Sosyolojik ve Psikolojik çatışma teorileri adeta Yahudiliğin hikayesidir. Spinoza'nın; felsefe- teoloji arasındaki çelişkiler üzerindeki çalışması Marx'ın; ekonomik sınıflar arasındaki çelişkiyi bir ideolojinin temeli yapması Freud'un; psikolojik çelişkiler ve anormallikler üzerindeki tezleri,bu kadim tarihli toplumun öz geçmişinin belirleyici başlıklarıdır. Yahudiler üç temel gaye üzerinde birleşmişlerdir: 1- Farklı, toplum realiteleri ve siyasi konjonktür içinde varlığını idame 2- Muhtemel tehlikeler karşısında her an taşınabilir bir güç oluşturma 3- Bütün gücü teorik “seçilmiş toplumun misyonu” doğrultusunda kullanma - Birinci ilke gereğince; alan ölçüsü ne olursa olsun daima gettolaşmayı tercih etmişlerdir. Her alanı kuluçka hane olarak kullanmışlardır. Daima gelecekteki evrensel hakimiyetlerine göre planlama ve çalışma içinde olmuşlardır. Dinlerini sadece kendilerine mahsus olmak üzere bir emperyal silah ve güç öğretisi olarak benimsemiş ve nesiller boyu aktarmışlardır. 1835'te bu durumu Yahudi düşünür şöyle tenkit eder: “Ne Yahudileri bir arada toplayabilen ne dini ihtiyaçları karşılayabilen Musevi şeriatı ölmüştür. Gerçek anlamda evrensel din ancak Hıristiyanlıktır.” Aynı Moses Hess 1862 yılında Roma ve Kudüs adlı eserinde “Yahudi meselesinin ancak kutsal topraklarda yeniden düzenlenme yapılıp Yahudilerin buraya yerleşmesinden sonra mümkün olacağını söyleyerek “Modern Siyonizm”in kurucusu unvanını almıştır. - Yahudi kişiliğindeki temel çelişki; kendileri üzerinde insanî değerleri odaklama, diğer birey ve gruplara akıl almaz işkenceyi reva görme - Tarihi bu halin nesillere aktarılarak şiddet ve vüsatinin artmasının sebebi; “seçilmiş kavim doğması”dır. - Babil sürgününden İsrail’in kurulmasına kadar devam eden, sürgün hali bir yandan bu psikolojiyi toplumun karakteri yaparken,bir yandan da acımasızlığı ve öfkeyi bilemiştir. - 1179 da üçüncü Lateran Kansili’nin, “Yahudilerle birlikte yaşamaya cüret eden Hıristiyanların aforoz edileceğini ilan etmesi getto sisteminin dini temelini oluşturmuştur. Bu dışlanma Yahudiliğin kendine mahsus bir örgütlenmeyi geliştirmesinde önemli rol oynamıştır. Kehillot: Yahudilerin iç örgütlenme- sosyal sistemlerini ifade eder.Bu yukarıda ifade ettiğimiz nesli her halükarda devam ettirebilmeyi sağlayan gizli bir iç yapıdır. Bankerlik:İçinde yaşadıkları topluma ekonomik değer kazandırmadan toplumun sırtından geçinmenin bir yolu olup,sadece Yahudi olmayanların hedef alındığı bir ekonomik soygun modelidir.Yukarıda ifade ettiğimiz gibi muhtemel tehlikelere karşı ekonomik gücün daima mobil olması maksadına dönüktür. 1694’te Frankfurt’ta yaşayan Yahudilerin: - %70’i başta bankalar olmak üzere tüccarlardan %10-15 cemaatle ilgili profesyonellerden %10 ise zanaatkarlardan oluşuyordu. Converso: Dönme, vaftiz olan Yahudilere Hıristiyanların verdiği isim Hıristiyanlara göre bu dini kabul etmiş bir Yahudi’nin kanı kirlilikten kurtulamaz. Bu durum Yahudi aydın ve düşünürlerinin cemaatlerinden kopmamasına büyük ölçüde mani olmuştur. 19. y.y. da Fransız İhtilali Yahudilerin gettolardan çıkışına imkan sağlamıştır. Yahudilerin ve Yahudi aydınlarının Fransız İhtilaline destekleri taşıdığı anti-semitik ilkelerden ileri gelir. Senhedrin; Yahudileri temsil eden dini liderlerden oluşan komisyon anlamına gelir. Napolyon “Sanhedrin”e şu soruları yöneltti: Yahudiler Fransızları eşit kardeş olarak mı, yoksa yabancılar olarak mı görmektedir? Her iki halde de Yahudi hukuku Fransızlara nasıl davranılmasını ön görmektedir? Fransa’da Fransız hukukuna tabi olan Yahudiler, Fransa’yı vatanları olarak benimsiyorlar mı? Yahudi hukuku onları kendi kardeşlerinden faiz almaktan men etmekte midir? Bu kritik sorular Yahudilerin ulus devletler içinde bulunabileceklerini çağrıştırdı. Bunun üzerine Napolyon Mısır Seferine (1798) Yahudilerin katılarak Kutsal Topraklar için savaşmalarını istedi. Napolyon’un bu tavrı bazı Katolik yazarlarda Napolyon’un gizli Yahudi olduğu kanaatini oluşturdu. Napolyon’un hanedanlıklara karşı zaferleri, Katolik Alman ve Ortodoks Slavlar’ın anti-semitist tavırları karşısında Yahudilerin güçlenmesini sağladı. Bu dönem Yahudi Reform ve aydınlanma dönemi olarak kabul edilir bu dönemde İngiliz Başbakanlığına Yahudi Benjönin Disraeli’nin gelmesi tesadüfi değildir. 19. yy. Modern Yahudi Tarihi açısından önemlidir. Çünkü II. Dönüşüm’ü getirmiştir. 1896’da gerçekleşen Siyonist Kongre getto psikolojisinden kurtularak bulundukları toplumların siyasi bireyleri hüviyetiyle, siyasi ve sosyal yapılara nüfus etmelerini sağlamıştır. Bu yeni oluşum Teorik Temelini; Theoder Herzl’in “Juden Stat” (Yahudi Devleti) adlı eserinde pratik temelini ise Siyonizm Kongresinde buldu. Burada alınan karara göre; -Nerede olurlarsa olsunlar Yahudilerin ayı siyasal topluluğun tabi-zorunlu üyeleri olduğu kabul edildi. -Kongre dini cemaat niteliğini etnik-siyasal yapıya dönüştürdü. Bu da baştaki üç temel esası ortaya koyar. -Yahudiler ağırlık noktalarını Fransa’dan İngiltere’ye Atlantik eksenine kaydırdı. Anti-semitizm akımının zayıf olduğu İngiltere de Yahudileri destekleyince ABD deki milliyetçiliğe karşı bir koruma alanı oluşturulmuş oldu. Böylece 19.yy içinde Yahudiler ABD’ye yerleşmeye başladı. Yahudi Rotshield ve kariyerine bu ailede başlayan Belmant ailelerinin Amerika’da gerçekleştirdiği büyük projeler… Yeni dünyada etkili olmak için dinini de değiştiren August Belmant ve Disrael’in İngiltere’deki etkinliği Yahudileri Kıta Avrupa’sından Atlantik’e kadar etkili siyasi bir güç haline getirdi. Bunun sonuçları ise şöyle sıralanabilir: *1917 Balfaur Bildirisi İsrail Devleti fikrini güçlendirdi. *1920 San Remo Konferansı, İsrail Devletinin temellerini oluşturdu *1922-24 Milletler Cemiyeti desteğinde İngiliz’lerin himayesinde Filistin’e kabul edilerek göç yoluyla bölgeyi istila ettiler. Elbetteki bütün bu olaylar olurken üzerinde en büyük oyunların oynandığı Osmanlı Devleti asıl hedefi teşkil etmiş başta bölgedeki Müslüman Beldeleri olmak üzere Dünya’nın her yerindeki Müslümanlar ve mazlum milletler ağır bir saldırı ile karşı karşıya kalmıştır. Bu gün Orta Doğu’da İsrail halen zulmün karakolu durumundadır. Son zamanlarda Türkiye’ye tavrı meydanı eskisi gibi boş bulamamak korkusundan kaynaklanıyor. Türkiye’yi idare edenlerin içeride ve dışarıda bu devletin dünya çapındaki masonik ve Siyonist örgütlerle içerde ve dışarıda geliştirmeye çalıştığı faaliyetlerine özel bir ehemmiyet vermesi gerekmektedir. Kaynaklar: Mavi Emperyalizm – Ali Uğur (Çatı Yayıncılık) İhtilal Tüccarları – İlhami Yangın (Neden Yayınları) Ahmet Davutoğlu – Stratejik Derinlik (Küre Yayınları) Avrasya Dosyası 1994 (ASAM Yayınları)