bire Genel seçimlerin ne zaman yapılacağı tartışmaları başladı Genel seçimler zamanında yapılırsa önümüzde tam 4 yıllık bir süre var,  Yok seçimler erken seçim olarak yapılacaksa da en az 2 yıl var iyide bu süreç içerisinde ülke nasıl bir şekilde yönetilecek ekonomi nasıl düzelecek iktidarın verdiği sözler, yargı reformumuz ne olacak üstelik ülkemiz yıllardır seçim ekonomileri ile kasıp kavrulmuyor mu ? Henüz seçimlerden kurtulmuştuk ki Aslan sosyal demokratlardan biri Muharrem İNCE ben yeniden Cumhurbaşkanlığına adayım dedi.

Yeni bir Seçim demek para demek ekonomimize yüklenen bir yük demek esnaf, sanayici, iş adamı, çiftçi, memur, işçi, emekli bıktı usandı bu seçimlerden Ülke olarak seçimin birini bırakıp birine koşuyoruz bide arada anayasa değişikliği ve  reform oylamaları var ki onlarda büyük seçimler gibi halkı mızı yormakta üstelik bu seçimlerden sonrada kısır çekişmeler içi boş tartışmalar sürüp gitmekte...Halkımızın huzur ve refahını düzeltecek insanları mutlu edecek sonuçlar alınamadı...

Bundan 9 ay önce Ekrem İmamoğlu diye bir aktör yoktu Sayın Cumhurbaşkanı CHP nin adayı İmamoğlu için Bir Kıyı kenar ilçe belediye başkanı ifadesini kullanmıştı Türkiye'de ilk kez Sosyal demokratlar sevgi, barış, ve huzur dili kullanan çatışmacı ve kavgacı özelliklede ayrıştırıcı ve ötekileştiricilikten uzak bir başkan adayı ile İstanbul'da yola çıkmışlardı ve kazandılar üstelik seçimler şaibeli olarak addedilip iptal edilince 13 binlerde olan farkı tekrarlanan seçimlerde 807 bine çıkartarak büyük bir zafere imza attılar...

Türkiye son anayasa değişiklikleri ile yeni bir sisteme geçti bu sisteme her ne kadar muhalefet TEK ADAM SİSTEMİ dese de  bu sistemin adı CUMHURBAŞKANLIĞI YÖNETİM SİSTEMİ dir. ve artık bu sisteme göre %50+1 oy alan kimse yeni  CUMHURBAŞKANI  olur. Yine aynı şekilde %50+1 oy alan siyasi parti İKTİDAR oluyor. Bu gerçek ışığında Siyasi yelpazede yer alan siyasi partilerimiz Ana İlkelerde hem fikir olanların İTTİFAK lar kurması sonuç olarak ortaya çıkıyor. Böylece artık seçimlere iki ANA KANAT içerisinde girme mecburiyeti oluşmaktadır. Bu ittifaklar CUMHUR İTTİFAKI ve MİLLET İTTİFAKI olarak omurgalarını oluşturmuştur.

Tekrar Kılıçdaroğlu'na dönersek bana göre kendisi DEMOKRASİ ve SİYASET bilincini oldukça iyi özümsemiş bir liderdir İlkeler çerçevesinde birliktelikler kurarak Ülkücü kökenli Siyasi partileri ve Dindar tabanlı partileri bir araya toplayıp onlarla MİLLET İTTİFAKINI kurmayı başarmıştır. Bilindiği üzere 15 milletvekili CHP den istifa ettirilerek İYİ partiye geçtiler böylece İYİ partinin mecliste gurup kurması ve köklü bir büyük parti olması sağlanmış oldu. 

Ayrıca CHP nin içine Rahmetli Erbakan hocanın yardımcılarından Mehmet Bekaroğlu'nu, AKP kurucularından ve Genel Başkan Yardımcılığı, Bakanlık yapmış bir isim olan Abdullatif ŞENER'i  Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş'in sağ kolu ve MHP genel başkan yardımcılarından aynı zamanda  ANAP döneminde bakanlık yapmış isimlerden Yaşar Okuyan gibi daha onlarca ismi CHP ye kazandırıp CHP nin halkın partisi olduğu ve her kesimden insanın üye olabileceği daha merkez bir parti  imajını yaratmayı da başarmıştır. MHP orijinli Mansur Yavaş ın Ankara'dan aday gösterilip Ankara da Büyükşehir Belediye Başkanlığının uzun bir aradan sonra tekrar alınması da ince bir zekanın ürünüdür.

Tek başına liderlik vasfıyla partisini oy potansiyeli açısından sollamış olan Recep Tayyip Erdoğan'ı siyaseten yenmek hiçte kolay  değil üstelik bu alanda Politik ayak oyunları ve siyasi tuzaklar olmasına rağmen... Bakacağız ve göreceğiz zaman içinde neler olacak Yerel seçimlerde başarılı olan yorgun sosyal demokratlar ASLAN SOSYAL DEMOKRATLAR olabilecekler mi? Cumhurbaşkanlığını kazanacak ve iktidara gelebilecekler mi?