Biz inşaatı çok severiz. 
Yıkıp tekrar inşa etmeye bayılırız. 
Kaldırımları sökeriz. Yolları yıkarız. Doğalgaz hattı geçiririz. Kapatırız. Açarız. Fiberoptik kablo döşeriz. Tekrar kapatırız. 
Sonra bakarız ki yağmur mevsimi drenaj gerek, tekrar açar sonra tekrar kapatırız. Toplanır bakarız. Malzemeyi sevmeyiz yine söker tekrar yaparız. 
Sonra trafiğin akışını beğenmez yine bozarız. Uzun uzun bant şeritler atıp, yaya ve arabaları yanyollara akıtırız. Günlerce çalışıp trafiği alt üst eden kavşaklar yaratırız. Havuz koyarız. Sonra su sıkıntısı çeker doldururuz. Üzerine ayda bir lahanalar ekeriz... Öbek öbek bahçevanlar çiçekleri sarı eldivenlerle ne güzel dikerler. Seyrederiz...
Baktık olmadı. Gidiş geliş yönlerini değiştiririz.
Yine beğenmeyiz.
Bu kez dalarız bilmem nerden çıkarız. Toprak ana çağırır, bir kez daha karabatak gibi dalarız, tünel yaparız. 
Büssürü olduğu için toprağımızda bir sikke bulunca dost ülkelere koşar, Çin’li,  Amerika’lı, Hollanda’lı kardeşlerimizi çağırır senelerce arkeoloji sevgimizi besleriz. 
Yani anlayacağınız köstebek gibi milletizdir, kazdıkça mutlu oluruz. Uydu kentler oluştururuz. Dağ-taş demeden yollar açarız onlara...İnsancıklar yorulmasın diye içlerine sinema-spor salonları- alıveriş merkezleri yaparız ...
İnşaat iliklerimize kadar öyle işlemiştir ki toprak bulamayınca dönüşüm projelerini hayata geçiririz. Yıkar geçeriz. 
Buldozerler kepçeler çok sevimli gelir bize...Proje yarışması açar, önce tü kaka sonra cici kişilere anıt mezar yaparız...
Hadi buraları anladık...
Ammaaaaa...Haber haber değil sanki Bram Stoker-Bir Drakula Hikayesi ...
“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararı doğrultusunda 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Topkapı’daki Anıt Mezarı açıldı.
Anıt mezarın saç levhalarla kapatılan bölümüne giren bir iş makinesi ve ‘’hilti’’ adı verilen aletlerle lahit kırdı. Anıt mezarın kırılması işleminde, Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’ne bağlı ellerinde kazma ve kürek bulunan yaklaşık 10 kişilik ekip de çalıştı.” 
Anıt mezardaki çalışmaları inceleyen İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı, Özal’ın naaşına saat 12.15 sıralarında ulaşıldığını belirterek, ‘’Ceset yerinde, üzerini kaldırdık. Bundan sonra ceset alınacak Adli Tıp Kurumu’nda incelenecek. Her şey planlandığı gibi oldu, herhangi bir aksama yok’’ dedi.
“Kimya İhtisas Dairesi’nde yapılacak toksikolojik analiz için de mezarlıktan örnekler alınacak. Bu örnekler hem cenazenin konulduğu yerden hem toprağın altında yaklaşık 40 ila 60 santimetrelik bölümden hem de mezarın değişik yerlerinden alınacak.
Adli Tıp Kurumu’nda, öncelikle DNA testi ve otopsi yapılacak. Daha sonra olgulardan alınan örnekler, laboratuvarlara götürülecek ve travmatik, patolojik bulgu olup olmadığı araştırılacak.”
Ey diriye saygısı kalmamış insanoğlu bari öldükten sonra rahat bırak...
Bize arabayla mezarlığın yanından geçerken, ölülere saygı deyip müziğin sesini kıstıran, dua okutan büyüklerimiz nereye gitti allahaşkına?
Hiç mi bir ritüelimiz kalmadı. Araştırıp n’apacaksınız, buldunuz n’apacaksınız, tekrar mı öldüreceksiniz?
Tövbe tövbe buna .......boncuk aramak denmezde ne denir?
Niye ailesinin acısına tekrar çomak sokulur bilmem...
Öffff yine içim daraldı. 
Sahi ben de bir mimarım. Gidip inşaatımda çalışayım bari...