Şeytanın bacağını kırıp ilk kez bir turla ve bir tarihçi rehberliğinde İstanbul’un gizemlerine yolculuğumu başlattım.
29 Ekimde  Süleymaniye Turu...
İyi ki bu topraklara sahibiz ve iyi ki Atatürk bize böylesi güzel bir mirası Cumhuriyet yoluyla ulaştırmış.
Günün sonunda çok güzel bir tercih yaptığımı anladım. Hepimiz yorgun ama çok mutlu ayrıldık.
Böylesi anlamlı bir günde İstanbul’umuzun sık sık  önünden geçip arkalarında ne olduğunu bilmediğim semtleri keşfetmenin keyfi, muhteşemdi...
Turun başladığı ilk nokta; İMÇ ( İstanbul Manifaturacılar Çarşısı)- 1960 yılında bir mimari proje yarışmasıyla ortaya çıkmış- karşısında 1596 yılında inşa edilen Gazanfer Ağa Medresesi ve İstanbul’umuzun neredeyse simgesi haline gelen Bozdoğan Su Kemeriydi.
Kemerin dibinde tarihi fotoğrafımı çektirdim, insan ölçeğiyle, kemerin muhteşem yüksekliğini kanıtlayan... 
Aşağı doğru baktığınızda Galata, Unkapanı köprüsü ve o “Bir Tat bir Doku” misali hafızalarımıza kazınmış görüntü... 
Ama 40 yıldır hala alt geçidi ya da yaya geçidini tercih etmeyip, cambazlığı meslek haline getirmiş yurdum insanının karşıdan karşıya canpazarı geçişleri...Sanki karşıda bu geçişleri için birileri madalya veriyor sanırsın...Kendi atlıyor, sonra maiyetindekilere geçmeleri için yardım ediyor...
İşte bulunduğum cenaptan aşağı doğru baktığımızda bizi o espasa kavuşturan içine SSK (Sosyal Sigortalar Kurumu) yı da içine alan yapı kompleksinin mimarı, “Milli Mimari” akımının öncülerinden Sedat Hakkı Eldem...“Devlet Sanatçısı” kazanan ilk mimarımızdır.
ZEYREK SSK BİNASI- Ağa Han Ödüllü bina 
1962-1964 yıllarında yapıldı. 
Bir kompleks tarihsel çevreye bu kadar mı güzel uyum sağlar a hocam? 
Geleneksel Türk mimarlığının yatay çatı çizgisi, geniş saçaklar, sıraya dizilmiş pencereler ve çıkmalar...Osmanlı mimarisinin özelliklerini, çağdaş bir üslupta yaşatan yapı Sedat Hakkı Eldem’in en önemli eserlerinden biridir... 
İşte İspanyol merdivenleri tadında kullandığı o lekelerin bize getirdiği başka bir fayda da aşağıya kadar manzaranın kapanmamış olmasıdır...
Bir de Unkapanı köprüsünden Taksim yönüne doğru giderken, sola bakın, Galata Köprüsü ve Eminönü, Rüstempaşa Camii’lerini de içine alan o cephede gözünüze gözünüze giren bir Yenikapı metro hattının geçtiği köprü...İki dev kamaya, çelik gergilerin örümcek ağı gibi asılmaları...Tarih görseli geberdi, teknolojik tasarım desen hak getire...Son yıllarda yaya geçitlerimizde bile, bir İspanyol mimar Calatrava özentisi var ama daha çokk çalışmalıyız çoookkk...
Rahmetli Sedat Hakkı Hocamızın ruhu bile olmak istemezdim, nasıl sızlıyordur bu görüntülere...
Neyse turumuza devam...
Allahtan Tarihi Diziler, tarihimize ilgiyi artırdı. Turda neredeyse 35 kişiydik...Herkes pür dikkat Vefa’da Şehzade Camiiye girdiğimizde çiçek hastalığından ölen Şehzade Mustafa’nın sanki dizide o karakteri oynayan genç oyuncu gibi anımsadı...Zira arkamızda ki bahçede Muhteşem Yüzyıl Ekibi yine o tarihsel kıyafetlerle çekimdeydi. Aynı duyguyu Hürrem Sultan’ın, Mimar Sinan’ın Türbelerinde de yaşadık...
Burmalı Mescid’in giriş kapısının basık kemerli ve geometrik yapısına şahit olduk.
Kiliseden devşirilmiş bu kadar camiimiz olduğunu da gördük. Örnek Kalenderhane Camii...
19.YY da en önemli kültür ve sanat merkezi olan Direklerarası’ nın Şehzadebaşı’nda ki sokakta o ünlü kültürün içleracısı terkedilmişliğini nefesledik.
Muhteşem Süleymaniye Camii ve Külliyesinin içinde bulunduran çevrenin ne kadar bakımsız olduğuna ağladık...
Birçok ünlüyü de yetiştiren tarihi Vefa Lisesi nin bahçesinde, sanki okulun öğrencileriymiş gibi dolaştık...Tabii Vefa’ya gidip tarihi Vefa Boza’cısından boza içmemek olmazdı. Leblebi ve bozayla çocukluğumun mahallesine döndüm. Karanlıkta bir garip ses...Boooozaaaaa...O zamanlar ürküyordum, şimdi arar oldum.
Allahım öyle çok tarihi eser vardı ki köşemden çıkıp, gezi yazısı olarak, gazetemizin  kültür ve sanat köşesinde ayrıntılı yazmaya karar verdim arkadaşlar...Beklerim.
Ancak buradan bizi gün boyunca değerli bilgileriyle aydınlatan ve hiç usanmadan tekrar eden tarihçi hocamız Sayın Mehmet Ekinci’ye çok teşekkür ediyorum...Veeee...
Sizi İstanbul’u keşfetmeye davet ediyorum.