Aynı uçaklardaki "kara kutu" gibi çok mühimdir. Artık son çaredir!
İş dünyasında çıkmaza girildiğinde başvuru da bulunulan bir kurtarıcı edasıyla dört elle sarılan bu kara kaplı defter halk arasında da sıkça kullanılan bir sözcüktür aynı zamanda. Bu kara kaplı defter bir anıdır. Ne gibi? İşte canım falan zamanda falanca kişiden sıkışık anında alınan bir para mesela. Geri dönüp dönmediğinden tutun da o kişinin nasıl biri olduğuna kadar dalıp gideriz çoğu kez! Ya da verilen bir borcun bugüne kadar hala neden sorulmadığını hayretle dile getiririz. Şayet o kişi bu dünyadan göçmüş ise, çoğu kez helal eder yakınlarını aramayı bile aklımıza getirmeyiz. Şimdilerde böyle mali yani para içerikli kara kaplı defter tutan var mı bilemem. Benim babamın da dedemin de vardı. Örneğin aklımda kalan bir tanesi şöyle: Alınan bir eşeğin o zamanki fiyatı ve yanında semerine ödenen parası, kimden ve nasıl alındığı gibi...
Şimdi şöyle baktığında basit ve komik gibi görünse de bu bir gerçek. Eski insanlar hesaplarına çok önem verirlerdi. O onun kutsalıdır adeta! Kayıt tutmanın yanında verilen sözler birer senet niteliğinde idi. İş adamı sözünde durur. Bir telefonla istediği kadar malı kapıya yığardı. Günü geldiğinde de gider parasını öderdi. Hem de nakit. Ben bunu bire bir babamla yaşadığım için iyi biliyorum. Sözünün eri olan adam her yerde itibar görürdü. Parmakla gösterilirdi. Böyle iş adamları çoğunlukla işi ile ilgilenir, onun bunun eksikliğini aramazdı. Sıkıntıda olana elini uzatır, bunu hiç bir zaman gösterişe dönüştürmezdi.
Bugün de bu zihniyette olan insanlar olsa da sayı sürekli düşmekte. Bunun nedenleri hepimizce malum! Bir iki tanesine değineceğim sadece. Örneğin banka çekleri çığırından çıktıktan sonra maalesef hesap kitap birbirine girdi! Yaşadığım bir olay beni ne zor durumlara sokmuştu. Market sahibinin çantasında abartmıyorum; deste deste çek karneleri vardı. Para yok sadece çek var. Sonunda çekler geri dönmeye başladı. Piyasayı dolandıran bu düzen bozanlardan bizde nasibimizi almıştık. O zaman anladım ki o eski iş terbiyesi gitmiş yerini üç kağıtçılık almış.
Bozulan sadece iş dünyası değildi. Devlet de değişmişti. Her iş parayla döner hale geldi. Balık baştan kokar misali devletin başı "benim memurum işini bilir" dedikten sonra her şey ala vere dala vereye dönüştü!
Dedik ya bu kara kaplı defter çök mühim! Silah çıktı mertlik bozuldu misali defteri bir tarafa koyduk, ne düzen kaldı ne huzur! Bu kara kaplı defter, sadece iş adamıyla sınırlı değil ki; onda her bilgi var zira..
Devlet, bu ülkeyi yönetirken başı sıkıştığında büten kurumlarında olduğu gibi nereye bakıyor? Kara kaplı deftere. Hakim neye göre karar veriyor? Bu kara kaplı deftere göre. Valiler, kaymakamlar, amirler, müdürler, askerler, eğitmenler, uzmanlar hep bu kara kaplı deftere göre icrada bulunuyorlar. Ne zamanki o defterin dışına çıkıp, keyfe keder iş yaparsan o zaman çarşafa dolanırsın!
İşler sarpa sarınca nasıl kara kaplı deftere sarılıyor isek, bu gün işte o gündür. Reçetemiz o kara kaplı defterdir.