Çok yorgunum, deprem bölgesinden geldiğim yirmi dört saat bile olmadı. 

Günlerdir daha doğrusu deprem sabahına gözlerimi açtığımdan bu yana endişeli bir kosusturma halindeyim. Yetemezsek, yetisemezsek endişesi var içimde. Memleket Partisi Nilüfer İlçe Başkanı arkadaşım, yoldaşım Cevdet Şen "Hadi gidelim" diyor. Hiç düşünmeden kabul ediyorum. Dört kişilik bir ekip çıkıyoruz yola. Oysa iki gün önce yine zorlu bir yolculuktan gelmiştim. "Dinlenmek mi " Orada CAN ' lar göçük altında.

    Hazırlanıp bir gece vakti çıkıyoruz yola . Yol uzun, yol zor, yorucu. Kış şartları tüm şiddetiyle engelleyici. Ankara'dan sonra kar bastırıyor tüm şiddetiyle. Ama durmuyoruz , bizden süt bekleyen bebekler, çocuklarını sarmalamak için battaniye bekleyen analar, zorluklar karşısında aş götürme telaşında olan babalar var. Araç dolu, yol karanlık,yol ağır.    Yilmiyoruz. Zaman zaman uykuya yenik düşüyor göz kapaklarım, dışarı çıkıp bir kahve içmek istiyorum soğuğa yenik düşüyor bedenim. Benzin istasyonlarında hızla yol alıyoruz. Yüreğimizi götürüyoruz uzaklara; hayatımız boyunca bir kez bile yüzünü görmediğiniz, sesini duymadığımız o canlara. Biliyoruz ki bu battaniyeler daha örtülmeden ısıtacak yürekleri. Rotamız kalbimiz.

   Aksaray bizi fazlasıyla zorluyor, iç göç başlamış bile. Kar ve tipiye rağmen yollar kalabalık, insanlar canını kurtaranlar güvende buldukları diyarlara atacak kendini belli, yıllarca masallarıni yazdıkları Ata topraklarından.

    İlk durağımız Adana.. Güneşin ilk ışıklarıyla kucaklaşıyoruz bu gözü yaşlı şehirle. Şükür ki depremden en az etkilenen lokasyon burası. Bir kahvaltı molası vermek istiyoruz, o elveda ile merhaba arasındaki güneş ışıklarında şehrin sokakları. Açık bir mekan arıyoruz. Belli bir kaç bölgesi haricinde yıkım yok. Normal hayat devam ediyor bu şehirde.

    Şükrediyoruz...

Rotamız İskenderun. Daha girmeden felaketin sinyallerini veriyor. Merkezde iş makineleri, kepçeler, meraklı halk, kağıt yığını haline gelmiş binalar, derin bir sessizlik geçiyor sokaklardan.

Acı iliklerimize kadar işliyor. Hatay - İskenderun arası bir tren lokomotifi gibi araçlar. Dur durak yok. 

    Hatay tam bir cehennem.Hemen hemen hiç sağlam bina yok. O gösterişli rezidanslar ödenen bedellere inat kağıt desteleri gibi dağılmış. Camlarından perdeleri uçuşurken korku filmlerinin o ürkütücü sahnelerini anımsatıyor. Eski yapıların ayakta kalması ise yapı denetim firmalarıyla ilgili soru işaretlerini akla getiriyor.İster istemez deli bir öfke kaplıyor içimi. Değer mi rant uğruna can almaya.Ne zaman para herşeyin hatta en değerli şeyin yaşamın önüne geçti, ne zaman emeğimizi, paramızı çalanlari yargilarken, hayatımızı yok sayıp demirden, çimentodan çalıp umut tacirligi yapanları baştacı ettik, hoşgörür olduk.Ne zaman "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın " derken yılanlar sardı dört bir yanımız ve biz bu derin uykuya yenik düştük. Kafamda binlerce soru işaretiyle ilerliyoruz şehrin sokaklarında.

     İlginç bir toplumuz, bir taraftan insan hayatını yok sayanlar bir tarafta iyilik için yarışanlar. Dengeyi sağlamak gibi bir durum yok. Tüm bunların yanında beceremedigimiz bir organizasyonumuz var ki, sokaklari çöplüğe dönmüş bir şehir var Yardım malzemesi getiren tırlar eşyaları fütursuzca döküp gitmiş caddeler boyunca. Bildiğiniz bit( bat) pazarı. Dökme eşya sergisi. Şehirde su sıkıntısı var, sokaklarında koli koli saçılmış sular.Nasil bir çelişkidir anlamak mümkün değil.Fark ediyoruz ki yardımı yapmak, götürmek kadar yerine ulaştırmakda önemli.

    Bir bilim kurgu çekilecek zannetmiyorsunuz önce. Böyle viran olmuş bir şehir görüntüsü filmin ilk sahnesi diye düşünüyorsunuz, film rulosu hiç dönmüyor, hep aynı içleri kanatan acı sahnesinde devam ediyor.

    Böyle kolektif bir acıyı deneyimlemek ister miydin diye sorsanız " ASLA" diye yanıtlarım. Tarifi olmayan bir duygu bu. Acının iliğinize , kemiğinize işlediği an' da kalmış zaman gibi. Çaresizliğin elinizi, kolunuzu bağladığı yerdesiniz.

    Elbet geçecek, elbet güzel günleri göreceğiz ama bu bir gerçek ki o güneşli günleri görene kadar o canlarla birlikte acıdan biz de gömüleceğiz.

    Geçmiş olsun Türkiye'm ..