Türk Dünyası için sevindirici gelişme, uluslararası toplantılarda, ortak değerler ve kültür üzerinde bir mutabakata varıldığının görülmesidir. Bu mutabakatın, halklar bazında tabana yayılıp yayılmadığı ve bu konuda yapılan çalışmaların yeterli olup olmadığı konusu ise net değildir.  İlk Dünya Türk Forumu, 21-22 Ekim 2010 tarihleri arasında, İstanbul’da, TASAM tarafından, gerçekleştirilmişti. Geniş katılımlı, başarılı bir toplantıydı. 2. Dünya Türk Forumu, 3-5 Nisan 2013 tarihlerinde yine, TASAM tarafından gerçekleştirildi. Türk Dünyası’ndan akademisyenlerin, bürokratların, milletvekillerinin, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı bir toplantıydı. Toplantının ev sahibi, yine Türk Konseyi Genel Sekreteri Büyükelçi Halil Akıncı idi. 
Tüm toplantı katılımcıları, Türk Dünyası için “ortak dilin ve ortak alfabenin” gerekliliği üzerinde durdular. Daha önceki Türk Dünyası Forumu’nun da ana gündem maddesi, aynı konuydu. Bu konuda bir ilerleme kaydedilemedi. Toplantı katılımcılarının da üzerinde durdukları gibi, Türk Dünyası’nda ekonomik ilişkiler de istenilen düzeyin çok altındadır. Katılımcıların diğer bir ortak konusu, Erasmus benzeri, öğrenci değişim programlarının gerekliliği idi. Bu, ortak kültürün canlandırılmasını sağlayacak en önemli konudur. Türk lehçeleri arasındaki çevirilerin yapılamaması, toplantı esnasında yaşanan bir sorundu. Çeviriler, İngilizce veya Rusça üzerinden yapılabildi. Kazakistan ve Özbekistan’dan gelenlerin öz dilleri yerine, Rusça konuşmaları hoş değildi. Katılımcılar, kulaklıklarla anlatılanları anlamaya çalıştılar. 
Azerbaycan’ın Diasporadan Sorumlu Devlet Bakanı Valeh Haciyev, Haydar Aliyev’in “Bir millet, iki devletiz” sözünü ve ardından, İlham Aliyev’in “Bir milletin iki diasporası olmaz” sözünü hatırlattı. Türkiye ve Azerbaycan diasporalarının yakınlaştırılmasının gerekliliğini, vurguladı. Kazakistan Parlamento Milletvekili Kamal Burhanov, Türk Kültürünün yeniden canlandırılması gerekliliği üzerinde durdu. Halkların kimliklerinin belirlenmesi için, kültürler arası diyaloğun gerektiğini, vurguladı. Tarih bilinmeden yurtsever gençliğin yetiştirilemeyeceğini, belirtti. Kazakistan’ın, Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bölge ülkelerinin bütünleşmeleri gerektiğini, vurguladı. TBMM Iğdır Milletvekili Sinan Oğan, toplantıda Türklüğü tartıştıklarını, ancak artık Türk Dünyasına çok iş düştüğünün, altını çizdi. Vize uygulamasının kaldırılmasının şart olduğunu, vurguladı. Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Kara, alfabe birliğinden, bahsetti ve Latin alfabesinin ortak alfabe olarak kullanılmasını önerdi. Ülkeler arasında bilgisayar çevirisinin hayata geçirilmesinin gerektiğini, belirtti. Geniş kapsamlı sözlüklerin yapılmasının zorunlu olduğunu ve var olan sözlüklerin yetersiz olduğunu, aktardı. Ayrıca Prof. Dr. Kara, ortak televizyon yayınının yapılmasını, Yazarlar Birliğinin kurulmasını, eser tanıtımlarının yapılmasını, Türk Dünyası Ortak Üniversitesinin kurulmasını, Türk lehçeleri için Mütercim-Tercümanlık Bölümlerinin açılmasını, önerdi. Abdulkadir Yuvalı, mutluluk verici gelişmelerden bahsetti. Üniversitelerinde Avrasya Yüksek Lisans programının açıldığını, Rusça, Kazakça, Azeri Türkçesi hazırlık sınıflarında eğitim görme olanağının bulunduğunu, açıkladı. Türk Dünyası veri tabanı, Türkpedia kurulmasını önerdi. TOBB Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saleh Sultansoy ise, Türk Dünyasının gelişimi için, bilimsel faaliyetlerinin geliştirilmesinin gerektiğini belirtti. Güçlü Türk Dünyası için, ulusal hızlandırıcı istasyonları ve ulusal laboratuvarların kurulmasının, bir zorunluluk olduğunu, vurguladı. 
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi), 3 Ekim 2009’da Nahçıvan’da kuruldu.  Bu Konseyin alt yapısını, 1992 yılından beri toplanan Türkçe Konuşan Ülkelerin toplantıları, oluşturmaktadır. 10. Zirve, Eylül 2010’da İstanbul’da gerçekleştirildi. 2006 yılında, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in önerisi, diğer ülkelerin de bu fikri benimsemeleriyle, Konsey’in kuruluşu gerçekleşti. Bu Konsey, Türk Devlet Başkanlarının ilk siyasi, ortak organıdır. Devlet liderlerinin sorunları tartışıp, çözüm arayacakları, işbirliği alanları bulacakları bir forumdur. Böylelikle, parçalı yapıdaki örgütler tek bir çatı altında toplanacaktır. Genel Sekreterliği’nin merkezi İstanbul’dur. Türk Konseyi, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan tarafından kurulan uluslararası bir örgüttür. İlk toplantıdaki konuşmalarda, bu konseye Özbekistan ve Türkmenistan’ın da katılmasının gerekliliği üzerinde özellikle durulmuştu. İki buçuk sene geçmesine rağmen, bu konuda bir gelişme sağlanamadı. Bu yönüyle, Konsey eksik kalmaya devam etmektedir.