Evde kaldığım nadir günlerimden birindeyim. Kahvaltımı etmiş, miskin miskin otururken uzun zamandır depo görevi gören arka balkonumu toplamaya niyetleniyorum. Gereksiz yere biriken atmaya kıyamadıgim eşyalar, objeler elden geçirilmeli, dışarıya çıkarılmalı, ihtiyaç sahiplerine verilmeli..

   Birden hummalı bir dolap boşaltma, çekmece düzenleme, elden geçirme, düzenleme içinde buluyorum kendimi.İki , üç saat sonraysa yavaş yavaş yorulmaya başladığımi hissetmemle kendime söylenmem aynı an' a denk geliyor.

Bir yandan ne gerek vardı şimdi balkonu düzenlemeye kalkacak, yeri yerinden oynayacak derken bir yanımda " İyi oldu, iyi oldu, bak ne çok kullanmadığın eşyayı ayıklanmış oldun " diye bana rağmen BEY'İ teselli ediyor.

    Tam o esnada annemin vefatıyla baba ocağından taşıdığım fotoğraf albümleri düşüyor önüme. Bir anlık duraksamanin sonrasında kucak kucak albümü salona taşıyıp bir kahve yapıyorum kendime . Usul usul albümün sayfalarını çeviriyorum.

   Bir fotoğrafta 70' li yılların başlarında anne ve babam o zamanlarda cennet görünümde olan BODRUM güneşi altında enfes bir gelincik tarlasında sevgiyle bakıyorlar birbirlerine. Yuzlerinde mutlu, huzurlu bir ifade ile. Bir başka fotoğrafta bir gece vakti çıktığımız yolda sabah kahvaltısında Marmaris ' in çam ormanlarındayiz.

Antalya'da denize giriyoruz, Uludağ' da kar topu oynuyor, mangal partisi yapıyoruz. İstanbul' da Galata' da poz verirken Kanlıca ' da yoğurt kaşıklıyoruz.

Eş, dost, akraba, arkadaş  düğünlerinde boy boy poz veriyoruz.Ne kadar kutlanacak doğum günü çocuğu varsa sülale boyu birlikte objektife bakıyoruz. Okul törenleri, bayram günleri, resmi geçitlerde fotoğraf makinesi üzerine takılan flaş gözümüzu alsa da hep birlikte yürüyoruz.

   Bir kandil günü helva kavuruyorum fotoğrafta. Bir diğerinde teyzem eski Tahtakale fırınlarından birinde o çok sevdiğim tahinli pideden alıyor bana ve elinde tuttuğu kocaman bardaktan gazoz icirmeye çalışıyor, yüzümde çok sevilmenin, her istediği yapılan çocuk olmanın güven veren keyfiyle gülüyorum kameraya.

    Şimdilerde fotoğraf albümleri var mı bilmiyorum. Teknoloji çağında usulca bizi terk eden bir sürü değer gibi sanırım onlar da dolap içlerinde, çekmece diplerinde yerlerine çekildiler. Oysa ne çok mutluluk, paylaşım ortak yaşanmışlık vardı o fotoğraflarda. Toplumun ortak hafızasıydi her bir albüm. Siyah beyaz fotoğraflara inat canlı, rengarenk duygu yüklü anılardi

    2025 in ilk ayı bitti bu gece. Hızla geçiyor zaman. Mutlu olabilmek, gülümseyebilmek asıl olan.

         Kameraya bakın..

         Gülümseyin...

         Çekiyorum....